Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.035.113

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Bana, Allah'ın Azâbından Kurtulma Yolunu Göster!

Kâdı Cemâlüddîn Ekrem hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh, tefsîr, kırâat ve hadîs âlimlerindendir. 568 (m. 1172) senesinde Mısır’ın Kıft kasabasında doğdu. Mısır sultânı Azîz’in, Haleb vezirliğini yaptı. Mısır’da ve Haleb’de birçok âlimden din ilimlerini tahsil etti. 646 (m. 1248) senesi ramazan ayında Haleb’de vefât etti. Sahabe ve evliyanın kerametlerini anlatan eserleri vardır. Buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Kiliç Ali Paşa Hamami

Kılıç Ali Paşa, Tophane'de yaptırmakta olduğu cami inşaatını ara sıra kontrol ederdi. Bir gün yine inşaata gelmiş, işçilerin çalışmasını kontrol ediyordu. Bir ara gözü bir ameleye takıldı. Güzel yüzlü, saf bir Anadolu çocuğu olan bu amele, sırtına kocaman bir taş almış, iskelenin basamaklarından yukarıya kadar çıkıyor, oraya varınca taşı yere koyacağına tekrar iskeleden aşağı iniyordu. Burada taşı yere koyuyor, sonra tekrar sırtına alıp yukarı çıkıp, tekrar aşağı iniyordu. Bu durumu farkeden Kılıç Ali Paşa, bu genç amelenin yanına vardı ve niçin böyle yaptığın sordu. Kılıç Ali Paşa'yı tanımayan bu genç:

"Efendi Baba, ben burada ameleyim, ücretle çalışıyorum. Üstelik bu inşaat mübarek bir cami inşaatıdır. Ben ise bu gece elimde olmayarak kirlenmişim. Şu vaziyete gusletmem icabetmektedir. Halbuki buralarda bir hamam yok, mesai de başladı. Bırakıp uzak bir yerdeki hamama gitsem, iş geri kalacak ve alacağım ücret bana helal olmayacak. Böyle kirli bir vaziyette de bu taşın cami duvarına konmasına da gönlüm razı olmuyor. Bu yüzden çok müşkül durumdayım" dedi.

Bir amelenin bu samimiyet ve sadakati Kılıç Ali Paşa'yı duygulandır dı . Kendisini tanıttı ve amelenin eline bir miktar para vererek başka bir semttteki bir hamama gönderdi. Sonra caminin mimarı Koca Sinan'ın yanına giderek:

"Mimarım, muradım odur ki, acele olarak hamam inşa oluna. Bırak cami inşaatımız biraz geri dursun. Evvel hamamı inşa ile Ümmet-i Muhammed'in istifadelerine, Allah rızası için bilâ ücret hizmete âmâde kılaım. Sonra camiyi tamamlarız" dedi ve hemen hamam inşasına başlandı. Hamamın bitirilmesinden sonra da cami inşaatı tamamlandı.

Vehbi Tülek

Muaveneti Milliye

Vehbi Tülek

Doğru Yoldan Ayrilmamak

Vehbi Tülek

2 - Şanli "yanya" Müdafaasi Ve Şehid Cavit Paşa

Vehbi Tülek

Tarihimizdeki en büyük felaketlerden biri de Balkan savaşıdır. Balkanlarda Osmanlı devleti aleyhine kurulan ittifakı haber almasına rağmen, iktidardaki İttihad ve Terakki hükûmeti, Trakya'daki birlikleri, orduda yeni bir teşkilatlanma bahanesiyle terhis etmiş, sadece subay kadrosu kalmıştı. Bunu fırsat bilen Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ 8 Eylül 1912'de Osmanlı devletinin Balkanlarda son kalan topraklarına saldırdılar. Devlet alelacele seferberlik ilan etti ise de hızlı davranan Bulgar ordusu bir ay içinde Lüleburgaz'a kadar ilerledi. Edirne kahramanca direniyordu. Şükrü Paşa her türlü zorluğa rağmen Bulgarlara şehri teslim etmedi.

Bu İtibar Sadece İlme Mi?

Vehbi Tülek

Yarasina Bir Avuç Ot Tikamişti

Vehbi Tülek

İngiliz Destekli Çete İşi İhtilal

Vehbi Tülek

Orhan Gazi Ve Pelekanon Savaşi

Vehbi Tülek

MÂdemki Allahü TeÂlÂnin Emridir

Vehbi Tülek

Sultan Ii. Murad Han’in Şefkati

Vehbi Tülek

76 - İstanbul'un Manevi Fatihi

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Muhammed Kumul Efendi

Ahmed Yekdest hazretlerinin talebesi Muhammed Kumul Efendi de hocası gibi, büyük velilerdendir. İstanbul'da doğdu. 1726 (H.1132) târihinde Başrûznâmeci iken İstanbul'da vefât etti...
Tahsilini İstanbul'da yapan Muhammed Kumul Efendi, Devlet hizmetinde Hâcegân-ı Divân-ı Hümâyûn adı verilen memuriyete tâyin edildi. Bu sırada Mekke-i mükerremede Ahmed Yekdest Cüryâni hazretleriyle görüşüp, ondan tasavvuf ilmini öğrendi ve icâzet, diploma aldı. Ahmed Yekdest hazretleri kendisini çok sever ve İstanbul'a giden talebesiyle mektup gönderir, ona, Kumul Efendinin sohbetine gitmesini söylerdi...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Bütün Mahlûklar, Allahü Teâlânın Kudretindedir

Vehbi Tülek

Manastırlı Ahmed Efendi Osmanlı velîlerindendir. On sekizinci asırda Rumeli’de Manastır şehrinde yaşadı. Osmanlı sultanlarından Sultan Üçüncü Ahmed Hanla görüştü. Bir gece rüyâsında Peygamber efendimizi gördü. Peygamber efendimiz ona; "Sultan Ahmed'e git, Mora Adasını fethedeceğini müjdele. Hemen asker gönderip, orayı fethetsin" buyurdu. Bunun üzerine İstanbul'a doğruca Pâdişâhın sarayına gidip huzûruna çıktı. Hiç kimse ona mâni olmadı. Pâdişâha gâyet tesirli bir sesle; "Sultan Ahmed! Harekete geç! Ben Resûlullah'ın elçisiyim!" deyince, Sultan Ahmed derhal sefer hazırlığına başladı. Mora Adasını bütün çevresiyle birlikte üç ayda zaptetti.

Abdülmelik Rekâşî

Vehbi Tülek

Farslı Velî Yahya İstahri

Vehbi Tülek

Yahya İstahri hazretleri evliyanın büyüklerindendir. İran'daki Fars eyaletinin İstahr şehrinde yaşamıştır. Kabri oradadır. Doğum ve vefat tarihleri hakkında bir bilgi yoktur. Menkıbeleri o beldede uzun zaman dillerde söylenmiştir.
Yahya İstahri hazretleri, haram ve şüphelilerden son derece sakınır, zamanın çoğunu ibadetle geçirirdi. Kendisini insanlardan gizlerdi. Bu yüzden çok az kimse onun büyüklüğünü anlayabilmişti. Buna rağmen sohbetleri kalabalık olur, uzak beldelerden insanlar ondan istifade etmek için oraya koşarlardı.

Allahın Rızasına Ermiş Olmanın Alameti

Vehbi Tülek

Vânî Ahmed Efendi

Vehbi Tülek

Ahmed Bin Ömer

Vehbi Tülek

Ca'fer-i Sadık

Vehbi Tülek

Cüneyd-i Bağdadi Ve Tûr-i Sînâ'daki Râhib

Vehbi Tülek

İbrâhim Bin Mûsâ Ebnâsî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Padişah Ve At

Padişah Ve At

Padişahın yakınlarından bir beyin çok güzel bir atı vardı. Bir gün o ata binip padişahın alayına katıldı. Padişahın gözü, ansızın o ata takıldı. Böyle bir at kendi sürüsünde yoktu. Atın çalımı, rengi padişahın gözünü aldı, attan gözünü ayıramıyordu. Çevikliği, güzelliğiyle beraber atta padişahı çeken bir şey vardı. Önce önemsemek istemedi ama, gönlü atı istiyordu.
Padişah geziden dönünce, vezirine durumu açtı. Yolda bir at gördüğünü, derhal gidip o atı, sahibinden alıp, getirmelerini emretti. Padişahın adamları, hızla atın sahibi beyin yanına geldiler. Padişahın atı çok beğendiğini, ne fiyat isterse hemen vereceklerini bildirdiler. Bey, beyninden vurulmuşa döndü. O güzelim, canı gibi sevdiği atını padişah istiyordu ha! Ne yapacağını, ne söyleyeceğini şaşırdı. Padişahın adamlarını oyalamak için onlara yemek ikram etti. Onlar yemeklerini yerken İmadülmülk aklına geldi. Hemen durumu ona danışmalı, ondan akıl almalıydı. Çünkü o, zamanın en bilgini, en akıllısı, en güzel ahlaklısıydı. Kaç kere vezirliği bırakıp, ibadet için uzlete çekilmişse de padişah ona yalvararak izin vermemişti. Atın sahibi üzüntülü bir halde zamanın şeyhülislamının yanına koştu.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Kadı Iyâd Hazretleri Ve Dürüst Genç

Vehbi Tülek

Hakikati Görmek

Vehbi Tülek

Zalimlere Dersini Verdi!

Tüccarin Rüyasi

Minareden Okunan Şiir

Arafatta Görüşürüz

Garip Karşilanan Bir Adak

Yoksa Hizir Olduğunu Söylerim

Delik Kova

Vehbi Tülek

SelÂmetle Gidip Gel

Vehbi Tülek

Minareden Okunan Şiir

Vehbi Tülek

Allah'ın Takdirine Kulun Aklı Ermez

Vehbi Tülek

Ana Hakkı Ve Alkama'nın Sonu

Vehbi Tülek

Terbiye Yaratilişa Bağlidir

Vehbi Tülek