Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.405.994

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Tasavvuf, Kalbi Sâf Yapmak, Temizlemek Demektir

Kösec Ahmed Efendi Nakşibendî meşayıhındandır. Trabzon’da doğdu. İstanbul’a giderek Mehmed Emîn Tokâdî hazretlerinin talebelerinden Seyyid Yahyâ Efendiye intisab etti. Nakşibendî yolunda yükseldikten sonra icazet verilerek Konya’ya gönderildi. 1195 (m. 1780)’de Konya’da vefat etti. “Silsile-i Hacegân fî âdab-i Ubudiyyeti'l-Âyan” isimli eseride şöyle buyuruyor:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Bağdad Gibi Yüz Kaleye Değerdin

Sultan IV. Murad 1638 senesi Ekim ayında, daha önceden İran'ın işgal ettiği Bağdad kalesini muhasara etti. Bir gün Dicle kenarında iken:

"Bağdad'ı fethetmeden İmam-ı Azam hazretlerinin türbesini ziyaret etmekten utanırım" diyordu. Her akşam siperleri geziyor ve askerin moralini takviye ediyordu. Hendekler dolmuş, kale duvarları birçok yerden yıkılmış olup yürüyüş zamanı geldiği halde yapılmıyordu. Muhasaranın 37.ci günü Vezir-i Azamı huzuruna çağırıp niçin nihai hücum yürüyüşünün yapılmadığını sordu. Vezir-i Azam:

"Padişahım sabroluna. Sonunda şehir fetholunacak, yürüyüşe zaman vardır. Askeri acele ile kırdırmayalım" dedi. Padişah:

"Senin namın, dilaverliğin ve şecaatin bu mudur? Tehirin manası nedir?" diye sorunca Vezir-i Azzam:

"Ben canımı padişaha feda etmişim. Tayyar kulunuz ölmekle bir şey olmaz. Allahü Teâlâ kaleyi bize ihsan eylesin" dedi ve ertesi gün kaleye hücuma kalkışıldı. Bazı kuleler ele geçirilerek bayrak dikildi. Tayyar Mehmed Paşa, elinde kılıç, yakınındaki bir kuleye hücum eden askerleriyle birlikte savaşıyordu. Kale düşmek üzereydi. O anda bir tüfek kurşunu gelip Vezir-i Azam Tayyar Mehmed Paşa'nın alnına isabet etti ve oracıkta şehid düştü. Padişah bu hadiseyi duyunca çok üzüldü ve:

"Ah Tayyar!... Bağdad gibi yüz kaleye değerdin" dedi.

Vehbi Tülek

Kemal Reis

Vehbi Tülek

Hamdolsun İslam Askeri Muzaffer Olmuştur

Vehbi Tülek

Şah Sultan Ve Merkez Efendi

Vehbi Tülek

Yavuz Sultan Selim Hânın kızı Şâh Sultan, zevci Sadr-ı âzam Lütfi Paşa ile Yanya'dan İstanbul'a gelirken, yolda eşkıyânın baskınına uğradı. Bu kötü durumdan nasıl kurtulacaklarını düşünürlerken, o anda Allahü teâlânın izni ile, zamânın evliyâsından Merkez Efendi karşılarına çıkıverdi. Önceden orada olmadığı hâlde, bir anda karşılarına dikilen Merkez Efendiyi gören haydutlar, şaşkına döndüler. Eşkıyâ reisi, Merkez Efendinin heybeti karşısında selâmeti kaçmakta buldu. Diğerleri de kaçıp orayı terkettiler. Eşkıyânın ortadan çekilmesiyle Merkez Efendi de bir anda kayboldu. Bu hâli hayretle seyreden Lütfi Paşa ve zevcesi Şâh Sultan, Merkez Efendiyi tanımışlardı. Şâh Sultan, Merkez Efendinin bu kerâmetinden dolayı, İstanbul' da Eyüb Bahariye'de onun adına bir câmi ve yanına medrese yaptırdı. Merkez Efendiyi buraya tâyin ettiler. Bir müddet orada talebe yetiştiren Merkez Efendiye Kânûni Sultan Süleymân Hân, Topkapı surlarının dışında yaptırdığı tekkede vazife verdi. Burada da aynı hizmete devam eden Merkez Efendi, Kânûni Sultan Süleymân Hânın annesinin isteği ve Sünbül Efendinin tenbihi üzerine Manisa'ya gitti. Vâlide Sultanın Manisa'da yaptırdığı imâretin yanındaki dergâhta hocalık yaptı. Tıb bilgisi kuvvetli olan Merkez Efendi, Manisa'da bulunduğu sırada kırk bir çeşit baharattan meydana gelen bir mâcun yaptı. Bu mâcunu hastalar yiyerek şifâ bulurdu. İlkbaharda yetişen çiçeklerden de istifâde edilerek yapılan bu mâcunu almak için, çevre kasabalardan gelirlerdi. Mesir mâcunu diye şöhret bulan bu mâcun, şimdi de yapılmaktadır.

Genç Kadiasker

Vehbi Tülek

Osmanlilarda Toplu Taşima Kurallari

Vehbi Tülek

Allah Yolunu Açik Etsin

Vehbi Tülek

Osmanlilar Karşisinda

Vehbi Tülek

Demirbaş Hasan

Vehbi Tülek

Kavuk Yerine Miğfer

Vehbi Tülek

Yavuz Sultan Selîm Ve Dede Molla

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Abdurrahmân Fûrânî

Abdurrahmân Fûrâni hazretleri, hadis ve Şafii mezhebi fıkıh âlimidır. 388 (m. 998) yılında Merv'de doğup, 461 (m. 1069) yılında aynı yerde vefât etti. Namazın ehemmiyeti hakkında bildirdiği hadis-i şerifler:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Yahyâ Acîsî

Vehbi Tülek

Yahyâ Acisi hazretleri Mâliki mezhebi fıkıh âlimidir. 777 (m. 1375)'de Fas'ta Acise denilen yerde doğdu. 862 (m. 1457) senesinde Kâhire'de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Mümin, Selâmet Kapısına Girmiştir

Vehbi Tülek

Tek Bacaklı Bekir Çavuş

Vehbi Tülek

Çanakkale muharebelerinde hemşire olarak vazife yapan Safiye Hüseyin, savaştan sonra kendisiyle röportaj yapan yabancı gazetecilere hatıralarını anlatırken, birçok gencin, kendi ellerinde gözlerini kapadığını ifade eder. Enteresan bir tespitini de söyler. "Herkes son anlarında hep "anne" diye sayıkladı. İster İngiliz, ister Fransız, isterse Alman ve Türk olsun hepsi anne diyerek can verdiler" der...

Ey Insan! Kime Tâbi Isen Onun Kulu Olursun!

Vehbi Tülek

Seyyid Yahya Efendi

Vehbi Tülek

Dünyâ, Allahü Teâlâ Ile Senin Aranda Perdedir!

Vehbi Tülek

Ey Rabbim, Bana Merhamet Et

Vehbi Tülek

Evinden Çıkamaz Hâle Gelen Borçlu

Vehbi Tülek

Herkes Mülkünü Dilediği Gibi Kullanabilir Mi?

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Kabahat Kilincin Midir?

Kabahat Kilincin Midir?

Sultan III. Mustafa zamanındaki evliyanın büyüklerinden olan Abdülehad Nuri Efendi, Süleymâniye Câmiinde vâz ettiği bir gün, kürsüye bir kâğıt kondu. Vâzdan sonra, bu şekilde konan kâğıtları okurlardı. Kâğıdı okuyunca; "Sizin gavs olduğunuz söyleniyor. Gavs olan, Allahü teâlânın izni ile istediğini yaparmış. Eğer gavs iseniz, beni bu mecliste öldürün bakalım." yazıyordu. Abdülehad Efendi bu yazıyı okuyunca; "Taassub insanı nelere götürürmüş. Sübhânallah, biz âciz ve fakir bir kuluz. Halk bizi gavs ve kutb bilir. Hak teâlâ onları tasdik eyleye. Kutb olanlar nefis ehli olanlar gibi, ben bunu yapamaz mıyım diye elinden geleni yapmaya kalkışmaz. Onlara sıkıntı ve cefâ verilse bile onlar affederler. Onun için yüksek mertebelere eriştiler. Fakat evliyâ, kınından çekilmiş bir kılıçtır. Bir kimse kendini kılıca vursa, kabahat kılıcın mıdır, yoksa kendini kılıca vuranın mı?" buyurduklarında, câminin içinde; "Aman, eyvah, eyvah." diye bir çığlık koptu. O kâğıdı yazan kişi o anda vefât etti.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Bana Delil Getir

Vehbi Tülek

Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Vehbi Tülek

Firkateyne Bininiz

Kum Ve Kaya

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

Bunlar Şarapti

Keramete İnanmayan Âlim

Abdullah El-acemî

Mü'mine Ikram, Affa Sebebdir

Vehbi Tülek

Eğer Senin Yanında Makbul Oldu Ise

Vehbi Tülek

Allah Diyen Genç

Vehbi Tülek

Karşılık Beklemiyorum

Vehbi Tülek

Yürüdüğü Yerde Deniz Durgunlaşiyordu

Vehbi Tülek

Terbiye Yaratilişa Bağlidir

Vehbi Tülek