Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.413.650

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Ölümü Hatırlamak, Haram Işlemeye Cesareti Azaltır!

İbrâhîm bin Ebî Bekr Tilmsânî hazretleri Mâlikî fıkıh âlimlerindendir. 609 (m. 1212)’de Cezayir’in Tilmsân şehrinde doğdu. Endülüs’te (İspanya) Gırnata (Granada) ve Mâleka’da (Malaga) tahsil yaptı. Sonra Fas’ta Sebte’ye yerleşerek talebe yetiştirdi. 690 (m. 1291)’de orada vefat etti. “Urcûzetü’t-Tilmsânî fi’l-ferâiz” isimli eseri feraiz ilmine dairdir. Bu kitabında şöyle yazmaktadır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

İlk Hristiyan Vezir

19. Yüzyıl, Avrupa devletlerinin Osmanlı'nın iç işlerine müdahale olaylarıyla doludur. Özellikle Hristiyan Osmanlı tebaasının haklarını korumak ve güvenliğini sağlamak maskesi altında yapılan bu müdahaleler, aslında emperyalist taarruzun inkişaf safhasını teşkil eder. Ana hedef, Avrupa'nın doğusunda, Ortadoğu'da, Afrikanın kuzeyinde yeni nüfuz ve hakimiyet sahaları teşkil etmekti. Şüphesiz, bize karşı blok halinde yüklenen devletler, kendi aralarında da kıyasıya çekişmekteydiler.

Vehbi Tülek

Galiçya Cephesinde Bir Türk Çocuğu

Vehbi Tülek

Kanuninin Atinin Üzengisi

Vehbi Tülek

16 - Yavuz Ve Sina Çölü

Vehbi Tülek

Yavuz Sultan Selim'in iki atı vardı: Akduman ve Karaduman. Sulh zamanlarında Akduman'la dolaşırdı. Harpte ise Karaduman'a binerdi. İkisi de çok cins Arap atlarıydı. Akduman'ın kuyruğu ve yeleleri pek gösterişliydi. Karaduman ise, uzun bacaklı ve daha kuvvetliydi. Alnı ak akıtmalı, ayakları sekiliydi. Hiçbir yarışta onu geçen görül memişti. Güzel bir sonbahar sabahı, Cihan Padişahı Yavuz Selim Han at gezintisi yapıyordu. Yanında can yoldaşı Hasan Can bulunuyordu. Yavuz'un, Allah, Peygamber ve atlarından sonra en sevdiği insandı. Gizli ve açık müşküllerini sadece onunla dertleşirdi. Fakat Hasan Can merak içindeydi. Çünkü büyük Padişah, bugün Karaduman'a binmişti.

Burasi Hakikat Sultanlarinin Payitahtidir

Vehbi Tülek

İngiliz Kraliçesi I. Elizabeth Osmanli Himayesinde

Vehbi Tülek

İngiliz Tüccarlar Fesad Çikariyorlar

Vehbi Tülek

İlk Hristiyan Vezir

Vehbi Tülek

Zigetvar Kalesi Ve Bahri Dede

Vehbi Tülek

Pîrî Reis

Vehbi Tülek

Sirplara Osmanli Hoşgörüsü

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Allahü Teâlâ, Sizin Için Kolaylık Istiyor

Muhammed Ezheri hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1714 (H.1126) senesinde Cezâyir'de doğdu. 1793 (H.1208) senesinde orada vefât etti. Küçük yaşta Kâhire'ye gitti. Ezher Câmii hatibi ve imâmı Muhammed bin Sâlim Hafnâvi'den, ilim ve tasavvuf yolunun edebini öğrendi. Sonra memleketine dönerek talebe yetiştirdi. Buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Muhammed Ibn-i Cemâ'a

Vehbi Tülek

Muhammed ibn-i Cemâ'a hazretleri, Şafii mezhebi fıkıh âlimlerinin büyüklerindendir. 749 (m. 1349)'da Medine'nin Kızıldeniz'deki iskelesi Yenbu şehrinde doğdu. 819 (m. 1416)da Kâhire'de vefât etti. Vefatından kısa bir zaman evvel bir dersinde buyurdu ki:

Nevrokoplu Osman Efendi

Vehbi Tülek

Ferruh Çelebi

Vehbi Tülek

Ferruh Çelebi, on altıncı asır velilerindendir. Neseben hazret-i Ebû Bekr'e dayanır. Doğum târihi belli değildir. Bursa'da yaşadı ve 1592 (H. 1000) yılında Konya'da vefât etti...
Ferruh Çelebi, Bursa'da Sultan Murâd Türbesi şeyhi iken, hasedçilerin kötülemesine mâruz kaldı. Bu gibi sözlere üzüldü ve göre-vinden ayrılarak Konya'ya geldi. Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi hazretlerinin türbesi yanındaki mevlevihânede dersler vermeye başladı. Meclisi kısa zamanda âlimlerin, devlet ileri gelenlerinin ve halkın toplandığı bir yer oldu. Derslerinde anlattığı Mesnevi'den bazı hikmetli sözler:

Rehber, Talebesinin Her Derdine Derman Olur

Vehbi Tülek

Şeyh Selîm El-mesûtî

Vehbi Tülek

Molla Ali Efendi

Vehbi Tülek

Fitne Çıkaran Sahte Ve Câhil Din Adamlarından Sakının!

Vehbi Tülek

Kıyâmet Günü, En Önce Ben Şefaat Edeceğim

Vehbi Tülek

Allahım, Takvâyı Bunlara Azık Et!

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Abdullah El-acemî

Abdullah El-acemî

Zamânın sultânı Melik Zâhir Mücirüddin, bir defâsında Abdullah el-Acemi hazretlerinin köyüne gitmişti. Abdullah el-Acemi bahçelerde bekçilik yapıyordu. Melik onu bir bahçe içinde görüp:

"Ey Genç! Bize tatlı bir nar getir." deyince, bulunduğu bahçedeki bir nar ağacından nar koparıp götürdü. Melik kesip tadına baktı ve; "Bu nar ekşi sen nasıl bekçisin narın ekşisini tatlısını ayırd edemiyorsun?" dedi.

Abdullah el-Acemi kendisine âid olmayan meyvelerden hiç yemediği için, ekşisini tatlısını bilmiyordu. Melik'in sözleri üzerine hem üzüldü hem de mahcûb oldu. Gidip bir ağacın altında namaza durdu ve iki rekat namaz kılıp şöyle duâ etti: "Yâ Rabbi bana hangi narın tatlı olduğunu bildir, gidip Melik'e vereyim..."

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Allah'tan Utanandan Her Şey Utanir

Vehbi Tülek

Yakub-i Germiyani’nin Yağmur Duasi

Vehbi Tülek

B0r Çuval Toprak

Hazreti Hâlid'in Üstün Başarısı

Onun Görmediği Yer

Her Şeyi Göze Almıştı!

Tüccarin Rüyasi

Bülbülün Zikri

Gördünüz Rüyadan Haberimiz Var

Vehbi Tülek

Anzakli Ömer

Vehbi Tülek

Bana İyi Bir Elbise Yapiver

Vehbi Tülek

Senin İsmin Defterden Silinmiştir

Vehbi Tülek

"encümen-i Bîzebân"

Vehbi Tülek

Iv. Mehmed Han Ve Ahmed CÂhidî Efendi

Vehbi Tülek