Esas Pehlivan, Nefsine Galip Gelendir!
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
(Rahmetullahi Aleyh)
e-Gazete (Bugün)
Bizim Sayfa (Bugün)
16.488.091
Caliyet-ül Ekdar
Silsile-i Aliyye Büyükleri
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Sultan Dördüncü Ahmed Han, Osman Fadli Efendiyi çok severdi. Zaman zaman saraya dâvet eder, vâz ve nasihatlerinden istifâde ederdi. Sultan bilemediği takıldığı mevzuları ona sorar, istişâre ederdi. Hattâ Ramazân-ı şerifte, iftarda Seyyid Osman Fadli'nın önünden artan yemeklerinden bereketlenmek için ister, iftârını onunla yapardı.Bir zaman İstanbul'da isyân oldu. Zorbalar her tarafı darma-dağın edip yağmaladılar. Seyyid Osman Fadlı, hiç çekinmeden talebeleri ile birlikte zorbaları yakalayarak adâlete teslim etti. Böylece din ve devlete büyük hizmetlerde bulundu. Sultan İkinci Süleymân pâdişâh olunca, büyük bir kargaşa oldu. Seyyid Osman bu kargaşalığın ortadan kalkması için duâ etti. Bu duâ bereketi ile Allahü teâlâ belâyı kaldırdı. Sadreddin-i Konevi hazretlerinden sonra, devlet işlerini düzeltme husûsunda en çok şöhret sâhibi Seyyid Osmân oldu.
Evliya Çelebi, Belgrad'dan Bağdat'a gitmek üzere yola çıkan fakir bir kimsenin, yeme-içme dahil beş kuruş harcamadan, huzur içinde yolculuk yapabildiğini yazmaktadır. İşte gerçek seyahat hürriyeti budur. Seyahat hürriyeti olup, adamın cebinde gezecek parası yoksa, bu nasıl seyahat etsin? Vakıf kervansarayların kapıları akşama kadar açık durur, ortalık karardıktan sonra kapılar kapanır, vakıf sahibinin vazifelendirdiği kapıcılar, kapının arkasında yatarlardı. Gece bir yolcu geldiğinde, kapıları açıp yolcuyu içeri alırlar; vakıftan, hayvan sahibinin hayvanına yem, kendilerine de yemek çıkarırlardı. Gece içeri gireni bir daha dışarı bırakmazlardı.
Cemâlüddin Yûsuf Erdebili hazretleri Şafii fıkıh âlimidir. Azerbaycan'da Erdebil'de doğdu. Medrese tahsilinden sonra zamanın büyük âlimlerinden Şafii fıkhını öğrendi ve icazet alarak talebe yetiştirdi. 779 (m. 1377)'de Erdebil'de vefat etti. "El-Envâr li-acmâli'l-ebrâr" adlı eseriyle tanınmıştır. Bu kitapta şunları anlatmaktadır:
Seyyid Ebû Bekr ibn-i Ehdel hazretleri Hanefi mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 984 (m, 1576)'da Yemen'de doğdu. 1035 (m. 1626)'da orada vefât etti. İsm-i a'zam hakkında buyurdu ki:
Alî bin Muhassin et-Tenûhî hazretleri hadîs âlimlerindendir. Kâdî Ebû Alî Muhassin et-Tenûhî’nin oğludur. 355 (m. 966)’da Basra’da doğdu. Bağdat’a giderek devrinin meşhur âlimlerinden ilim tahsil ettikten sonra kadılık mesleğine intisap ederek Medâin, Azerbaycan, Beredân ve Karmîsîn gibi yerlerde kadılık yaptı. 447 (m. 1055)’de Bağdat’ta vefat etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Sultan Mahmut, bir gece yalnız başına şehri dolaşırken bir grup hırsıza rastladı.Hırsızlardan biri:- Ey Adem oğlu sen kimsin, diye sordular.O' da:- Bende sizlerden biriyim, dedi.Daha önce onu hiç görmedikleri halde, her biri, diğerlerinden birinin arkadaşı olacağı zannı ile padişaha ilişmedi, "yabancı biri olsa, hiç tanımadığı, kılıklarından halleri belli olan böyle bir topluluğa kolayca yanaşıp ta; bende sizdenim, diyebilir mi hiç" düşüncesi rahatlattı herkesi. İlişmediler, kabullenip kendi haline bıraktılar.