Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.501.148

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Fıkıh âlimlerinin Bildirdiklerine Uyun!

Şihâbüddîn Gazzî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 770 (m. 1368) senesinde Filistin’de Gazze’de doğdu. Kudüs’e ve Şam’a gidip, oradaki büyük âlimlerden Şafiî mezhebi fıkıh ilmini tahsil etti. Bir müddet kadılık, sonra müderrislik yaptı. 822 (m. 1419) senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Silahdar Ali Paşa’nin Venedik Muharebesi

Veziriazam Silahdar Ali Paşa, Osmanlı ordusunun başında olduğu halde Selanik'e doğru ilerliyordu. Uzun zamandır şirretlik eden Venediklilere haddini bildirecekti. Lakin meydan muharebesine cesaret edemeyen Venedikliler ortalarda görünmüyordu. Hepsi son derece müstahkem kalelere çekilmişlerdi. Ali Paşa, Kara Murat Paşayı stratejik bir kale olan Tinos ve Moron'un zaptı için gönderdi ve sonra Selanik'e ulaştı. Burada Osmanlı donanması ile buluştu. Sonra da Korint'e yürüdü. Burası son derece yalçın, yekpare bir kaya üzerinde heybetli bir kaleydi. Buna rağmen 12 saatte Osmanlıların eline geçti. Burada bir miktar asker bırakan Ali Paşa Annapolis'e yürüdü. 12 Temmuz 1715 günü muhasara başladı. Ordu kale önlerine geldiğinde gece olmuştu. Kalenin silüetiyle beraber daha geri de onu muhafaza eden tabyalar kabarık, siyah, müphem yığınlar halinde görünüyordu. Ali Paşa ordusunu yaymış, bir anda kuşatacak şekilde kale ve tabyalara yaklaştırmıştı. Öyle ki, "konma" işi yapıldığı zaman, muhasara da kendiliğinden gerçekleşecekti. Doğru su çok yorucu bir yolculuktan sonra bu usûl pek yerinde olmuştu.

Vehbi Tülek

Barbaros’un İstanbul’a Gelişi

Vehbi Tülek

Böyle Soruya Böyle Cevap

Vehbi Tülek

Silada

Vehbi Tülek

1915 senesi Kasım ayının soğuk bir akşam vakti. Afyon ile Uşak arasındaki Işıklar istasyonunda duran trenden üç asker indi. Bunlardan biri, geçen kış Kafkas cephesinde savaşmış bir süvari onbaşısı, biri Çanakkale'de omzundan yaralanmış bir topçu çavuşu, diğeri de Mısır cephesinde döğüşmüş bir piyade neferi idi. Bunlar iki yıl evvel aynı köy den çıkıp da her biri memleketin birer ucunda harp etmiş üç hemşehri, aynı günlerde yaralanıp, garip bir tesadüf eseri İstanbul'da askeri hastanede, hatta aynı koğuşta buluşmuşlardı. Bir aydan fazla süren tedavilerinden sonra 60 gün tebdili hava verilmiş ve memleketlerine doğru yola çıkmışlardı. Bunlardan Ahmet ile Osman çavuş birbirlerine akraba idi. Emin onbaşı da onlara komşuydu.

Sultan Ii. Muradin Oğlu Ii. Mehmede Öğütleri

Vehbi Tülek

Sultan Ii. Bayezid Ve Baba Yusuf Sivrihisari

Vehbi Tülek

Sultan Ii. Mahmud’un Rumeli Seyahati

Vehbi Tülek

Tasi Taraği Topladik

Vehbi Tülek

Şehid Padişah Iii. Selim HÂn

Vehbi Tülek

Çandarli Kara Halil

Vehbi Tülek

Şemseddin Sivasi Ve Sultan Iii. Mehmed Han

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Aşçı Yahya Baba...

Yahya Baba, II. Bâyezid Hân zamanında, Edirne Bâyezid Külliyesi'nin aşçılarından biridir... Arkadaşları hoşaf, kebap sebze, bakliyat pişirir. Ama onun ihtisası pilavdır. Mübârek işe girişti mi, ibadet ettiğini sanırsınız. Pirinçleri salevat getire getire ayıklar, yağını tekbirlerle eritir. Tuzunu Besmele ile, suyunu Fatihalarla salar. Zaman zaman gözünü yumar, enbiyayı, evliyayı aracı yapar, Allah'tan bereket arzular...
Onun pilavı herkese yeter, hatta artar. Ancak o tek pirinç tanesine bile kıyamaz; artanı Tunca Nehrine atar. Balıklar onun geleceği saati bilir, köprü başında toplanırlar.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Ali Venâi

Vehbi Tülek

Ali Venâi hazretleri, Mısır'da yaşamış olan velilerdendir. 1756 (H.1170) senesinde doğdu. 1797 (H.1212) senesinde Medine-i münevverede vefât etti. Vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:

Hadis-i şerifte, (Bir işinizde şaşırırsanız ölmüşlerden yardım isteyiniz!) buyuruldu. Alimlerimiz, bu hadis-i şerifi açıklarken diyor ki:

Yâsîn-i Şerîfte Bir Isim Vardır Ki

Vehbi Tülek

Şeyh Seyyid Nûreddîn Efendi

Vehbi Tülek

İstanbul'da yetişen evliyânın büyüklerindendir. Seyyid Alâüddin Efendi'nin torunudur. 1062 (m. 1652) senesi Receb ayında İstanbul'da doğdu. 1160 (m. 1747) senesinde İstanbul'da vefât etti. Sünbül Efendi dergâhının bahçesine defnedildi.
Nûreddin Efendi altı yaşında iken babası vefât etti. Küçük yaşta öksüz kalan Nûreddin Efendi, zamanın büyük velilerinden olan Şeyh İbrâhim Nakşi Sünbüli hazretlerinin terbiyesinde yetişti. Yirmiyedi yaşında hocasından aldığı maddi ve manevi ilimleri tamamlayarak hilâfet makâmına yükseldi. Hocasının vefâtı üzerine Sünbül dergâhının şeyhi oldu. Bu dergâhda altmışdokuz sene yedi ay insanlara doğru yolu gösterdi ve talebe yetiştirdi.

Ebû Saîd Kaylavî

Vehbi Tülek

Endülüslü Velî: Bekâ Bin Mahled

Vehbi Tülek

Salevat Okuyanlar Fakirlik Görmezler

Vehbi Tülek

O Benim Bir Ihsanımdır

Vehbi Tülek

Ebû Kılâbe Cermî

Vehbi Tülek

Mehmed Nûri Efendi

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Kânûni Sultan Süleymân'ın vezir-i âzamı olan Rüstem Paşanın terzibaşısının kardeşinin oğlu olan Ali Efendi, Tırhala'dan getirilerek amcasının yanında yetiştirildi. Rüstem Paşa, 1548' de İran Seferinden dönerken Ankara yakınlarına gelince, Bayramiyye yolu büyüklerinden Hüsâm Efendiyi berâberindekilerle birlikte ziyârete gitti. Sohbet esnâsında orada bulunan larla tek tek tanışan Hüsâm Efendi, Terzibaşının yeğeni olan genç Ali Efendiye gelince onun ne işle meşgûl olduğunu sordu. Terzilik mesleğiyle uğraştığı söylenince, terzilerin piri olarak kabûl edilen İdris aleyhisselâma nisbetle ona İdris lakabını verdi. Ali Efendiyi hizmetine ve talebeliğe kabûl etti. Bir müddet Hüsâm Efendinin hizmetinde ve sohbetinde bulunan Ali Efendi, tasavvuf yolunda ilerledi. Daha sonra İstanbul'a gelen Ali Efendi, ticâretle meşgûl oldu. İlk zamanlar ticâret sebebiyle Belgrad, Filibe, Sofya, Edirne, Gelibolu gibi memleketlere gitti. Gittiği yerler deki âlim ve evliyâ zâtların sohbetlerinde bulunup tasavvuf yolunda yükseldi. Defâlarca hac vazifesini yapmak için Hicaz'a gitti. Oradan Yemen'e gitti. Son zamanlarında ticâreti bırakıp İstanbul Fâtih Çarşamba'da Mehmed Ağa Câmii yakınındaki evinde ikâmet etti. Ticâreti, emrinde bulunan kimseler yürüttüler.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Kadı Iyâd Hazretleri Ve Dürüst Genç

Vehbi Tülek

Zahiri Hükümdarin Celaline Tutuldum

Vehbi Tülek

Hizir Aleyhisselam Nasil Görülür

Bereketi Var Mı?

Yuhçu Baba

Dördüncü Murad Han Ve Ankaravi İsmail Efendi

Gül Yaprağı

Abdullah El-acemî

Her Şeyi Göze Almıştı!

Vehbi Tülek

Garip Karşilanan Bir Adak

Vehbi Tülek

Ana Hakkı Ve Alkama'nın Sonu

Vehbi Tülek

Arafatta Görüşürüz

Vehbi Tülek

Allah Haramdan Kaçani Korur

Vehbi Tülek

Bize Teveccüh Edin

Vehbi Tülek