EZAN OKUYANA AĞAÇ
1001 Osmanlı Hikayesi
Cuma, 09 Aralık 2005
Kemal Paşazade Tarihinin 8. cildinde, Sultan II. Bayezid Han zamnında yaşanan şöyle bir hadiseyi nakleder:Draç kalesinin Venedikli muhafızları endişeli bir bekleyiş içerisindeydiler. Duymaktan kork tukları haber gecikmemiş, Elbasan Sancakbeyi Evrenosoğlu İsazade Mehmed Bey kumandasındaki Osmanlı akıncılarının yaklaştığını öğrendiler.Venedik, bu liman kalesine ayrı bir önem veriyordu. Zira onu kaybederse, Mora kıyıların dan olduğu gibi Arnavutluk’tan da tamamen sökülüp atılacak, sonunda Akdeniz’den silinecekti. O yüzden Draç’ı savunma tedbirlerine titizlik gösterilmiş, tahkimat hayli teferruatlı tutulmuştu
ŞEREF NİŞANI OLACAK ÇAMUR
1001 Osmanlı Hikayesi
Perşembe, 08 Aralık 2005
Eylül 1902’de İran Şahı Muzafferüddin Kaçar Han, İstanbul’a resmi bir ziyarette bulunmuş tu. Osmanlı Sultanı II. Abdülhamid Han, onun ikamet etmesi için Şale köşkünü inşa ettirmişti. İran tahtında, 1794’den beri Oğuz’ların bir kolu olan Kaçar hanedanı bulunmaktaydı ve Muzaferüddin Han Türklüğü ile gurur duyuyor, Osmanlıları kardeş biliyordu. Misafir hükümdar, bir gün Edirne’ye giderek, Osmanlı II. Ordusunun geçit töreninde hazır bulundu. Birliklerin geçecekleri yolda su birikintileri vardı. Topçu kumandanlarından Şükrü Paşa atını telaşla sürerek geldi ve selam verdi:
İRLANDA'DAN OSMANLI'YA ŞÜKRAN
1001 Osmanlı Hikayesi
Çarşamba, 07 Aralık 2005
Ýrlanda’nýn baþkenti Dublin’e 70 mil uzaklýktaki þirin liman þehri Drogheda’da, 1997 Mayýs ayýnda, son derece manalý bir tören vardý. 150 sene önce Ýrlanda’yý kasýp kavuran kýtlýk sýrasýnda Osmanlý Devletinin yaptýðý nakdî ve aynî yardýmýn hatýrasýna hazýrlanmýþ þükran plaketinin asýlmasý münasebetiyle düzenlenmiþti. 1847 senesinde, 2 milyon insanýn göç etmesine ve ölmesine sebep olan açlýk ve kýtlýk fela keti sýrasýnda Osmanlý Sultaný Abdülmecid Han, Ýrlanda halkýna 10.000 Sterlin yardýmda bulunmak istediðini Ýngiltere Kraliçesi Victoria’ya bildirir. Ne var ki, Ýngiliz hakimiyeti altýndaki bu adaya sadece 1.000 sterlin vermeyi layýk gören kraliçe, Ýstanbul’daki Ýngiliz büyükelçisi vasýtasýyla Padiþahýn bu hareketini protesto eder ve neticede yardým 1.000 sterline iner.
AZİZ MAHMUD HÜDAYİ HAZRETLERİ VE KAYSERİLİ HALİL PAŞA
1001 Osmanlı Hikayesi
Salı, 06 Aralık 2005
1600 senelerinde Osmanlı tahtında, Sultan I. Ahmed bulunuyordu. Daha yaşı küçük olduğu için bunu fırsat bilen âsiler ve bazı eyalet valileri devlete isyan etmiş, Anadolu’da huzur ve sükun kalmamıştı. İşte bu sıralarda Padişah, Üsküdar’da bulunan Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerini sık sık ziyaret edip himmet ve dularını istiyordu. Padişahın bu zata olan muhabbeti sebebiyle bir çok asker ve devlet erkanı da ona talebe olmuşlardı. Bunlardan biri de Yeniçeri Ağalarından Kayserili Halil Ağa idi. Halil Ağa, Anadolu’da isyan çıkaran Celalilerden, Canbolatoğlu üzerine gönderilen askeri birlikte vazifeliydi. Onu çok seven hocası Aziz Mahmud Hüdayi hazretleri, bir mektup göndere rek müridini şu sözlerle teşyi ediyordu:
DÖRTYÜZ KESE ALTIN
1001 Osmanlı Hikayesi
Pazartesi, 05 Aralık 2005
Öküz Mehmed Paşa, Ulukışla’nın bir aşireti olan “Oğuz” aşiretindendi. Fakat Türkmenler arasında Oğuz kelimesi, Okuz olarak söylenir ve yazılırdı. Buna nisbetle Mehmed Paşa’nın adı Okuz Mehmed Paşa olmasına rağmen, yazılırken yapılan bir hata ile Öküz olarak meşhur oldu. Sultan I. Ahmed’in damadıdır. Kızı Gevherhan Sultan ile evlenmiştir. Sadrazamlığı sırasında, bir sefer esnasında bir köyün civarında konaklamışlardı. Köylü nün hayvanları da orada otluyordu. Bir öküz Mehmed Paşa’nın yakınına kadar sokuldu. Tabii bütün paşalar gülüşmeye başladılar. Hatta içlerinden biri:“Paşam öküzle neler konuştunuz, size ne söyledi” diyerek espri yapmaya kalktı. Mehmed Paşa:“Evet öküzle biraz konuştuk. Bana dedi ki, sen de bizlerdensin, fakat bu eşeklerin arasında ne işin var, anlayamadım.”
KAYIĞA KARŞI ARABA
1001 Osmanlı Hikayesi
Pazar, 04 Aralık 2005
Ahmed Vefik Paşa, Sultan Abdülaziz Han devrinde Osmanlı Devletinin Paris büyükelçisi dir. Fransa İmparatoru III. Napoléon’un saltanat arabasının eşini yaptırır ve Paris’de onunla dolaşır. Fakat ortalık alt üst olur. Arabayı görenler, “İmparator geliyor” diye elleri ayaklarına dolanır. Durumu kendisine anlatmağa cesaret edemezler, fakat İmparatora bildirirler. Saray dan, kendisine, nezaket icabı olarak bu arabayı kullanmaması rica edilir. Paşa cevabında:-Derhal!... Kullanmaktan hemen vazgeçerim. Ama bir şartım var. İstanbul’daki Fransız büyükelçisi, Boğaziçi’nde gezinti yapmak için Padişahımızın kayığının eşini yaptırmış, onunla caka satarmış. Sefirleri o kayığı kullanmaktan vazgeçsin, ben de bu arabaya binmeyeyim.”Bunun üzerine İstanbul’daki Fransız sefiri bu nezaketsiz hareketinden hemen vazgeçer, Paşa da arabayı sefaretin ahırına çektirir.
MEYYİTEZADE
1001 Osmanlı Hikayesi
Cumartesi, 03 Aralık 2005
Evliya Çelebi seyahatnamesinde şöyle bir hadise nakledilir:Kanuni Sultan Süleyman Han devrinde, 1552 senesinde Macaristan’daki Eğri kalesi üzerine bir sefer düzenlendir. Bu sefere katılacak olan Anadolu ve Rumeli Sipahilerine haber salındı. Bunlardan biri de Kasımpaşa’daki Sipahi birliklerinden birinin kumandanı olan Hüseyin Ağa idi. Yeni bir gazaya katılacağı için sevinçliydi, fakat geride bırakacağı hanımı hamile ve üstelik hasta idi. Kendisi yok iken ona kim bakacak ve çocuğuna kim sahip çıkacaktı. Sonunda ellerini semaya açtı ve:“Yâ İlâhî!.. Doğacak olan çocuğumu sana emanet ediyorum...” diye yalvardı.
İNGİLİZ TÜCCARLAR FESAD ÇIKARIYORLAR
1001 Osmanlı Hikayesi
Cuma, 02 Aralık 2005
1525 senesinden itibaren, Akdeniz’deki İngiliz ticaret gemileri, Osmanlı limanlarındaki seyr-ü sefer ve ticareti, Osmanlı Devletinin Fransız gemilerine tanımış olduğu haklardan faydalanmak için Fransız bayrağı çekerek ve Fransa’ya vergi ödeyerek sürdürmekteydiler. Dolayısıyla kâraları da azalmaktaydı. Bu sebeple, Fransızlar gibi müstakil imtiyaz elde edebil mek için Osmanlı Devleti nezdinde pek çok teşebüslerde bulundular. 1553’de Anthony Jenkinson ve 1579’da Edward Osborne, Richard Staper ve William Harborne adındaki tüccarlar imtiyaz alabildiler. Bu münferid imtiyazlar 1580’den itibaren Sultan III. Murad tarafından bütün İngiliz tüccarlarına teşmil edildi.
ALÇAKLIĞIN BÖYLESİ
1001 Osmanlı Hikayesi
Perşembe, 01 Aralık 2005
Balkan Savaşları sırasında İstanbul’a gelen Fransız Matin gazetesi başyazarı Stephane Lausanne, 1913 yılında yayınlanan kitabında, Osmanlı Devletindeki Ermenilerin yaptıkları zulüm ve katliamları anlatır. Kitabın bir yerinde şöyle bir hadise nakleder:
1890 senesinde Sivas’da Ermeniler isyan çıkararak silahsız Müslüman ahaliye saldırdılar ve bir çok suçsuz insanı katlettiler. Bunun üzerine oraya sevkedilen askeri birlikler hadiseyi bastırdı. Bunun üzerine şehirdeki silahlı Ermeniler, Fransız konsolosluğuna sığındılar. Bizzat konsolos ve eşi onları Osmanlı makamlarına vermemek için direndiler.
BÜYÜK FEN DAHİSİ: FATİH SULTAN MEHMED
1001 Osmanlı Hikayesi
Çarşamba, 30 Kasım 2005
Sultan II. Murad Han devrinde Osmanlı harb teknolojisinde muazzam bir ilerleme kayd edildi. Osmanlı mühendis ve ustaları, artık hiçbir memlekette rastlanamayacak çapta ve güçte toplar yapabiliyorlardı. İstanbul kuşatmasından önce Edirne’de dökülen 60 kadar top, 14 batarya halinde surların karşısına dizildi. Ancak bunlar bir süre sonra kaldırıldı. Yerlerine “Şâhî” denilen daha büyükleri konuldu.Söz konusu büyük toplardan birini, Bizans’dan ayrılarak Osmanlı hizmetine giren Urban isimli Macar dökmüştü. Sıradan bir dökümcü ustasıydı Urban. Ne topların balistik ve mukavemet hesaplarından, ne de barut ölçülerinden haberi vardı. Sadece çizilen plana göre döküm işlemini gerçekleştirmişti. Osmanlı ülkesinde, bu işi yapan pek çok usta vardı.