Yolumuzu Aydınlatanlar • 08.11.2007
Abdülmüheymin Hadrami, Kuzey Afrika evliyasındandır. 1348 (H. 479) senesinde Tunus'un Zellac kasabasında vefat etti. Kıymetli nasihatleri vardır. İşte onlardan birkaç damla...
Abdülmüheymin Hadrami hazretleri buyurdu ki:
"Bir kulun, Allahü teâlânın beğendiği işleri kolayca yapabilmesi, sünnete göre hareket etmesi, sâlih kimseleri sevmesi, eş-dost ile güzel geçinmesi, Allah rızâsı için insanlara iyilik yapması, Müslümanların işini görmesi ve vakitlerini Allahü teâlânın dinine hizmetle geçirmesi, saâdet alâmetlerindendir."
Yolumuzu Aydınlatanlar • 09.11.2007
Abdülmü'min bin Abdülhak el-Bağdadi, Irak evliyasındandır. Doğum ve vefat tarihleri hakkında bir bilgi yoktur. Bağdad'da Müslümanlara sohbet ederdi. Buyurdu ki:
"Havf, Allahü teâlânın azâbından korkmak ve recâ, Allahü teâlânın rahmetinden ümitli olmak, bir kuşun iki kanadı gibidir. İkisi birden bulunursa, hem kuş, hem de uçuş düzgün ve mükemmel olur. Kanatların birisi bulunmazsa, kuş da, uçuş da noksan olur. Kanatlarının ikisi de bulunmazsa kuş ölüme terk edilmiştir."
Yolumuzu Aydınlatanlar • 10.11.2007
Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerini çocukken İsmâil Fakirullah hazretlerine teslim ederler. İyi bir terbiye alması için çocukluğunun mühim bir devresini Fakirullah hazretlerinin yanında geçiren İbrahim Hakkı hazretleri, bir gün eline aldığı bir testiyle çeşmeye gider, doldururken oraya gelen bir atlı;
-Çekil bakayım önümden be çocuk! diyerek İbrahim Hakkı'yı azarlayarak atını çeşmeye sürer. O da testisini alıp bir kenara çekilmeye uğraşırken atını mahmuzlayan adam, onu bir köşeye sıkıştırır. Testisini bırakıp kendisini kurtarmak zorunda kalır küçük İbrahim Hakkı... Bu esnada at da üzerine basıp testiyi kırar.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 11.11.2007
Horasan'dan yollara düşüp gelen ve Anadolu'yu yurt edinen alperenlerden olan Cemel Ali Dede'nin doğum târihi bilinmemektedir. 1274 (H.673) senesinde Konya'da vefât etti. Kabri, Konya'da Meram tarafındadır...
Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi hazretlerinin babası Sultânü'l-Ulemâ ile birlikte Konya'ya gelen Cemel Ali Dede, Sultânü'l-Ulemânın sohbetinde bulunup tasavvuf yolunda ilerledi. Selçuklu devri Konya'sının tanınmış kişilerinden oldu. Çevresindeki fakirleri ve düşkünleri gözeten çok cömert bir zat idi...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 12.11.2007
Zübeyr bin Avvam hazretleri, Peygamber efendimizin halası olan Hazret-i Safiyye'nin oğludur. Cennetle müjdelenen on kişiden biridir. İmân ettiği vakit, amcası çok kızmıştı. Dinden dönmesi için, kendisini ateşe sokup çıkartıyordu. Amcasının, "Daha fazla inat etme, atalarının dinine dön" teklifine karşı diyordu ki:
-Aslâ küfre dönmem! Allah birdir. Fayda veya zararı olmayan putlara tapmam. Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah.
Böylece, yapılan bütün işkencelere büyük bir sabır ve metânet gösteriyordu...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 13.11.2007
Peygamber Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) kızı Ümmü Gülsüm (radıyallahü anha) Resulullah Efendimizin İslâmiyeti tebliğinden önce doğdu. Annesi hazret-i Hadice'dir. Ümmü Gülsüm, Ebû Leheb'in ikinci oğlu Uteybe ile nişanlanmıştı. Diğer kızı Rukayye de Ebu Leheb'in bir başka oğlu Utbe ile nişanlıydı.
Resulullah Efendimize Peygamberliği bildirilip dini tebliğe başlamıştı. O günlerde Tebbet Suresi inince Ebu Leheb çılgına dönmüştü. İki oğluna da;
"Eğer siz Muhammed'in kızlarıyla evlenirseniz yanınızda durmak bana haram olsun" dedi. Harb bin Ümeyye'nin kızı olan anneleri de buna benzer sözlerle oğullarını Resulullahın kızlarıyla evlenmekten vazgeçirdiler.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 14.11.2007
Evliyânın meşhûrlarından Akşemseddin hazretlerinin oğlu Fadlullah Efendinin hizmet ve sohbetlerinde yetişip kemâle gelen Şeyh Muhammed Efendi, zâhiri ve bâtıni ilimlerde derin âlim ve veli bir zât oldu. İlim tahsilini tamamlayıp kemâle geldi. Tasavvufta yüksek derece ve olgunluklara kavuşup, kendisini ibâdet ve tâata verdi.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 15.11.2007
Geredeli Abdullah Efendi, Anadolu velilerindendir. Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir. On dokuzuncu asrın sonlarında yaşamıştır. Tasavvufta Mustafa Sâfi Efendinin derslerinde ve sohbetlerinde kemâle erdi. Bu zâtın medrese tahsili de yok idi. Fakat tasavvufta kazandığı kemâl derecesiyle hangi ilimden bahis açılsa, o hususta bilgi verir, sorulan suâlleri cevaplandırırdı.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 16.11.2007
Abdülaziz Dirini hazretleri, Mısır evliyâsındandır. Lakabı "İzzeddin"dir. 1216 (H.613) yılında doğdu. 1295 (H.694) senesinde Kahire'de vefât etti... Küçük yaşta ilim tahsiline başladı ve zamânındaki âlimlerden ilim öğrendi. Ebü'l-Feth bin Ebi'l-Ganim Rasâni'nin sohbetinde bulundu ve Şeyh İzzeddin'den tasavvuf ilmini öğrendi. Tasavvuf yolunda yüksek mertebelere kavuştu. Abdülaziz Dirini dünyâya düşkün olmayan ve birçok kerâmeti görülen, edebiyât, kelâm ve Şâfii mezhebi fıkıh âlimiydi.
"Efendim, bu ne hâl?!."
Yolumuzu Aydınlatanlar • 17.11.2007
Salih bin Mismar, evliyanın büyüklerindendir. Doğum ve vefat tarihleri hakkında bir bilgi yoktur. Kıymetli vaaz ve nasihatleri vardır. Bu mübarek zat buyurdu ki:
"İnsanlardan dünyâyı en çok seven, kazancına haramın karışmasına aldırmayan kimsedir. Böyle birisi, dünyâdan yüz çevirmiş gibi görünse de, harama helâle dikkat etmeyişi, onun dünyâ sevgisi hastalığına tutulduğunun alâmeti, işâretidir."