Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.530.899

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Övünmek Için Söylemiyorum Peygamberlerin Reîsiyim

Nûreddîn Hâdırî hazretleri hadîs, nahiv, kırâat ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 747 (m. 1346) senesinde doğdu. Şam’a gidip oranın büyük âlimlerinden ilim öğrendi. Haleb’de Hanefî kadılığına getirildi. Burada fetvâlar verdi ve ders okutarak talebe yitiştirdi. 824 (m. 1421) senesinde Haleb’de vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

İzmir Valisi Çengeloğlu Tahir Paşa

Çengeloğlu, II. Mahmud Han devrinde ünlü bir Amiral idi. Akdeniz'in Afrika kıyılarında başladığı denizcilik hayatında cesareti ve yiğitliği ile nam salmış, İstanbul'a gelip tersaneye girdikten sonra da, kumanda kabiliyetini göstererek hızla ilerlemiş ve Osmanlı Deniz Kuvvetlerinin en üst makamı olan Kaptan-ı Deryalığa kadar yükselmişti. Tophane Müşirliğine tayin edildiğinde, Galata ve Beyoğlu kabadayılarını hizaya getirerek asayişi sağlamıştı. Halk onu "Deli Herif" diye seviyor ve takdir ediyordu.

Vehbi Tülek

5 - Doğan Bey Ve Yildirim Bayezid

Vehbi Tülek

60 - Yavuz'un Adaleti

Vehbi Tülek

Fransiz Donanmasinin Osmanlilara Rehin Edilmesi

Vehbi Tülek

Kanuni'nin esaretten kurtardığı Fransız kralı François ölmüş, yerine geçen II. Henri de, Alman tehdidine karşı Osmanlı himayesinin devamı için İstanbul'daki büyükelçisi Gabriel d'Aramon'u vazifelendirdi. D'Aramon, 1 Şubat 1553 günü Fransa kralı adına Osmanlı devleti ile bir anlaşma imzaladı.Bu anlaşma, tarihte benzeri görülmemiş bir sözleşme niteliğindeydi. Fransızlar, Osmanlı yardımına karşılık senede 300.000 altın ödemeyi taahüd ediyorlardı. Ancak bu para ödenince ye kadar Fransız donanması Osmanlıların elinde rehin kalacaktı. II. Henri, Kanuni Sultan Süleyman Han'ı Avrupa'nın tek imparatoru olarak tanıyor ve kendisinin de onun himayesinde olduğunu kabul ediyordu. Ayrıca gönderdiği mektupta da şöyle diyordu:

SehzÂdelerin Sünnet Dügünü

Vehbi Tülek

Gel Beru Topal Zorbabaşi

Vehbi Tülek

Bu Devletin Dediği Yapilir

Vehbi Tülek

Şanli Bir Zafer İçin “bilmem Ne Kazandik” Diyenin Hali

Vehbi Tülek

Helal Lokma Gerek

Vehbi Tülek

Sultan Ii. Abdülhamid Demiryollari

Vehbi Tülek

Cephede Bir Bayram Namazi

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Yüz Kişiyi Öldüren Adamın Tövbesi!..

Neccâr kabilesinden olan Ebû Said el-Hudri radıyallahü anh, Eshâb-ı kirâmın fakihlerindendir. Resûlullah efendimizden bin yüz yetmiş hadis-i şerif rivâyet etmiştir. Bugün ibretli bir hadiseyi anlatan birini sunmak istiyoruz sizlere. Bu mübarek sahâbi, Peygamber aleyhisselâmdan şöyle naklediyor:
"Sizden önce geçen ümmetler arasında bir adam doksan dokuz kişiyi öldürmüştü. Bu yaptıklarından dolayı tövbesinin mümkün olup olmadığını öğrenmek üzere, yeryüzünün en âliminin kim olduğunu sordu. Kendisine bir rahibin çok bilgili olduğunu söylediler.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Kaza Ve Kader Bilgisini Anlamak

Vehbi Tülek

Ebü'l-Kâsım bin Mübârek hazretleri hadis, fıkıh ve kelâm âlimidir. 517 (m. 1123)'de Irak'ta Vâsıt'ta oğdu. Hayatının sonlarına doğru İran'da Hemedân'a gitti ve orada 592 (m. 1196) yılında vefât etti. Bu mübarek zat, bir dersinde buyurdu ki:

İnsan Aklı, O’nun Hiçbir Şeyini Anlayamaz

Vehbi Tülek

Seyyid Alizâde Yakub Efendi

Vehbi Tülek

Seyyid Alizâde Yakub Efendi Osmanlı âlimlerinden olup, Edirne'de kadı idi. Sonra Bursa'da müderrislik yaptı. 931 (m. 1524) senesi hac dönüşü Mısır'da vefat etti. (Mefâtih-ul-cinân) ismindeki (Şir'at'ül-İslam) şerhi meşhurdur. Bu eserinde buyuruyor ki:

Müslümana Hüsnüzan Etmek Lâzımdır

Vehbi Tülek

Samîmiyet Ve Sabır Güzel Hasletlerdir

Vehbi Tülek

Senin Malın, Hayatta Iken Sarf Ettiğindir

Vehbi Tülek

Hindistan Evliyâsından Şeyh Abdülkuddûs

Vehbi Tülek

Rabbine Kavuşmak Isteyen Kimse Amel-i Sâlih Işlesin!

Vehbi Tülek

Endülüs Emevi Halifesi Hakem Bin Abdülmelik

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Abdullah El-acemî

Abdullah El-acemî

Zamânın sultânı Melik Zâhir Mücirüddin, bir defâsında Abdullah el-Acemi hazretlerinin köyüne gitmişti. Abdullah el-Acemi bahçelerde bekçilik yapıyordu. Melik onu bir bahçe içinde görüp:

"Ey Genç! Bize tatlı bir nar getir." deyince, bulunduğu bahçedeki bir nar ağacından nar koparıp götürdü. Melik kesip tadına baktı ve; "Bu nar ekşi sen nasıl bekçisin narın ekşisini tatlısını ayırd edemiyorsun?" dedi.

Abdullah el-Acemi kendisine âid olmayan meyvelerden hiç yemediği için, ekşisini tatlısını bilmiyordu. Melik'in sözleri üzerine hem üzüldü hem de mahcûb oldu. Gidip bir ağacın altında namaza durdu ve iki rekat namaz kılıp şöyle duâ etti: "Yâ Rabbi bana hangi narın tatlı olduğunu bildir, gidip Melik'e vereyim..."

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Arkadaşlarımı Korumak Için

Vehbi Tülek

Örümcek Ağı

Vehbi Tülek

Anzakli Ömer

Dinini Dünyalığa Alet Edenin Sonu

İmanı Ona Kafidir

Zahiri Hükümdarin Celaline Tutuldum

Tüccarin Rüyasi

Alabilirsen Al

Allahü TeÂlÂyi Bilir Misin?

Vehbi Tülek

Allahü Tealadan Bir An Gafil Olmayasin

Vehbi Tülek

Yüz Vermedin!

Vehbi Tülek

Kimsenin Yaptığı Yanına Kalmaz

Vehbi Tülek

Allah Nasil Misafir Edilir?

Vehbi Tülek

İcÂzetin Sirri

Vehbi Tülek