Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.421.732

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Haramlara Devam, Küfre Sebep Olur!

Kenzî Hasan Efendi Sümbüliye yolu ariflerindendir. Ankara’nın Ayaş ilçesinde doğdu. İstanbul'da tahsilini tamamladıktan sonra Sümbülî dergâhı şeyhlerinden Seyyid Alâaddin Efendiye intisab etti ve kemale erdikten sonra icazet verilerek irşad vazifesiyle Manisa’ya gönderildi. 1112 (m. 1700)’de Manisa'da vefat etti. Buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Ruh Ve Ceset

Keçecizâde Fuad Paşa'nın sadrâzamlığında İstanbul'un Ermeni zenginlerinden biri ölmüştü. Katolik Ermeniler, bu kişinin ölümünden az evvel Katolik mezhebine girdiğini söylüyorlardı. Gregoriyenler ise, onun kendi mezheplerindeyken öldüğünü iddiâ ediyorlardı.Ölünün çok zengin olması sebebiyle, her iki kilise, iddiâlarında ayak diretiyorlardı. Münâkaşa, ihtilaf ve gürültü çıkaran Katoliklerle Gregoriyenler, büyük kavgalara girmek üzereyken mesele hükümete aksettirildi. İki taraf da sadrâzamdan hakem olmasını ricâ ettiler. İnce zekâ, zarâfet ve hazırcevaplığıyla şöhret bulan Sadrâzam, önce Katolik Ermenileri dinledi ve meseleyi iki soruyla halletti... İlkönce Katoliklere dönerek:" Müteveffânın Katolik olarak öldüğüne emin misiniz? diye sorunca onlar, hemen cevap verdiler:" Tamamıyla eminiz! Sadrâzam ikinci soruya geçti: " Demek ki mütevaffânın rûhuna siz sahip çıkıyorsunuz?" Evet!" O halde insaf edin, cesedi de Gregoriyenlerin olsun!

Vehbi Tülek

28 - Fazil Mustafa Paşa'nin Şehadeti

Vehbi Tülek

Nedendir Bu?

Vehbi Tülek

CÂmide Nargile

Vehbi Tülek

Süleymâniye Câmii, Mimar Sinan'ın kalfalık (Selimiye ustalık) eseridir. Câmi ile bir külliye hâlinde olan bu eser Kanuni Sultan Süleyman Hân zamanında 1550' de başlanarak 1556'da bitirildi.Avlusu ile birlikte dikdörtgen şeklindeki câminin harem kısmı, 68x63 m dir. 26,50 m kutrunda ve 53 m yükseklikte olan düz pandantifli kubbe, dört kalın kemer üzerinde oturmak ta ve kâidesinde yuvarlak kemerli 32 pencere bulunmaktadır. Câmi 138 pencereden ışık alır. Akustik ve havalandırma düzeni bir mimâri şâheseridir. Mimar Sinan, Süleymâniye Câmii'ni yaptığı sırada birtakım kimseler; "Câmi içinde nargile fokurdatır durur" diye, kendisini Kanuni Sultan Süleyman Hân'a şikâyet ederler. Kanuni, âni bir baskın yapar. Hakikaten Mimar Sinan'ı nargile fokurdatırken bulur. Fena hâlde canı sıkılır. Sert bir sesle "Bre bu ne hâldir?" diye çıkışır. Mimar Sinan gâyet soğukkanlı "Pâdişahım, bu nargileyi burada bulundurmamın sebebi, fokurtusu içindir. Dikkat ederseniz, Tömbekisi (tütünü) yoktur. Fokurduyan suyun sesi bana câmide okunacak Kur'ân-ı kerim seslerinin her tarafa yayılmasını sağlamak için lüzumlu tedbirleri almama yardım etmektedir." diye cevap verir. Mimar Sinan bu tedbiriyle, bugün ancak modern tiyatro binalarında görülebilen akustik tertibatı, yâni ses yankılanması ayarını, 16. asırda yapmış oluyordu.

Vasif Efendi İspanya’da

Vehbi Tülek

75 - Ertuğrul Şehitleri

Vehbi Tülek

MÂdemki Allahü TeÂlÂnin Emridir

Vehbi Tülek

Sultan Ahmed Ve Mehmed Emin Tokadi

Vehbi Tülek

Kanuni Ve Pir Ali Efendi

Vehbi Tülek

Timur Mağlubiyet Tatmamiş Bir Hakandir

Vehbi Tülek

Yüz Sopa

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Dâvûd Bin Hüseyin

Dâvûd bin Hüseyin hazretleri Tebe-i tabiinin siyer ve hadis âlimlerindendir. Medine'de yaşadı. Medine'de 135 (m. 752)'de vefat etti. Siyer kitabında şöyle anlatmaktadır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Yahûdî âlimi Mahyerîk

Vehbi Tülek

Uhud Savaşı Hicretin üçüncü yılında (M. 625) Medine'ye bir saat uzaklıkta Uhud Dağının eteklerinde yapıldı. Müşrikler, civar kabilelerden gelen askerlerin de katılmasıyla Mekke'de 3000 kişilik büyük bir ordu hazırladı. Bunların 700'ü zırhlı, 200'ü atlı idi. 3000 de develeri vardı. Ordunun başına Ebû Süfyan geçti. İslâm ordusu, 1000 kişi civarındaydı. 100'ü zırhlı olup, iki at vardı. Bunlardan birine Peygamber efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem", diğerine de Ebû Bürde biniyordu...

Sadık Bir Asker Yozgatlı İbrahim

Vehbi Tülek

Abdülgaffar Efendi

Vehbi Tülek

Abdülgaffar Efendi, Kanuni Sultan Süleyman devri âlimlerinden olup, Mudurnuludur. Tahsil yapmak üzere İstanbul'a daha sonra da Edirne'ye gitti. Orada Şeyh Ramazan Efendiye mürid olup, büyük derecelerde yükseldi. Şeyhinden icazet aldıktan sonra Mudurnu'ya geldi ve 933 (m. 1527)'de vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:

o, Cehennem Ehlindendir!..

Vehbi Tülek

Azıkların Hayırlısı, Takvâdır.

Vehbi Tülek

Cennete En Son Girecek Kimse

Vehbi Tülek

İşte Bunlar Hakikat Ehlidir

Vehbi Tülek

Bahâeddîn Et-tavilî

Vehbi Tülek

Ümit Ediyorum Ki Sen O Kimselerdensin

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Bir gün Yalova'dan İstanbul'a bir gemi gidiyordu. İstanbul'a yaklaştıkları sırada, şiddetli bir rüzgâr esmeye, dalgalar gittikçe büyümeye, gemiye şiddetle vurmaya başladı. Dalgaların vuruşundan tahtalar gıcırdıyordu. Gemi, koca denizde bir o tarafa, bir bu tarafa yalpalıyor, devrilecek gibi oluyordu. Yolcular ne yapacaklarını şaşırdılar. Herkes geminin bir tarafına birikince, tehlike daha da büyüdü. Kaptan, yolcuları teskin etmeye çalışıyor ve herkesin yerinde oturmasını tavsiye ediyordu. Herkes birbiriyle helâlleşiyor ve şimdiye kadar işlediği günahlarına tövbe ediyordu. Bâzıları da, kurtulmaları için adakta bulunuyordu. Yolcuların arasındaki bir genç, Fâtiha-i şerife ve İhlâs sûrelerini okuyarak, hâsıl olan sevâbı; Peygamber efendimizin, Eshâb-ı kirâmın, evliyânın, âlimlerin ve zamânın velilerinden Üftâde hazretlerinin rûh-ı şeriflerine hediye etti. Sonra da; "Yâ hazret-i Üftâde! Himmetinizi, yardımınızı istirhâm ediyorum." dedi. O anda, uzaklardan bir karaltı peydâ oldu. Yaklaştıkca, bunun bir insan olduğunu, suyun üzerinde süratle kendilerine doğru geldiğini gördüler. Onun yürüdüğü yerlerde dalgalar hemen sâkinleşiyordu. Nihâyet o zât geminin yanına geldi ve gemiyi eliyle bir mikdâr tuttuktan sonra, geminin önünden yürümeye başladı. Yürüdüğü yerlerde deniz durgunlaşıyordu. Bir müddet sonra gözden kayboldu. Kaptan, o kimsenin su üzerinde gittiği istikâmete göre, geminin dümenini ayarladı. Bir müddet sonra, selâmetle sâhile vardılar. Herkes bu hâdise karşısında şaşırıp kaldı. Sâdece o delikanlı şaşırmamıştı. Yolcular sâhile çıktıklarında, bir kimse karşılarına çıkıp onlara; "Ey yolcular! Üftâde hazretlerinin selâmı var. Sağ olduğum müddetçe, bu sırrı kimseye söylemesinler diye bana emretti." dedi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Sünnet Akçesi

Vehbi Tülek

Eğer Senin Yanında Makbul Oldu Ise

Vehbi Tülek

Anzakli Ömer

Allah Haramdan Kaçani Korur

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Iv. Mehmed Han Ve Ahmed CÂhidî Efendi

Geç Gelen Kurtarıcı

Adam Olmazsan

Yakub-i Germiyani’nin Yağmur Duasi

Vehbi Tülek

9 Evi Dolaşan Kelle

Vehbi Tülek

Ölüyü Diriltemem

Vehbi Tülek

Biz Söze Bakmayız, Öze Bakarız

Vehbi Tülek

Adalet Ve Tevazu

Vehbi Tülek

Kadı Iyâd Hazretleri Ve Dürüst Genç

Vehbi Tülek