Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.212.256

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Susan Güzel Suâl Sorar Ve Güzel Anlatır

İmâm-ı Ebû Amr bin A’lâ hazretleri Tabiînden olup, yedi kırâat imamından üçüncüsüdür. 70 (m. 689) senesinde Mekke’de doğdu. Basra’da yaşadı. Yahyâ bin Ya’mer, Hasan bin Ebû Hasan Basrî, Saîd bin Cübeyr, İkrime, Mücâhid ve daha birçok büyüklerden Kur’ân-ı kerîm kırâat eden Ebû Amr hazretleri, yedi kırâat imâmı (Kurrâ-i Seb’a) içinde üstadı en çok olanıydı. Enes bin Mâlik (radıyallahü anh), Ebû Sâlih Semân ve Atâ’dan ve daha başkalarından hadîs-i şerîf rivâyet etti. Kur’ân-ı kerîm ve Arabî ilimlerde zamanının en âlimi idi. 154 (m. 770) senesinde Şam’a giderken Kûfe’de vefât etti.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Surre Alayi

Daha Büyük KerÂmet Mi Olur?

Seydi Ali Reis

Şikayet

Mazarratli Harfler Kaçtir?

Cünnetü'l-esmâ

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

I. Viyana Kuşatmasi

Mohaç'ta Macaristan ordusunu tamâmen imhâ edip, bölgeyi Osmanlı Devleti sınırları içine katan Kânûni Sultan Süleyman Han, savaştan sonra Budapeşte'ye gelip Macaristan'ın yeni statüsünü tespit etmişti. Buna göre Macaristan, Osmanlı Devletine bağlı bir krallık olarak bilinen ve Mohaç Muhârebesine katılmayan Transilvanya (Erdel) Voyvodası Zapolya'ya verilecekti. Nitekim Kânûni Sultan Süleymân Han, 16 Ekim 1526'da Macaristan tâcını Zapolya' ya veren târihi fermanını imzâladı ve Budapeşte'de Macaristan tahtına geçirdi. Ancak Zapolya Osmanlılar sâyesinde Macar Kralı seçilmesine rağmen kral olduktan sonra Osmanlı lara fazla yaklaşmaktan çekindi. 1527 baharında toplanan Regensburg İmparatorluk Meclisin de Osmanlılara karşı yardım dahi istemişti. Ancak bu sırada Alman İmparatoru Şarlken'in tahriki ve desteğiyle Avusturya Arşidükü Ferdinand büyük bir ordunun başında olarak harekete geçti. Tokaj'da Zapolya'nın kuvvetlerini yenerek 20 Ağustos 1527'de Budin'e girdi. Lehistan kralına sığınmak zorunda kalan Zopolya tekrar Osmanlılardan yardım istemeye mecbur kaldı. Zapolya yardım isteğinde bulunmasa dahi Osmanlıların bu duruma müsâade edebileceği düşünülemezdi. Ancak onun yardım talebi, Osmanlıların daha fazla işine yaramış ve durum Zapolya'nın müdâfaası şekline dönmüştür. 10 Mayıs 1529'da 200.000 kişilik bir ordu ile sefere çıkan Kânûni, 7 Eylül'de Budin'e girdi. Zopolya'yı Macar tahtına oturttu. Şehirde altı gün kadar kaldıktan sonra Ferdinand ile karşılaşmak niyetiyle Viyana'ya doğru yürüme kararı aldı. Avusturya-Macar sınırındaki Ovar kasabasını alan Osmanlı ordusu, Viyana önlerinde toplanmaya başladı. Bu arada Ferdinand ise kuvvet toplamak için Avusturya içlerine çekilmişti.

Vehbi Tülek

Asil Ruh

Vehbi Tülek

Kanuni Ve Pir Ali Efendi

Vehbi Tülek

Bir Kaşik Tuz

Vehbi Tülek

Sultan III. Mehmed zamanında, Rumeli'de Yenice kasabasında mübarek bir zat vardı. İhtiyacı olan ona koşar, sıkıntısı olanın derdini o giderirdi. Fakat kendisi bir sürü derde mübtela idi ama halinden hiç şikayetçi değildi. Birgün dergahın bahçesindeki havuzun kenarında otururken bir talebesi gelerek, başına gelen bir musibetten uzun uzun şikayet eder. O zat, o talebesinden bir bardak su, bir miktar tuz ve bir çorba kaşığı getirmesini ister. İstedikleri getirilince, bir kaşık tuzu bir bardak suya atıp karıştırır ve talebesine, bunu içmesini söyler. Tuzlu sudan bir yudum içen talebe hemen yüzünü buruşturur ve "Efendim, su çok tuzlu, içemiyeceğim" der. Sonra o zat yine kaşığı tuzla doldurur ve bu sefer havuza atarak karıştırır ve talebesine, havuzdaki sudan içmesini söyler. Talebe havuzdan kana kana içer. "Nasıl, su tuzlu mu" diye sorduğunda talebe "Hayır efendim, gayet tatlı geldi" cevabını verir. O zaman o mübarek zat şu ibretli nasihatı verir: "Oğlum, bir kaşık tuz, her zaman aynı acılıktadır. Fakat bunu bir bardak suda içmek, insana zahmet verdiği halde, bir havuz suda içince hiç hissedilmiyor. Çünkü havuzun genişliği içinde kayboluyor. İşte, göğsü bir bardak kadar dar insan, kendisine gelen bir kaşık tuz kadar dert ve belaların acısına tahammül edemez. Fakat göğsü havuz kadar geniş insan ise, kendisine isabet eden, bir kaşık değil, bir kazan tuz kadar belaları tatlılıkla karşılar, o dert ve belalar onun geniş göğsü içinde kaybolur gider de kimsenin haberi olmaz."

Ne Diye Akçe Versin

Vehbi Tülek

95 - Sultan Ahmed'in Rüyasi

Vehbi Tülek

Alman İmparatorunun İstanbul Ziyareti

Vehbi Tülek

İstanbul’un Sulari

Vehbi Tülek

Mahmud Şevket Paşa Suikasti

Vehbi Tülek

Çelebi Halifenin Kerameti

Vehbi Tülek

Ii. Mahmud HÂn’in Asilerin Elinden Kurtulmasi

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Ubeydullah Serahsî

Ubeydullah Serahsi hazretleri hadis hafızı, yani yüz binden fazla hadis-i şerifi ravileriyle birlikte ezbere bilen âlimlerdendir. İran'da Serahs'ta doğdu. İlk tahsilinden sonra Nişâbur'a giderek orada hadis âlimlerinden ders alarak tahsilini tamamladı ve Fârâb'da yerleşerek burada hadis dersleri verdi. 241 (m. 855)'de vefat etti. Şöyle nakletmiştir:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Şartlarına Uygun Namaz Kılanlar Kurtuluşa Erer!

Vehbi Tülek

Zübeyr bin Ahmed hazretleri hadîs, kırâat ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. Basra’da doğup büyüdü. İlim tahsili için Bağdâd’a gitti. Birçok âlimden ilim alıp, hadîs, fıkıh ve kırâat ilimlerinde yüksek derecelere kavuştu. 317 (m. 929) senesinde vefât etti. Şafiî mezhebinin hükümlerini bildiren “el-Kâfi” adındaki fıkıh kitabı meşhûrdur. Bu eserinde şöyle buyuruyor:

Sünnet-i Müekkede Ve Sünnet-i Gayr-i Müekkede

Vehbi Tülek

Kul, Bir Şey Yapmak Isteyince

Vehbi Tülek

Kutbeddin Mahmûd Şirâzi hazretleri fıkıh ve tefsir âlimi olup meşhur bir tabipti.. 634 (m. 1236)'de İran-Şirâz'da doğdu. Şihabüdddin Sühreverdi'nin talebelerindendi. Anadolu'ya giderek Sivas ve Malatya kadılıkların­da bulundu. Ardından Şam'a gitti, sonra Tebriz'e yerleşti ve 710 (m. 1311)'de orada vefât etti.
Bu mübarek zat bir dersinde buyurdu ki:

Allahü Teâlânın Irâdesine Teslim Olmak Lazımdır

Vehbi Tülek

Sigetvar Gazisi Ali Dede

Vehbi Tülek

Köstendilli Hasan Efendi

Vehbi Tülek

Şöhreti Seven Kimse Allahtan Korkmaz

Vehbi Tülek

Mizah Yapan Hafife Alınır

Vehbi Tülek

Ebû Şube Hadramî Hazretleri

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Ayyaşin Sonu

Ayyaşin Sonu

Herkesin birbirini tanıdığı küçük bir kasabada, bir ayyaş yaşıyordu. Bütün gününü, gecelerinin çoğunu kasabanın meyhanesinde geçiriyordu. Evini, işini, çoluk-çocuğunu çoktan unutmuştu. Bu yüzden herkes kendisinden nefret ediyordu. Kimse kendisiyle ne doğru dürüst konuşuyor, ne de selam alıp veriyordu. Bu haldeyken günün birinde vakti saati doldu ve öldü. Kendisine yaşarken duyulan hoşnutsuzluk ölümünden sonra bile sürdürüldü. O kadar ki, namazını kılacak kimse çıkmadı. Cenazesi ortada kaldı. Adamın karısı, kocasının ölüsünü bir küfeye koyup sırtına yüklendi ve gömmesi için o çevrede yaşayan ve iyilik severliği ile tanınan bir çobana götürdü. Çoban bir çukur açıp adamı gömdü. Ardından herkes "Cehennemi boylamıştır" diye dünüşünüyordu.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Veliye Rastlamak İstiyorsan

Vehbi Tülek

Değişen Sizin Kalbiniz

Vehbi Tülek

Allah'ın Takdirine Kulun Aklı Ermez

Allah’a Firar Et

Bize Teveccüh Edin

Bülbülün Zikri

Onun Görmediği Yer

Cünnetü'l-esmâ

Sarayda İftar

Vehbi Tülek

Değişen Sizin Kalbiniz

Vehbi Tülek

Allahü TeÂlÂyi Bilir Misin?

Vehbi Tülek

Abdullah El-acemî

Vehbi Tülek

Değişen Sizin Kalbiniz

Vehbi Tülek

Başka Du Bilmez Misin?

Vehbi Tülek