Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.458.338

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Haset Eden, Dâima Gamlı Ve Kederlidir!

Şeyh Sinân Efendi Osmanlı âlimlerindendir. Şimdi Yunanistan’da bulunan Fere’de doğdu. Bursa’ya giderek Abdüllatîf Kudsî’nin talebesi olan Şeyh Tâceddîn’in talebesi oldu. Kısa zamanda yüksek derecelere kavuşarak icazet verildi ve talebe yetiştirmek üzere memleketinde gönderildi. 890 (m. 1485) senesinde Fere’de vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

19 - Oruç Reis

Belgraddan Bağdada

Hemhal Olmak

Sakin Kalyona Binme

Üç Kandil

Allah’a Firar Et

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Savaşin Zorluklarina Katlanmadan Zafere Ulaşilamaz

Şehzâde Murâd tahta çıkmak üzere Manisa'dan İstanbul'a gelirken, Sâdeddin Efendi de berâberinde idi. O zaman Sultan Murâd'ın özengi ağası olan Tiryâki Gâzi Hasan Paşanın naklettiğine göre, şehzâde yolculuk sırasında yanında göremediği Hoca Efendiyi sordu. Yanındakiler onun bindiği atın ham olması dolayısıyla biraz geride kaldığını söylediler. Bunun üzerine Sultan Murâd derhal kendi yedek atlarından birini altın işlemeli eğer ve süslü takımlarla donatarak ona gönderdi ve yetişinceye kadar bekledi." Sâdeddin Efendiye bundan sonra Hâce-i sultâni (sultan hocası) ve Reis-ül-ulemâ ünvânları verildi. Devletin iç ve dış siyâsetine yardımcı oldu.

Vehbi Tülek

Hangimiz Kazançli Çiktik

Vehbi Tülek

Cem Sultan Ve Papa

Vehbi Tülek

Biz Senden Daha Nica Hizmetler Bekleriz

Vehbi Tülek

Osmanlı Devleti zamanında serhat diyarlarına "genç adamlar memleketi" denirdi. Çünkü serhat gazileri düşmanla durmadan mücadele eder, memleket sınırlarını her türlü tehlike ve saldırıdan uzak bulundurmak için daima can alıp can verirlerdi. Bu yüzden de ihtiyarlık denilen derde uğramadan genç yaşta şehitlik mertebesine ererlerdi. Onların bu fedakarlık ve yiğitlilik barajı sayesinde Osmanlı vatandaşları mesut ve rahat yaşarlardı.Serhatler daimi savaş bölgesiydi. Bu yüzden serhat kaleleri her zaman efsanevi menkıbelere şahit olurdu. Bunlar bazen düşman eline geçer ve bir süre öyle kalır, sonra yine Osmanlılar tarafından zapt olunurlardı. Düşman eline geçen kaleler için elçilerle görüşülürken "Kralınızda emanet olan Padişah kalesi" tabiri kullanılır ve bu suretle onun er geç geri alınacağı anlatılmak istenirdi.

Kanuni Sultan Süleyman’in Fransa Kralina Mektubu

Vehbi Tülek

Birakma Bizi Baba

Vehbi Tülek

16 - Yavuz Ve Sina Çölü

Vehbi Tülek

Herşey Aslina Çeker

Vehbi Tülek

Kanuni Sultan Süleyman’in Vesikalarla Konuşmasi

Vehbi Tülek

Ii. Adülhamid’in Verdiği Senet

Vehbi Tülek

Hristiyan Tarihçinin Kaleminden “hac”

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Züheyr Bin Harb

Züheyr bin Harb hazretleri hadis hafızlarındandır. 160'ta (m. 776) Türkistan'daki Nesâ'da doğdu. İlk tahsilini burada yaptıktan sonra, Bağdat'ta tanınmış muhaddislerden hadis rivayet etti. Ahmed bin Hanbel ve Yahya bin Main ile görüştü. Tahsilini tamamla­dıktan sonra Bağdat'a yerleşti. 234 (m. 849) tarihinde ve­fat etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Seyyid Muhammed Sincarî

Vehbi Tülek

Seyyid Muhammed Sincari hazretleri 515 (m. 1123)'de Musul'da Sincar bölgesinde doğdu. Şeyh Abdülkadir Geylâni hazretlerinin halifelerindendir. Ondan aldığı vazife ile Cizre'de halkı irşad etti. Moğol istilasında Kayseri'ye hicret ederken 619 (m. 1223)'de yolda vefat etti, Cizre'ye getirilerek defnedildi. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Nûr Muhammed Bedâyûnî

Vehbi Tülek

İbrâhim Bin Şeybân

Vehbi Tülek

İbrâhim bin Şeybân hazretleri, evliyânın büyüklerinden olup, İran'ın Kazvin şehrindendir. 337 (m. 949)'de vefât etti. Medine-i Münevvereye uğrayıp, Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) kabr-i şerifini ziyâret ederek, "Esselâmü aleyke yâ Resûlallah" diye selâm verir, kabr-i şeriften "Ve aleyküm selâm ey İbn-i Şeybân" sesini duyardı. Kendisi anlattı:

Maksûd Dede

Vehbi Tülek

Hakiki Tövbe Eden Genç...

Vehbi Tülek

İmam-ı Azam, Kurtuluş Yolunu Bildirmiştir

Vehbi Tülek

Yemenli Mutasavvıf Hettâr Cenedî

Vehbi Tülek

Bu Altınları Fakirlere Ve Zavallılara Dağıt

Vehbi Tülek

Resûlullahın Anaları Babaları Mümin Idi

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Padişah Ve At

Padişah Ve At

Padişahın yakınlarından bir beyin çok güzel bir atı vardı. Bir gün o ata binip padişahın alayına katıldı. Padişahın gözü, ansızın o ata takıldı. Böyle bir at kendi sürüsünde yoktu. Atın çalımı, rengi padişahın gözünü aldı, attan gözünü ayıramıyordu. Çevikliği, güzelliğiyle beraber atta padişahı çeken bir şey vardı. Önce önemsemek istemedi ama, gönlü atı istiyordu.
Padişah geziden dönünce, vezirine durumu açtı. Yolda bir at gördüğünü, derhal gidip o atı, sahibinden alıp, getirmelerini emretti. Padişahın adamları, hızla atın sahibi beyin yanına geldiler. Padişahın atı çok beğendiğini, ne fiyat isterse hemen vereceklerini bildirdiler. Bey, beyninden vurulmuşa döndü. O güzelim, canı gibi sevdiği atını padişah istiyordu ha! Ne yapacağını, ne söyleyeceğini şaşırdı. Padişahın adamlarını oyalamak için onlara yemek ikram etti. Onlar yemeklerini yerken İmadülmülk aklına geldi. Hemen durumu ona danışmalı, ondan akıl almalıydı. Çünkü o, zamanın en bilgini, en akıllısı, en güzel ahlaklısıydı. Kaç kere vezirliği bırakıp, ibadet için uzlete çekilmişse de padişah ona yalvararak izin vermemişti. Atın sahibi üzüntülü bir halde zamanın şeyhülislamının yanına koştu.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Zalimlere Dersini Verdi!

Vehbi Tülek

Fahreddin-i Acemi Ve Hurufiler

Vehbi Tülek

Bunlar Şarapti

Geç Gelen Kurtarıcı

Abdullah El-acemî

Bana Delil Getir

İftiranin Neticesi

Annenin Hizmete İhtiyaci Var

"kılıcını Değil Kınını Öpmüşlerdir!"

Vehbi Tülek

Allah'tan Utanandan Her Şey Utanir

Vehbi Tülek

Zahiri Hükümdarin Celaline Tutuldum

Vehbi Tülek

Yüz Vermedin!

Vehbi Tülek

SelÂmetle Gidip Gel

Vehbi Tülek

Cünnetü'l-esmâ

Vehbi Tülek