Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.539.527

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Gençlik, Delilikten Bir Şubedir!

Seyyid Ömer bin Ali hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1002 (m. 1593) senesinde Yemen’de Zafâr denilen yerde doğdu. Ukayl bin İmrân’ın derslerine devam etti. Ondan çok istifâde etti. Sonra Hindistan’a gitti. Orada Seyyid Ebû Bekr bin Hüseyn ile görüştü. Onun yanında bir müddet kalan Seyyid Ömer, ondan da hırka giydi. 1063 (m. 1653) senesinde Hindistan’ın Beycâfûr beldesinde vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Saltanat Tahtina Oturacaktir

Sultan İkinci Selim Hân'ın iki oğlundan biri olan Şehzâde Murâd, Manisa'da vâli idi. Şehzâde Murâd, Hüsâmeddin-i Uşâki hazretlerine, kendisinin sultân olup olmayacağını anlamak üzere, bir mektupla hizmetçisini Uşak'a gönderdi. Uşak'a varan haberci, doğruca Hüsâmeddin-i Uşâki'ye giderek, huzura kabûl edilmesini ricâ etti. Huzûra kabûl edilen haber ci, daha mektubu Hüsâmeddin-i Uşâki hazretlerine vermeden ve ziyâreti hakkında bir şey söylemeden, Uşâki hazretleri ona; "Git! Şehzâdeye söyle! Hemen İstanbul'a hareket etsin. Filan gün saltanat tahtına oturacaktır." dedi.

Vehbi Tülek

Veren De Allahü TeÂlÂdir, Alan Da

Vehbi Tülek

Muslihuddin Efendi’nin Yardimi

Vehbi Tülek

Paşam Siz Haksizsiniz!

Vehbi Tülek

II. Meşrutiyet Devrinde bir paşa, dostlarından biriyle satranç oynamakta; diğer müsâfirleri de, onları heyecanla seyretmektedir. Bir ara bir hamle hakkında ihtilaf doğunca, paşa müsâfirlerine sorar:" Yâhu oyunu seyrediyordunuz! Kim haklı, kim haksız söyleyiniz! der.Müsâfirler, paşanın haksız olduğunu söylemeye cesaret edemedikleri için, susmayı tercih ederler. Tam o sırada odaya giren zurafâdan (yani zarif, nâzik, nüktedân, hoş konuşmayı bilen zeki kimselerden) bir zât," Paşam, der, siz haksızsınız!" Peki ama, der paşa, siz henüz geldiniz, bir şey görmediniz ki!Adam hiç tereddüt etmeden cevap verir:" Eğer haklı olsaydınız, bu kadar insan suâliniz karşısında susmazdı!

İşte, İnsan Bunlari Görüp Gurura Kapilmamali

Vehbi Tülek

Ayni Oyun

Vehbi Tülek

106 - Sultan I. Mahmud'un Duasi

Vehbi Tülek

22 - Ebussuud Efendi Ve Nureddinzade

Vehbi Tülek

25 - Senin Nasibin Diyar-i Rum'dadir

Vehbi Tülek

Derya Üzre Cami

Vehbi Tülek

Saltanat Tahtina Oturacaktir

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

mahşî Bin Humeyr Abdürrahmân Bin Sâbit

İslam ordusu Tebük Seferine çıkmıştı... Resûlullah efendimiz, Eshâb-ı kirâma, "Yarın kuşluk vaktinde Tebük'e ulaşacaksınız. Ben gelmeyince kimse elini suya dokunmasın!" buyurdu. Mücahidler oraya varınca gördüler ki, suyu gâyet az akan bir çeşme vardı. Suya hiç el sürmediler...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Şeyh Süleyman

Vehbi Tülek

Şeyh Süleyman hazretleri Siirt evliyâsındandır. 669 (m. 1271)'de Tillo'da vefat eden Şeyh Hamza Kebir'in kardeşidir. Ağabeyinden birkaç sene sonra vefat etmiş olup, Siirt'in Ulus Mahallesindeki mezarlıkta medfundur. Bir sohbetinde buyurdu ki:

Abdestten Sonra Salevât Söylemek

Vehbi Tülek

Sükût, Seni Özür Dileme Zahmetinden Kurtarır

Vehbi Tülek

Muhammed bin İsmâil Hadramî hazretleri hadîs, tasavvuf ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. Arabistan’ın güneyindeki Hadramut’ta doğdu. Birçok âlimden ilim tahsil edip, hadîs ve fıkıh ilimlerinde âlim oldu. Tasavvuf yolunda ilerledi. Allahü teâlânın sevgili kullarıyla sohbet etti. Sonra Yemen’de Tihâme taraflarında Dıhhî köyünde yerleşti. Kendisine bir dergâh yaptı. Orada dersler vererek ilim öğretti. 651 (m. 1253) yılında orada vefât etti.

Sümeyye Hatun (radıyallahü Anhâ)

Vehbi Tülek

Bugün Öyle Ol Ki, Yarın Mahcup Olmayasın

Vehbi Tülek

Kisrâ, Şîreviyye Ve Yemen Vâlisi Bâzan

Vehbi Tülek

Evtâs Gazâsı Ve Ebû Âmir

Vehbi Tülek

Batman'dan Yükselen Nur Hasan-el Nurânî

Vehbi Tülek

Dağıstanlı Hâfız Efendi

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Yüz Vermedin!

Yüz Vermedin!

Fakih Îsâ bin Muhammed şöyle anlatır:

Uzak bir diyârda idim. Abdullah el-Ayderûs'u açıkça bulunduğum yerde görmeyi temenni etmiştim. Mescide gittim. Oraya bir dilenci ve yanında birisi gelip benden bir şey istedi. Bir şey vermedim. Oradan ayrılıp başka yere gittim. O dilenci ve yanındaki kişi benim arkamdan geldi. Sonra yine yanıma yaklaşarak benden bir şeyler istedi. Yine yüz vermedim. Bunun üzerine o dilenci ve yanındaki ayrılıp gitti. Bir müddet sonra ben, Abdullah el-Ayderûs'un bulunduğu yere döndüm. Şeyh Abdullah'ın yanına giderek; "Ben sizi gittiğim yerde alenen görmeyi temenni ettim. Lâkin bu isteğim hâsıl olmadı." dedim. Bunun üzerine Ebû Muhammed el-Ayderûs ; "Sana aleni görünmem hâsıl oldu. Falan gün duhâ vaktinde sen falan mescidde idin. Senin yanına bir dilenci geldi. Yanında birisi de vardı. Senden bir şeyler istediler. Onlara bir şey vermedin. Sonra kalkıp bir yere gittin. Onlar da seni tâkib etti ve yine bir şeyler istediler. Yine yüz vermedin. İşte o dilencinin yanındaki ben idim. Ben, senin yanına o kılıkla gelmiştim." dedi. Ben; "Efendim! Sizin dedikleriniz doğrudur. Fakat o size fazla benzemiyordu." deyince, Şeyh Abdullah da; "Eğer ben bu hâlimle senin yanına gelse idim, sen beni tanır ve insanlara haber verirdin." buyurdu.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Fahreddin-i Acemi Ve Hurufiler

Vehbi Tülek

Elini Değil, Ayağini Uzatmiş

Vehbi Tülek

Biz Söze Bakmayız, Öze Bakarız

Yeterki Kalbi Kirilmasin

Derdi Olan Neylesin?

Yeterki Kalbi Kirilmasin

Anzakli Ömer

Sarik Ve Sakal

Bereketi Var Mı?

Vehbi Tülek

Garip Karşilanan Bir Adak

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek

Abdullah-i EnsÂrî

Vehbi Tülek

Minareden Okunan Şiir

Vehbi Tülek

Hakikati Görmek

Vehbi Tülek