Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.475.484

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Bu Ümmet, Dalâlet Üzere Ittifak Etmez!

Mevlânâ Mehdî Şîrâzî hazretleri Osmanlı tefsîr âlimlerindendir. İran’da Şîrâz’da doğdu. Şirâz’da ilim tahsil ettikten sonra İstanbul’da meşhur âlimlerin derslerine devam etti. İstanbul, Dimetoka, Silivri ve Filibe’de müderrislik vazîfesinde bulundu. 957 (m. 1550) senesinde Filibe’de vefât etti. Bu mübarek zat, bir dersinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Yirmisekiz Mehmed Çelebi Ve Parisde Opera

Paris şehrine mahsus bir oyun varmış ki opera derlermiş, acayip sanatlar gösterirler miş, büyük toplantı olurmuş. Kibar-ı şehr varırlar ve vasi dahi ekseriya varıp kral dahi arasıra gelirmiş.Bir gün entrodüktör, mahut kral tarafından bir hento getirip tebeamızla bizi alıp gittik. Vasi'nin sarayına bitişik bir yere vardık. Ol mahall-i mahsus opera için yapılmış. Rütbelerine göre herkesin oturacak yeri var. Bizi kral oturduğu yere götürdüler. Kırmızı kadife ile döşenmişti. Vasi dahi gelmiş, yerine oturdu. Erkekler ve kadınlar ile dolmuştu ve yüzden fazla enva-ı saz hazırdı.Akşama bir saat vardı. Her taraf kapalı olmakla birkaç yüz balmumu yanmış ve billur avizelerde dahi hesapsız mumlar yanmıştı. Ol mahal ziyade özentili yapılıp cümle trapzanları ve amudları ve dört duvarı ve sakfı sırma işlemeli olup ve gelen hanımlar dibalara ve cevherlere müstağrak olup mumların şu'lesinden bir halet-feza parıltı zuhur etmiştir ki tabir olunamaz. Karşımızda sazendeler oturduğu mahalde bir münakkaş büyük perde asmışlardı. Tamam yerleştikten sonra nagah ol perde kalkıp arkasından bir büyük saray zuhur eyledi. Sarayda oyuncular libas-ı mahsuslarıyla ve yirmi kadar perinevker murassa libas ve fistanlarıyla meclise tekrar ışık saçıp sazlar dahi hep birden musikiye başladılar. Bir miktar raks olunup ondan sonra operaya başladılar.

Vehbi Tülek

Savaş İçin Planiniz Var Mi?

Vehbi Tülek

Şimdi Olmaz, Vezirler Var!

Vehbi Tülek

I. Viyana Kuşatmasi

Vehbi Tülek

Mohaç'ta Macaristan ordusunu tamâmen imhâ edip, bölgeyi Osmanlı Devleti sınırları içine katan Kânûni Sultan Süleyman Han, savaştan sonra Budapeşte'ye gelip Macaristan'ın yeni statüsünü tespit etmişti. Buna göre Macaristan, Osmanlı Devletine bağlı bir krallık olarak bilinen ve Mohaç Muhârebesine katılmayan Transilvanya (Erdel) Voyvodası Zapolya'ya verilecekti. Nitekim Kânûni Sultan Süleymân Han, 16 Ekim 1526'da Macaristan tâcını Zapolya' ya veren târihi fermanını imzâladı ve Budapeşte'de Macaristan tahtına geçirdi. Ancak Zapolya Osmanlılar sâyesinde Macar Kralı seçilmesine rağmen kral olduktan sonra Osmanlı lara fazla yaklaşmaktan çekindi. 1527 baharında toplanan Regensburg İmparatorluk Meclisin de Osmanlılara karşı yardım dahi istemişti. Ancak bu sırada Alman İmparatoru Şarlken'in tahriki ve desteğiyle Avusturya Arşidükü Ferdinand büyük bir ordunun başında olarak harekete geçti. Tokaj'da Zapolya'nın kuvvetlerini yenerek 20 Ağustos 1527'de Budin'e girdi. Lehistan kralına sığınmak zorunda kalan Zopolya tekrar Osmanlılardan yardım istemeye mecbur kaldı. Zapolya yardım isteğinde bulunmasa dahi Osmanlıların bu duruma müsâade edebileceği düşünülemezdi. Ancak onun yardım talebi, Osmanlıların daha fazla işine yaramış ve durum Zapolya'nın müdâfaası şekline dönmüştür. 10 Mayıs 1529'da 200.000 kişilik bir ordu ile sefere çıkan Kânûni, 7 Eylül'de Budin'e girdi. Zopolya'yı Macar tahtına oturttu. Şehirde altı gün kadar kaldıktan sonra Ferdinand ile karşılaşmak niyetiyle Viyana'ya doğru yürüme kararı aldı. Avusturya-Macar sınırındaki Ovar kasabasını alan Osmanlı ordusu, Viyana önlerinde toplanmaya başladı. Bu arada Ferdinand ise kuvvet toplamak için Avusturya içlerine çekilmişti.

İlk Uçan Türk, HezÂrfen Ahmed Çelebi

Vehbi Tülek

Mübarek Beldelerin Hizmeti Ona Verildi

Vehbi Tülek

Fatih’in Ruhaniyeti

Vehbi Tülek

Macar Subayinin Kizi

Vehbi Tülek

Ümid Bekler

Vehbi Tülek

Beni O Günlere Eriştirme

Vehbi Tülek

Osmanli Paşasinin Siyaseti

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Hindistanlı Velî Abdülvâhid-i Lâhorî

Abdülvâhid-i Lâhori, Hindistan'daki evliyânın büyüklerindendir. İsmi Abdülvâhid'dir. Lahor şehrinden olduğu için Lâhori nisbet edildi. Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir. Evliyânın göz bebeği İmâm-ı Rabbâni hazretlerinin talebelerinin önde gelenlerindendir.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Halanız Olan Nahleye Saygı Gösteriniz!

Vehbi Tülek

Ebû Nasr Seczi hazretleri Hanefi fıkıh âlimi ve hadis hafızlarındandır. İran'da Sicistan'ın Vâil köyündendir Fıkıh ilmini Hanefi fakihi olan babasın­dan öğrendi. Sonra ha­dis tahsiline başladı. Bu maksatla Hicaz, Şam, Irak ve Horasan'a seyahatler yaptı. Önceleri Mısır'a, daha sonra Mekke'ye yerleşti. 444'te (m. 1052) Mekke'de vefat etti. Derslerinde buyurdu ki:

Abdullah Bin Ömer (radıyallahü Anh)

Vehbi Tülek

Peygamberlere Çeşitli Mucizeler Verilmiştir

Vehbi Tülek

Kâdı Ebû Bekr Bâkıllânî hazretleri meşhur kelâm ve fıkıh âlimlerinden ve tasavvuf büyüklerindendir. Basra’da doğdu. Zamânında Basra'da bulunan meşhûr âlimlerden ders aldı. Bilhassa kelâm ilmini Ebü'l-Hasan Eş'arî hazretlerinin talebelerinden olan Ebü'l-Hasan el-Bâhilî'den öğrendi.1013 (H.403) senesinde Bağdât'ta vefât etti. Bâkıllânî, İmâm-ı Eş'arî hazretlerinin talebeleri zincirinden olup, kelâm ilminde önemli bir yeri vardır. Bu sebeple kendisine hicrî dördüncü asrın müceddidi denilmiştir. Çok kitap yazdı. “İ'câz-ül-Kur'ân” isimli eserinde şöyle anlatır:

İmÂm-i Zehebî Şemseddin Kaymaz

Vehbi Tülek

Abdülkâdir-i Geylânî

Vehbi Tülek

Hayât Bin Kays El-harrânî

Vehbi Tülek

Borcumu Ödemek Nasip Eyle Yâ Rabbî

Vehbi Tülek

İnanarak Duâ Edenler, Eli Boş Dönmezler!

Vehbi Tülek

Ahmed Saîd-i Farûkî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Zahiri Hükümdarin Celaline Tutuldum

Zahiri Hükümdarin Celaline Tutuldum

Selâhaddin Uşâki'nin çocuğu olduktan bir süre sonra, hocası ve kayınpederi onu evden çıkararak; "Al hanımını evimden ayrıl! Bundan sonra kendi geçimini temin et." dedi. Selâhaddin Uşâki; "Peki hocam, başüstüne!" diyerek hanımı ve çocuğu ile berâber, hocasının evinden ayrıldı. Eğrikapı'dan, Fâtih Câmii civârında, Âşıkpaşa mevkiinde bulunan, Horhor çeşmesine doğru yürürken bir evin kenarında durakladı. Kış günüydü ve kar yağıyordu. Yolun karşı tarafında bulunan Tâhir Ağa onları görünce evine dâvet etmek için yanlarına birini gönderdi. Tâhir Ağa, Selâhaddin Uşâki'yi, evine götürdü. Ona; "Siz kimlerdensiniz? Kış gününde neden bu hâle düşüp sokak kenarında kimsesiz garibler gibi duruyorsunuz?" diye sordu.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Tüccarin Rüyasi

Vehbi Tülek

Delik Kova

Vehbi Tülek

Allah'tan Utanandan Her Şey Utanir

Abayi Yakmak

Sarik Ve Sakal

Hakikati Görmek

Allah'ın Takdirine Kulun Aklı Ermez

Misâfir Istiyordun. Gönderdik, Kovdun

Bizi Hatirlayin!

Vehbi Tülek

At Hirsizi

Vehbi Tülek

Biz Söze Bakmayız, Öze Bakarız

Vehbi Tülek

İsmail Hakki Efendi

Vehbi Tülek

Terbiye Yaratilişa Bağlidir

Vehbi Tülek

Cimrilik Ve Nankörlüğün CezÂsi

Vehbi Tülek