Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.448.676

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Nasihatların Özü, Allah Adamları Ile Bulunmaktır

Ferdî Abdullah Efendi, Osmanlı âlimlerindendir. Manisa’nın Turgutlu kazâsında doğdu. İlim tahsilini İstanbul’da tamamladıktan sonra, Turgutlu’da müftîlik yapan Abdullah Efendi, hacca gittiğinde Mekke-i mükerremede, Müceddidiyye yolunun ve Abdullah-ı Dehlevî hazretlerinin halîfelerinin büyüklerinden olan Hindli Muhammed Can Efendi’ye talebe oldu. O büyük zâtın huzûrunda yetişerek kemâle geldikten sonra, icâzet ve hilâfet almakla şereflendi. Şeyhülislâm Ârif Hikmet Bey’in delaletiyle, İstanbul’da Fâtih civârında bulunan Emîr Buhârî Dergâhı şeyhliğine tayin edildi. Vefâtına kadar orada vazîfe yaptı. 1274 (m. 1857) senesinde İstanbul’da vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Bendenizde İki Fuad Vardir

Sultan Abdülaziz Han, Sadrazamlarından, tecrübeli devlet adamı Fuad Paşa ile birçok meseleyi istişare ederdi. Bir defasında, o günlerde İstanbul'da bulunan Mısır Hidivi İsmail Paşa ile hususi bir iş yapmak için görüşecekti. Bu meseleyi Fuad Paşa ile istişare etti. Fuad Paşa bunu mahzurlu buluyordu. Fakat Sultan Abdülaziz'in bu işe fazla istekli olduğunu gördüğün den, "Devletlû Hünkarımız nasıl arzu buyuruyorlarsa öyle olsun" dedi. Fakat aradan birkaç saat geçince Padişah, Fuad Paşa'nın kendisine niçin net bir cevap vermediğini düşündü. O gece bir adamını, Kanlıca'da bulunan yalısına gönderdi ve Fuad Paşa'dan, bu mesele hakkında ki görüşünün ne olduğunu yazılı olarak bildirmesini istedi. Fuad Paşa bir kağıda şu satırları yazarak padişaha gönderdi:

"Efendimiz, bendenizde iki Fuad vardır. Birincisi Padişahımızın tebeasından 'Vatandaş Fuad'dır. Vazifesi, Padişaha itaattir. Efendimizin her arzusu ve emri başının üstündedir, her fermanını fikir beyan etmeden kabul eder. İkincisi ise 'Sadrazam Fuad'dır. Onun vazifesi ise, padişahımızın isteklerine karşı gelmek değil, o işin devlete, millete ve padişahımızın şahsına, faidesi veya zararı nedir diye düşünmek, bilgi ve tecrübesine istinaden o iş hakkında fikirlerini beyan etmek, sonra da verilen vazifeyi bihakkın yerine getirmekdir.Padişah Efendimiz bu meseleyi iki Fuad'dan hangisine sual buyururlarsa o, vazifesi ile mütenasib cevab verecekdir."

Vehbi Tülek

Osmanli'da İlk Feminist Kadin

Vehbi Tülek

Şahidlerle İsbati Da Kafidir

Vehbi Tülek

Seni Kanuna Şikayet Ederiz

Vehbi Tülek

Kul hakkına özen gösteren Sultan Süleyman, bu konuya duyduğu titizlik nedeniyle 'Kanuni' lakabını almıştır. Budin Seferinden dönen ordu, yolların darlığı sebebiyle tarlalardan geçmek zorunda kalmıştı. Bu sırada bir köylü, elindekini padişahın atının geçtiği yere fırlatınca at ürkmüş, köylü de yakalanarak padişahın huzuruna getirilmişti. Sultan Süleyman köylüye:
-Derdin nedir de böyle yaptın? diye sorunca, köylü:

-Biz fakir köylüleriz. Askerlerinizden bazıları, bizim yeni ektiğimiz tarlalardan geçtiler. Ya bu zararı ödersiniz, ya da sizi şikayet ederim. demiş.

Bunun üzerine Kanuni köylüye: -Peki bizi kime şikayet edeceksiniz? diye sormuş. Köylü: -Siz Kanuni değil misiniz? Sizi kanuna şikayet ederiz. deyince Sultan Süleyman çok memnun olmuş ve hemen köylülerin zararlarını hesaplattırıp zararı ödemiş.

Çanakkale İçinde Aynali Çarşi

Vehbi Tülek

Sultan Iii. Mehmed Ve Karabaş Ali Efendi

Vehbi Tülek

Biz Senden Daha Nica Hizmetler Bekleriz

Vehbi Tülek

41 - Çekirge Suyu

Vehbi Tülek

Yakişani Yapmak

Vehbi Tülek

Nedendir Bu?

Vehbi Tülek

56 - Paris'de Bir Osmanli

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Ahîzâde Hüseyin Efendi

Ahizâde Hüseyin Efendi rahmetullahi aleyh, Osmanlı şeyhülislâmlarının yirmisekizincisidir. 980 (m. 1572) senesinde İstanbul'da doğdu. 1043 (m. 1633) senesinde deniz yolu ile hacca giderken, yolda vefât etti ve deniz kenarına defnedildi. Bu mübarek zat buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Ebül-mekârim bekrî Hazretleri

Vehbi Tülek

Ebü'l-Mekârim hazretleri Mısır'da yetişen velilerden ve Şâfii mezhebi fıkıh âlimlerindendir. "Bekri" ismiyle meşhûr oldu. 1523 (H.930) senesinde Mısır'da doğdu. Soyu baba tarafından hazret-i Ebû Bekr'e, anne tarafından Peygamber efendimize dayanmaktadır. 1585 (H.994) senesinde Mısır'da vefât etti...
Ebü'l-Mekârim hazretleri ilimde o kadar yükselmişti ki, ömrünü zâhiri ilimleri tahsil ile geçirmiş ve ilâhi mârifetlerden de nasibini almıştı...

Ezan Ve Ikamet Okumak

Vehbi Tülek

Evliyâ, Insanı Şeytanın Elinden Kurtaran Zâttır

Vehbi Tülek

Seyyid Yahyâ Şirvâni hazretleri büyük âlim ve velilerdendir. Azerbaycan'da Şirvan'da doğdu. Sadreddin Halveti'nin feyiz ve bereketleri ile, ilimde ve tasavvuf yolunda pek yüksek derecelere kavuştu. Şeyh Sadreddin hazretleri vefât etmezden önce bütün talebelerini ve sevdiklerini toplayıp onlardan söz aldı ve Seyyid Yahyâ'ya tâbi olmalarını bildirdi. 1464 (H.868) târihinde Bakü'de vefât etti. Bu mübarek zat sohbetlerinde buyurdu ki:

Allahü Teâlâ, Sizin Için Kolaylık Istiyor

Vehbi Tülek

Şihâbüddîn Ahmed Ezrai

Vehbi Tülek

Kerâmetler Menbâı Abdullah Bin Hıdır

Vehbi Tülek

En Iyi Vakit, Allah'ın Râzı Olduğu Vakittir!

Vehbi Tülek

Ölüme Hazırlık Yapanlar Yok Mu

Vehbi Tülek

Hâce Kutbüddîn-i Bahtiyâr Kâkî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Maveraünnehir alimlerinden Hâce Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerinin sohbetinde yetişen Abdullah-ı İlâhi hazretleri, hocasından öğrendiklerini Anadolu'da yaymayı kendisine vazife edinip, insanların huzur ve saâdete kavuşmaları için gece gündüz çalıştı. Muhammed Behâeddin-i Buhâri hazretlerinin dergâhından aldığı feyzleri Anadolu'da ilk yayan veli oldu. Bir müddet sonra Anadolu kâdıaskeri Manisalızâde Muhyiddin Mehmed Çelebi (v.1483)'nin dâveti üzerine Fâtih Sultan Mehmed Hanın vefât ettiği günlerde İstanbul'a geldi (1481). Kâdıasker Mehmed Çelebi'nin gösterdiği odaları ve teklifleri kabul etmeyip, daha önce ilim tahsil ettiği Zeyrek Câmii etrâfındaki virâne hâline gelmiş boş medrese odalarını tercih etti. Orada yerleşti. Şeyh Ebü'l-Vefa Konevi gibi Allah dostları ile sohbet etti. İstanbullular onun gelişini rahmet bilip, sohbetine koştular. Az zamanda halktan ve devlet adamlarından birçok kimse, Abdullah-ı İlâhi'nin talebeleri arasında yer aldı.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Şikayet

Vehbi Tülek

Annenin Hizmete İhtiyaci Var

Vehbi Tülek

Cünnetü'l-esmâ

Bunlar Şarapti

Hakikati Görmek

Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Geç Gelen Kurtarıcı

Bana Delil Getir

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

Vehbi Tülek

Yüz Vermedin!

Vehbi Tülek

Üç Kandil

Vehbi Tülek

Dört Şey Mühimdir

Vehbi Tülek

Adam Olmazsan

Vehbi Tülek

Kul Hakkı

Vehbi Tülek