Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.507.314

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Nefis, Gerçekten Kötülüğü Şiddetle Emreder!

Ahmed bin Muhammed Guneymî hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 964 (m. 1557) senesinde Mısır’da doğdu. Orada meşhûr âlimlerden ilim öğrenerek yetişen Guneymî, ilim öğrenmek maksadıyla Anadolu’ya geldi. Büyük âlimlerin derslerinde bulundu. Mısır’da o zamanda bulunan Hanefî mezhebi âlimlerinin en büyüklerinden ve en önde gelenlerinden oldu. 1044 (m. 1634) senesinde vefât etti. Guneymî hazretleri çok eser yazmış olup, “İrşâd-ül-ihvân” isimli eserinde şöyle anlatır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Kiliç Ali Paşa Hamami

Kılıç Ali Paşa, Tophane'de yaptırmakta olduğu cami inşaatını ara sıra kontrol ederdi. Bir gün yine inşaata gelmiş, işçilerin çalışmasını kontrol ediyordu. Bir ara gözü bir ameleye takıldı. Güzel yüzlü, saf bir Anadolu çocuğu olan bu amele, sırtına kocaman bir taş almış, iskelenin basamaklarından yukarıya kadar çıkıyor, oraya varınca taşı yere koyacağına tekrar iskeleden aşağı iniyordu. Burada taşı yere koyuyor, sonra tekrar sırtına alıp yukarı çıkıp, tekrar aşağı iniyordu. Bu durumu farkeden Kılıç Ali Paşa, bu genç amelenin yanına vardı ve niçin böyle yaptığın sordu. Kılıç Ali Paşa'yı tanımayan bu genç:

"Efendi Baba, ben burada ameleyim, ücretle çalışıyorum. Üstelik bu inşaat mübarek bir cami inşaatıdır. Ben ise bu gece elimde olmayarak kirlenmişim. Şu vaziyete gusletmem icabetmektedir. Halbuki buralarda bir hamam yok, mesai de başladı. Bırakıp uzak bir yerdeki hamama gitsem, iş geri kalacak ve alacağım ücret bana helal olmayacak. Böyle kirli bir vaziyette de bu taşın cami duvarına konmasına da gönlüm razı olmuyor. Bu yüzden çok müşkül durumdayım" dedi.

Bir amelenin bu samimiyet ve sadakati Kılıç Ali Paşa'yı duygulandır dı . Kendisini tanıttı ve amelenin eline bir miktar para vererek başka bir semttteki bir hamama gönderdi. Sonra caminin mimarı Koca Sinan'ın yanına giderek:

"Mimarım, muradım odur ki, acele olarak hamam inşa oluna. Bırak cami inşaatımız biraz geri dursun. Evvel hamamı inşa ile Ümmet-i Muhammed'in istifadelerine, Allah rızası için bilâ ücret hizmete âmâde kılaım. Sonra camiyi tamamlarız" dedi ve hemen hamam inşasına başlandı. Hamamın bitirilmesinden sonra da cami inşaatı tamamlandı.

Vehbi Tülek

Kanli Zarf

Vehbi Tülek

İngiliz Elçisi Sir Flip Küri’nin Pişmanlığı!

Vehbi Tülek

İmparator Ölü Gibi Donup Kaldi

Vehbi Tülek

Fatih'in İstanbul'u kuşattığı günlerde Bizans'ta elçi olarak bulunan Venedikli asilzade Barbaro, Fatih Sultan Mehmed Han'ın parlak dehasının bir eserini daha şöyle nakleder:"18 Mayıs günü Bizanslılar uyandıkları zaman şaşkınlıktan dona kaldılar. Çünkü surların önünde büyük bir kule duruyordu. Osmanlılar o gece 4 saat içinde ahşap bir kule inşa ederek surların önüne getirmişlerdi. Yüksekliği surlardan yukarıda idi. Bu kule öyle mükemmeldi ki, nasıl yapıldığını kimse anlayamadı. Bütün Hristiyan dünyası birleşse bunu yapamazdı.İmparator hazretleri bütün erkanı ile birlikte surların üzerine geldiğinde bu şayan-ı hayret şeyi görünce korku ve dehşetten ölü gibi donup kaldı. İşte o zaman, Fatih'in bu parlak zekası karşısında İstanbul''un eninde sonunda onun eline geçeceğini anlamıştı.

Zigetvar Kalesi Ve Bahri Dede

Vehbi Tülek

Görev Şuuru

Vehbi Tülek

Mimar Sinandan Mektup...

Vehbi Tülek

Dilekçesi Sirtinda

Vehbi Tülek

Şehzade Selim Ve Mevlana Celaleddin-i Rûmî

Vehbi Tülek

Osmanlilarin Rumeli’ye Geçmeleri

Vehbi Tülek

Daha Büyük KerÂmet Mi Olur?

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Gariplerin Sığınağı Ebû Bekr Ayderûs

Ebû Bekr Ayderûs hazretleri, Peygamber efendimizin soyundan olup, seyyiddir. Zamânın meşhur ve benzeri az görülen kıymetli âlim ve velilerinden idi. Babasına o doğmadan önce rüyâsında kıymetli bir evlâdı olacağı müjdelenmiştir...
Bu mübarek zat, küçük yaşta babasından ilim öğrenmeye başladı. İlk temel bilgileri babasından öğrendikten sonra beldesinde bulunan âlimlerden ilim öğrendi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Şeyhülislâm Mustafa Bolevî

Vehbi Tülek

Mustafa bin Ahmed, Osmanlı Sultanı Dördüncü Mehmed Han devri şeyhülislâmlarındandır. Bolulu tüccarlardan Ahmed Efendi'nin oğludur. İlmi yanında üstün ahlâkı, sağlam seciyesi ve cesaretiyle meşhurdur. Köprülü Mehmed Paşa rekabet yüzünden Girit'in şanlı serdârı Deli Hüseyin Paşa'yı idam ettirmek için Mustafa Efendi'den fetvâ istemiş fakat alamamıştır. Ancak, Mehmed Paşa'nın bir yolunu bulup, Hüseyin Paşa'yı idam ettirmesi üzerine Mustafa Efendi, Padişah'a yazdığı acı arizasında idamın haksız olduğunu bildirmiştir...

Kalp Vardır Ölüdür, Kalp Vardır Gâfildir

Vehbi Tülek

Mücâhid Velîlerden Abdullah Bin Gâlib

Vehbi Tülek

Abdullah bin Gâlib, evliyânın tanınmışlarından ve Tâbiindendir. Zühd ve verâ sâhibi olup, din bilgilerini öğrenmek ve bunlara göre yaşamak zevkini tadan bir veli idi. Tasavvufta üstün derecelere kavuştu. Sâde ve basit bir hayât yaşardı.
Evinin iki odası vardı. Bunlardan birini âilesinin ikâmetine, diğerini de ibâdet için ayırmıştı. İbâdetlerini bu odada yapardı.

Ben Nasîhati, Dünyâlık Karşılığında Satmam!

Vehbi Tülek

Muhammed Bin Ebû Verd

Vehbi Tülek

Nefsini Tanıyan Rabbini Tanır

Vehbi Tülek

Kâfirlere Kabirde Azap Vardır

Vehbi Tülek

Bildiği Ile Amel Etmeyen Câhil Demektir

Vehbi Tülek

Hocasına Edeple Bakan Hak Yoluna Girmiş Olur

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Namazini Ben Kildirayim

Namazini Ben Kildirayim

Büyük İslâm âlimi Mevlânâ Şemseddin Fenâri'nin ömrünün sonlarına doğru gözlerine perde geldi. Göremez oldu. Sultanın veziri olan Hacı İvâz Paşa bir konuda Molla Fenâri'ye kızmıştı. Gözleri görmez olunca, laf olsun diye; "Dilerim ki, o âmâ ihtiyârın namazını ben kıldırayım." demişti. Bu söz Molla Fenâri'nin kulağına ulaşınca; "Ol kimse câhildir. Cenâze namazını kıldırmayı beceremez. Cenâb-ı Hakk'ın kapısından ümidim şudur ki, bana hemen şifâ buyurup, onu âmâ eyleye ve ben onun namazını edâ edeyim." dedi. Bir süre sonra, bir gece rüyâsında Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz; "Tâhâ sûresini tefsir eyle!" diye buyurdukta; "Yüksek huzûrunuzda, Kur'ân-ı kerimi tefsir etmeye gücüm olmadığı gibi, gözlerim de görmüyor." demişti. Peygamberlerin tabibi olan Resûlullah efendimiz mübârek hırkasından bir parça pamuk çıkarıp, mübârek tükrüğü ile ıslattıktan sonra gözleri üzerine koydu. Molla Fenâri uyanıp, pamuğu gözlerinin üstünde buldu, kaldırınca, görmeye başladı. Allahü teâlâya hamd ve şükretti. Pamuk ipliklerini saklayıp, öldüğü zaman gözleri üzerine konmasını vasiyet etti. Tam bu günlerde, vezirin gözleri görmez oldu. Vezir bir süre sonra vefât etti ve cenâze namazını Molla Fenâri kıldırdı. Gözlerinin açılmasının bir şükrânesi olarak, 1429 (H.833) senesinde Şam yolu ile ikinci defâ hacca gitti. Bu esnâda Mısır'a ve Kudüs-i şerife de uğradı. Bir çok âlim ile sohbet edip onlardan istifâde etti.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Allahü Tealadan Bir An Gafil Olmayasin

Vehbi Tülek

Abdullah-i EnsÂrî

Vehbi Tülek

Arkadaşlarımı Korumak Için

Namazini Ben Kildirayim

Allahü TeÂlÂyi Bilir Misin?

Zahiri Hükümdarin Celaline Tutuldum

Değişen Sizin Kalbiniz

Ölüyü Diriltemem

Abayi Yakmak

Vehbi Tülek

Ebussuud Efendi Ve Nureddinzade

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek

Allah Nasil Misafir Edilir?

Vehbi Tülek

Üzülmeyiniz, Allahü Teala Sizi Kurtardi

Vehbi Tülek

Deniz Üzerinde Yürüyüp Sahile Doğru Gitti

Vehbi Tülek