Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.550.535

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Kûfe Kadısı Ebû Amr-ı Hafs

Ebû Amr-ı Hafs hazretleri, Hanefî mezhebi imamlarındandır. 117 (m. 735) târihinde doğdu. 198 (m. 809)’da Kûfe’de vefât etti. İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin talebesi olup, ondan fıkıh ilmi tahsil etti. Halife Hârûn Reşîd zamanında Bağdâd’ın bir mahallesinde iki sene kadılık yaptı. Daha sonra bu vazîfeden Kûfe kadılığına verildi. Onüç sene Kûfe’de kadılık yaptı. Muhammed bin Hamîd’in verdiği habere göre kadı olması şöyle olmuştur:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

97 - Estergon Kalesi

Belgrad'in Fethi

Osmanli Ramazanlari

Helvaci Çocuk

Bunlar Şarapti

İftiranin Neticesi

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Bin Yil Yaşasak Yine Cihan Bu

Sultan Mehmed Reşad'a mesanesinden bir ameliyat yapılacaktı. Güçlükle yürüyerek ameliyat masasının önüne gelince ellerini açarak ve kıbleye teveccüh ederek, dokunaklı bir duada bulundu:-Ya Rabbi! Milletimin ve memleketimin bütün mukadderatını hayırlara tahvil et! Eğer memleketim ve milletim için muzır olacaksam bu ameliyat masasından beni kaldırma!.. dedi. Etrafında bulunanlarla helalleştikten sonra ameliyat için cesaret ve metanetle yattı.Ameliyat başarıyla geçtikten sonra, kendisini tebrike gelenlerin; "Mâşaallah! Büsbütün iyileştiniz. Artık yüz seneden fazla muammer olursunuz!" gibi sözlere Sultan Reşad:-Ne kadar yaşayacağımızı biz bilemeyiz. Ancak Cenâb-ı Hak bilir. Mukadder ne ise ömrümüz o kadar olur. Yalnız diyebiliriz ki:Bin yıl yaşasak yine cihan bu ,Gerdiş bu, zemin bu, asuman bu!..

Vehbi Tülek

Meyyitezade

Vehbi Tülek

Osmanlilarda Silah Kullanma Sanati

Vehbi Tülek

Tuzlu Kahve

Vehbi Tülek

Sultan II. Abdülhamid'in son senelerinde vefat eden emekli miralay Osman Fevzi Bey'in vasiyetnamesinden bir bölüm: "Sevgili Refikam Semahat Hanım; Sizinle ilk tanışmamız, hayli ibretamiz olmuştu. Komşularımızın tavsiyesi ile size talib olduk ve rahmetli validem ile beraber, evinize, sizi istemeye gelmiştik. Âdet üzere, kahve ikram etmeniz icab ediyordu. Biraz sonra kahvelerimizi getirdiniz. Valideminki sade idi, fakat ben bir yudum alınca neye uğradığımı anlamadım. Çünkü kahveye şeker yerine bol mikdarda tuz koymuştunuz. Size bunu hissettirmemeye çalıştım, fakat hemen farkettiniz ve bir çığlık attınız. Ben ise, sizi mahcub etmemek için; "Aman efendim, ne hoş bir tesadüf, bendeniz, asker tabiatli olduğumdan herhalde, kahveyi tuzlu içerim. İnşaallah mes'ud bir yuva kurarız ve siz de bana hergün tuzlu kahve yaparsınız." demişdim. İşte sevgili Semahatcığım, sizinle tam 50 sene devam eden bu mes'ud izdivacımız, tuzlu kahve ile başladı. Aslında hayatımda o ana kadar hiç tuzlu kahve içmemişdim. Zaten İçilecek gibi de değildi. Siz 50 sene boyunca hergün bana, hoşuma gittiğini zannederek tuzlu kahve yaptınız. Bu kahvenin her yudumu zehir gibi acıydı. Fakat bu azabı size hiç hissettirmedim. Zira, karşımda mahcub bir hale düşmeniz, kalbinizin kırılması bana, tuzlu kahveden daha acı gelecekdi. Bu yüzden size hiçbirşey hissettirmedim. Artık ahiret yolculuğu başlıyor. İnşaallah dünya hayatındaki beraberliğimiz Cennet'te de devam eder. Çünki, "Dünyada kimi seviyorsanız, ahırette de beraber olursunuz" sözü hadis-i şerifdir. Sizleri Alalhü Teâlâ'ya emanet ediyorum."

Asil Kahraman Bunlardir

Vehbi Tülek

Kahraman Bir Türk Düşmani

Vehbi Tülek

Git Zavalli Oyuncak

Vehbi Tülek

Değil Bir Yabanci İçin...

Vehbi Tülek

Kadi’larin Maaşlari Az Olmamali!

Vehbi Tülek

Selim Dahi Evliyanin Dişinda Değildir

Vehbi Tülek

Sultanim Özür Dileriz

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Muhyiddîn Acemî Efendi

Muhyiddin Acemi Efendi Osmanlı âlimlerindendir. Sultan İkinci Bâyezid devrinde yaşadı. Molla Gürâni'nin ders halkasında yetişti. İcazet verildikten sonra, bazı medreselerde müderris olarak vazife yaptı. Edirne Kadılığına tayin olundu. Bu vazifeye devam ederken orada vefât etti. "Sadr-uş-Şeri'a" adlı eserin "Şehidlik" babına yazdığı risalesi vardır. Bu eserinde şöyle anlatır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Cennetin Irmakları Firdevs’ten Çıkar

Vehbi Tülek

Seyyid Abdülazîz Debbağ hazretleri evliyanın büyüklerindendir. 1090 (m. 1679) senesinde Fas’ta doğdu. 1132 (m. 1720) senesinde aynı yerde vefât etti. Seyyid Ahmed bin Abdullah’ın talebesidir. Talebesi Ahmed bin Mübârek, hocasının menkıbelerini, kerametlerini, “El-İbrîz” adlı eserde toplamıştır. Bu eserde hocasının bazı keramet ve menkıbelerini şöyle nakletti:

Ahmed Muhtar Efendi

Vehbi Tülek

Sabrın Başlangıcı Acı Sonu Bal Gibi Tatlıdır!

Vehbi Tülek

İsmâil Fakirullah hazretleri evliyânın büyüklerinden olup Erzurumlu İbrâhim Hakkı hazretlerinin hocasıdır. 1656 (H.1067) senesinde Siirt'in Tillo kasabasında dünyâya geldi. Babası Mevlânâ Kâsım onu küçük yaşta yetiştirmeye, ilim öğretmeye başladı. Zâhiri ilimlerde âlim ve bâtıni ilimlerde mütehassıs bir veli olarak yetişti. 1734 (H.1147) senesinde vefat etti.

Hayrın En Iyisi Şerrin En Fenası!

Vehbi Tülek

Eshâbıma Düşmanlık Etmekten Sakınınız!

Vehbi Tülek

“emîrü’l-kulûb” Ebü’l-hüseyin Nûrî

Vehbi Tülek

Ahmed Hamevî Hazretleri

Vehbi Tülek

Çatalcalı Ali Efendi

Vehbi Tülek

Ebû Bekr-i Şiblî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Allah Diyen Genç

Allah Diyen Genç

Fakir bir genç, padişahın kızına aşık olmuş. Bu ümitsiz sevdasını gidip o beldenin meşhur dervişine anlatarak yardım dilemiş. Derviş: "Evlâdım, şehrin girişinde tam yol ağzında otur, kim ne derse desin sadece 'Allah' diye cevap ver." demiş. Fakir genç, denileni yapmış. Günlerce, aylarca şehrin girişinde başka hiçbir kelime konuşmadan "Allah" demiş. Derviş, yiyeceğini, içeceğini her gün getiriyormuş. Zamanla "Allah" diyen genç halk arasında meşhur olmaya başlamış. Nihayet bir gün padişah da genci merak etmiş. Dervişten, genç hakkında bilgi istemiş. Derviş, gencin devrin büyüklerinden olduğunu söylemiş. Padişah, kalkıp genci ziyarete gitmiş. "Kimsin? Derdin ne? Ne istersin?" demiş ise de, genç, padişaha karşı da "Allah" demekten vazgeçmemiş. Başka tek kelime konuşmamış. Derviş akşam gencin yanına gelmiş. "Padişah sana "Kızımı vereyim" diyene kadar, sen ondan sakın ola ki bir istekte bulunma!" diye tembihte bulunmuş. Nihayet bir gün padişah gelip: "Ne istiyorsun, istiyorsan seni kızımla evlendireyim." deyince, genç, dervişin şaşkın bakışları altında "Yok" demiş. Artık onu da istemiyorum. Ben başka birisinin hatırı için Allah dedim, Allah devrin padişahını ayağıma getirip, benim gibi miskin bir gence kendi kızını teklif ettirdi. Eğer Onun hatırı için Allah deseydim kim bilir ne olurdu? Ben bundan böyle Ondan başkasını anmıyor, ondan başkasını istemiyorum.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Yürüdüğü Yerde Deniz Durgunlaşiyordu

Vehbi Tülek

Kırk Bin Kahramanın Başarısı

Vehbi Tülek

Allah Nasil Misafir Edilir?

Alabilirsen Al

Hizir Ve Gelin

Latif Bir Şikayet

Yürüdüğü Yerde Deniz Durgunlaşiyordu

Gül Yaprağı

İftiranin Neticesi

Vehbi Tülek

Bülbülün Zikri

Vehbi Tülek

Tüccarin Rüyasi

Vehbi Tülek

Abdullah Bin MübÂrek

Vehbi Tülek

Kul Hakkı

Vehbi Tülek

Arafatta Görüşürüz

Vehbi Tülek