KATEGORİ: Yolumuzu Aydınlatanlar

mecâzî Aşktan ilâhî Aşka...

Mecnun, Hicaz'da bir kabile reisinin Kays adlı oğludur. Bir vesile ile başka bir kabile reisinin kızı olan Leyla ile tanışır. Bu iki genç birbirlerine sevdalanırlar... Gittikçe alevlenen bu macerayı Leyla'nın annesi öğrenir. Kızının bu durumuna kızan annesi, onu bir daha evden dışarı çıkarmaz. Kays bir daha Leyla' yı göremeyince üzüntüden çılgına döner, başını alıp çöllere gider ve Mecnun diye anılmaya başlar...

Vehbi Tülek

onun Tövbesini Kabul Ettim!..

Musa aleyhisselam, büyük Peygamberdir. Beni İsrâil'e gelen Resûldür. Ya'kûb aleyhisselâmın soyundandır. İmrân adında bir zâtın oğludur. Bugün onun devrinde yaşanan iki kıssa nakletmek istiyoruz sizlere...
Mûsâ aleyhisselâm bir gün yırtıcı hayvanların parçalayıp karnını deştiği bir adama rastladı ve onu tanıdı. Başı üzerinde durarak dedi ki:
"Yâ Rabbi! O sana itâatkâr idi. O hâlde bu hâl nedir?"

Vehbi Tülek

Hadis âlimi Yezid-i Rekkaşi

Tabiinden, meşhur hadis âlimi Yezid-i Rekkaşi pek çok hadis-i şerif rivayet etmiştir. Biri şöyledir: "Allahü teala kıyamet günü, kulun yaptığı ve fakat karşılığını dünyadayken göremediği duaları önüne getirerek şöyle buyurur: 'Kulum falan gün, bana şöyle bir dua yapmıştın da ben o duanın karşılığını bugüne saklamıştım. İşte şu sevap o duanın karşılığıdır.' Kula bu yoldan o kadar çok sevap verilir ki, 'keşke dünyadayken hiçbir duamın karşılığı verilmemiş olsaydı' der."

Vehbi Tülek

İrem Bağları Ve Şeddad Bin Âd

Hazret-i Muâviye zamanında Abdullah bin Kilâbe adında bir şahsın devesi kaybolmuştu. Abdullah devesini ararken, olağanüstü bir bahçe gördü. Duvarları cevherlerden örülmüştü. Gözlerine ve gördüklerine inanamıyordu. O cevherlerden bir miktar aldı ve Hazret-i Muâviye'ye getirdi. Başından geçenleri de bir bir anlattı...

Vehbi Tülek

Ali Bin Heytî'nin Salih Arkadaşı!

Irak evliyâsından Ali bin Heyti hazretleri, 1168 (H.564) senesinde Rezirân'da vefât ettiğinde yüz yaşını geçmişti. Küçük yaşta ilim öğrenmeye başlayan Ali bin Heyti, Allahü teâlânın ihsânlarına kavuştu. Tâc-ül-Ârifin Ebü'l-Vefâ hazretlerinin talebesidir. Hocası, onu diğer talebelerinden önde tutar, üstünlüğünü bizzât kendisi söyler ve çok överdi.
Ali bin Heyti çok talebe yetiştirdi. Âlimler huzûruna gelir, ona talebe olmakla şereflenir, pek büyük makamlara kavuşurlardı. Allahü teâlâ insanların gönüllerine onun heybeti ve sevgiden doğan korkusunu, kalplerine de sevgisini yerleştirdi. İnsanlara rehber eyledi. Dinin emirlerini yapmak ve yasaklarından kaçmakta çok titiz olup, mütevâzı, alçak gönüllü idi...

Vehbi Tülek

Hazreti Ali'nin Sırdaşı Kümeyl Bin Ziyâd

Kümeyl bin Ziyâd el-Nehai, bâtın sırlarının ve velayet ışığının kaynağı olan büyük bir zattır. Hazreti Ali Medine'de bir medrese kurdu. Sarf ve Nahv öğretilmesini Ebu Esved ed-Düeli'ye, Kıraat öğretme işini Abdurrahman es-Sülemi'ye, Tabii ilimler konusunda öğretmenlik görevini de Kümeyl bin Ziyâd'a verdi.
Hazreti Ali bir gün sırdaşı Kümeyl bin Ziyâd'ın elini tutup şehrin dışına çıkardılar. Sahraya varınca bir ah çektiler de buyurdular ki:

Vehbi Tülek

Söz Dinlemenin Mükafatını Gördü!

Büyük mutasavvıf Ahmed bin Hadraveyh hazretleri fakirlere, gariblere acır, onları himâye ederdi. Buyurdu ki: "Yoksullara hizmet eden, şu üç şeyle mükâfatlandırılır: Tevâzu, edep güzelliği, cömertlik."
Bir kimse Ahmed bin Hadraveyh hazretlerine gelip; "Fakir ve bitkin bir kimseyim, sıkıntıdan kurtulmam için bana bir yol gösterir misiniz?" dedi. Onun bu arzusu üzerine; "Git bütün mesleklerin ve yapılan işlerin isimlerini ayrı ayrı yaz. Bir torbaya doldur bana getir" dedi...

Vehbi Tülek

İngiliz Subayın Ibretlik Sonu!..

Hindistan'da hüküm süren Müslüman Gürganiye Devleti, 1700 senesinden itibaren zayıflamaya başladı. Bilhassa bu tarihlerde Hindistan'da ticari koloniler kuran İngilizler, 1800'lerden itibaren Gürganiye Devletine hakim olmaya başladılar. 1837'de Gürganiye devletinin son hükümdarı tahta çıktı. İkinci Bahadır Şah, bu tarihte, resmen sözde hükümdar ilan edildi. 1857'de büyük bir ayaklanmada bulunan İkinci Bahadır Şah, bu hareketi ile, para kestirmeye ve hutbe okutmaya muvaffak oldu. Ancak İngilizler, bu duruma şiddetle tepki gösterdiler. İngiliz ordusu, Delhi'yi Babürlülerin elinden aldı...

Vehbi Tülek

benim Affı Ve Ihsânı Bol Olan Rabbim Var

Büyük âlim Sâbit-i Benâni hazretleri, sâlih zâtlardan birisi için şöyle buyurdu: Bir gün salih bir zât, arkadaşlarına; "Rabbimin beni andığı zamanı biliyorum" dedi. Arkadaşları buna hayret ettiler. "Pekâlâ, bu nasıl olur?" dediler. O da; "Ben, Allahü teâlâyı andığım zaman. Çünkü Allahü teâlâ, kul kendisini anınca, O da, kulunu anacağını bildiriyor" dedi.

Vehbi Tülek

Mecûsînin Yaptırdığı Köprünün Değeri!..

Büyük veli Feridüddin Attâr hazretleri şöyle bir hadise nakleder: Vaktiyle bir Mecûsi vardı. Bu adam Mecusilikte oldukça gayretliydi. İnancında büyük bir taassuba sahipti. Yolculara hizmet etmeyi çok severdi. Bir gün onlar için bir köprü yaptırdı. Sultan Mahmud, bir yolculuktan dönerken yol üstündeki o güzelim köprüyü gördü. Köprü, hem bir şaheserdi hem de tam yerindeydi.
"Bu büyük bir hayır!" dedi. "Acaba böyle bir köprüyü kim yaptırdı?"
Maiyetindekiler "Bir Mecûsi yaptırdı" dediler.

Vehbi Tülek

Gelen Belalara Sabırlı Hatta Şükredici Olmalı

Vehbi Tülek

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek

Nefis, Çok Övülmesi Yüzünden Firavunlaştı

Vehbi Tülek