Esas Pehlivan, Nefsine Galip Gelendir!
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
(Rahmetullahi Aleyh)
e-Gazete (Bugün)
Bizim Sayfa (Bugün)
16.490.123
Caliyet-ül Ekdar
Silsile-i Aliyye Büyükleri
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Mâlum, Sultan Abdülhamid Hân, hal'inden sonra Selânik'teki Alâtini Köşkü'ne hapsedildi. Birgün Alâtini Köşkü muhafız kumandanı kolağası Rasim Celaleddin Bey, Sultan Abdülhamid Hân'la konuşmak için izin isteyip huzûruna geldi dedi ki:-Zât-ı hümâyûnunuzu rahatsız ettim. Beni mâzur görünüz; dört düvelle harp hâlindeyiz.Sultan hayretle sordu:-Dört düvelle mi?.. Kim bunlar Rasim Bey? Allah Ordu-yı Hümayun'a nusret, kuvvet versin, inşâallah zafer bizimdir.Rasim Bey ağlayarak konuştu:-Yunanistan, Bulgaristan, Karadağ ve Sırbistan'la hâkanım ve maalesef yenilmek üzereyiz.-Dört düvel birleşir de haberimiz olmaz mı Rasim Bey? Bu nasıl bir gaflettir! Bu devletler birleşemezler ki!.. Aralarında kilise kavgası var... Yıllar yılı süren Makedonya boğuşmasını hatırlamıyor musunuz?..
Kavalalı Mehmed Ali Paşanın büyük oğlu ve Mısır vâlisiydi. 1789'da Kavala'da doğdu. İstanbul'da eğitim gördü. 1805'te Mısır vâlisi olan babasının yanına gitti. 1807'de Mısır defterdarlığına tâyin edildi. Mısır ordusunun yeniden teşkilâtlanmasında büyük rol oynadı. Arabistan Yarımadasındaki âsi Vehhâbilerin faaliyetlerinin durdurulması için, vazifelendirildi. Güçlü ve düzenli ordusunun başında harekete geçen İbrâhim Paşa, 26 Eylül 1818'de Vehhâbilerin merkezi Der'iyye'yi fethetti. Vehhâbi emiri İbn-i Suûd ile dört oğlunu ve âsi liderleri esir edip, İstanbul'a gönderdi. Âsilerin hepsi idâm edildi. Vehhâbilerin, Muhammed aleyhisselâmın kabr-i şerifi Ravza-i mutahheradan çaldıkları kıymetli eserlerin bir kısmını buldurup, İstanbul'a gönderdi. Vehhâbilerin zulmüne son verdi. Ahâliye ve âlimlere iyi davrandı. Bu hizmeti karşılığında kendisine Paşa rütbesi verildi.
Şumeyt bin Aclân hazretleri Tâbiînin büyüklerindendir. Miladi sekizinci asırda yaşadı. Dünyâ için çalışıp, bütün arzusu ve düşüncesi dünyâ olan insanlardan hoşlanmaz, onlardan kaçardı. Bu insanların, uğruna ölmeyi dahi göze aldıkları malları ve mülklerinden, çok kısa bir zaman sonra ayrıldıklarını ve bütün ömürlerini harcadıkları mallarının dünyâda kalıp âhirete bir şey götüremediklerini görür ve bu insanlara acırdı. Onların gafletlerini ve içinde bulundukları hâli anlatarak şöyle buyurdu:
Saçaklızade Osman Efendi "rahmetullahi aleyh" Trabzon'u aydınlatan İslam âlimlerindendir. 1484'te Maraş'ta doğdu. Orada medrese tahsilini tamamladıktan sonra Trabzon'a göç etti. Çaykara ilçesi Paçan köyünde medrese açarak buralarda İslamiyetin yayılmasına büyük hizmetleri oldu. 1541'de orada vefat etti. Sonradan bu köye "Maraşlı" adı verildi. Bir dersinde buyurdu ki:
Harputlu Hacı Ömer Efendi son devir Osmanlı âlim ve velilerindendir. 1800 (H.1215) yılında Harput iline bağlı Germiri köyünde doğdu. Harput'ta yüksek medreselerde ilim tahsiline çalıştı. Ayıntab ve Kayseri'de ilim tahsil etti. Sonra İstanbul'a geldi. Orada meşhûr âlimlerden dersler aldı. Bilhassa Huzûr-ı hümâyûn hocalarından Abdurrahim Efendinin sohbetlerine katılarak ilimde ve tasavvuf yolunda ilerledi. 1878 (H.1295) yılında Kayseri'de vefât etti.
Kanuni Sultan Süleyman devrinde İstanbul'da Arabzade adıyla meşhur bir âlim vardı. büyük camilerde verdiği vaazlara bütün İstanbul halkı büyük rağbet gösterirdi. Arabzade, devrinin bütün ilimlerine vakıf olduğu halde, tasavvufa ve keramete inanmaz dı. Kanuni'nin başveziri Rüstem Paşa, keramete inanmayan bu Arabzade'yi Mısır Başmüderris liğine tayin ettirmek istedi. Diğer taraftan İstanbul uleması Padişaha müracaat ederek, Arabzade'nin itikadının bozuk olduğunu, Akaid kitaplarında "Evliyanın kerameti haktır" dediği halde buna inanmadığını, "Ben ömrümde büyük günah işlemedim. İyilerin keramet göstermesi icabetseydi, benim keramet göstermem lazımdı." İddiasında bulunduğunu hatırlattılar.