Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.430.347

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Onlar Ne Isrâf, Ne De Cimrilik Ederler

Şemsüddîn Muhammed Şirbînî hazretleri Şâfiî fıkıh âlimidir. Mısır’ın Şirbîn köyünde doğdu. Tahsil için Kahire’ye gitti. Zekeriyyâ Ensârî ve Şehâbeddin Remlî’nin derslerine devam etti. İcazet aldıktan sonra Mansûrî Külliyesi’nde tefsir hocalığına tayin edildi. 977 (m. 1570)’de Kahire’de vefat etti. “Muğni’l-muhtâc” isimli eseri, Nevevî’nin “Minhâc” şerhidir. Bu kitabında şöyle buyuruyor:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Bulgar Pehlivani

Kanuni spora meraklıdır. Bir gün saltanat kayığı ile dergahın iskelesine yaklaşır ve Yahya Efendi'yi alıp, Yeniköy Çayırı'na götürür. Burada güreşler vardır. Ancak hiç hesapta olmayan şeyler olur. Nereden geldiği bilinmeyen Bulgar asıllı bir pehlivan bizimkileri duman eder. Adam insan azmanıdır, bacakları kök salar çınar gibi. Koca koca yiğitler çaresiz kalırlar. Bırakın yenmeyi, yerinden kıpırdatamazlar. Adam her yıktığı Türkün ardından kahkahalar atar, haçını öperek tamenna çakar. Yerli Rumlar sevinçten çıldırırlar. Kanuni mi? Kahrolur tabii. Yahya Efendi bakar Padişah çok üzülüyor, çıkar meydana ve akıllara durgunluk bir pazarlık yapar. "Yenilen, yenenin dinini kabul edecek" der, "tamam mı?" Bulgar pehlivanı bıyıklarını burarak güler, teklifi kabul eder. Ancak bu aksakallı ihtiyar karşısında eli ayağı tutmaz olur. Adalelerinde güç, derman kalmaz. Yahya Efendi onun sırtını yere vurur mu bilmiyoruz, ama nefsini ve kibrini yerden yere vurur. Gözünü ve gönlünü açar. Sayfa sayfa hakikatleri aralar. Pehlivan diz çöker, iman eder.

Vehbi Tülek

Yeniçeriliğin Kaldirilmasi

Vehbi Tülek

Kefeni Kanlar İçindeydi

Vehbi Tülek

İsterseniz Geri Dönebilirsiniz

Vehbi Tülek

Sultan İkinci Bâyezid Hanın pâdişâhlığı sırasında İstanbul'da büyük bir zelzele olmuş, yüzlerce kişi ölmüş, vebâ salgını baş göstermişti. Çelebi Halife'nin büyüklüğünü kabûl eden Sultan İkinci Bâyezid Han onu sık sık ziyâret ederek, duâsını almaya çalışırdı. Ona ve talebelerine iltifât ve ihsânlarda bulunurdu. Hattâ ilim ve fazileti ile duâsının kabûl olduğuna inandığı Çelebi Halife'yi kırk talebesi ile birlikte Medine-i münevvereye gönderdi. İstanbul'a isâbet eden, yüzlerce kişinin ölümüne sebeb olan vebâ musibetinin kalkması için, Peygamber efendimizin kabrini ziyâret edip duâ ile şefâat dilemelerini istedi. Çelebi Halife talebeleriyle birlikte hac ibâdetini yerine getirmek ve Peygamber efendimizin kabr-i şerifini ziyâret etmek üzere İstanbul'dan ayrıldılar. Onların yola çıkmasından hemen sonra İstanbul'daki vebâ salgını son buldu.Vebâ salgınının Allahü teâlânın izniyle âniden durması başta pâdişâh olmak üzere bütün devlet adamlarında ve halkta büyük sevince yol açtı. Sultan İkinci Bâyezid Han, Çelebi Halife'ye haber gönderip; "Gitmenize lüzûm kalmamıştır. İsterseniz geri dönebilirsiniz." dedi. Fakat gönlü mukaddes topraklara ulaşmak aşkıyla dolu olan Çelebi Halife; "Mâdem ki bu hayırlı yolculuğa niyet ettik. Hac vazifemizi ifâ ile, iki cihânın efendisini ziyâret edip, Devlet-i Aliyye-i Osmâniye'nin selâmeti için duâ ve niyazda bulunalım. Allahü teâlânın sultanımıza hayırlı uzun ömürler ihsân etmesi için yalvaralım." dedi. Sultandan müsâde alarak yoluna devâm etti.

Şaşiran ŞÂir

Vehbi Tülek

Seydi Ahmed Paşa

Vehbi Tülek

Hadim Sinan Paşa Ve Yavuz

Vehbi Tülek

73 - Gururdan Kaçinmak...

Vehbi Tülek

Verin Bana Şu Yilan Yavrusunu!”

Vehbi Tülek

Barbaros’un İstanbul’a Gelişi

Vehbi Tülek

Ata Efendi’nin Vatan Aşki

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Ebû Osman Yuneynî

Ebû Osman Yuneyni (Abdullah bin Abdülaziz) rahmetullahi aleyh, evliyânın büyüklerindendir. 1136 (H.530) senesinden sonra Lübnan'da Ba'lbek beldesine bağlı Yuneyn köyünde doğdu. 1220 (H.617) senesinde vefât etti. Türbesi Ba'lbek'dedir. İbn-i Şühbe şöyle anlatmıştır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Allahü Teâlâya Sıdk Ve Ihlâs Ile Ibâdet Et!

Vehbi Tülek

Hâce Behâeddin Zekeriyyâ hazretleri Hindistan'da yetişen büyük velilerdendir. 1169 (H.565) senesinde Hindistan'da Mültân şehrinde doğdu. Buhârâ'da yedi sene ilim tahsil etti. Sonra hacca gitti. Hacdan sonra, Mekke-i mükerremede kalıp ilim tahsiline orada devâm etti. Bağdât'a gelip o zamânın büyük velilerinden Şihâbüddin-i Sühreverdi hazretlerinin talebelerinden oldu. Kısa zamanda yetişerek, hırka giyme nimetine kavuştu. Tekrar Hindistan'a döndü. O zamanda Hindistan'da bulunan en büyük velilerden Feridüddin-i Genc-i Şeker ve Hâce Kutbüddin-i Bahtiyâr Kâki hazretleri ile aynı zamanda yaşamışlardır. Birbirlerini çok severlerdi ve birbirlerine çok bağlı idiler. 1266 (H.665) senesinde orada vefât etti.

Ali İdrîsî

Vehbi Tülek

Duânın Kabul Olması Için Şartlar Vardır

Vehbi Tülek

Seyyid Alizâde Yakûb Efendi Osmanlı âlimlerindendir. Bursa'da doğdu. Orada asrının âlimlerinden okudu. Sonra Bursa'da Hamzabey Medresesi'nde müderris oldu. Daha sonra; İstanbul'da Semâniyye medreselerinin birinde müderris oldu. 931 (m. 1524) senesi hac dönüşü, Mısır'da vefât etti. En büyük eseri olan (Şir'a-tül-islâm) şerhinde şöyle buyuruyor:

En Üstün Tazim Şekli Secdeye Kapanmaktır

Vehbi Tülek

Kişinin Kıymeti Himmetine Göredir

Vehbi Tülek

Fırka-i Nâciyyeden Ayrılanların Hâli

Vehbi Tülek

İmam-ı Mâverdî

Vehbi Tülek

Sâdece Dil Ile Tövbe Etmek!

Vehbi Tülek

Seyyid Osman Efendi

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Senin Nasibin Diyar-i Rum’dadir

Senin Nasibin Diyar-i Rum’dadir

Niyâzi-i Mısri, devamlı ibâdet ve tâatla meşgûl olduğu sırada, bir gece rüyâsında Seyyid Abdülkâdir-i Geylâni hazretlerini gördü. Seyyid Abdülkâdir-i Geylâni hazretleri büyük bir taht üzerinde oturmaktaydı. Etrâfına talebeleri toplanmıştı. Niyâzi-i Mısri, kendisini onların arasın da görünce, hayâsından dışarı çıkmaya yol ve fırsat aradığı bir sırada, Seyyid Abdülkâdir-i Geylâni hazretleri, onu yanına çağırıp, bir kese altın hediye verdi ve; "Senin nasibin diyâr-ı Rûm'dadır. Mısır'da değildir." buyurdu. Ertesi gün Niyâzi-i Mısri bu rüyâsını hocasına anlatın ca, hocası hemen ona hilâfet verdi ve duâ etti. Bunun neticesinde Niyâzi-i Mısri 1646 sene sinde Mısır'dan ayrılarak İstanbul'a gitti. İstanbul'da Sultanahmed Câmii civârında Sokullu Mehmed Paşa dergâhında ikâmet edip, uzun süre riyâzette kaldı. Kaldığı odada çok gözyaşı döktü. Halil Paşa, Niyâzi-i Mısri hazretlerinin kaldığı odanın döşemelerini yenilemek için teşebbüste bulunduğu zaman, Niyâzi-i Mısri hazretlerini rüyâsında gördü. Rüyâda "Gözlerimin yaşı ile yıkanmış olan tahtaları muhâfaza ediniz." diye emretmesi üzerine, tahtalarını muhâfaza etmek sûretiyle odayı tâmir etti.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Korkma!

Vehbi Tülek

İftiranin Neticesi

Vehbi Tülek

Zalimlere Dersini Verdi!

Kum Ve Kaya

Anzakli Ömer

Karşılık Beklemiyorum

Başka Du Bilmez Misin?

Allah'ın Takdirine Kulun Aklı Ermez

Arkadaşlarımı Korumak Için

Vehbi Tülek

Allah Haramdan Kaçani Korur

Vehbi Tülek

Allahü Tealadan Bir An Gafil Olmayasin

Vehbi Tülek

Bana İyi Bir Elbise Yapiver

Vehbi Tülek

Terbiye Yaratilişa Bağlidir

Vehbi Tülek

Allah’a Firar Et

Vehbi Tülek