Esas Pehlivan, Nefsine Galip Gelendir!
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
(Rahmetullahi Aleyh)
e-Gazete (Bugün)
Bizim Sayfa (Bugün)
16.488.504
Caliyet-ül Ekdar
Silsile-i Aliyye Büyükleri
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
25 Haziran 1421'de Bursa'da tahta çıkan Sultan İkinci Murâd Han 1422'de Osmanlı Devleti için büyük tehlike arz eden Bizans'ın entrikalarına son vermek ve hazret-i Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem tarafından vaad edilen mânevi müjdelere kavuşmak için İstanbul'u kuşattı. Bunun üzerine Bizans İmparatoru, Anadolu Beyliklerini Osmanlı Devleti aleyhine kışkırttı. Sultan İkinci Murâd Hanın kardeşi Küçük Mustafa isyan ederek Karaman ve Germiyan beylik kuvvetleriyle Bursa'yı kuşatınca, İstanbul'da kâfi miktarda kuvet bırakıp, Edirne'ye gitti. Edirne'den Bursa'ya geçti. Küçük Mustafa yakalanıp, cezâ landırıldı. Karaman, Eflak beyleri ve Venedikliler ile antlaşma yapıldı. Candarlı İsfendiyar Bey itâat altına alındı. İstanbul kuşatmasını hızlandıran Murâd Han İmparatorun şehri Venedik hâkimiyetine teslim edebileceği ihtimâliyle 22 Şubat 1424'te Bizanslılarla antlaşma yaptı. Bu antlaşma ile Ege ve Karadeniz kıyılarınıOsmanlılara terkeden Bizanslılar, yıllık otuz bin düka altın haraç vermeyi kabûl ettiler. Anadolu'da İzmir, Menteşe ve Teke beylikleri Osmanlı hâkimiyetine geçti. Germiyan Beyliği, Osmanlı Devletine katıldı. 1425'teSelânik'i ele geçiren Venedikliler Osmanlılara karşı Macarlar ile ittifâk kurdular. 1426'da Batı Anadolu'dan hareket eden Türk denizcileri, Venediklilere âitEğriboz, Modon ve Koron'a sefer yaptılar. Osmanlı-Venedik Harbi 1425-1430 yılları arasında devâm etti. Venediklilerin batı ve doğu devletleriyle ittifâk kurmasına rağmen, Sultan İkinci Murâd Han Şubat 1430'da Selânik'i fethetti. Venedik donanması Gelibolu'da Türk donanmasına taarruz ettiyse de müthiş bir bozguna uğradı. Temmuz 1430'da Osmanlı-Venedik Harbine son veren Lapseki Antlaşması imzâlandı. Selânik Osmanlılarda kaldı. Venedikliler yıllık vergiye bağlandı.İtalyanların hâkimiyetindeki Yanya'da ahâli despot kavgalarından bıkmıştı. Yanyalılar Selânik'te bulunan Osmanlı Sultanı İkinci Murâd Hana mürâcaat edip, Türk adâletine sığınarak hürriyet istediler. Rumeli Beylerbeyi Sinân Paşa, ahâlinin hürriyetine dâir Sultan Murâd Hanın fermânını getirince, şehrin anahtarı Osmanlılara teslim edildi. Böylece 1431'de Yanya ve çevresi de Osmanlı hâkimiyetine girmiş oldu.
Balkan Savaşları sırasında İstanbul'a gelen Fransız Matin gazetesi başyazarı Stephane Lausanne, 1913 yılında yayınlanan kitabında, Osmanlı Devletindeki Ermenilerin yaptıkları zulüm ve katliamları anlatır. Kitabın bir yerinde şöyle bir hadise nakleder:
1890 senesinde Sivas'da Ermeniler isyan çıkararak silahsız Müslüman ahaliye saldırdılar ve bir çok suçsuz insanı katlettiler. Bunun üzerine oraya sevkedilen askeri birlikler hadiseyi bastırdı. Bunun üzerine şehirdeki silahlı Ermeniler, Fransız konsolosluğuna sığındılar. Bizzat konsolos ve eşi onları Osmanlı makamlarına vermemek için direndiler.
Abdullah el-Harrâz hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Rey ve Bağdâd'da ilim tahsîl etti. Çok hadîs-i şerîf ezberledi. Mâlik bin Enes'ten hadîs-i şerîf rivâyet etti... 922 (H.310) târihinde vefât etti.
Sa'id bin Mensûr Horasâni hazretleri İmâm-ı Mâlik hazretlerinin talebelerinden, İmâm-ı Ahmed bin Hanbel hazretlerinin hocalarındandır. Hadis ilminde imam olup, müctehid idi. Üç yüz binden fazla hadis-i şerifi râvileriyle beraber ezberden bilirdi. Horasan'da doğdu. 227 (m. 842)'de Mekke'de vefat etti. Rivâyetlerinden bazıları:
Abdurrahmân İbnü'l-Fahhâm hazretleri kıraat âlimidir. 422 (m. 1031)'de Sicilya'da doğdu. Tahsil için Mısır'a gitti ve burada meşhur hocalardan kıraat dersleri aldı. Daha sonra İskenderiye'ye yerleşen İbnü'I-Fahhâm pek çok talebe yetiştidi. 516'da (m. 1123) İskenderiye'de vefat etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Sultan Mahmut, bir gece yalnız başına şehri dolaşırken bir grup hırsıza rastladı.Hırsızlardan biri:- Ey Adem oğlu sen kimsin, diye sordular.O' da:- Bende sizlerden biriyim, dedi.Daha önce onu hiç görmedikleri halde, her biri, diğerlerinden birinin arkadaşı olacağı zannı ile padişaha ilişmedi, "yabancı biri olsa, hiç tanımadığı, kılıklarından halleri belli olan böyle bir topluluğa kolayca yanaşıp ta; bende sizdenim, diyebilir mi hiç" düşüncesi rahatlattı herkesi. İlişmediler, kabullenip kendi haline bıraktılar.