Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.527.654

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Maksadı Ahiret Olan Perişan Olmaz!

Kaygusuz İbrâhim Efendi Osmanlıların son zamanlarında yetişen evliyâdandır. Bolu’da doğdu. Kâdiriyye yolunun büyüklerinden Mustafa Efendi isminde bir zâtın talebesi olan Ömer el-Vasfî ile tanıştı. Daha sonra Mustafa Efendi’nin huzûruna gidip sohbetlerinde bulundu. Kemâle gelerek o zâttan hilâfet aldı. İstanbul’a gelerek talebe yetiştirdi. 1289 (m. 1872) senesinde İstanbul’da vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Belgrad'in Fethi

Kanuni Sultan Süleyman, Macar Kralı İkinci Lajos'a gönderdiği elçiye yapılan kötü muameleden dolayı sefer açılmasına karar verdi. Rumeli Beylerbeyi Ahmed Paşayı Sabach zaptına, Semendre beyi Hüsrev Beyi Belgrad'ın ablukasına gönderdi. Kendisi de o tarafa doğru 18 Mayıs 1521 günü İstanbul'dan hareket etti. Ayrıca Karadeniz Tuna yoluyla bir donanma sevkedilmişti. Kanuni Sultan Süleyman ordusu ile Belgrad yakınlarına ulaşıp Zemun yakınlarında yüksek bir yere otağını kurdurup, muhasara emrini verdi. Günlerce süren şiddetli ateşten ve çarpışmadan sonra Osmanlı kuvvetleri 8 Ağustos, Ramazanın beşinci günü dış kaleye girdi.

Vehbi Tülek

Astaze

Vehbi Tülek

Bir KurÂn-i Kerim, Bir SelÂm-i Şahane Ve Hilafetin Gücü

Vehbi Tülek

Kamaları Sökülmeyen Tek Batarya

Vehbi Tülek

27 Aralık 1916. Saat: 13.00

"Türk askeri cenge hazırlanıyordu. Biraz sonra kopacak kıyametin heyecanı ile benim de yüreğim çarparken; gözüm batarya dürbününün adesesinde, düşmanı seyrediyordum. Meis, güzel bir Pazar gününün neşeli havası içinde tatilin zevkini sürüyordu… Bizim taraftaki harekât ve gürültü gittikçe sükûn buldu. Herkesin kulağı, bir ağızdan çıkacak keskin bir kumandayı bekliyor. Ateeeş… Nihayet saat 13.25'te aylardan beri karşısındaki yabancı çığlıklara dişini sıkıp susan dört ağız birden alev kusmaya başladı…

107 - Koca Yusuf Paşa Ve Şebeş Zaferi

Vehbi Tülek

Sakiz Adasinin Fethi Ve Nasuhi Efendi’nin Duasi

Vehbi Tülek

İlk Uçan Türk, HezÂrfen Ahmed Çelebi

Vehbi Tülek

Artik Göç Vakti Geldi

Vehbi Tülek

Molla Arab Ve Ii. Bayezid Han

Vehbi Tülek

Kahve İkrami

Vehbi Tülek

Ii. Abdülhamid Han'in İmzasi

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Bir ân Sabretmenin Bile Mükâfâtını Görürsünüz

Ahmed Behlül hazretleri evliyanın meşhurlarındandır. 1521 (H.928) senesinde Kahire'de vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Kıyâmet Için Ne Hazırlık Yaptın?

Vehbi Tülek

Yanyalı Yûsuf Sinân Efendi İstanbul velîlerindendir. Rumeli’de Yanya'da doğdu. İstanbul'a giderek Semâniye müderrislerinden Şâh Efendinin derslerine devâm etti. Sonra babası Şeyh Yâkûb Efendinin sohbetlerinde yetişip kemâle erdi. Hilâfet verildi. Sultan 3. Murâd onu sever ve sohbet ederdi. Harem-i şerîf şeyhliği vazîfesine tâyin olundu. Bu sebeple Medîne-i münevvereye gitti. 1581 senesinde orada vefât etti. Çok kitap yazdı. “Tenbîh-ül-Gabî fî Rü'yet-in-Nebî” isimli eserinde şöyle buyuruyor:

Dinlerini Dünya Için Satanlar

Vehbi Tülek

Rabbinize Istiğfar Edin Ki

Vehbi Tülek

Erzincanlı Hâcı Fehmi Efendi son devir velilerindendir. Erzincan'da yaşadı. Mevlânâ Hâlid-i Bağdadi hazretlerinin yolunun âdâb ve erkânını Erzincan'da yayan Terzi Baba'ya talebe oldu. Onun sohbetlerinde yetişip kemâle geldi. "93 Harbi" olarak bilinen 1877-78 Osmanlı-Rus harbinde Hâcı Fehmi Efendi de, yetmiş-seksen kişilik talebeleri ve sevenlerini toplayıp cepheye koştu. Büyük kahramanlıklar gösterdi. 1298 (m. 1890) senesinde Mekke-i mükerremede, hac esnasında hastalandı ve vefât etti. Hâcı Fehmi Efendi bir sohbetinde buyurdu ki:

Altın Suyu Ile Üzerinde Hat Yazılı Olan Kaftan

Vehbi Tülek

Sıbgatullah-ı Bervecî

Vehbi Tülek

Nasrâniyyet Ve Yahûdiyyet Bâtıl Olmuşlardır

Vehbi Tülek

Seyyid Zeyd Bin Zeynel'âbidîn

Vehbi Tülek

Eshâb-ı Kirâm Düşmanlığı!..

Vehbi Tülek

Eshâb-ı Kirâma Hürmet Etmek Esastır

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Abdullah El-acemî

Abdullah El-acemî

Zamânın sultânı Melik Zâhir Mücirüddin, bir defâsında Abdullah el-Acemi hazretlerinin köyüne gitmişti. Abdullah el-Acemi bahçelerde bekçilik yapıyordu. Melik onu bir bahçe içinde görüp:

"Ey Genç! Bize tatlı bir nar getir." deyince, bulunduğu bahçedeki bir nar ağacından nar koparıp götürdü. Melik kesip tadına baktı ve; "Bu nar ekşi sen nasıl bekçisin narın ekşisini tatlısını ayırd edemiyorsun?" dedi.

Abdullah el-Acemi kendisine âid olmayan meyvelerden hiç yemediği için, ekşisini tatlısını bilmiyordu. Melik'in sözleri üzerine hem üzüldü hem de mahcûb oldu. Gidip bir ağacın altında namaza durdu ve iki rekat namaz kılıp şöyle duâ etti: "Yâ Rabbi bana hangi narın tatlı olduğunu bildir, gidip Melik'e vereyim..."

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Abayi Yakmak

Vehbi Tülek

Gerçek Zehir

Vehbi Tülek

Terbiye Yaratilişa Bağlidir

Sarik Ve Sakal

Ayyaşin Sonu

Meşayihın Kadrini Bilmezsen

Minareden Okunan Şiir

Deniz Üzerinde Yürüyüp Sahile Doğru Gitti

Evliyalar Ölmez İmiş

Vehbi Tülek

Yakub-i Germiyani’nin Yağmur Duasi

Vehbi Tülek

Biz Söze Bakmayız, Öze Bakarız

Vehbi Tülek

Cennetlik Hanım Isteyen...

Vehbi Tülek

"encümen-i Bîzebân"

Vehbi Tülek

Adalet Ve Tevazu

Vehbi Tülek