Esas Pehlivan, Nefsine Galip Gelendir!
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
(Rahmetullahi Aleyh)
e-Gazete (Bugün)
Bizim Sayfa (Bugün)
16.491.489
Caliyet-ül Ekdar
Silsile-i Aliyye Büyükleri
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
12 Şubat 1821..Ilık bir kış sabahı güney Yunanistan'da Rumlar, idaresi altında yaşadıkları Osmanlı Hükûmetine tekrar isyan ettiler. Başlarında piskoposları vardı. Müslüman-Türklerin çoğunlukta olduğu Patras kalesini kuşattılar. İsyan ateşi kısa zamanda bütün Mora'ya yayıldı. Medeni (!) Avrupa'nın yolladığı silah ve cepaneler ortaya döküldü. O gün ve ertesi günlerde Müslüman aileler toptan katledildi. Şehidlerin gömülmesine dahi müsaade edilmedi. Yeni doğan bebekler dahi bu katliamdan kurtulamadıYunanistan'a 400 yıl önce gelen Müslüman-Türk aileleri, asırlarca Rumları himaye etmişlerdi. Fakat bu büyüklüğün karşılığını canlarını vererek ödediler.
Fâtih Sultan Mehmed Hanın veziri Mahmûd Paşa, evinde bir dâvet tertib etti. Dâvete, hurûfi yolunda olan sapıklar da çağırıldı. Fahreddin Acemi de perde arkasına saklanmış, onları dinliyordu. Sohbet ilerleyince, Mahmûd Paşa, kendilerini çok sevdiğini ve her dertlerini çekinmeden kendisine açabilecekleri ni söyledi. Vezirin bu aşırı sevgi ve muhabbetinden dolayı onu kendisinden zanneden bu kimseler, fırkalarının iç yüzünü anlatmaya başladılar. "Her testi içine konulanı sızdırır" sözü gereğince sapıklıklarını ve küfürlerini açıkladılar. Hattâ:"Allahü teâlâ (hâşâ) Fadlullah'a (Hurûfilik bozuk yolunun kurucusu olup, 1393 senesinde Timûr Hanın oğlu Mirân Şah tarafından öldürülmüştü.) hulûl etmiştir." dediler.
Ebû Said Kûzegerâni hazretleri Osmanlı âlim ve velilerindendir. Tebriz yakınındaki Kûzegerân kasabasında 920'de (m. 1514) dünyaya geldi. Gençliğinde iyi bir öğrenim gören Ebû Said, Azerbaycan'ı ikinci defa fetheden Kanuni Sultan Süleyman'la birlikte İstanbul'a geldi. 980'de (m. 1572) vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:
İbrâhim bin Muhammed Fezâri hazretleri İslâm âlimlerinden ve büyük velilerden olup "Ebû İshâk" künyesiyle meşhur olmuştur. Kûfe'de doğdu. Şam'a gelerek, o beldenin âlimlerinden ilim tahsil etti. Tâbiinden İmâm-ı Mâlik, Süfyân-ı Sevri gibi büyüklerle görüşüp, onlardan ilim öğrendi ve hadis-i şerif rivâyet etti. İmâm-ı Evzâi hazretlerinin sohbetlerinde bulundu. halife Hârûn Reşid, insanlara İslâmiyeti anlatması için onu Bağdât'a dâvet etti. Daha sonra Adana'da Misis kasabasına giderek oraya yerleşti. 802 (H.186) senesinde orada vefât etti.
Şemsüddîn İbn-i Vücûhî hazretleri kırâat ve Hanbelî mezhebi fıkıh âlimidir. 582 (m. 1187) senesinde doğdu. 672 (m. 1273) senesinde Bağdad’da vefât etti. Kırâat ilmini el-Fahr-ül-Mûsulî’den öğrendi. İbn-i Rüzbe, es-Sühreverdî ve birçok âlimden hadîs-i şerîf dinledi ve rivâyette bulundu. Bir dersinde şunları anlattı:
Sultan II. Mahmud Han zamanında yaşlı bir kadıncağız duymuş ki, Hazreti Hızır her gün yatsı namazında, Yeni Câmi'de görülürmüş. Kendisi de zâten Hızır Aleyhisselâm'ı görmeyi öteden beri çok istermiş. Duyduğu söz üstüne ertesi gün kocasına durumu bildirip, ondan izin alarak yatsı namazına Yeni Câmi'ye gitmiş. Namaz çıkışında, avluda bir kenara çekilmiş ve başlamış çıkanlara dikkatli dikkatli bakmaya. O pür dikkat çıkanları tâkip ederken, karşısından bir yaşlı amca çıkagelmiş.- Neye bakarsın hâtun?-Dediler ki, bu câmide her gece Hızır Aleyhisselâm görünürmüş. Onu görmeye geldim.