Esas Pehlivan, Nefsine Galip Gelendir!
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
(Rahmetullahi Aleyh)
e-Gazete (Bugün)
Bizim Sayfa (Bugün)
16.488.031
Caliyet-ül Ekdar
Silsile-i Aliyye Büyükleri
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Sultân Süleymân Han, Rodos'u fethe karar vermişti. Adanın fethi sırasında, Alvân Hamevi'nin beyaz bir at üzerinde harbe katılıp yardım ettiği, kale kapısını açtığı görüldü. Bu durum, vezir ve ileri gelenlere haber verilince, gerçekten kapının açık olduğunu gördüler. Hep birlikte kapıdan içeri girdiklerinde, Alvân Hamevi'nin, bir toplulukla namaz kıldığını gördüler. Sonra hâdiseyi gören birisi Hama'da Alvân Hamevi ile karşılaşınca ağladı. Alvân Hamevi ona;"Yavrum, gördüğün şeylerden kimseye bahsetme, yoksa helâk olursun." buyurdu. Fakat o şahıs bu durumu gizlice başkalarına söyleyince, Alvân Hamevi ona birini gönderip, bunları anlatmaktan men etmesini söyledi. Gönderdiği şahıs, gidip, "Niçin herkese anlatıyorsun? Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terketmesi müslümanlığın güzelliğindendir. Bunu bilmiyor musun?" dedi.
Büyük ve uzun ömürlü devletler üstün adaletle kâimdir. Zulüm üzerine kurulmuş devlet ve imparatorluklarda olmuş ise de ömürleri kısa sürmüştür. Kendisine mahsus hususiyetleri, bilhassa kendi dışındaki dinlere tanıdığı çok geniş haklar, daha doğru bir ifade ile diğer dinlerin islerine, ibâdetlerine ve âdetlerine hiç karışmamakla özellik gösteren Türk adaleti çok yüksek meziyetlere sahip bir adalettir.Onaltinci yüzyıl için F. Dowey söyle demektedir; "Birçok Hıristiyan, adaleti ağır ve kararsız olan Hıristiyan ülkelerindeki yurtlarını bırakarak, Osmanlı ülkelerine gelip yerleşiyorlardı. Onbesinci yüzyıl için F. Babinger ise; "Osmanlı padişahının ülkesinde herkes kendi hâlinde.bahtiyâr olabilirdi. Mutlak bir dini hürriyet hüküm sürerdi ve kimse su veya bu inanca sahip olduğundan dolayı bir güçlükle karsılaşmazdı." demektedir. Bizzat padişah adalete itaat ederdi. Üçüncü Sultan Mustafa Hân (1757-1774) beylerbeyi sarayını genişletmek istemişti. Bunun için civardaki bir dul kadının arsasını almak lâzımdı. Kadın arsasını satmak istemeyince, padişah zorla arsayı almayı aklından geçirmedi. Fakat sarayın eskiyen bir kısmını yıktırdı ve halka mahsus bir bahçe hâline getirdi.
Sefer Efendi, Manisa velilerindendir. Anadolu'nun fethi için bölgeye gelen Horasan erenlerindendir. Demirci ilçesinin fethinde bulunmuş olup, türbesi de bu ilçede Kıran (Şeyh-i İlâhi) Câmii'nin bahçesindedir.
Bu mübarek zat, vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:
Birçok evliyanın hayatını kaleme alan Reşâhat kitabının müellifi Ali bin Hüseyin el-Vaiz enteresan bir hadiseyi şöyle hikâye ediyor: Bir gün Şeyh Abdülkebir hazretlerinin meclislerine girdim. Harem seyyidleri, şeyhleri, âlimleri ve fakihlerinden, meclislerinde pek çok kişi vardı. Şeyh hazretleri ilâhi marifetten söz ediyorlardı. Fakih geçinen ve Allah ehli ile olanların kelâmlarını inkâriyle tanınan kaba bir adam şeyh hazretlerine itiraz etmeğe yeltendi...
Bandırmalı Hamid Efendi "rahmetullahi aleyh" Celveti tarikati şeyhlerinden olup, İstanbul Üsküdar'daki Bandırmalızâde Tekkesi'nin kurucusudur. 1139 (m. 1726)'da Üsküdar'da vefat etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:
Meşhur evlilyadan olan Abdullah Kalanisi hazretleri bir defasında gemi ile yolculuk ederken şiddetli bir fırtınaya yakalandı. Gemide bulunan yolcu ve mürettebat dua ettiler ve birer adakta bulundular. Abdullah Kalanisi'nin de bir adakta bulunması için kendisine işaret ettiler. Abdullah Kalanisi, kendisine adakta bulunması için işaret edenler: -Ben şu fani dünyadan alakamı kestim. Beni böyle işlere karıştırmayın, dediyse de dinlemediler ve adakta bulunması için ısrar ettiler. Onların bu kadar ısrarları karşısındfa Abdullah Kalanisi: -Eğer Allah beni buradan sağ salim kurtarırsa ben fil eti yemeyeceğim, diye onlara göre garip bir adakta bulunur.