Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.523.968

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

İmân, Allahü Teâlânın Fazlıdır, Ihsânıdır

Mustafa Fehmi Efendi evliyânın büyüklerinden olup, Erzincanlı Terzi Baba’nın halîfelerindendir. Erzincan’da doğdu. 1298 (m. 1890) senesinde gittiği Mekke-i mükerremede, hac esnasında vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

I. Viyana Kuşatmasi

Mohaç'ta Macaristan ordusunu tamâmen imhâ edip, bölgeyi Osmanlı Devleti sınırları içine katan Kânûni Sultan Süleyman Han, savaştan sonra Budapeşte'ye gelip Macaristan'ın yeni statüsünü tespit etmişti. Buna göre Macaristan, Osmanlı Devletine bağlı bir krallık olarak bilinen ve Mohaç Muhârebesine katılmayan Transilvanya (Erdel) Voyvodası Zapolya'ya verilecekti. Nitekim Kânûni Sultan Süleymân Han, 16 Ekim 1526'da Macaristan tâcını Zapolya'ya veren târihi fermanını imzâladı ve Budapeşte'de Macaristan tahtına geçirdi. Ancak Zapolya Osmanlılar sâyesinde Macar Kralı seçilmesine rağmen kral olduktan sonra Osmanlılara fazla yaklaşmaktan çekindi. 1527 baharında toplanan Regensburg İmparatorluk Meclisinde Osmanlılara karşı yardım dahi istemişti. Ancak bu sırada Alman İmparatoru Şarlken'in tahriki ve desteğiyle Avusturya Arşidükü Ferdinand büyük bir ordunun başında olarak harekete geçti.

Vehbi Tülek

Boynuzsuz Koç

Vehbi Tülek

2 - Şanli "yanya" Müdafaasi Ve Şehid Cavit Paşa

Vehbi Tülek

Asil Ruh

Vehbi Tülek

1854 senesi kış aylarında Silistre kalesini muhasara eden Ruslar, bir avuç Osmanlı askeri karşısında zor durumlara düşmüşlerdi. Ağır kış şartlarında erzakları tükenmiş, çoğu açlık ve soğuktan kırılıyordu. Zabitlerine:-Açız!... ekmek, ekmek... diye bağırdıklarında, zabitler:-İşte kale... zaptedin, orada karnınızı doyurun... diye cevap veriyorlardı. Nihayet aç kalan Rus askerleri Osmanlı siperlerine yanaşarak:-Ekmek... diye cılız ve sararmış ellerini uzatıyorlardı. Osmanlı askeri de asil ruhlarını isbat etmek için süngülerinin ucuna ekmek takıp Rus siperlerine uzatıyorlar ve kanlarına susamış olan Rusların aç karınlarını doyuruyorlardı.Bu iyiliklerine Rusların verdiği cevap ise şu oldu: şehri zaptedemiyeceklerini anlayınca yağlı paçavraları ateşe verip, şehre fırlatarak yangınlar çıkardılar. Bu yangınlar bir felaket halini aldı. Tam bu sırada gelen bir derviş:-Ey Müslümanlar korkmayın!... Moskof Kadir gecesi kaçacak, Müslümanlar muzaffer olacaktır, diyerek askerin maneviyatını arttırdı.Hakikaten ertesi gün Kadir gecesiydi ve Ruslar bütün ağırlıklarını alarak, Silistre muhasarasını bir müddet için bırakıp, mağlup bir vaziyette gittiler. Silistre müdafileri de kale burçlarından ezanlar okuyarak zafer şenlikleri yaptılar.

Şu Anda Mahmud Han Zafere Ulaşti

Vehbi Tülek

Musul'un Osmanli HÂkimiyetine Girmesi

Vehbi Tülek

Tez Sakabaşini Getirin

Vehbi Tülek

Yenilikçi Sadrazam Nevşehirli Damat İbrÂhim Paşa

Vehbi Tülek

Emirsultan’in Himmeti

Vehbi Tülek

Kavuk Yerine Miğfer

Vehbi Tülek

Nesilleri HelÂk Olurdu

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Mârifetin Hakîkati!..

Ahmed bin Ebû Verd, evliyânın büyüklerindendir. Bağdât'ta doğup büyümüş ve orada yetişmiştir. Milâdi dokuzuncu asrın ikinci yarısında vefât ettiği tahmin edilmektedir. Muhammed bin Ebû Verd'in kardeşi olup, ikisi de zamanlarının meşhûr velilerindendir. Cüneyd-i Bağdâdi'nin yakınlarından olup, onun, Sırri-yi Sekati'nin, Hâris-i Muhâsibi'nin, Bişr-i Hafi'nin ve Ebü'l-Feth el-Hammâl'ın sohbetinde bulunmuş, tasavvufta yetişip, yükselmiştir.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Salih Arkadaşlarla Yola Çıkmalı

Vehbi Tülek

Şemseddin Muhammed Kayâti hazretleri fıkıh, usûl ve hadis âlimlerindendir. 785 (m. 1383)'de Mısır'da Kayât'ta doğdu. 850 (m. 1446)'da Kâhire'de vefât etti. Bir dersinde talebelerine şöyle buyurdu:

Sadık Dost, Hüzün Ve Sevinçte Ortak Olandır

Vehbi Tülek

Saçaklı Şeyh

Vehbi Tülek

Saçaklı Şeyh hazretleri, Gaziantep velilerinden olup, asıl ismi Ebûbekir'dir. Maraş'ta doğdu. Doğum târihi belli değildir. İlk tahsilini doğduğu yerde yaptı. Şeyh Abdülgani Nablüsi'den hadis, tefsir ve tasavvuf ilmi öğrendi ve icâzet aldı. Tahsilini tamamladıktan sonra memleketine döndü ve talebe yetiştirmeye başladı. Antep ile Maraş arasındaki bir yolculuğu sırasında 1732 (H.1145) senesinde vefât etti. Her iki şehir halkı arasında cenâzenin kendi şehirlerine defnedilmesi husûsunda ihtilaf çıktı. İşin uzamaması için bir hakem tâyin edildi. Hakem; "Cenâze hangi şehre yakınsa oraya defnedilmesi uygundur" deyince, cenâzenin her iki şehre olan uzaklığı ölçüldü. Antep'e daha yakın olduğu anlaşılınca, Antep mezarlığına defnedildi.

Saçaklı Şeyh hazretleri, vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:

"deli Birâder" Mehmed Bin Durmuş

Vehbi Tülek

Sabrederek Ferahlığı Beklemek Ibâdettir

Vehbi Tülek

Basralı Hâfız Abbâd Bin Abbâd

Vehbi Tülek

İlim, Kalbe Doğan Bir Nûrdur

Vehbi Tülek

Kılıçlı Ali Efendi

Vehbi Tülek

Dünyâyı âhirete Tercih Edenler

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Bir gün Yalova'dan İstanbul'a bir gemi gidiyordu. İstanbul'a yaklaştıkları sırada, şiddetli bir rüzgâr esmeye, dalgalar gittikçe büyümeye, gemiye şiddetle vurmaya başladı. Dalgaların vuruşundan tahtalar gıcırdıyordu. Gemi, koca denizde bir o tarafa, bir bu tarafa yalpalıyor, devrilecek gibi oluyordu. Yolcular ne yapacaklarını şaşırdılar. Herkes geminin bir tarafına birikince, tehlike daha da büyüdü. Kaptan, yolcuları teskin etmeye çalışıyor ve herkesin yerinde oturmasını tavsiye ediyordu. Herkes birbiriyle helâlleşiyor ve şimdiye kadar işlediği günahlarına tövbe ediyordu. Bâzıları da, kurtulmaları için adakta bulunuyordu. Yolcuların arasındaki bir genç, Fâtiha-i şerife ve İhlâs sûrelerini okuyarak, hâsıl olan sevâbı; Peygamber efendimizin, Eshâb-ı kirâmın, evliyânın, âlimlerin ve zamânın velilerinden Üftâde hazretlerinin rûh-ı şeriflerine hediye etti. Sonra da; "Yâ hazret-i Üftâde! Himmetinizi, yardımınızı istirhâm ediyorum." dedi. O anda, uzaklardan bir karaltı peydâ oldu. Yaklaştıkca, bunun bir insan olduğunu, suyun üzerinde süratle kendilerine doğru geldiğini gördüler. Onun yürüdüğü yerlerde dalgalar hemen sâkinleşiyordu. Nihâyet o zât geminin yanına geldi ve gemiyi eliyle bir mikdâr tuttuktan sonra, geminin önünden yürümeye başladı. Yürüdüğü yerlerde deniz durgunlaşıyordu. Bir müddet sonra gözden kayboldu. Kaptan, o kimsenin su üzerinde gittiği istikâmete göre, geminin dümenini ayarladı. Bir müddet sonra, selâmetle sâhile vardılar. Herkes bu hâdise karşısında şaşırıp kaldı. Sâdece o delikanlı şaşırmamıştı. Yolcular sâhile çıktıklarında, bir kimse karşılarına çıkıp onlara; "Ey yolcular! Üftâde hazretlerinin selâmı var. Sağ olduğum müddetçe, bu sırrı kimseye söylemesinler diye bana emretti." dedi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Elini Değil, Ayağini Uzatmiş

Vehbi Tülek

Tencere Yuvarlanir, Kapağini Bulur

Vehbi Tülek

Senin Nasibin Diyar-i Rum’dadir

Kadı Iyâd Hazretleri Ve Dürüst Genç

Karşılık Beklemiyorum

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

Namazini Ben Kildirayim

Sarik Ve Sakal

Eğer Senin Yanında Makbul Oldu Ise

Vehbi Tülek

Hazreti Hâlid'in Üstün Başarısı

Vehbi Tülek

Adam Olmazsan

Vehbi Tülek

Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Vehbi Tülek

Abdullah Bin MübÂrek

Vehbi Tülek

Namazini Ben Kildirayim

Vehbi Tülek