Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.467.705

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Herkes, Ehl-i Sünnet Îtikatını Öğrenmelidir

Hüseyn Fethî Şîrâzî hazretleri hadîs ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 814 (m. 1411) senesinde İran’da Şîrâz’da doğdu. Mekke, Medine ve Kâhire’ye giderek büyük âlimlerden ilim tahsil etti ve icazet alarak talebe yetiştirdi. 895 (m. 1489) senesinde vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Boynuzsuz Koç

Bir Kurban Bayramı arefesinde, Şâir Fitnat Hanım kurbanlık almak için Bayezid Meydanında dolaşıyormuş. Şâir Haşmet de oradaymış. Abdest-namazla pek alâkası olmayan bu şâir, fırsat buldukça Fitnat Hanım'a takılır, onun iğneli sözlerine muhatap olurmuş. Fitnat Hanım'a orada ne aradığını sormuş, o da kurbanlık koç alacağını söylemiş. Şâir Haşmet: "Bu bayram kulunuzu kurban etseniz olmaz mı?" diye yine takılmış. Fitnat Hanım da sözünü esirgemeden cevap vermiş: "Olmaz, bu bayram boynuzsuz bir koç kurban edeceğim

Vehbi Tülek

Varna Meydan Savaşi

Vehbi Tülek

7 - Genç Osman Dediğin Bir Küçük Uşak

Vehbi Tülek

Nasuhi Efendi Ve Mezomorto Hüseyin Paşa

Vehbi Tülek

Sakız Adası zaferinden sonraydı. Muhammed Nasûhi Efendi borçlarını ödemekle meşgûl olduğu sırada Mezomorto Hüseyin Paşa konağına dâvet etti. Nasûhi Efendi, Paşanın konağına varınca, Paşa saygıyla ayağa kalkıp kendisine ikrâmda bulundu. Muhammed Nasûhi Efendi, Paşanın bu hareketine hayret etti. Kendi kendine; "Bu ne haldir? Bakalım sonu ne olacak." dedi. Çünkü Mezomorto Hüseyin Paşa, Nasûhi hazretlerine daha önce yakınlık göstermezdi. Bugünlerde ilgilenmesi onun dikkatini çekti. Hüseyin Paşa, Nasûhi hazretlerine hitâben; "Efendi hazretleri! Bize niçin yabancı gibi bakıyorsun. Sakız önündeki muhârebede bize zaferi müjdeleyen siz değil miydiniz?" dedi. Çünkü Sakız muhârebesi sırasında Nasûhi Efendi, MezomortoHüseyin Paşanın bulunduğu kalyona kerâmet olarak gelmiş, zaferi müjdeledikten sonra kaybolmuştu. Sakız muhârebesi sırasında bu müjdeyi veren kimsenin Nasûhi hazretleri olduğunu bilen Hüseyin Paşa, o gece, onu konağında misâfir edip izzet ve ikrâmlarda bulundu. Ertesi sabah dergâh inşâası sebebiyle olan bütün borçlarını ödediği gibi, dergâhının çeşitli ihtiyaçlarını da temin etti. Böylece Nasûhi Efendinin kimseye borcu kalmadı.Tamâmen Nasûhi Efendinin mülkü olan dergâhta, Cumâ namazı kılınmaya başladı. 1704 (H.1116) senesinde Veziriâzam Dâmâd Hasan Paşa bu dergâha imâm, hatib, müezzin, kayyım tâyin ettirdi. Diğer ihtiyaçları için de günlük yüz elli akçe tahsisat ayırttı. Ayrıca Hadice Sultan ve Vâlide Atik Sultan vakıflarından bu dergâhın ihtiyaçları için gelir tahsis edildi. Dergâhta bulunan dervişlerin her türlü ihtiyaçları temin edildiği gibi, dergâha her gün gelen misâfirler ağırlandı.

Osmanli'da Ahlak

Vehbi Tülek

Küçük Kiyamet

Vehbi Tülek

Küçük Bir Çamur Denizi Sulandirmaz

Vehbi Tülek

Sağ Kolumu Kaybettim Ama Sol Kolum Var

Vehbi Tülek

72 - Kanunlar Yürüdükçe Devlet Zeval Bulmaz

Vehbi Tülek

Hayirsiz Ve Bahtsiz İsem

Vehbi Tülek

Fatih Sultan Mehmet Ve Hüner Sahipleri

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Merzübân-ı Velî

Merzübân-ı Veli hazretleri, on üçüncü yüzyılda yaşamış velilerdendir. Asıl adı Mahmud'dur. Merzübân lakabı "sınır muhâfızı" anlamındadır. Peygamber efendimizin torunlarından olup seyyiddir. Şeyhi, Tac'ül-Arifin Ebü'l-Vefâ hazretlerinin mânevi işaretleriyle on ikinci asır sonlarına doğru Buhara'dan Anadolu'ya gelmiştir. Sivas ili Zara ilçesi yakınlarındaki Tekke köyüne yerleşerek halkı irşâda başlamıştır. Anadolu Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubad, doğuda bir sefere giderken, yolu üzerindeki Zara'ya uğramış ve Şeyh hazretleriyle görüşüp kerâmetine mazhar olmuştur...

Merzübân-ı Veli hazretleri vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Tövbekâr Gencin Kabri Nur Ile Doldu

Vehbi Tülek

İbn-i Ebi'd-Dünya en meşhur hadis âlimlerindendir. Ümeyye oğullarının azatlı kölesidir. Hicri 208 yılında Bağdat'ta dünyaya geldi. 281 yılında vefat etti. Rivayet ettiği hadis-i şerifler Kütüb-i Sitte'de yer almaktadır. Bu hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:

İsmail Bin Abdülganî

Vehbi Tülek

Allahü Teâlânın Lanet Ettiği Kimseler!

Vehbi Tülek

Ebû Mûsâ el-Lahmî hazretleri Tâbiînin hadis âlimlerindendir. 15 (m. 636)’da Hicaz’da Mağrib aşiretinde doğdu. O zaman Resulullah efendimiz “sallallahü aleyhi ve selem” hayatta idi, fakat onu göremediği için sahabi olamadı. Ebû Hüreyre, Amr bin Âs, Zeyd bin Sâbit, Ukbe bin Âmir gibi sahâbîleri gördü ve onlardan hadis rivayet etti. 114 (m. 732)’de vefat etti. Buyurdu ki:

Âlimlerden Sorup Öğreniniz

Vehbi Tülek

Anadolu Selçuklu Sultanı Rükneddin

Vehbi Tülek

Yasak Edilenlerden Sakınmanın Fazileti

Vehbi Tülek

Allahın Rahmetinden Ümidinizi Kesmeyiniz

Vehbi Tülek

Talebelerim Dünyâda Nâmerde Muhtaç Olmasın!

Vehbi Tülek

Abdülgafûr Müşâhidî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Korkma!

Korkma!

Sinop'ta medfûn bulunan ve Takıyyüddin Ebû Bekr Kefevi'nin talebesi olan Mahmûd Kefevi hocasının şu kerâmetini anlattı:"Gemiye binip İstanbul'a gitmek üzere yola çıktık. Ben o zaman gençtim ve bu benim ilk yolculuğumdu. Hoş bir rüzgârla dört gün gittik. Sonra şiddetli bir rüzgârla deniz kabardı. Dalgalar her taraftan vurmaya başladı. Gemide bulunanlar korku, dehşet ve ümitsizlik içinde bâzı mal ve eşyâlarını denize attılar. Bu ızdırap ve sıkıntı bana da ümitsizlik vermeye başladı. Hocam Takıyyüddin Ebû Bekr Kefevi, geminin alt katında sâkin ve telaşsız bir halde oturuyor du. Dalgaların şiddetli vuruşları gemide bulunanların ve benim korkumu iyice arttırdı. Hocam bana bakıp; "Korkma! Allahü teâlâ bizi kurtaracak ve biz Erikli Kasabasının doğu tarafındaki Hacı Baba Dergâhında kuşluk vakti oturup süt içeceğiz ve incir yiyeceğiz." buyurdu. Gemici lerin hesâbına göre seksen mil yolumuz kalmıştı. Ebû Bekr Kefevi hazretleri sükûn ve vekar içinde tatlı ve güzel sesiyle Kehf sûresini okumaya başladı. Biz rahatladık ve korkumuz kalma dı. Halbuki dalgaların vuruşları hâlâ devâm ediyordu. Nihâyet Allahü teâlâ bizi, hocam Ebû Bekr Kefevi hazretlerinin duâsı bereketiyle kurtardı. Gecenin sabahında Erikli sâhiline çıkıp doğruca Hacı Baba Dergâhına ziyârete gitti. Biz de onu tâkib ettik. Hep birlikte oturduk. Hocamız Kur'ân-ı kerim okuyor biz de dinliyorduk. O sırada dergâhın çevresinden bir kadın iki elinde birer çanak ile çıkageldi. Kapları önümüze bıraktı. Biri süt, diğeri incirle doluydu. Şeyh Ebû Bekr Kefevi tebessüm ederek bize baktı ve; "Bismillah ile yiyiniz!" buyurdu. Biz besmele ile yedik. Hocamın bu kerâmetine şâhid olduğumuz zaman, 1542 (H.949) senesiydi."

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Deniz Üzerinde Yürüyüp Sahile Doğru Gitti

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek

Cimrilik Ve Nankörlüğün CezÂsi

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

Elini Değil, Ayağini Uzatmiş

SelÂmetle Gidip Gel

Senin İsmin Defterden Silinmiştir

Anzakli Ömer

Hayat Kurtaran Yalan

Vehbi Tülek

Sultan Mahmud Ve Hirsizlar

Vehbi Tülek

Onun Görmediği Yer

Vehbi Tülek

Allah'ın Emaneti

Vehbi Tülek

Padişah Ve At

Vehbi Tülek

İmanı Ona Kafidir

Vehbi Tülek