Amr bin Utbe
Meşhurların Son Sözleri
Salı, 25 Temmuz 2006
Amr bin Utbe hazretleri, Abdullah bin Mes’ûd ve Sübeyât-ül-Eslem gibi büyük zatlardan hadîs öğrendi. Şa’bî ve başka muhaddisler ondan hadîs rivâyetinde bulundular.
Amr bin Utbe, dostluk için hizmeti şart koşar, arkadaşlarının her türlü hizmetini görür, hayvanlarını otlatıp, tımar ederdi. Şüpheli olmak korkusu ile mubah şeylerin çoğundan sakınır dünyâdan ve dünyâlık olan şeylerden uzak durur, zühd hayâtı yaşardı. Devamlı gazâlara katılır, cenâb-ı Hak’tan şehîdlik rütbesi isterdi.
Ebu Said Ebu'l Hayr
Meşhurların Son Sözleri
Pazar, 23 Temmuz 2006
Ebu Said Ebu’l Hayr hazretleri, 967 (H.357) senesinde Horasan bölgesinde Serahs ile Ebyurd arasında yer alan Meyhene (Mihene) şehrinde doğdu. 1049 (H.440) senesinde aynı yerde vefât etti...
Şeyh Ebu Said hazretleri, henüz küçükken babası onu cuma namazına götürmekte idi. Yolda zamanın manevi sultanı Şeyh Ebu’l Kasım Bişr hazretlerine rastladılar. Ebu’l Kasım hazretleri;
- Bu çocuk kimindir? diye sordu. Ebu’l Hayr da:
- Bizimdir ya Şeyh! dedi.
Bir Çanakkale şehîdi Ali Çavuş
Meşhurların Son Sözleri
Cumartesi, 22 Temmuz 2006
Çanakkale Savaşları’nın, bir Türk Destanı olduğu doğrudur. Çünkü, bu savaş, Türk tarihinin gurur veren bir mücadelesidir. Dünya tarihindeki en ünlü savunma savaşlarından biri kabul edilir ve Avrupa ile dünya tarihinde önemli bir yer teşkil eder...
Düşman donanmasının Gelibolu ve Anadolu sahillerinde yeri göğü inlettiği günlerdir... Çanakkale muharebelerinde kumandanlık etmiş, yaralanmış emekli bir subay o günleri, hatıratında şöyle anlatıyor:
Muhyiddîn-i Arabî
Meşhurların Son Sözleri
Perşembe, 20 Temmuz 2006
Muhyiddîn-i Arabî hazretlerinin ailesi meşhûr Tayy kabîlesine mensuptur. Cömertliği dillere destan olan Adiy bin Hâtem’in kardeşi Abdullah bin Hâtem’in neslindendir. 1165 (H.560) senesinde Endülüs’teki Mürsiyye kasabasında doğdu. 1240 (H.638) senesinde Şam’da vefât etti. Kabri Şam’da olup sevenleri tarafından ziyâret edilmektedir...
Küçük yaşında ilim tahsîl etmeye başlayan Muhyiddîn-i Arabî hazretleri, sekiz yaşındayken babasıyla birlikte İşbiliyye’ye gitti. Pekçok âlimin ilim meclislerinde bulunup, ilim öğrendi. Keskin zekâsı, kuvvetli hâfızası ile dikkatleri çekti.
Emir Sultan
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 19 Temmuz 2006
Emir Sultan hazretleri, 17-18 yaşlarına geldiğinde babası vefât etti. Babasının vefâtından sonra bir müddet Buhâra’da kaldı. Sonra Mekke’ye gitti. Hac farîzasını yerine getirdikten sonra Medine’ye geçti. Emir Sultan hazretleri, Medine-i Münevvere’ye yerleşmek ve ömürlerinin sonuna kadar orada kalmak niyetinde iken, aldığı manevî bir işaret ile Anadolu’ya gelerek Bursa’ya yerleşti. Burada Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid’in kızı ile evlendi. Bir dergah kurarak talipleri yetiştirdi...
Mazhar-ı Cân-ı Cânân
Meşhurların Son Sözleri
Salı, 18 Temmuz 2006
Mazhar-ı Cân-ı Cânân’ın asıl adı Şemseddîn Habîbullah’tır. Babası Mirzâ Cân’dır. Onun ismine izâfeten “Cân-ı Cânân” denilmiştir. 1699 (H.1111) senesinde Ramazân-ı şerîfin on birinde Cumâ günü doğdu. 1781 (H.1195) senesinde şehîd edildi. Hazret-i Ali’nin neslinden olup, seyyiddir...
Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri, vefâtının yaklaştığı günlerde kavuştuğu nîmetleri dile getirerek ve şükrederek şöyle buyurdu:
Celâl Tehâniserî
Meşhurların Son Sözleri
Pazartesi, 17 Temmuz 2006
Büyük âlim Celâl Tehâniserî hazretleri, küçük yaşta ilim tahsiline başladı. Yedi yaşında Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. On yedi yaşına geldiğinde bütün ilimleri öğrenip ders ve fetvâ vermeye başladı. Bir gün hoş bir ses ile okunan gazel duydu. O anda kendisini Allahü teâlânın aşkı kapladığından düşüp bayıldı. Ayıldığında tasavvuf yolunu öğrenmek için Abdülkuddûs hazretlerinin sohbetlerine devâm etti. Kısa zamanda kemâle gelerek icâzet, diploma aldı...
Trablus'ta kurulan İtalyan mahkemesi!
Meşhurların Son Sözleri
Cumartesi, 15 Temmuz 2006
Yıl, 1911... Ramazan Bayramı’nın 3. günü... Libya sahillerine çıkan Müstevli İtalyan askerleri, bulabildikleri herkesi öldürdüler. Teslim olanlara da acımadılar... Trablus’ta kurdukları Divanı Harp’te, grup grup getirilen esirlerin yargılanmaları 3’er dakika sürerdi. Karar hemen binanın arkasında duvarın önünde infaz edilirdi...
Bir gün elleri kelepçeli; bir yaşlı, bir orta yaşlı, bir de delikanlı, çöl kıyafeti içinde üç kişi mahkemenin önüne çıkarılır. Başkan Albay Carlo Torelli, bu zavallıları yargılamak için tercümana der ki:
- Sor bakalım, bunlar kimlerdir?
"Kandiye Kahramanı" Bodrumlu Fedai Musa
Meşhurların Son Sözleri
Cuma, 14 Temmuz 2006
Sene 1669... Veziriazam Köprülüzade Fazıl Ahmed Paşa, Girit’te aylardır alınamayan Kandiye Kalesi önlerindedir... Kaleyi kuşatan Osmanlı askerinin mühimmat ve yiyecek ikmali, Hanya’dan gemilerle getiriliyor ve Kandiye önlerindeki Çanak limanına indiriliyordu. Venedikliler, Osmanlı askerinin Çanak Limanından ikmal yaptıklarını öğrenince 12 gemilik bir filo ile orasını abluka altına aldılar.
Aşçı Yahya Baba...
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 12 Temmuz 2006
Yahya Baba, II. Bâyezîd Hân zamanında, Edirne Bâyezid Külliyesi’nin aşçılarından biridir... Arkadaşları hoşaf, kebap sebze, bakliyat pişirir. Ama onun ihtisası pilavdır. Mübârek işe girişti mi, ibadet ettiğini sanırsınız. Pirinçleri salevat getire getire ayıklar, yağını tekbirlerle eritir. Tuzunu Besmele ile, suyunu Fatihalarla salar. Zaman zaman gözünü yumar, enbiyayı, evliyayı aracı yapar, Allah’tan bereket arzular...
Onun pilavı herkese yeter, hatta artar. Ancak o tek pirinç tanesine bile kıyamaz; artanı Tunca Nehrine atar. Balıklar onun geleceği saati bilir, köprü başında toplanırlar.