Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.522.989

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

İmân, Allahü Teâlânın Fazlıdır, Ihsânıdır

Mustafa Fehmi Efendi evliyânın büyüklerinden olup, Erzincanlı Terzi Baba’nın halîfelerindendir. Erzincan’da doğdu. 1298 (m. 1890) senesinde gittiği Mekke-i mükerremede, hac esnasında vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Nadir Şah Ve I. Mahmûd Han

Üçüncü Ahmed Han, Patrona Halil ayaklanması sonunda tahttan çekilince, Şehzâde Mahmud, 2 Ekim 1730 günü Osmanlı sultânı oldu. Üçüncü Ahmed Hanın tecrübe ve tavsiye lerinden istifade etti. İlk icrâatı, Lâle Devrinde yapılan ilim, kültür ve sanat eserlerinin tahribini durdurmak oldu. Âsi Patrona Halil'i ve zorbaları imhâ ettirdi. İstanbul'da emniyet ve asâyişi sağladı. Ülkede huzur dolu, mesud günler başladı. İçişlerini düzelten Sultan Birinci Mahmud Han, doğuda hududa saldıran İran Safevileri ile, batıda Avusturya ve Rusya'ya karşı tedbir aldı.

Vehbi Tülek

Üç Ahbab Çavuşlar

Vehbi Tülek

O Zaman Kiliç Ve Ok Devri İdi

Vehbi Tülek

Hemen Tayin Edelim

Vehbi Tülek

Seyyid Yahyâ Efendi şöyle anlatmıştır: "Sultan Bâyezid Hân Câmi-i şerifi avlusunda, oyma ustalarından Kefelizâde İbrâhim Halebi adında bir zâtın dükkanında, ilim-irfân sâhibi, kıymetli zâtlar toplanıp sohbet ederlerdi. Arasıra Mehmed Emin Efendi de öğle namazından sonra o dükkanı teşrif eder, dostları ile çok kıymetli sohbeti olurdu. Bir gün yine böyle hoş bir sohbet sırasında medhedilen iyi vasıflı bir kâdı (hâkim) o dükkana geldi. Kâdıasker, bu kâdıya, bir meseleden dolayı dargın olduğu için, bir makâma tâyin edilmesi gerektiği hâlde ona; "Ben kâdıasker olduğum müddetçe, sana kadılık vazifesi vermem!" diyerek yemin ettiğini ağlayarak anlattı. Dükkanda bulunanlar bu hâdiseye çok üzüldü.

Emirsultan’in Himmeti

Vehbi Tülek

Barbaros Hayreddin Paşa’nin Korsanlik Yillari

Vehbi Tülek

33 - Şah Sultan Ve Merkez Efendi

Vehbi Tülek

Cezzar Ahmed Paşa Ve Napoeon Bonapart

Vehbi Tülek

Osman Gazi Ve Kumral Ebdal

Vehbi Tülek

Al Mührü Ver Mührü

Vehbi Tülek

Benden Bunlari İstemeyiniz

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Küçük Ârif Çelebi

Küçük Ârif Çelebi, Şeyh Küçük Muhammed Efendinin sohbetlerinde yetişip kemâle geldi. Hocası onu kızı ile evlendirerek kendisine dâmad yaptı. Hocasının vefâtından sonra yerine geçti. Dergahında taliplere Mesnevi okur ve nasihat ederdi. Mesnevi'den okuduğu bazı nasihatler:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Cennete En Son Girecek Kimse

Vehbi Tülek

Ebü'l-Muzaffer Havâfi hazretleri fıkıh âlimlerinin büyüklerindendir. 408 (m. 1017)'de İran'da Nişâbûr'a bağlı kasabalardan Havâf'ta doğdu. 500 (m. 1106)'da İran'ın Tûs şehrinde vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Bü­yük E­dip Ve Ha­tip Ebû A­li Se­kafî

Vehbi Tülek

Hârûn Reşîd’in Kâtibi Bilâl-i Ma’ribî

Vehbi Tülek

Bilâl-i Ma'ribi, Halife Hârûn Reşid'in kâtibi idi. Bu görevde iken, sara hastalığına yakalandı. Sık sık düşüp bayılıyordu. Bu hâl ile uzun zaman dolaştı. Şeyh Muhammed Dineveri Bağdât'a geldiğinde bir gün yolda kendinden geçmiş hâlde olan Bilâl Ma'ribi'yi gördü. Hemen paramağını ağzına götürdü ve ıslattığı parmağını ilâç niyetiyle Bilâl-i Ma'ribi'nin ağzına sürünce, ayılıp iyileşti. Bilâl-i Ma'ribi talebeliğe kabûl edilmesi için Muhammed Dineveri'ye yalvardı. Talebeliğe kabûl edilince, Vâdı-ül-Kurâ'ya gidip yerleşti.

Haleb Kadısı İbn-i Zemlikânî

Vehbi Tülek

Tebâreke Sûresini Okumadan Yatma!

Vehbi Tülek

Allahü Teâlânın Öyle Kulları Vardır Ki

Vehbi Tülek

Yalancı Peygamber Esved-i Ansî'nin Katli

Vehbi Tülek

Issız Bir Yerde Yolunu Kaybeden Talebe!

Vehbi Tülek

Amr Rabbânî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Gül Yaprağı

Gül Yaprağı

Vaktiyle, yol üzerinde bulunan bir dergahın dervişleri, yoldan geçen herkesi misafir kabul ediyordu. Burada hiç konuşulmuyordu. Dervişler anlatmak istediklerini kalben ifade ediyorlardı. Bir gün dergahın kapısına bir yolcu geldi. Yolcu kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada, misafir geldiğini dervişler firaset yoluyla anlıyorlardı, o yüzden kapıda tokmak yoktu. Bir süre sonra kapı açıldı, içerdeki derviş, kapıda duran yolcuya baktı. Bir selamlaşmadan sonra söz'süz konuşmaları başladı. Gelen yolcu, dergahta kalmak istiyordu. Derviş içeri girdi, sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yolcuya uzattı. Bu, yeni bir misafiri kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti. Yolcu dergahın bahçesine girdi, aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı. Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı. Derviş kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı. Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Her Şeyi Göze Almıştı!

Vehbi Tülek

Allah'ın Emaneti

Vehbi Tülek

Sarik Ve Sakal

Padişah Ve At

Keramete İnanmayan Âlim

Gördünüz Rüyadan Haberimiz Var

Ahde Vefa

"kılıcını Değil Kınını Öpmüşlerdir!"

Tüccarin Rüyasi

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek

Üzülmeyiniz, Allahü Teala Sizi Kurtardi

Vehbi Tülek

Cennetlik Hanım Isteyen...

Vehbi Tülek

Zahiri Hükümdarin Celaline Tutuldum

Vehbi Tülek

Kırk Bin Kahramanın Başarısı

Vehbi Tülek