Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.518.065

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Bilgisiz Kişiler, Zillete Düşmeye Mahkûmdur!

Ebû Ahmed Muzaffer hazretleri, evliyânın büyüklerindendir. Ebû Sa’îd-i Ebü’l-Hayr ve diğer büyük zâtlarla görüşüp onlardan ilim öğrendi. Kendisinden de birçok kimseler istifâde etti. Hicri 5. asrın ortalarında vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Bir Kaşik Tuz

Sultan III. Mehmed zamanında, Rumeli'de Yenice kasabasında mübarek bir zat vardı. İhtiyacı olan ona koşar, sıkıntısı olanın derdini o giderirdi. Fakat kendisi bir sürü derde mübtela idi ama halinden hiç şikayetçi değildi. Birgün dergahın bahçesindeki havuzun kenarında otururken bir talebesi gelerek, başına gelen bir musibetten uzun uzun şikayet eder. O zat, o talebesinden bir bardak su, bir miktar tuz ve bir çorba kaşığı getirmesini ister. İstedikleri getirilince, bir kaşık tuzu bir bardak suya atıp karıştırır ve talebesine, bunu içmesini söyler. Tuzlu sudan bir yudum içen talebe hemen yüzünü buruşturur ve "Efendim, su çok tuzlu, içemiyeceğim" der. Sonra o zat yine kaşığı tuzla doldurur ve bu sefer havuza atarak karıştırır ve talebesine, havuzdaki sudan içmesini söyler. Talebe havuzdan kana kana içer. "Nasıl, su tuzlu mu" diye sorduğunda talebe "Hayır efendim, gayet tatlı geldi" cevabını verir. O zaman o mübarek zat şu ibretli nasihatı verir: "Oğlum, bir kaşık tuz, her zaman aynı acılıktadır. Fakat bunu bir bardak suda içmek, insana zahmet verdiği halde, bir havuz suda içince hiç hissedilmiyor. Çünkü havuzun genişliği içinde kayboluyor. İşte, göğsü bir bardak kadar dar insan, kendisine gelen bir kaşık tuz kadar dert ve belaların acısına tahammül edemez. Fakat göğsü havuz kadar geniş insan ise, kendisine isabet eden, bir kaşık değil, bir kazan tuz kadar belaları tatlılıkla karşılar, o dert ve belalar onun geniş göğsü içinde kaybolur gider de kimsenin haberi olmaz."

Vehbi Tülek

Tasi Taraği Topladik

Vehbi Tülek

Bir Salkim Üzüm

Vehbi Tülek

19 - Oruç Reis

Vehbi Tülek

Fatih Sultan Mehmed Han 3 Temmuz 1462'de Midilli adasını fethedince, adanın savun ma ve muhafazası için gazilerden ikiyüz yeniçeri ile yeteri kadar sipahiyi orada bırakmıştı. Midilli'den ayrılırken hepsini bir araya topladı ve:-Kullarım, dedi, bu cezireyi önce Allah'a, sonra size emanet ediyorum. Bakalım muhafazası uğrunda nasıl hizmet edersiniz?Sipahilerden biri hünkarın ayaklarına kapandı ve:-Âsûde hâtır ol padişahım, bu can bu tende durdukça düşmana adayı bırakmak ne mümkün, dedi.Padişah elini bu sipahinin omzuna koyarak:-Bilirim Yakub, uğruma baş koyanlardansın, gayreti elden bırakmaz, sadakatten ayrılmazsın.Demek suretiyle bu adanın fethinde ziyade gayret ve fedakarlık gösteren bu sipahiden iltifatını esirgememişti.

Yildirim Bayezid Ve İhtiyar Kadin

Vehbi Tülek

Benim Dahi Muradim Odur

Vehbi Tülek

Hayirsiz Ve Bahtsiz İsem

Vehbi Tülek

Küçük Zabit

Vehbi Tülek

Kanuni’nin Vefati Ve Celalzade

Vehbi Tülek

Etin Okkasi Sekiz Akçe

Vehbi Tülek

Yunan Askeri Hakiminin İtiraflari

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Müslümanın Ölümü Sonsuz Hayattır

Ebû Bekr Havlâni hazretleri Mâliki mezhebi­ fıkıh âlimidir. Tunus'ta Kayrevan'da doğdu. Mısır'a giderek zamanın meşhur fıkıh âlimlerinlerinden ilim tahsil etti. Memleketine dönüp çok talebe yetiştirdi. 432 (m. 1041)'de Kayrevan'da vefat etti. Buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Dervişin Avucunda Altın Olan Toprak

Vehbi Tülek

Simkeşzade Hasan Feyzi Efendi İstanbul evliyasındandır. Şeyh Abdülehad Nuri'den hilâfet aldıktan sonra Halvetiyye yolunu taliplerine öğretti. 1102 (m. 1690)’da vefat etti. “Gamze-i Dil” isimli eserinde şöyle anlatmaktadır:

ey Bu Köşkleri Dikenler!

Vehbi Tülek

Yemek, Lezzet Almak Niyetiyle Yenmez

Vehbi Tülek

Ebûishakzade İshak Efendi 83. Osmanlı Şeyhülislâmıdır. 1090'da (m. 1679) İstanbul'da doğdu. Medrese tahsilinden sonra müderrislik, İstanbul kadılı­ğı, Anadolu ve Rumeli kadıaskerliğinden sonra Şeyhülislâmlığa ge­tirildi. 1147'de (m. 1734) İstanbul'da vefat etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Korkmayın, O Bize Zarar Veremez!

Vehbi Tülek

Âlim Olan, Ilmi Ile Amel Etmelidir

Vehbi Tülek

Şeyh Selîm El-mesûtî

Vehbi Tülek

be­nim Ren­gim ­si­yah Ve Fa­ki­rim

Vehbi Tülek

İman Etmek, Şerefli Olmaya Sebeptir

Vehbi Tülek

Talebe, Alçak Gönüllü Olmalı

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Sakiz Ağacinda Yapilan Hac

Sakiz Ağacinda Yapilan Hac

Nureddin Cerrahi, çocukluğundan beri anasına karşı büyük bir sevgiyle doluymuş. Hem ne türlü, âdeta aşka benzer bir sevgiymiş bu! Büyüyüp geliştiği zaman Nureddin Cerrahi'yi anası irşad etmiş. Nureddin Cerrahi, doğumundan dört yüz yıl evvel müjdelendiği gibi, İbrahim Düssuki'nin sırrını taşıyan olgun, dolgun bir insan olarak âlem halkı içinde parladıktan bir süre sonra, anasının huzuruna vararak - Bana izin verde hacca gideyim. Şeriatın bana farz kıldığı görevimi yapayım" demiş. Annesi bu isteği yerinde görmüş, genç Nureddin de hazırlıklara başlamış. Lazım olan parayı tedarik ettikten sonra bir gün anacığına veda ederek, evden hacca götürecek olan kervanın sahibine giderken yolda iki gözü iki çeşme sel sel ağlayan bir adam görmüş.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Vehbi Tülek

Bizi Hatirlayin!

Vehbi Tülek

Hayat Kurtaran Yalan

Bana İyi Bir Elbise Yapiver

Delik Kova

Tencere Yuvarlanir, Kapağini Bulur

Bunlar Şarapti

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

B0r Çuval Toprak

Vehbi Tülek

Fahreddin Acemî Ve Hurufiler

Vehbi Tülek

Hazreti Hâlid'in Üstün Başarısı

Vehbi Tülek

Yoksa Hizir Olduğunu Söylerim

Vehbi Tülek

Firkateyne Bininiz

Vehbi Tülek

"kılıcını Değil Kınını Öpmüşlerdir!"

Vehbi Tülek