Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.508.264

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Nefis, Gerçekten Kötülüğü Şiddetle Emreder!

Ahmed bin Muhammed Guneymî hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 964 (m. 1557) senesinde Mısır’da doğdu. Orada meşhûr âlimlerden ilim öğrenerek yetişen Guneymî, ilim öğrenmek maksadıyla Anadolu’ya geldi. Büyük âlimlerin derslerinde bulundu. Mısır’da o zamanda bulunan Hanefî mezhebi âlimlerinin en büyüklerinden ve en önde gelenlerinden oldu. 1044 (m. 1634) senesinde vefât etti. Guneymî hazretleri çok eser yazmış olup, “İrşâd-ül-ihvân” isimli eserinde şöyle anlatır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Mübarek Beldelerin Hizmeti Ona Ve Nesline Verildi

Yavuz Sultan Selim Han pâdişâh olmadan önce, Trabzon'da vâliyken Halimi Çelebi'yi kendine hoca edinip, talebe oldu ve ondan feyz aldı. Gece-gündüz onun huzûrundan ayrılmazdı ve devamlı sohbetinde bulunurdu. Abdülhalim Efendiye pekçok iltifât ve ihsânlarda bulundu. Allahü teâlânın inâyet ve ihsâniyle Osmanlı tahtına geçip pâdişâh olunca, onu yine yanından ayırmadı. Devamlı birlikte olmak ister ve kendisiyle ilmi sohbetlerde bulunurdu. Halimi Çelebi, Yavuz Sultan Selim Han ile birlikte Mısır Seferine katıldı.Nakledilir ki: Yavuz Sultan Selim Han zamânında, Molla Şemseddin diye bir saray hocası vardı. Teheccüd namazını kılan, iyi huylu bir zâttı. Yazması çok süratliydi ki, on günde bir mushaf-ı şerifi yazıp bitirirdi.

Vehbi Tülek

Ev Sahibinin İşine Karişilmaz

Vehbi Tülek

İmparator Ölü Gibi Donup Kaldi

Vehbi Tülek

Şah Sultan Ve Merkez Efendi

Vehbi Tülek

Yavuz Sultan Selim Hânın kızı Şâh Sultan, zevci Sadr-ı âzam Lütfi Paşa ile Yanya'dan İstanbul'a gelirken, yolda eşkıyânın baskınına uğradı. Bu kötü durumdan nasıl kurtulacaklarını düşünürlerken, o anda Allahü teâlânın izni ile, zamânın evliyâsından Merkez Efendi karşılarına çıkıverdi. Önceden orada olmadığı hâlde, bir anda karşılarına dikilen Merkez Efendiyi gören haydutlar, şaşkına döndüler. Eşkıyâ reisi, Merkez Efendinin heybeti karşısında selâmeti kaçmakta buldu. Diğerleri de kaçıp orayı terkettiler. Eşkıyânın ortadan çekilmesiyle Merkez Efendi de bir anda kayboldu. Bu hâli hayretle seyreden Lütfi Paşa ve zevcesi Şâh Sultan, Merkez Efendiyi tanımışlardı. Şâh Sultan, Merkez Efendinin bu kerâmetinden dolayı, İstanbul' da Eyüb Bahariye'de onun adına bir câmi ve yanına medrese yaptırdı. Merkez Efendiyi buraya tâyin ettiler. Bir müddet orada talebe yetiştiren Merkez Efendiye Kânûni Sultan Süleymân Hân, Topkapı surlarının dışında yaptırdığı tekkede vazife verdi. Burada da aynı hizmete devam eden Merkez Efendi, Kânûni Sultan Süleymân Hânın annesinin isteği ve Sünbül Efendinin tenbihi üzerine Manisa'ya gitti. Vâlide Sultanın Manisa'da yaptırdığı imâretin yanındaki dergâhta hocalık yaptı. Tıb bilgisi kuvvetli olan Merkez Efendi, Manisa'da bulunduğu sırada kırk bir çeşit baharattan meydana gelen bir mâcun yaptı. Bu mâcunu hastalar yiyerek şifâ bulurdu. İlkbaharda yetişen çiçeklerden de istifâde edilerek yapılan bu mâcunu almak için, çevre kasabalardan gelirlerdi. Mesir mâcunu diye şöhret bulan bu mâcun, şimdi de yapılmaktadır.

Fatihin Muhteşem Hafizasi

Vehbi Tülek

14 - Varna Savaşi Ve Koca Hizir

Vehbi Tülek

Çal Çoban Çal

Vehbi Tülek

Mesih Paşa Vezir Olur Mu?

Vehbi Tülek

98 - Sultan Ii. Osman Ve Hotin Kalesinin Fethi

Vehbi Tülek

Şimdi Olmaz, Vezirler Var!

Vehbi Tülek

Ii. Mahmud’un İyilikseverliği

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Hak Sözü Kabul Etmek Alçak Gönüllü Olmaktır

Harputlu Hacı Yusuf Efendi Osmanlı âlim ve evliyasının büyüklerindendir. 1822 (H.1238) senesinde, Bingöl ili Kiğı ilçesinin Zermek (Yeldeğirmeni) köyünde doğdu. Tahsîlini Erzurum'da yaptı. Zamânının usûlüne göre ilim öğrenip zâhirî ilimlerde derece sâhibi oldu ve bâzı eserler yazdı. Tasavvufa yönelip, Harput'a giderek arkadaşı Mahmûd-i Sâmînî ile birlikte Şeyh Ali Sebtî hazretlerinin ilim meclislerine ve sohbetlerine devâm etti. Hocası tarafından icazet verilerek köyüne gönderildi. 1908 (H.1326) senesinde Zermek (Yeldeğirmeni) köyünde vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Müslümanlığın Zayıf Olduğu Bir Asırdayız

Vehbi Tülek

Hasan-ı Berki hazretleri büyük velilerden olup İmâm-ı Rabbâni hazretlerinin talebelerindendir. Tefsir, hadis, fıkıh gibi zâhiri ilimlerde âlim idi. Önce Şeyh Ahmed-i Berki'nin talebesi oldu. Hocasının işâreti ile Serhend'e giderek, İmâm-ı Rabbâni hazretlerinin hizmetine girdi. Onun talebesi olmakla şereflendi. Sohbetleriyle yüksek hâllere ve makamlara erişti.

Yolculukta Namaz Oruç Ve Kurban

Vehbi Tülek

Hacı Halîfe! Kutbu Görmek Ister Misin?

Vehbi Tülek

Çelebi Sultan hazretleri Anadolu'yu aydınlatan meşhûr velilerdendir. Isparta-Eğirdir'de doğdu. 1494 (H.900) de orada vefat etti. Seyyid olup, babası Piri Halife Sultan, İran'ın Hoy şehrinden, hocası Şeyhülislâm Berdei hazretleriyle birlikte Eğirdir'e geldi. Şeyhülislâm Berdei'nin kızıyla evlendi ve bu evlilikten Çelebi Sultan doğmuştur. Pekçok kerâmeti ve menkıbeleri olup biri şöyledir:

Abdülkâdir-i Geylânî

Vehbi Tülek

Seyyid İbrâhim Halvetî

Vehbi Tülek

Üç Günden Fazla Dargın Durmak

Vehbi Tülek

Vezir-i âzam Sinan Paşa

Vehbi Tülek

Melun Şimirin Saliha Hanımı

Vehbi Tülek

Kefevî Hüseyin Efendi

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Abdullah Bin MübÂrek

Abdullah Bin MübÂrek

Merv'de bir yıl ticâretle uğraşır, kazancının hepsini fakirlere dağıtırdı. İkinci yıl İslâmiyet'i yaymak için cihâda, düşmanla harbe giderdi. O, medresede müderris, hoca; câmide vâiz, şehirde tüccâr; harbde büyük bir kahramandı. Kılıç ve kalem sâhibi idi. Kalemiyle cihâda dâir eser yazdı, kılıcıyla da dillere destan olan kahramanlıklar gösterdi.

Abbâsiler devrinde Bizanslılarla yapılan harplerden birine katılmıştı. Abbâsi ordusu sessiz, sâkin ve aydınlık bir gecede Tarsus'un kuzeyinde karargâh kurmuştu. Tarsus'un sırtlarında İslâm ve Bizans orduları görünüyordu. İki taraf da kendilerini kuvvetli göstermek için alevleri göklere yükselen ateşler yakmışlardı. Bu ateş ocaklarından birinin etrafında tepeden tırnağa silâhlı askerler hilâl şeklinde oturmuşlar, ortalarında ise ince yapılı, nûrâni yüzlü bir zat onlara ders anlatıyordu. Kimse vaktin nasıl geçtiğinin farkına varmamıştı. Sözü kesip, duâsını yapınca istirahate çekildiler.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Yirmi Saniyede

Vehbi Tülek

Sarik Ve Sakal

Vehbi Tülek

Arafatta Görüşürüz

Delik Kova

Değişen Sizin Kalbiniz

Kabahat Kilincin Midir?

"encümen-i Bîzebân"

Helvaci Çocuk

B0r Çuval Toprak

Vehbi Tülek

Bunlar Şarapti

Vehbi Tülek

A'meş Ve Hanımı

Vehbi Tülek

Senin İsmin Defterden Silinmiştir

Vehbi Tülek

Elini Değil, Ayağini Uzatmiş

Vehbi Tülek

Kırk Bin Kahramanın Başarısı

Vehbi Tülek