Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.376.650

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Kur’ân-ı Kerîmi Ücret Ile Okumak Bâtıldır!

Tâcüşşerîa Ömer Buhârî hazretleri Hanefî fıkıh âlimidir. Buhara’da doğdu. Burada meşhur fıkıh âlimlerinden ilim tahsil etti. Kirman Kutbiyye-Sultâniyye Medresesi’nde uzun yıllar ders verdi. 709 (m 1309)’da vefat etti. Meşhur “Hidâye” fıkıh kitabını şerhi olan “Nihâyetü’l-kifâye” adlı eserinde şöyle buyuruyor:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Rahmetli Pederim Baytar İdi

Bayburt'lu şâir Zihni (1797–1859), bir işi için, Bâbıâli'deki bir daireye gitmiş. Sultan II. Mahmud'un kıyâfet inkılâbı icâbı memûrin artık Avrupâi kılık-kıyâfet giymekte, pek çoğunun sırtında İstanbulinler bulunmaktadır. Zihni ise hâlâ eski taşra kıyâfetleri içindedir. Memurlar bizimkini Cer mollalarından biri sanıp biraz alay etmek istemişler:-Hoca Efendi! Sen akıllı ve bilgili bir zâta benziyorsun. Hele söyle bakalım ben kaç yaşındayım?Sorunun ne maksada mebni olduğunu hemen kavrayan Zihni, oradakilerin âmiri durumundaki adama şöyle cevap vermiş:-Zât-ı âlileri, 30-35 civarında gösteriyorsunuz.Bu sefer diğer memurlar da, saf bir mollaya rastladıklarını vehmederek sormaya başlamışlar. Zihni, her birini münâsip şekilde 15-20 yaş gençleştirerek gönüllerini hoş etmiş.Böylece dairede ne kadar insan varsa yaşı söylendikten sonra âmir olan yaşlı zât tekrar sözü almış:-Efendi, ne güzel tahminlerde bulundunuz. Hemen herkesi tam isâbetle bildiniz. Sizde bu kabiliyet doğuştan mıdır, yoksa nasıl iktisab ettiniz?Sözün burasında Zihni, beklediği ânın geldiğini görüp cevabı yapıştırmış:-Hiç düşünmedim; ama rahmetli pederim baytar idi. Bakar bakmaz hangi hayvanın kaç yaşında olduğunu bilirdi. Gâliba ben de ondan tevârüs etmiş olmalıyım.

Vehbi Tülek

Oruç Reis

Vehbi Tülek

96 - Tiryaki Hasan Paşa Ve Kanije Müdafaasi

Vehbi Tülek

Şefaat Buyurulup Affolundunuz

Vehbi Tülek

Hattat Muhammed Râsim Efendi anlatır; "Cennetmekân Üçüncü Ahmed Hânın vefâtından sonra, şöyle bir rüyâ gördüm. Geniş bir sahrada orduyu hümâyûn kurulmuştu. Bir tepe üzerinde de sultanlara mahsûs bir çadır, çadırın etrafında ise büyük bir kalabalık vardı. Kalabalıktan bir kişiye yaklaşıp; "Bu ordunun kumandanı kimdir?" diye sordum. O da; "Âhir zaman Peygamberi Muhammed aleyhisselâmdır." dedi. Cehennem'e götürülecek bâzı kimseler bu büyük çadıra götürülüyor, buradan şefâat edilirse Cehennem'den kurtuluyordu. Yine Birisine; "Peygamber efendimiz nerede bulunuyor?" diye sorduğumda; "Tepedeki büyük çadırda" dedi. Hemen çadırın yanına koştum. Çadırın kapısına vardığımda, Mehmed Emin Tokâdi hazretlerini çadırın kapısında gördüm. Şefâat istiyenleri çadırın içine götürüp, getiriyordu. Çok şaşırdım. Biz bu zâtı anlayamamışız diye çok üzüldüm. O anda elleri bağlı birini çadırın kapısına doğru getirdiklerini gördüm. "Bu kimdir?" diye sorduğumda, Sultan Ahmed'dir dediler. Sonra çadıra yaklaşıp, Mehmed Emin Tokâdi hazretlerine teslim ettiler. O da önüne düşüp çadırın içine girdiler. İçeride Peygamber efendimiz kendisine iltifât buyurdu. Çadırdan çıktıklarında Mehmed Emin Tokâdi hazretleri; "Şefâat buyurulup affolundun, müjde olsun!" diye bağırdı. Dışarda sultanlara mahsus süslü bir at duruyordu. Mehmed Emin Tokâdi hazretleri, sultânı tâzim ve hürmetle çadırdan çıkarıp, bekleyen süslü ata bindirdi. Etraftakilerin tebrikleri arasında, süratle oradan uzaklaştı.

Hirka-i Saadet Merasimi

Vehbi Tülek

Belgraddan Bağdada

Vehbi Tülek

84 - Zenbilli Ali Cemali Efendi

Vehbi Tülek

25 - Senin Nasibin Diyar-i Rum'dadir

Vehbi Tülek

Sultan Murad’in Dehasi

Vehbi Tülek

Mes’ul Olursunuz

Vehbi Tülek

Ahmed İbni KemÂl Hazretlerinin Nasihatleri

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Dostlara Dert Ve Sıkıntı Yağdırırlar!

Abdülhak-ı Dehlevî, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin talebelerindendir. 1551 (H.958)’de Hindistan’da Delhi'de doğdu. 1642 (H.1052)'de aynı yerde vefât etti. İlim tahsilinden sonra Muhammed Bâki-billah hazretlerinin talebesi oldu. Bir ara İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin yazılarını beğenmez, îtiraz yazıları yazardı. Fakat, son zamanlarda, Allahü teâlânın inâyetine kavuşarak, yaptıklarına pişmân oldu. Tövbe etti. Mevlânâ Hüsâmeddîn Ahmed'e, bu tövbesini şöyle yazdı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

"ben Sana Nimetim, Sen Bana Mihnetsin"

Vehbi Tülek

Dün başladığımız ibretli Hifâ Hâtun ve Hz. Süheyb kıssasına bugün, kaldığımız yerden devam ediyoruz... Resûlullah efendimiz, Hifâ Hâtun'a ve Hz. Süheyb'e çok duâ etti. Eshâb-ı Kirâm da, Hifâ Hatun'un bu asil davranışını çok övüp, Allahü teâlâya hamd ettiler. Süheyb hazretleri ve Hifâ Hâtun kalkıp, konağa gittiler.
Yemekten sonra, gece vakti Hifâ Hatun;

Tefekkür Eden Beşer Aklı Hayrette Kalır

Vehbi Tülek

Hoca Sâdeddîn Efendi

Vehbi Tülek

Hoca Sâdeddin Efendi Yirmi ikinci Osmanlı şeyhülislâmıdır. Babası Hasan Can, Yavuz Sultan Selim'in has nedimi ve yakını idi. Sâdeddin Efendi 1536 (H.943) yılında Kânûni Sultan Süleymân devrinde İstanbul'da dünyâya geldi. Sultan Üçüncü Murâd Hân ve Sultan Üçüncü Mehmed Hân'a hocalık yaptığı için Hâce-i sultâni (Sultan Hocası) ve Reis-ül-ulemâ unvânları verildi. Bu iki padişah zamanında şeyhülislâmlık yaptı.

Sevilen Bir Kul Olabilmak Için

Vehbi Tülek

İlk Konak Beşik, Son Konak Kabir

Vehbi Tülek

Haset Edenin Dünyası Azap Içinde Geçer

Vehbi Tülek

Îman Ve Ibâdet Etmek Müşriklere Güç Gelir

Vehbi Tülek

ölmeden Önce Gelen Zamanında Gelmiştir!

Vehbi Tülek

İmânı Kavi Ümmi!..

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Yeterki Kalbi Kirilmasin

Yeterki Kalbi Kirilmasin

Bir hükümdarın pek çok cariyeleri vardı. İçlerinde pek güzel dilberler bulunmasına rağmen, siyah bir cariyeye daha fazla alaka ve sevgi gösterirdi. Diğerlerinin bunu çekemediğini fark eden padişah, bir gün kendilerine üzeri mücevheratla süsülü birer kristal bardak vermişti. Manevi değeri yanında maddi kıymeti de pek yüksek olan bu bardakları ellerinde tutan cariyeler, hayranlıkla bakarlarken padişah:
- Herkes elindeki bardağı yere vurup kırsın, demişti. Güzel cariyeler hediyelerini sinelerine bastırarak:
- Efendimizin bu kadar değerli bir hediyesini nasıl kırabiliriz! dediler. Siyah cariye ise padişahın emrini, hiç tereddüt etmeden ve vakit kaybetmeden der'akab yerine getirdi. Barfdak yere çarpılmış ve param parça olmuştu. Padişah siyah cariyeye hitaben: - Diğer cariyelerim bu kadar kıymetli bardağı kıramadıkları halde sen neden kırdın? dedi. Siyah cariyenin verdiği cevap ise çok takdire şayandı:
- Bana efendimin kalbi lazım, kadehin ne kıymeti olabilir. Yeterk ki onun kalbi kırılmasın!
Hükümdar, bu cevabın içerisinde diğerlerine gereken dersi vermiş bulunuyordu. Yüzü güze fakat özü çirkin bir kadın, kocasının kalbini kırmaya devam ettikçe, kalbte açtığı yaraya güzellik olamaz

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Allahü TeÂlÂyi Bilir Misin?

Vehbi Tülek

Kimsenin Yaptığı Yanına Kalmaz

Vehbi Tülek

Firkateyne Bininiz

Ahde Vefa

Sarayda İftar

Kabahat Kilincin Midir?

Allah’a Firar Et

Sonunda Orta Yolu Buldular

Sarik Ve Sakal

Vehbi Tülek

Allah Nasil Misafir Edilir?

Vehbi Tülek

Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Vehbi Tülek

A'meş Ve Hanımı

Vehbi Tülek

Hizir Ve Gelin

Vehbi Tülek

Evliyalar Ölmez İmiş

Vehbi Tülek