Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.056.495

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Yaptığın Işler Bize Gösteriliyor Ey Oğul

Bağdâdîzâde Hasan Çelebi Osmanlı âlimlerindendir. Bursa’da doğdu. Orada zamanının âlimlerinden ilim tahsil etti ve icâzet alıp, Dimetoka, İnegöl, İznik, Edirne ve İstanbul’da müderris olarak vazîfe yaptı. Sonra Manisa müftîliğine, daha sonra da Nakib-ül-Eşrâf makamına tayin edildi. Emekli olunca Bursa’ya yerleşip, 986 (m. 1578) senesinde orada vefât etti.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Dilsiz Dili

Osmanlı sarayında bizebân da denilen sağır-dilsiz görevliler bulunur, bunlar devlet işlerinin görüşülmesi esnasında hizmet eder, evrak getirip götürürlerdi. Sağır-dilsiz oldukları için devlet sırlarının işitilmesi ve yayılması tehlikesi ortadan kalkardı.Bunların anlaşmak için kendilerine mahsus işâretleri ve el hareketleri vardı ki, buna 'Dilsiz dili' denirdi. Bütün saray halkı bu dili öğrenmişti. Pâdişahın huzûrunda konuşmak ayıp sayıldığı için saraylılar bu dille anlaşırlar, hattâ başka zamanlarda bile bu dille birbirlerine hikâyeler anlatırlardı. Dilsiz dili sarayda neredeyse moda olmuştu. Sağır-dilsiz görevliler Tanzimat'ın ilânından sonra kurulan meclislerde ve Heyet-i Vükelâ denilen bakanlar kurulunda da kullanıldı. Devlet adamları bunlarla anlaşabilmek için dillerini öğrenmek zorundaydılar. Bunlar son derece hassas ve zeki kimselerdi. Hâfızaları çok güçlüydü. Şâhit oldukları tarihi olayları en ince teferruâtına kadar anlatırlar, tarihi şahsiyetleri kendilerine mahsus hareketleriyle karikatürize edebilirlerdi. Sözgelişi, sağ ellerini parmakları açık tuğ gibi başlarına götürdüklerinde pâdişahı, ellerini yumup baş parmağı 'birinci' der gibi dimdik yukarı kaldırdıklarında da sadrâzamı kasdettikleri anlaşılırdı. Günümüzde de bâzı toplantılarda sağır-dilsiz görevliler hizmet etmektedir.

Vehbi Tülek

Yara

Vehbi Tülek

Minare Eğri Mi?

Vehbi Tülek

31 - Mezzomorto Hüseyin Paşa

Vehbi Tülek

Sakız adasının düşman eline geçmesi, Osmanlı devleti ileri gelenleri arasında büyük bir teessüre sebep oldu. Padişah II. Ahmet Han, adanın düştüğünü haber alınca çok üzüldü:-Yâ Rabbi, ben ne günah işledim de bunu bana reva gördün? Diye ağlamıştı. Ayrıca sefer için Belgrad'da bulunan Veziriazam Sürmeli Ali Paşa'ya:-"Madem ki Sakız düşman elindedir, bütün Macaristan'ı fethetsen makbulüm değildir." Diye haber göndererek, derhal Sakız üzerine sefere çıkılmasını emretti. Ordu hemen İstanbul'a hareket etti. İstanbul'a geldiği zaman da:-"Ordu ahvali derunum yaktı. Teshiri muradımdır. Paşalarla görüşüp ne yapmak lazım ise bildir. Bu kış Sakız adası istirdad edilmezse, bütün gemi kaptanlarını katlederim." Diye kesin emirler verdi.

Şehzade Selim Ve Mevlana Celaleddin-i Rûmî

Vehbi Tülek

33 - Şah Sultan Ve Merkez Efendi

Vehbi Tülek

Osmanli Tüccari

Vehbi Tülek

Koca Seyid

Vehbi Tülek

Emrediyorum Paşa!

Vehbi Tülek

Kuzey Afrika’yi İspanyollardan Kurtaran Osmanlilar

Vehbi Tülek

Ermeni Tehciri

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Celâleddîn Ebû Yezîd Pürânî

Celâleddin Ebû Yezid Pürâni hazretleri, Horasan evliyasındandır. 1457 (H.862) senesinde vefât etti. Kabri Püran'dadır. Önce din ilimlerini öğrenip, bu hususta yetişti. Tasavvufta kemâle erip, üstün hâllere kavuştu. Zâhirüddin Halveti'nin sohbetlerinde bulundu.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

bu Da Geçer Yâ Hû...

Vehbi Tülek

Köyün birinde iki zengin çiftlik sahibi vardır. Birisinin adı Şakir Efendi, diğerinin adı ise Haddad Efendidir. Bir gün, garip bir dervişin yolu, o köye düşer. Köylüler Şakir Efendinin cömert bir kimse olduğunu söyleyerek Derviş'e çiftliğin yolunu gösterirler...
Şakir Efendi de, ailesi de hem misafirperver hem de gönül ehli insanlardır. Derviş çok iyi karşılanır, iyi misafir edilir, yer içer, dinlenir. Yola koyulma zamanı gelip Derviş, Şakir Efendiye teşekkür ederken, "Böyle zengin olduğun için hep şükret" der. Şakir Efendi ise şöyle cevap verir: "Hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Bu görünenler, gerçeğin kendisi değil, bir hayaldir. Bu da geçer yâ hû..."

Onun Bir Hafta Ömrü Kaldı

Vehbi Tülek

Cehennemin Hembeb Vâdisi!

Vehbi Tülek

Atâ bin Ebû Rebâh hazretleri, Tâbiinin büyüklerindendir. Fıkıh ve hadis ilminde büyük âlimdir. 647 (H.27) senesinde Yemen'de doğdu. 732 (H.114) senesinde Mekke'de vefât etti. Mekke'de Eshâb-ı kirâmın sohbetleriyle yetişti. Zamânında Mekke-i mükerremenin en büyük hadis âlimiydi...

Azılı Bir Müşrik Nadr Bin Hâris

Vehbi Tülek

Nûh Bin Ebî Meryem

Vehbi Tülek

Mustafa Hulusi Efendi

Vehbi Tülek

Doğu Türkistanlı Lider İsa Yusuf Alptekin

Vehbi Tülek

Müslümanlığın Zayıf Olduğu Bir Asırdayız

Vehbi Tülek

onların Korkusu, Son Nefes Içindir

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Korkma!

Korkma!

Sinop'ta medfûn bulunan ve Takıyyüddin Ebû Bekr Kefevi'nin talebesi olan Mahmûd Kefevi hocasının şu kerâmetini anlattı:"Gemiye binip İstanbul'a gitmek üzere yola çıktık. Ben o zaman gençtim ve bu benim ilk yolculuğumdu. Hoş bir rüzgârla dört gün gittik. Sonra şiddetli bir rüzgârla deniz kabardı. Dalgalar her taraftan vurmaya başladı. Gemide bulunanlar korku, dehşet ve ümitsizlik içinde bâzı mal ve eşyâlarını denize attılar. Bu ızdırap ve sıkıntı bana da ümitsizlik vermeye başladı. Hocam Takıyyüddin Ebû Bekr Kefevi, geminin alt katında sâkin ve telaşsız bir halde oturuyor du. Dalgaların şiddetli vuruşları gemide bulunanların ve benim korkumu iyice arttırdı. Hocam bana bakıp; "Korkma! Allahü teâlâ bizi kurtaracak ve biz Erikli Kasabasının doğu tarafındaki Hacı Baba Dergâhında kuşluk vakti oturup süt içeceğiz ve incir yiyeceğiz." buyurdu. Gemici lerin hesâbına göre seksen mil yolumuz kalmıştı. Ebû Bekr Kefevi hazretleri sükûn ve vekar içinde tatlı ve güzel sesiyle Kehf sûresini okumaya başladı. Biz rahatladık ve korkumuz kalma dı. Halbuki dalgaların vuruşları hâlâ devâm ediyordu. Nihâyet Allahü teâlâ bizi, hocam Ebû Bekr Kefevi hazretlerinin duâsı bereketiyle kurtardı. Gecenin sabahında Erikli sâhiline çıkıp doğruca Hacı Baba Dergâhına ziyârete gitti. Biz de onu tâkib ettik. Hep birlikte oturduk. Hocamız Kur'ân-ı kerim okuyor biz de dinliyorduk. O sırada dergâhın çevresinden bir kadın iki elinde birer çanak ile çıkageldi. Kapları önümüze bıraktı. Biri süt, diğeri incirle doluydu. Şeyh Ebû Bekr Kefevi tebessüm ederek bize baktı ve; "Bismillah ile yiyiniz!" buyurdu. Biz besmele ile yedik. Hocamın bu kerâmetine şâhid olduğumuz zaman, 1542 (H.949) senesiydi."

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Bereketi Var Mı?

Vehbi Tülek

Biz Söze Bakmayız, Öze Bakarız

Vehbi Tülek

SelÂmetle Gidip Gel

Sakin Kalyona Binme

Yirmi Saniyede

Zalimlere Dersini Verdi!

Kum Ve Kaya

Bir Çuval Toprak Ve Arsa

Bülbülün Zikri

Vehbi Tülek

Kadin Akli

Vehbi Tülek

Bizi Hatirlayin!

Vehbi Tülek

Altıyüz Dirhemlik İp

Vehbi Tülek

Yakub-i Germiyani’nin Yağmur Duasi

Vehbi Tülek

Sonunda Orta Yolu Buldular

Vehbi Tülek