Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.540.887

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Gençlik, Delilikten Bir Şubedir!

Seyyid Ömer bin Ali hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1002 (m. 1593) senesinde Yemen’de Zafâr denilen yerde doğdu. Ukayl bin İmrân’ın derslerine devam etti. Ondan çok istifâde etti. Sonra Hindistan’a gitti. Orada Seyyid Ebû Bekr bin Hüseyn ile görüştü. Onun yanında bir müddet kalan Seyyid Ömer, ondan da hırka giydi. 1063 (m. 1653) senesinde Hindistan’ın Beycâfûr beldesinde vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Ordusunun Başinda Sefere Çikan Son Osmanli Padişahi

İkinci Ahmed Hanın 6 Şubat 1695'te vefâtıyla tahta çıktı. Pâdişâh olduğunda, Osmanlı Devleti on iki yıldan beri Avusturya, Lehistan, Rusya ve Venediklilerle harp ediyor du. Gayretli ve kahraman ruhlu bir hükümdar olan Sultan Mustafa Hân, tahta çıkışının üçün cü günü sadrâzama gönderdiği fermânda;"Cenâb-ı Hak, bu âciz, bu günahkâr kuluna bir cihân pâdişâhlığı ihsân etti. Pâdişâh ların hangisi zevk ve sefâya; kendi nefsinin râhatına düşmüş ise, eli altındaki memleketleri nin ve tebeasının huzûru ve râhatı kaçmıştır. Biz, bugünden zevki ve sefâyı kendimize haram kıldık. Düşmana karşı ceddim (Kânûni) Sultan Süleymân gibi kendim sefere çıkmaya kat'i niyet ettim. Sizler ki veziriâzamım, vüzerâ, ulemâ, vükelâ ve ocak ağalarısınız, cümleniz bir yere gelip, bu hatt-ı hümâyûnumu okuyup düşününüz, gazâya gitmem mi makbul, yoksa Edirne'de oturup, kalmamız mı münâsip? Din ve devlet ve halka hangisi faydalı, Allah için söyleşüp, doğruyu bana bildiriniz vesselâm..." buyurarak vazifeye başladı. Bu Hatt-ı Hümâyûn devlet adamlarını, âlimleri, kumandanları, askerleri ve ahâliyi çok memnun edip coşturdu. Hocası Seyyid Feyzullah Efendiyi yanından ayırmayıp, sultanlığında da çok istifâde etti. Ordunun başında sefere karar verip, saltanatının ilk günlerinde sevindirici zaferler kazanıldı. 18 Şubat 1695'te Sakız Adasının Venedik İşgâlinden kurtarılmasını temin eden Koyun Adaları Zaferi kazanıldı.

Vehbi Tülek

Yüzbaşi Şevket

Vehbi Tülek

Bir Kâse Yoğurt

Vehbi Tülek

Sultan İkinci Bayezid Ve Sari Saltuk

Vehbi Tülek

Sultan İkinci Bâyezid Han, Kili ve Akkermân kalelerinin fethine çıktığında, Baba Dağına gelince; sâlih kimselerden bâzıları; "Pâdişâhım! Burada Sarı Saltuk adına nûrlu bir türbe vardı. Kâfirler yıkıp üzerine taş, toprak, çöp dökerek kabrini kaybettiler." diye şikâyette bulundular. Sultan Bâyezid-i Veli o mezbeleliğe gitti. Bir seccâde üzerinde Kara Şems (Şemseddin Sivâsi) ile ikişer rekat namaz kılıp hakikatı öğrenmek üzere o gece istihâreye yattı. Hemen Sarı Saltuk, sarı renkli sakallı ve yeşil sarığı ile görünüp; "Yâ Bâyezid! Hoş geldin. Akkermân ve Kili kalelerini ve vilâyetlerini Boğdan kâfirleri elinden harp yapmadan fethedeceksin. Oğulların Mekke ve Medine'ye hizmet edecek. Beni bu pislikten kurtar." dedi. Sultan uyanınca; Kara Şems'e; "Efendi! Gördüğün rüyâyı bir kâğıda yaz. Ben de yazayım. Şeyhülislâma gönderelim. Bakalım ne cevap verir." dedi. Herbiri gördükleri istihâreyi yazıp mühürlü olarak şeyhülislâma gönderdiler. Allahü teâlânın hikmeti ikisinin de görüp anlattıkları rüyâ aynıydı. Şeyhülislâm hemen; "Padişâhım! O yere büyük bir türbe yaptırasın." diye haber gönderdi. Sultan Bâyezid Han, o yeri temizlettirdi. Temizlenirken üzerinde; "Hâzâ Kabr-i Saltuk Bey Seyyid Muhammed Gâzi" diye yazılmış bir mermer sanduka göründü. Mimâr ve mühendisler toplanıp nûrlu bir türbe ve câmi ile diğer hayır yerlerinin inşâsına başladılar. Bâyezid Han, Kili ve Akkerman kalelerini hakikaten harpsiz fethedip, oraların fâtihi oldu. Zaferle Baba Dağına döndü. Bir sene orada kışladı. Etrâfı düzene koyup, Baba Dağı şehrini imâr etti. Bütün hayır yerlerini Baba Sultan'a vakfetti.

Amin Alayi

Vehbi Tülek

Saltanat Tahtina Oturacaktir

Vehbi Tülek

Yavuz'un Kuvveti

Vehbi Tülek

Hükümdarlar VilÂyet Zabteder, Bahşetmez!

Vehbi Tülek

HilÂfeti HÂiz Olan Türkler

Vehbi Tülek

Kanli Zarf

Vehbi Tülek

Ravza-i Murad’da Açan Gül

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Meşveret Etmek De Sebebe Yapışmaktır

Ebû Süleymân Nevfelî hazretleri evliyanın meşhurlarından ve Malikî fıkıh ve hadis âlimlerindendir. 288’de (m. 901) Tunus’ta Kayrevan’da doğdu. Burada meşhur âlimlerden fıkıh ve hadis tahsil etti. Mekke'ye giderek büyük velî Ebû Ali Rodbârî’nin sohbetlerinden istifade etti. 334’te (m. 945) Vâdilmâlih’te vefat etti. Bir sohbetinde buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

İyilik, Sevgi Kazandırır

Vehbi Tülek

Muhammed Tartûşi hazretleri hadis, tefsir ve Mâliki mezhebi fıkıh âlimidir. 451 (m. 1059)'da Suriye'de Tartûs'ta doğdu. 520. (m. 1126)'da Mısır'da İskenderiyye'de vefât etti. Sirâc-ül-mülûk kitabında buyuruyor ki:

Onun Için Ecir Yoktur!

Vehbi Tülek

Seyyid Abdülaziz

Vehbi Tülek

Şeyh Seyyid Abdülaziz hazretleri Abdülkadir Geylani hazretlerinin oğludur. 532 (m. 11134)'de Bağdad'da doğdu. Babsından ve birçok ulemadan icazet almış ve hadis rivayet etti. Musul'da Cibal köyüne yerleşerek talebe yetiştirdi. 602 (m. 1205)'de orada vefat etti. Şöyle nakletmiştir:

Tâbiînin Büyüklerinden Ebû Eyyûb-i Sahtiyanî

Vehbi Tülek

Büyük Türk Şairi Ali Şîr Nevaî

Vehbi Tülek

İlk Konak Beşik, Son Konak Kabir

Vehbi Tülek

Yapılan Ibâdetin Tadı, Ihlâs Iledir

Vehbi Tülek

doğduğumdan Beri Yolcuyum!

Vehbi Tülek

Sakın Hiç Kimseye Lânet Etme

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Kânûni Sultan Süleymân'ın vezir-i âzamı olan Rüstem Paşanın terzibaşısının kardeşinin oğlu olan Ali Efendi, Tırhala'dan getirilerek amcasının yanında yetiştirildi. Rüstem Paşa, 1548' de İran Seferinden dönerken Ankara yakınlarına gelince, Bayramiyye yolu büyüklerinden Hüsâm Efendiyi berâberindekilerle birlikte ziyârete gitti. Sohbet esnâsında orada bulunan larla tek tek tanışan Hüsâm Efendi, Terzibaşının yeğeni olan genç Ali Efendiye gelince onun ne işle meşgûl olduğunu sordu. Terzilik mesleğiyle uğraştığı söylenince, terzilerin piri olarak kabûl edilen İdris aleyhisselâma nisbetle ona İdris lakabını verdi. Ali Efendiyi hizmetine ve talebeliğe kabûl etti. Bir müddet Hüsâm Efendinin hizmetinde ve sohbetinde bulunan Ali Efendi, tasavvuf yolunda ilerledi. Daha sonra İstanbul'a gelen Ali Efendi, ticâretle meşgûl oldu. İlk zamanlar ticâret sebebiyle Belgrad, Filibe, Sofya, Edirne, Gelibolu gibi memleketlere gitti. Gittiği yerler deki âlim ve evliyâ zâtların sohbetlerinde bulunup tasavvuf yolunda yükseldi. Defâlarca hac vazifesini yapmak için Hicaz'a gitti. Oradan Yemen'e gitti. Son zamanlarında ticâreti bırakıp İstanbul Fâtih Çarşamba'da Mehmed Ağa Câmii yakınındaki evinde ikâmet etti. Ticâreti, emrinde bulunan kimseler yürüttüler.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

SelÂmetle Gidip Gel

Vehbi Tülek

B0r Çuval Toprak

Vehbi Tülek

Allah'ın Emaneti

Yirmi Saniyede

Kırk Bin Kahramanın Başarısı

"encümen-i Bîzebân"

Mü'mine Ikram, Affa Sebebdir

Hizir Aleyhisselam Nasil Görülür

Sünnet Akçesi

Vehbi Tülek

Namazini Ben Kildirayim

Vehbi Tülek

Allah Diyen Genç

Vehbi Tülek

Hizir Ve Gelin

Vehbi Tülek

Kum Ve Kaya

Vehbi Tülek

Bu Gece Yolcu Olsa Gerektir

Vehbi Tülek