Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.461.332

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Affın, Intikam Almaktan Efdal Olduğunu Unutma!

Hamîdüddîn Fergânî hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 805 (m. 1403) senesinde Tebrîz civarında Merâga’da doğdu. Bağdad ve Kâhire’ye gidip fıkıh ilmi tahsil etti. Sonra Şam’da tahsiline devam etti. İcazet alarak talebe yetiştirdi. 867 (m. 1463) senesinde Şam’da vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Osman Gazi’nin Rüyasi

Edebâli hazretlerinin kendi parasıyla yaptırıp talebelerine ders verdiği Bilecik'teki zâviyesini ziyâretlerinden birinde, Osman Bey bir rüyâ gördü. Rüyâsını hocası Edebâli hazretlerine anlattı. Osman Beyin rüyâsında, Edebâli hazretlerinin koltuk altından çıkan bir nûr, gelip Osman Beyin göğsüne girdi. O nûrun girmesiyle, Osman Beyin karnından bir ağaç peydâ oldu. Birden dallanıp budaklandı. Dalları çok yükseklere ulaştı. Altındaki nice dağlar ve nehirleri gölgeledi. Onun gölgesindeki dağ ve nehirlerden birçok insan gelip istifâde etmeye başladığı sırada, Osman Bey uyandı. Edebâli hazretleri, Osman Beyin böyle bir rüyâ görmesine çok sevindi. Onun yapacağı büyük hizmetlerde, kendisi nin de nasibi olmasına çok şükretti. Osman Beyin bu güzel rüyâsını şöyle tâbir etti: "Oğul sen, Ertuğrul Gâzi oğlu Osman, babandan sonra "Bey" olacaksın, kızım Mâl Hâtunla evleneceksin. Benden çıkıp sana gelen nûr budur. Sizin asil ve temiz soyunuzdan nice pâdişâhlar gelecek. Onlar, nice devletleri bir çatı altında toplayacaklar. Allahü teâlâ, nice insanın huzur ve saâdete kavuşmasına, din-i İslâmla şereflenmesine senin neslini vesile edecek." dedi. Osman Beyi tebrik etti. gözünün nûru kızını, bu mübârek insana nikâh etti. Osman Beyin, Mâl Hâtunla izdivâcından Orhan Bey dünyâya geldi.Edebâli hazretleri, dâmâdı tarafından kurulan Osmanlı Devletine mânevi güç verdi. Sultan Osman Gâzinin hürmet ettiği, her hususta istişâre edip danıştığı en yakın yardımcılarından oldu.

Vehbi Tülek

O Zaman Kiliç Ve Ok Devri İdi

Vehbi Tülek

Rumeli Hisari Ve Fatih

Vehbi Tülek

Tasi Taraği Topladik

Vehbi Tülek

Vaktiyle İstanbul'da Abbas isminde yaşlı bir dilenci vardı. Bilhassa her sene Ramazan ayında dilendiği paralarla yüklü bir servete sahip olmuştu. Dilenciliğe yeni başlayan bir çingene genci, Abbas'ın namını duymuştu. Onu görüp, bu mesleğin püf noktalarını öğrenmek istiyordu. Nihayet bir Ramazan gecesinde hamama girdiğini görüp, ardınca içeri daldı ve kurna başında yanına yaklaşıp şöyle dedi: -Efendim! Bendeniz dilenciliğe başlamaya karar verdim. Umarım ki bu asil sanatın inceliklerini bu kulunuzdan esirgemezsiniz. Ne türlü usül ve kaidesi var ise bilcümle öğrenmek isterim. Şu mübarek geceler hürmetine lutfediniz. Abbas cevap verdi:-Peki evlat öğreteyim. Dilenciliğin başlıca üç kuralı vardır, kulağına küpe olsun. Bir, her nerede olursa olsun istemeli. İki, her kimden olursa olsun istemeli ve üç, her ne olursa olsun istemeli.

Osmanli Konağinda

Vehbi Tülek

40 - Şeytani Döven Türk

Vehbi Tülek

34 - 93 Harbinden Bir Sayfa

Vehbi Tülek

Sarayda Bir Doğum

Vehbi Tülek

25 - Senin Nasibin Diyar-i Rum'dadir

Vehbi Tülek

Vehhabi İsyani Ve Kavalali İbrÂhim Paşa

Vehbi Tülek

Bu Ecel Teridir

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Ahirette Bütün Insanlar Ve Canlılar Diriltilecek

Üstâd Ebû Mensûr Bağdâdî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerinin büyüklerindendir. İsmi, Abdülkâdir bin Tâhir olup, "Üstâd" lakabı ile tanınır. Bağdad’da doğup yetişti. Çocukluğunda babası ile beraber Horasan’a gidip, Nişâbûr âlimlerinden ilim ve hadîs-i şerîf öğrendi. Daha sonra İsferâîn’e gidip, Ebû İshâk İsferâînî’nin derslerine devam etti. Onun vefâtı üzerine talebelere ders okuttu. 420 (m. 1029) senesinde İsferâîn’de vefât etti. “El-Fark beyn-el-firâk” isimli eserinde buyuruyor ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Harama Helal Diyenin Imanı Gider

Vehbi Tülek

Abdullah ed-Dabbi hazretleri tâbiinin fıkıh alimlerindendir. 72 (m. 691)'de doğdu. Hazret-i Ali ve İbn-i Mes'ûd'dan (radıyallahü anhüma) hadis rivayet etti. İmam-ı Ca'fer-i Sâdık'ın sohbetlerinde bulundu. İmam-ı Azam Ebû Hanife'den bizzat fıkıh ilmi tahsil etti. 144 (m. 761)'de Kûfe'de vefat etti. Şöyle buyurdu:

insanlar Dünyâya Mağlûb Oldu!

Vehbi Tülek

Fıkıh âlimi Arabî Feştâlî

Vehbi Tülek

Zamânının usûlüne göre ilim tahsilinde bulunan Arabi Feştâli el-Mağribi hazretleri, fıkıh ilminde yüksek âlim oldu. Pek çok âlim ve evliyânın ilim meclislerinde ve sohbetlerinde bulundu. Kendisini zâhiri ilimler yanında tasavvuf ilminde de yetiştirdi. İlim ve tasavvufta yüksek dereceye ulaşan Arabi Feştâli hazretleri, ders okutup talebe yetiştirdi. Birçok âlim ve veli onun meclisinde yetişti. Ebû Mesûd ed-Debbağ ondan ilim öğrenen kimselerdendir...

İlim Sâhiplerine Hürmet Göster!

Vehbi Tülek

Abdülkadir Efendi "kara Müftü"

Vehbi Tülek

Allahü Teâlânın Öyle Kulları Vardır Ki

Vehbi Tülek

Bana Nasihat Et Ey Genç

Vehbi Tülek

Yetmişbeş Bin Meleğin Dua Ettiği Kimse

Vehbi Tülek

Cinciler, Falcılar Büyücü Sınıfına Girerler!

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Allah Diyen Genç

Allah Diyen Genç

Fakir bir genç, padişahın kızına aşık olmuş. Bu ümitsiz sevdasını gidip o beldenin meşhur dervişine anlatarak yardım dilemiş. Derviş: "Evlâdım, şehrin girişinde tam yol ağzında otur, kim ne derse desin sadece 'Allah' diye cevap ver." demiş. Fakir genç, denileni yapmış. Günlerce, aylarca şehrin girişinde başka hiçbir kelime konuşmadan "Allah" demiş. Derviş, yiyeceğini, içeceğini her gün getiriyormuş. Zamanla "Allah" diyen genç halk arasında meşhur olmaya başlamış. Nihayet bir gün padişah da genci merak etmiş. Dervişten, genç hakkında bilgi istemiş. Derviş, gencin devrin büyüklerinden olduğunu söylemiş. Padişah, kalkıp genci ziyarete gitmiş. "Kimsin? Derdin ne? Ne istersin?" demiş ise de, genç, padişaha karşı da "Allah" demekten vazgeçmemiş. Başka tek kelime konuşmamış. Derviş akşam gencin yanına gelmiş. "Padişah sana "Kızımı vereyim" diyene kadar, sen ondan sakın ola ki bir istekte bulunma!" diye tembihte bulunmuş. Nihayet bir gün padişah gelip: "Ne istiyorsun, istiyorsan seni kızımla evlendireyim." deyince, genç, dervişin şaşkın bakışları altında "Yok" demiş. Artık onu da istemiyorum. Ben başka birisinin hatırı için Allah dedim, Allah devrin padişahını ayağıma getirip, benim gibi miskin bir gence kendi kızını teklif ettirdi. Eğer Onun hatırı için Allah deseydim kim bilir ne olurdu? Ben bundan böyle Ondan başkasını anmıyor, ondan başkasını istemiyorum.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Allah Diyen Genç

Vehbi Tülek

Hayat Kurtaran Yalan

Vehbi Tülek

Sarik Ve Sakal

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Yakub-i Germiyani’nin Yağmur Duasi

Sultan Mahmud Ve Hirsizlar

Cünnetü'l-esmâ

O Kullarına Çok Merhametlidir

Gördünüz Rüyadan Haberimiz Var

Vehbi Tülek

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Vehbi Tülek

Zahiri Hükümdarin Celaline Tutuldum

Vehbi Tülek

Arafatta Görüşürüz

Vehbi Tülek

Cimrilik Ve Nankörlüğün CezÂsi

Vehbi Tülek

Üzülmeyiniz, Allahü Teala Sizi Kurtardi

Vehbi Tülek