Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.526.336

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Maksadı Ahiret Olan Perişan Olmaz!

Kaygusuz İbrâhim Efendi Osmanlıların son zamanlarında yetişen evliyâdandır. Bolu’da doğdu. Kâdiriyye yolunun büyüklerinden Mustafa Efendi isminde bir zâtın talebesi olan Ömer el-Vasfî ile tanıştı. Daha sonra Mustafa Efendi’nin huzûruna gidip sohbetlerinde bulundu. Kemâle gelerek o zâttan hilâfet aldı. İstanbul’a gelerek talebe yetiştirdi. 1289 (m. 1872) senesinde İstanbul’da vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Hazin Göç

93 Harbinde, Plevne ordusu esir düşmeden önce, Balkanların öbür tarafında Rusların istilasına uğrayan Servi, Lofça gibi kasabalar ve köylerin Müslüman halkı kaçarak Sofya'ya gelmişlerdi. Ayrıca Plevne elden çıkınca, Osman Paşanın oradan çıkardığı Müslümanlar da yine canlarını Sofya'ya atmışlardı. Bunu müteakip düşman Orhaniye geçit lerini tutarak her taraftan Sofya'yı sarmıştı. Öte yandan Kumarlı'daki askerimiz bozguna uğramış, Sofya'da ise asker kalmamıştı. Oralarda zaten bir şaşkınlık ve rezalet içinde yığılıp kalmış olan yüzbinlerce Müslüman ailesine Sofyalılar da eklenince, mahşer yerini andıran bir manzara ortaya çıktı. Hadiseyi nakledenler, hakkıyla anlatmaktan aciz kalmışlardı.

Vehbi Tülek

Âlim Sadrazam FÂzil Mustafa Paşa

Vehbi Tülek

Türk Adaleti

Vehbi Tülek

Fatih Ve Kazikli Voyvoda (drakula)

Vehbi Tülek

1456 yılında Fâtih, Wlad'i Eflâk prensligine tayin etmişti. Wlad, kardesi Radul ile birlikte Osmanlı sarayında rehine olarak bulunmuştu. Hüküm sürdüğü memlekete Fâtih'in yardımı ile sahip olmasına ve Pâdişaha karşı dost kalacağına dair yemin etmiş bulunmasına rağmen Wlad, sözünde durmayarak Osmanlılar aleyhine Macarlarla anlasma yapacaktır.Fâtih'in, Karadeniz ve Trabzon'da bulundugu sıralarda, Eflâk'ta bazı hadiseler olmaktaydı. Burada Türklerin "Kazıklı Voyvoda", Macarlarin "Drakula" (Şeytan), Ulahların "Çepelpuç" (Cellad) dedikleri Wlad adında zulüm delisi bir adam, halka idarenin en korkuncunu tattırmaktadır. Bu çılgın adam, vahşi ve insanlık dışı birtakım zevklere sahipti. O, kazıklara vurulmuş ve işkence içinde can vermekte olan Türklerin meydana getirdigi büyük halkanın ortasında, saray halkı ile birlikte yemek yemekten zevk alırdı. Eline Türk esirleri geçince ayaklarındaki derinin yüzülmesini ve meydana çıkan kırmızı etlere tuz ekilmesini, sonra da bunları keçilere yalatmasını emrederdi. Böylece, diri diri ayaklarının derisi yüzülen esirlerin işkencesi, daha büyük olurdu. O, kendisine gönderilen Osmanlı elçilerinin sarıklarını başlarına çiviletmiştir.

Ii. Mahmud Han’in Hocasi

Vehbi Tülek

Zor Şehzade

Vehbi Tülek

Biz Senden Daha Nica Hizmetler Bekleriz

Vehbi Tülek

Baba Yusuf Sivrihisari Ve Ii. Bayezid Han

Vehbi Tülek

Selim Dahi Evliyanin Dişinda Değildir

Vehbi Tülek

55 - Yildirim Bayezid'in Âlimlere Hürmeti

Vehbi Tülek

Kanije Kalesinin Fethi Ve Muslihuddin Efendi’nin Yardimi

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Sûizan, Sözlerin En Yalanıdır

Ahmed bin Muhammed Vâsıti hazretleri Hanbeli mezhebi hadis âlimlerindendir. Hadis ilminde hafız, yani yüz bin hadis-i şerif ezberlemiş idi. 626 (m. 1229)'da Irak'ta Vâsıt'ta doğdu. 698 (m. 1299)'da Bağdad'da vefât etti. Rivayet ettiği bazı hadis-i şerifler:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Abdülazîz Bin Muhammed

Vehbi Tülek

Abdülaziz bin Muhammed hazretleri, hadis âlimlerindendir. Tabiinden olup, Medine'de doğdu. 189 (m. 804) senesinde vefât etti. Rivâyet ettiği bir hadis-i şerif:

Hoca Abdullah Efendi

Vehbi Tülek

Ali Bekkâ

Vehbi Tülek

Melik Mensûr Kalevûn, Ali Bekkâ hazretlerini çok severdi. Çünkü bütün müşkül meselelerine çare bulurdu. Hattâ Melik olacağını da önceden işâret etmişti...
Ali Bekkâ hazretleri çok ağlardı. Bu yüzden kendisine "Bekkâ" yani "Çok ağlayan" lakabı verilmişti. Bunun sebebi şöyle anlatılır:
Sâlih ve kendisi gibi veli bir arkadaşı vardı. Hâller ve kerâmetler sâhibi idi. Bir defâsında ikisi birlikte Bağdat'tan bir yolculuğa çıkmışlardı. Gidecekleri yer ile Bağdat arası, yürümekle bir senelik yol idi. Onlar, kerâmetleriyle bir senelik yolu bir saatte almışlardı. Bu arkadaşı ona;

Sâlih Kimseye Gıpta Edilmesi Vâcibdir

Vehbi Tülek

Dırâr Bin Mürre

Vehbi Tülek

Kırâat Imâmı A'meş

Vehbi Tülek

Eshâbım, Yemekteki Tuz Gibidir

Vehbi Tülek

Katı Bir Kalp, Allah'tan Uzaktır

Vehbi Tülek

İmamzade Esad Efendi

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Maveraünnehir alimlerinden Hâce Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerinin sohbetinde yetişen Abdullah-ı İlâhi hazretleri, hocasından öğrendiklerini Anadolu'da yaymayı kendisine vazife edinip, insanların huzur ve saâdete kavuşmaları için gece gündüz çalıştı. Muhammed Behâeddin-i Buhâri hazretlerinin dergâhından aldığı feyzleri Anadolu'da ilk yayan veli oldu. Bir müddet sonra Anadolu kâdıaskeri Manisalızâde Muhyiddin Mehmed Çelebi (v.1483)'nin dâveti üzerine Fâtih Sultan Mehmed Hanın vefât ettiği günlerde İstanbul'a geldi (1481). Kâdıasker Mehmed Çelebi'nin gösterdiği odaları ve teklifleri kabul etmeyip, daha önce ilim tahsil ettiği Zeyrek Câmii etrâfındaki virâne hâline gelmiş boş medrese odalarını tercih etti. Orada yerleşti. Şeyh Ebü'l-Vefa Konevi gibi Allah dostları ile sohbet etti. İstanbullular onun gelişini rahmet bilip, sohbetine koştular. Az zamanda halktan ve devlet adamlarından birçok kimse, Abdullah-ı İlâhi'nin talebeleri arasında yer aldı.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Elini Değil, Ayağini Uzatmiş

Vehbi Tülek

Abdullah El-acemî

Vehbi Tülek

Abdullah Bin MübÂrek

Namazini Ben Kildirayim

Sizin Rizkinizdan Kesilmiş

Delik Kova

Şikayet

Ayyaşin Sonu

Arafatta Görüşürüz

Vehbi Tülek

Pişman Oldular!

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek

Sakin Kalyona Binme

Vehbi Tülek

Kaldıramayacağın Bir Yükün Altına Girme

Vehbi Tülek

"kılıcını Değil Kınını Öpmüşlerdir!"

Vehbi Tülek