OSMANLI RAMAZANLARI

1001 Osmanlı Hikayesi

Cumartesi, 10 Eylül 2005

Ramazan Ayını GörmekEskiden Ramazanın birinci gününün tahakkukuna çok ehemmiyet verilirdi. Bunun için de ayı gözle seçilmeyecek derecede bir hilal halinde iken mutlaka görmek şarttır. Her ne kadar takvimlerde yazılı ise de astronomik hesaplarla tâyini cihetini atalarımız hatalı bulmuşlardır.Bu Ramazan ayının rü'yet meselesiyle Istanbul Kadılığı meşgul olurdu. Ramazan olmayı melhuz olan akşam Istanbul Kadısı ile maiyetindeki memurlar Şeyhülislâm dairesinde toplanırlardı. O akşam için Kadı'nın, dairesinde dâvetli ricale ve büyük rütbeli ilmiye memurlarına mükemmel bir ziyafet çekmesi mutaddır.(gelenektir)

Devamını oku...

ÖNCE KÜFRETTILER SONRA ALKIŞLADILAR

1001 Osmanlı Hikayesi

Cuma, 09 Eylül 2005

II. Abdülhamid'e önceden muhalefet ve hatta hakaret eden Rıza Tevfik Bölükbaşı gibi çok önemli simalar, sonradan hatasını anlayıp Pişmanlıklarını ifade eden şiirler yazmışlardır. Işte Rıza Tevfik Bölükbaşı'nın, " Sultan Hamid'in Ruhaniyetinden Istimdat" isimli 15 kıtalık şiirinin beş kıtası:

Devamını oku...

ÇANDARLI KARA HALİL

1001 Osmanlı Hikayesi

Perşembe, 08 Eylül 2005

Sultan Orhan Gâzi, âlimleri, evliyâyı görüp gözeten bir büyük bey idi. O mübârek kimse, bir gün Alâüddîn-i Esved hazretlerini ziyârete gitti. Bu sırada Alâüddîn-i Esved hazretleri nâfile namaz kılmakta idi. Orhan Gâzi, avluda bekledi. Bu sırada farz namaz vakti geldi. Orhan Gâzi ve orada bulunan Alâüddîn-i Esved'in talebeleri namaz için hazırlandılar. Namazın sünnetini kıldılar. İkâmet okununca, talebeler arasında bulunan Çandarlı Kara Halil imâmete geçti. Hazır olan cemâate namaz kıldırdı. Alâüddîn-i Esved de odasından çıkıp geldi. Bir müddet sohbet ettiler. Orhan Gâzi edeple dinledikten sonra başını kaldırıp; "Seferde ve hazerde, ahâli arasında vâki olacak hâdiselerde hükmedip, hak ile bâtılı ayırmak, şer'î, dînî hükümleri beyân etmek için bir hoca efendi, âlim lâzımdır. Talebenizden birini benimle sefere gitmek için tâyin etseniz." deyip, arzu ve isteğini arzetti.

Devamını oku...

ÖNCE ELİNİ ÖPÜP SONRA DÖVMEK LÂZIM!..

1001 Osmanlı Hikayesi

Çarşamba, 07 Eylül 2005

18. asır sonlarından itibaren Osmanlı sultanları, gerek cuma selâmlığında gerekse diğer hususi zamanlarda halkın arasına çıktıklarında, halktan herhangi bir dileği olanlar, yazdırdıkları arzuhalleri havaya doğru kaldırır ve yüksek sesle, “Pâdişâhım çok yaşa!” derlerdi. Bunun üzerine hükümdârın yakınlarından biri o arzuhâli alır, saraya varıldığında alâkalı mercie vererek îcâbının yapılmasını temin ederdi.Sultan II. Mahmud merhum bir bayram günü vükelâ ve maiyyetiyle birlikte Divanyolu’nda at sırtında ilerliyordu. Kalabalığın arasından bir adamın bütün enerjisini sesine toplayarak bağırdığı duyuldu:— Pâdişâhım çok yaşa!.. Pâdişâhım çok yaşa!..

Devamını oku...

“PÖSTEKİ SAYMAK”

1001 Osmanlı Hikayesi

Salı, 06 Eylül 2005

Nimeti külfetinden az veya elde edilen kârın, harcanan emeğe değmeyeceği durumlarda söylenen bir sözümüz vardır: “Pösteki saymak.” İmkân hârici gibi görünen bir şey için, boşa gayret sarf etmenin mantıksızlığını anlatır bu tâbirimiz. Vaktiyle İstanbul’un Toptaşı bimarhânesine (akıl hastalarının tedavi edildiği hastane, tımarhâne) alaylı paşalardan biri idareci tâyin olunmuş. Bir müddet tabiplerin tedavi usûllerini ve hastaların gidişâtını tâkip ve müşâhede eden paşa, yavaş yavaş işin içine girmeye, yalnızca idarî değil, tıbbî mes’elelere de müdâhale etmeye başlamış. Koğuşları geziyor, kendince delilerin vaziyetlerini inceliyor ve bazılarında hiçbir anormallik görmediği için de onların akıllandığına hükmediyormuş.

Devamını oku...

İNGİLİZ KRALİÇESİ I. ELİZABETH OSMANLI HİMAYESİNDE

1001 Osmanlı Hikayesi

Pazartesi, 05 Eylül 2005

Osmanlı Sultanı III. Murad zamanında İngiltere Krallığı, o devirde Avrupa’nın en kuvvetli iki devletinden biri olan İspanya’nın tehdidi altındaydı. Almanya İmparatorluğu ile müttefik olan İspanya, güçlü donanmasıyla İngiltere’yi denizlerden silmiş, Britanya adasını da işgale hazırlanıyordu. Karada Alman İmparatorluğu ile, denizlerde de İspanya ile savaş halinde olan Osmanlı Devleti, İngiltere’yi bu iki devlete karşı destekleme kararı aldı. Önce 11 Eylül 1581’de imzalanan ticaret anlaşmasıyla İngiliz tüccarlarına Osmanlı topraklarında ve limanlarında serbest ticaret yapma hakkını veriyordu.

Devamını oku...

PROTESTANLIĞIN KURUCUSU MARTİN LUTHER OSMANLI AJANIMIYDI?

1001 Osmanlı Hikayesi

Pazar, 04 Eylül 2005

İsmail Hami Danişmend’in İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi kitabında yer alan bir pasajda: “Protestanlığın kurucusu Martin Luther, Osmanlıları, Allah tarafından Avrupa’nın cezasını vermek üzere gönderilmiş bir kuvvet saymış ve hatta Osmanlı’ya mukavemetin küfür olduğu nu bile ilan etmiştir. Bu vaziyeti büyük bir alâka ile takip eden Kanuni’nin, sıksık Luther’in sıhhat ve muvaffakiyet derecesi hakkında malumat aldırdığı biliniyor. Bunun yanı sıra, Kanuni’ den arpalık alan ve gizli din taşıyan bir Meşihat-ı İslamiyye vazifelisi olduğu da söylenir.”

Devamını oku...

GÜL BABA’NIN CENAZE NAMAZI

1001 Osmanlı Hikayesi

Cumartesi, 03 Eylül 2005

Günlerden 31 Ağustos 1526 Cuma. İki gün evvel Mohaç Meydan Muharebesi kazanılmış, Kanuni Sultan Süleyman Han tebrikleri kabul ediyor. Elbette herkes zafer neşesi içindedir. Kara haber otağ-ı hümayuna bir gülle misali düşer. Akıncı alperenlerinden Gül Baba gaza meydanında şehid düşmüştür. Kendisi şehid düşmüş de, başı yere düşmemiştir. Elinde gürzü ve yatağanı ile vuruşurken, bir kafir sillesi ile başı gövdesinden ayrılmıştır. Ve o aziz kahramana layık efsaneler de o anda destanlaşmaya başlamıştır. Rivayet edilir ki, Gül Baba başsız gövdesiyle atından inmiş, kesik başını koltuğunun altına almış ve etrafını saran Haçlı askerlerini defettikten sonra Mohaç ovasını velveleye veren Kelime-i Şehadet getirdikten sonra şehadet mertebesine erişmiştir.

Devamını oku...

ÖNCE İMAM, SONRA MAHKEME

1001 Osmanlı Hikayesi

Cuma, 02 Eylül 2005

Kanuni Sultan Süleyman Han zamanında Avrupalı yazarların Osmanlılara karşı büyük bir ilgisi vardı. Bunlardan imkan bulabilenler İstanbul’a gelmişler ve hatıralarını yazmışlardı. Bu yazarlardan biri de Fransız asilzadelerinden Baron de Tosqueville’dir. Baron, İstanbul’un birçok mahallesini gezmiş ve Osmanlı aile ve cemiyet hayatı hakkında birçok bilgi aktarmıştı. İşte bunlardan birkaçı:“Evleri hemen hemen ahşap. Çoğu bir giriş avlusu ile kendi iç dünyasına açılır. Türk sokakları, mahalle adını verdikleri bir birimde bütünleşiyor. Mahallenin güvenliği, yine mahalle li tarafından, semtlerin sosyal bir parçası olan kollukçularca tesis edilmiş.

Devamını oku...

ASLAN ÖLDÜ!...

1001 Osmanlı Hikayesi

Perşembe, 01 Eylül 2005

Aslan öldü!... 1522 senesi Eylül ayı... Macarstan’dan İspanya’ya kadar bütün Avrupa çan sesleriyle inliyor. Haçlı dünyasına görülmedik bir sevinç ve neşe hakim. Kakahalar sokakları sarmış, ara sıra “Aslan öldü! Aslan öldü!” sesleri yükseliyor...Neydi Avrupa’yı çılgına çeviren bu sevincin sebebi?Bu “Aslan”, nefes alıp verdiği müddetçe Haçlıları tepeden tırnağa titretmiş olan Yavuz Sultan Selim Han idi. Tahta çıktığından itibaren dur durak bilmeden dinine hizmet için var gücüyle çalışmış, önce Şah İsmail’i yenerek doğu sınırlarını emniyet altına almıştı. Sonra da Mercidabık ve Ridaniye savaşlarıyla Mısır ve bütün mukaddes toprakları Osmanlı idaresi altına almış, kendisi de Halife-i Müslimin ünvanını almıştı.

Devamını oku...