Namaz kılamadan cennete giden zat!

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 15 Ağustos 2008

Ebû Hureyre (radıyallahu anh) Eshâb-ı kirâm arasında en çok hadîs-i şerîf rivâyet edenlerdendir. Yemen’in Devs kabîlesindendir. Hadîs-i şerîf öğrenme husûsundaki gayreti çok fazlaydı. Bir defâsında hazret-i Âişe vâlidemizden; “Resûlullah’ın sözlerini ve hâllerini siz mi çok biliyorsunuz, yoksa Ebû Hureyre mi?” diye sordular. Şöyle cevap verdi:
“Ebû Hureyre bilir. Çünkü ben ev işleriyle meşgul olurdum. Yemîn ederim ki, Ebû Hureyre bütün vaktini Resûlullah’ın huzûrunda geçirmiştir.”
Ebû Hureyre’nin Sevgili Peygamberimizin vefâtından sonra en çok sevdiği ve meşgul olduğu iş, hadîs-i şerîf rivâyet edip yaymak olmuştur...

Devamını oku...

Bir topal sineğe yenilen Nemrud

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 14 Ağustos 2008

Nûh aleyhisselâmdan çok sonra Bâbil’de hüküm süren, yıldızlara ve putlara tapan Keldânî kavminin o devirdeki kralı olan Nemrûd, insanları kendine ve putlara taptırıyordu... İbrâhim aleyhisselâm Nemrûd’u Allahü teâlâya îmân etmeye dâvet etti. Nemrûd, bunu reddettiği gibi, İbrâhim aleyhisselâmın kendisine secde etmesini istedi. Secde etmeyince, hapsettirdi ve ateşte yakılmasını emretti...

Devamını oku...

Ali bin Vefâ ve Muhammed Şâzilî

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 13 Ağustos 2008

Muhammed Şâzilî Mısır’da yetişen büyük velîlerdendir. Doğum târihi bilinmemektedir. Hazret-i Ebû Bekir’in soyundandır. Küçük yaşta öksüz kaldı. Teyzesinin yanında büyüdü. Sanâta verdiler, fakat medreseye kaçtı. Medrese arkadaşlarından biri de, meşhûr muhaddis İbn-i Hacer Askalânî’dir. 1443 (H.847) senesinde vefât etti. Mısır’da Berekât denilen yerde medfundur...

Devamını oku...

Ali Efendi ve İbrahim Halvetî

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 12 Ağustos 2008

Beypazarlı Ali Efendi, son devir Osmanlı evliyasındandır. 1235 (m.1819) senesinde vefat etmiştir. Bu zatın yetiştirdiği tek halifesi Kuşadalı İbrahim Halvetî’dir. Aydın vilâyetinin Kuşadası kasabasına bağlı Çınar köyünde 1774 (H.1188) senesinde doğdu...

Devamını oku...

Tasavvufu inkâr edenler ve Kerîmüddîn Bâbâ Ebdâl

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 10 Ağustos 2008

Kerîmüddîn Bâbâ Ebdâl, Hindistan’ın büyük velîlerindendir. Doğum târihi belli değildir. 1640 (H.1050) senesinde vefât etti. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin önde gelen talebelerindendi. Çok kerametleri görüldü. Yaşadığı beldede insanları İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin yoluna davet etti...

Devamını oku...

Anadolu velîlerinden İbrahim Hayranî

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 09 Ağustos 2008

İbrahim Hayranî hazretleri, Anadolu’da yaşayan velîlerdendir. Eskişehir’e bağlı Mihalıccık kazâsının Narlı köyünde doğdu. Doğum târihi belli değildir. Babası, Muhammed Efendidir. Babasının yanında gerekli din bilgilerini öğrendikten sonra köyde imâm-hatiplik yapmaya başladı. İlim tahsîline devâm etmek için İstanbul’a gitti. Sultan Ahmed Medresesinde derslere devam ederken Nakşibendiyye yolunun büyüklerinden Şeyh Vahy Efendinin sohbetlerinde bulundu. Bir gün Şeyh Vahy Efendi;
-Oğlum İbrâhim! Bizim âhirete göçmemiz yaklaştı. Henüz bu yoldaki çalışmanız tamam olmadı. Bizden sonra Üsküdar Selîmiye Dergâhında Ali Behçet Efendiye mürâcaat edip, ondan bu yoldaki çalışmanızı tamamlayınız, buyurdu...

Devamını oku...

Burhâneddîn bin Muhammed Eğridirî

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 08 Ağustos 2008

Seyyid Burhâneddîn bin Muhammed Eğridirî, Anadolu’da yetişen ve Anadolu’yu aydınlatan meşhûr velîlerdendir. 1494 (H.900) senesinde Tosya’da doğdu. 1562 (H.970)’de Eğridir’de vefât etti. Kabri, Eğridir Yazla’daki câminin yanında bulunan kabristanda dedelerinin kabirleri yanındadır...

Devamını oku...

Anadolu velîlerinden Abdullah Fahri Baba

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 07 Ağustos 2008

Abdullah Fahri Baba, Malatya erenlerinden. 1864 veya 1865 (H.1282) senesinde Harput’un Tutlu yöresinde Bozolar köyü Maho veya Mehan mezrasında doğdu. 1908 (H.1326)’de vefât etti. Vefât etmeden kısa bir müddet önce bir gün zâviyesinde talebelerinin ve sevenlerinin kalabalık olduğu bir sırada uyku hâli gibi bir hâl gelip kendinden geçti. Bu hâl bir müddet devâm etti. Sonra gözlerini açıp;
“Eyvah ben ne yaptım!” dedi. “Ne yaptınız, ne oldu?” diye sorulunca;
“Sakalımdaki su damlacıklarına bakın” diye gösterdi. İbrâhim Efendi adında bir zât su damlalarından alıp, diline dokundurdu. Sonra derhâl ağzını temizledi ve;
“Efendim bu çok acı, zehir” dedi. Bunun üzerine;

Devamını oku...

Cafer-i Sadık'a iftira eden adamın sonu!..

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 06 Ağustos 2008

Abbasi Halîfesi Mensûr’a, İmam Cafer-i Sadık’ı şikâyet eden fitneciler bir de akıl verdiler: “Bunun adamları çoktur. Seni tahttan indirip onu halife yapmak istiyorlar. Buna karşı gelemezsin, çünkü evlad-ı Resulden olduğu için adamların ona kılıç çekemez. En iyisi onu sarayına çağır ve sessizce ortadan kaldır!..”

Devamını oku...

Beylikten üç kıtaya... Osman Gazi

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 06 Ağustos 2008

D ört yüz çadırlık bir beylikten devlet kuran Osman Gazi’nin sayılamayacak kadar güzel hasletleri vardı, ancak onun en güzel hasleti, cömertliğiydi. Sofrasına hiç ayırım yapmadan, çevresindeki herkesi davet ederdi. Açık sözlü ve ikna edici konuşurdu. Koyu ela gözIeri vardı. Koç burunlu, yuvarlak yüzü ve seyrek bir sakalı vardı. Sesi arslanı andırırdı. Resulullahın ve eshab-ı kiramınki gibi beyaz çatma kumaştan burma sarık takardı. Kaftanının yakası boldu. Kıyafetlerini, giydiğinin ertesi günü fakirlere verirdi...

Devamını oku...