Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.485.035

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Unutmaktan Korkan Kimse, Resûlullaha Salât Okusun!

Ebû Tâhir Fîrûzâbâdî hazretleri tefsîr, fıkıh, hadîs ve lügat âlimidir. 729 (m. 1329) senesinde İran’ın Şîrâz şehri civarındaki Fîrûzâbâd kasabasında doğdu. Şîrâz, Bağdad, Şam, Mekke-i mükerreme ve Kâhire’ye gidip büyük âlimlerden ilim tahsil etti. Anadolu’ya gelip, Yıldırım Bâyezîd ve Timur Hân ile tanışıp, onların iltifâtlarına ve ikrâmlarına kavuştu. Sonra Yemen’e gitti. Sultan onu Zebîd kadılığına tayin etti. 816 (m. 1414) senesinde Yemen’de, Zebîd kadısı iken vefât etti. Fîrûzâbâdî hazretleri kırktan fazla eser yazdı. Bunlardan Kitâb-üs-salât adlı eserinden bazı bölümler:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Yediğin, Giydiğin Haram Olunca

Bir gün Yahyâ Efendi hazretleri Sahn-ı semân Medresesine gitmek için yola çıkmıştı. Yolda atının yularını bir papaz tuttu ve; "Ey âlim zât! Ey Yahyâ Efendi! Size bir suâlim var. Bu müşkül işi bana izâh edin. Soracağım şeyin cevâbı acabâ dininizde var mıdır? Her sene yeni defter tutulmayıp, gidiyor. Ölen kalan kim bilinmeden ölmüş bir gayr-i müslimden devletçe haraç isteniyor? Bu nasıl iştir. Bu şekilde hareket dininizde var mıdır?" dedi. Yahyâ Efendi bunları duyunca; "Hayır. Dinimizde ölmüş bir gayr-i müslim vatandaştan haraç alınmaz. Sonra çok fakir kazandığıyla güç geçinen kimseden ve çok yaşlı olanlardan da haraç alınmaz. Bunlar affolunmuşlardır. Sultânımız ona muhtaç değildir." dedi. O zaman papaz; "Efendi şunu iyi bil ki, bizden ölen kimsenin bile haracını isteyip, her yıl alırlar. Bunu ben size soruyorum. İslâm dini bunun alınmasını istiyor mu? Ne olur bunu Sultan Süleymân Hana arzedin, haber verin, sorun?" dedi.

Vehbi Tülek

Yeşil Sarikli Gazi

Vehbi Tülek

Ii. Selim Ve Yahya Efendi

Vehbi Tülek

Fatih’in Medreseleri

Vehbi Tülek

Fatih'in bilime olan hizmetlerine tanıklık eden anıtların en önemlisi, kuşkusuz camisinin etrafına yaptırdığı medreselerdir... Ancak ilk medrese eğitimi, fetihten hemen sonraki günlerde cami haline getirilen Ayasofya'da başlamış ve caminin yanındaki papaz odaları boşaltılarak öğrencilerin buralarda kalmaları sağlanmıştır. Molla Hüsrev'in başmüderrisliğe getirildiği bu ilk öğretim kurumunda, İstanbul'un ilk kadısı,Ayasofya'yı Cami olarak "tescil eden" Hızır Çelebi 'nin ilk müderrisler arasında bulunduğu görülmektedir. Bu sıralarda molla Zeyrek de müderris olarak Zeyrek camisinde derslere başlamıştır. (Türkiye Tarihi 2 s: 243) İşte İstanbul'da fetihten sonra öğretime başlayan ilk iki medrese bunlarrdır. Fatih medreselerinin yapımı bitince, Zeyrek'teki öğrenciler oraya taşınmış, Ayasofya'da ise öğretim sürdürülmüştür. Vakfiyesinde de belirtildiği üzere, Medaris-i Semaniye adı ile Fatih Camii'nin etrafında yapılmış olan bu yeni kuruluş, sekiz medrese ve her medresenin arkasında Tetimme adı verilen daha küçük sekiz medreseden oluşmaktadır. Ayrıca müderris ve öğrencilerin yararlanması için bir kitaplık, bir Darüşşifa ve bir de misafirhane bulunmakta idi. medreselerin her birinde "akli" ve "natli" bilimlerde birer müderris, Daruşşifada ise hangi ulustan olursa olsun iki hekim, bir göz hekimi, bir cerrah ve bir de eczacı görevlendirilmişti. Hekimlerin hastaları günde iki kez ziyaret etmeleri şart koşulmuştur.Fatih döneminde üzerinde durulması gereken önemli bir kuruluş da hızla geliştiği görülen bir yüksek okul niteliğindeki Enderun Okulu'dur. Bu kuruluş içinde askerlik, yöneticilik,güzel sanatlar bölümleri olduğu gibi, ayrıca bir de hastane bulunmakta idi. tanzimat dönemine kadar yaşadığı görülen Enderun Okulu'nda Galata Sarayı,Eski Saray ve Edirne Sarayı gibi sarayların orta dereceli saray okullarını bitirenler kabul edilmekte idi.

2 - Şanli "yanya" Müdafaasi Ve Şehid Cavit Paşa

Vehbi Tülek

Sultanlar RikÂbinda Yürüsün!

Vehbi Tülek

Dilsiz Dili

Vehbi Tülek

Fatih Devrinde Müslümanlarin Ahlaki

Vehbi Tülek

Din Ve Devletin Ayakta Kalmasi İçin

Vehbi Tülek

Turhanoğlu Ali Bey

Vehbi Tülek

Topal Arabaci

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Dil Ve Gramer âlimi Halil Bin Ahmed

Halil bin Ahmed, İslâmiyetten önce, ileri seviyede kullanılan arûzu sistemli bir hâle getirip, "İlm-i Arûz" denmesine sebeb olmuş bir âlimdir...
Halil bin Ahmed ile yine edebiyatçı biri olan Abdullah bin Mukaffâ, bir gece bir araya gelmişlerdi. Sabaha kadar sohbet ettiler. Birbirinden ayrıldıkları zaman Halil bin Ahmed'e, "İbn-i Mukaffâ'yı nasıl buldun?" dediklerinde:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Ahirette Bütün Insanlar Ve Canlılar Diriltilecek

Vehbi Tülek

Üstâd Ebû Mensûr Bağdâdî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerinin büyüklerindendir. İsmi, Abdülkâdir bin Tâhir olup, "Üstâd" lakabı ile tanınır. Bağdad’da doğup yetişti. Çocukluğunda babası ile beraber Horasan’a gidip, Nişâbûr âlimlerinden ilim ve hadîs-i şerîf öğrendi. Daha sonra İsferâîn’e gidip, Ebû İshâk İsferâînî’nin derslerine devam etti. Onun vefâtı üzerine talebelere ders okuttu. 420 (m. 1029) senesinde İsferâîn’de vefât etti. “El-Fark beyn-el-firâk” isimli eserinde buyuruyor ki:

Mazlumun Duâsı Reddolunmaz

Vehbi Tülek

Kur’ânı Biz Indirdik, Yine Biz Koruyacağız

Vehbi Tülek

Burhânüddin ibn-i Kereki hazretleri Hanefi mezhebi fıkıh ve hadis âlimlerindendir. 835 (m. 1432)'de Kâhire'de doğdu. 922 (m. 1516)'da aynı yerde vefât etti. Bu mübarek zat, bir dersinde şunları anlattı:

Şeytanın Herkese Karşı Bir Hilesi Vardır

Vehbi Tülek

Yasaklardan Sakınmak, Emri Yapmaktan Daha Mühimdir!

Vehbi Tülek

Altın Suyu Ile Üzerinde Hat Yazılı Olan Kaftan

Vehbi Tülek

Ümmetimin En Önce Unutacağı Ferâiz Ilmidir

Vehbi Tülek

Dünyanın Zararından Kurtulmak Için.

Vehbi Tülek

el Amân Ey Fahr-i âlem El Amân...

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Zahiri Hükümdarin Celaline Tutuldum

Zahiri Hükümdarin Celaline Tutuldum

Selâhaddin Uşâki'nin çocuğu olduktan bir süre sonra, hocası ve kayınpederi onu evden çıkararak; "Al hanımını evimden ayrıl! Bundan sonra kendi geçimini temin et." dedi. Selâhaddin Uşâki; "Peki hocam, başüstüne!" diyerek hanımı ve çocuğu ile berâber, hocasının evinden ayrıldı. Eğrikapı'dan, Fâtih Câmii civârında, Âşıkpaşa mevkiinde bulunan, Horhor çeşmesine doğru yürürken bir evin kenarında durakladı. Kış günüydü ve kar yağıyordu. Yolun karşı tarafında bulunan Tâhir Ağa onları görünce evine dâvet etmek için yanlarına birini gönderdi. Tâhir Ağa, Selâhaddin Uşâki'yi, evine götürdü. Ona; "Siz kimlerdensiniz? Kış gününde neden bu hâle düşüp sokak kenarında kimsesiz garibler gibi duruyorsunuz?" diye sordu.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Kul Hakkı

Vehbi Tülek

Abdullah Bin MübÂrek

Vehbi Tülek

Fahreddin Acemî Ve Hurufiler

9 Evi Dolaşan Kelle

Derdi Olan Neylesin?

Dört Şey Mühimdir

Keramete İnanmayan Âlim

Biz Söze Bakmayız, Öze Bakarız

Yürüdüğü Yerde Deniz Durgunlaşiyordu

Vehbi Tülek

Sarik Ve Sakal

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek

Sakin Kalyona Binme

Vehbi Tülek

Gerçek Zehir

Vehbi Tülek

Cimrilik Ve Nankörlüğün CezÂsi

Vehbi Tülek