Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.413.211

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Ölümü Hatırlamak, Haram Işlemeye Cesareti Azaltır!

İbrâhîm bin Ebî Bekr Tilmsânî hazretleri Mâlikî fıkıh âlimlerindendir. 609 (m. 1212)’de Cezayir’in Tilmsân şehrinde doğdu. Endülüs’te (İspanya) Gırnata (Granada) ve Mâleka’da (Malaga) tahsil yaptı. Sonra Fas’ta Sebte’ye yerleşerek talebe yetiştirdi. 690 (m. 1291)’de orada vefat etti. “Urcûzetü’t-Tilmsânî fi’l-ferâiz” isimli eseri feraiz ilmine dairdir. Bu kitabında şöyle yazmaktadır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Nemiz Kaldi Bizim Mülk-i Arab’da

Yavuz, sert mizaçlı olduğu kadar şair ruhluydu. Birçok şiirleri vardır. Bu yüzden şiir ile ifade edilen duygulara ehemiyet verirdi. Mısır'ın fethinden sonra uzunca bir müddet Kahire'de kalınması, devlet erkanının ve askerin canını sıkmaya başladı. Fakat bu durumu padişaha bildirmeye kimse cesaret edemiyor du. Birgün çok sevdiği Kemalpaşazade Ahmed Efendi ile konuşurken:-Mısır'da ve asker arasında neler oluyor?-İyilik, Sultanım. Yalnız dün Nil nehri kenarında iki askerin şöyle bir türkü söylediklerini duydum:

Vehbi Tülek

Sultan Ii. Murad Ve Şücaeddin Karamani

Vehbi Tülek

Hepsi Osmanli Padişahinin Gölgesine Siğinmişlardir

Vehbi Tülek

Dünyanin En Dürüst Ve En Medenî Milleti

Vehbi Tülek

Ecdâdımız Osmanlılar her sâhada olduğu gibi, ahlâken de bütün milletlerden medeni idiler. Bu, Avrupalı yazarlar tarafından da kabul edilmektedir. Meselâ A. L. Castella'nın Osmanlı ahlâkı hususunda enteresan tesbitleri vardır. Yazarın arkadaşlarından biri, içinde bin kuruş bulunan bir torba ile İstanbul yakasından Beyoğlu'na gidiyordu. Tophane iskelesine çıkarken torbanın ağzı çözülüp paralar rıhtıma dağıldı. Bazıları da denize yuvarlandı. Çevreden bunu görenler, adamın yardımına koştular. Herkes bulabildiği kadarını topladı ve adamın torbasına doldurdu. Paranın sahibi şaşkınlık içindeydi. Hatta endişeliydi. Paralarının bir kısmının çalınabileceğinden korkmaktaydı. Fakat, denize düşen paraların bile çıkartılıp kendisine teslim edilmekte olduğunu görünce, içi ferahladı.

Yeniçeri Ocağinin Kaldirilmasi

Vehbi Tülek

Şeref Nişani Olacak Çamur

Vehbi Tülek

Kavuk Yerine Miğfer

Vehbi Tülek

İki Cihanda Yüzün Ak Olsun

Vehbi Tülek

Küçük Zabit

Vehbi Tülek

Fatihin Hocasi Molla GürÂnî

Vehbi Tülek

Medeniyet Merkezi İstanbul

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Muhammed Birmâvî

Muhammed Birmâvi hazretleri Şafii fıkıh ve hadis âlimidir. 763'te (m. 1362) Mısır'da Birmâ kasabasında doğdu. Daha sonra Kahire'ye yerleşti. Orada zamanın büyük âlimlerinden ders aldı. Burada birçok talebe ye­tiştirdi. Sonra Kudüs'e giden Birmâvi bir müddet sonra orada 831'de (m. 1428) vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Tâbiînin Büyüklerinden Abdülmelik Bin Umeyr

Vehbi Tülek

Büyük âlim ve veli Abdülmelik bin Umeyr hep, "Namaz, namaz ille de namaz" derdi. Bu hususta buyurdu ki: Namazda huşû ve hudû; bütün âzâların hareketsiz kalıp tevâzu hâlinde bulunması ve kalbin de Allahü teâlâdan korku üzere olması demektir. Hadis-i şerifte; (Kalbin hazır olmadığı namaza Allahü teâlâ bakmaz) buyuruluyor. İbrâhim aleyhisselâm namaz kıldığı zaman, kalbinin hışırtısı çok uzaklardan duyulurdu

Arkadaşın Için, Tatlı Ve Serin Su Gibi Ol

Vehbi Tülek

Şâh Veliyyullah-ı Dehlevî

Vehbi Tülek

Şâh Veliyyullah-ı Dehlevi hazretleri Hindistan'ın büyük tefsir, hadis, kelâm, tasavvuf ve Hanefi mezhebi fıkıh âlimidir. 1702 (H.1114)'de Delhi'de doğdu. İslami ilimlerde tahsilini tamamladıktan sonra Mazhâr-ı Cân-ı Cânân hazretlerine talebe oldu ve büyük derecelere kavuştu. 1762 (H.1176)'da Delhi şehrinde vefât etti. Şâh Veliyyullah-ı Dehlevi buyurdu ki:

Abdullah Ezdî

Vehbi Tülek

Ebû Amr Dimaşkî

Vehbi Tülek

Din Büyüklerinin Yolu, Baştan Sona Edeptir!

Vehbi Tülek

Bu Dünyânın Fâni Ve Basit Hayâtı Seni Azdırmasın!

Vehbi Tülek

Ya Hayır Söyle Veya Sus

Vehbi Tülek

Hasan Sekr Dımaşkî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Maveraünnehir alimlerinden Hâce Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerinin sohbetinde yetişen Abdullah-ı İlâhi hazretleri, hocasından öğrendiklerini Anadolu'da yaymayı kendisine vazife edinip, insanların huzur ve saâdete kavuşmaları için gece gündüz çalıştı. Muhammed Behâeddin-i Buhâri hazretlerinin dergâhından aldığı feyzleri Anadolu'da ilk yayan veli oldu. Bir müddet sonra Anadolu kâdıaskeri Manisalızâde Muhyiddin Mehmed Çelebi (v.1483)'nin dâveti üzerine Fâtih Sultan Mehmed Hanın vefât ettiği günlerde İstanbul'a geldi (1481). Kâdıasker Mehmed Çelebi'nin gösterdiği odaları ve teklifleri kabul etmeyip, daha önce ilim tahsil ettiği Zeyrek Câmii etrâfındaki virâne hâline gelmiş boş medrese odalarını tercih etti. Orada yerleşti. Şeyh Ebü'l-Vefa Konevi gibi Allah dostları ile sohbet etti. İstanbullular onun gelişini rahmet bilip, sohbetine koştular. Az zamanda halktan ve devlet adamlarından birçok kimse, Abdullah-ı İlâhi'nin talebeleri arasında yer aldı.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Gül Yaprağı

Vehbi Tülek

Bana Delil Getir

Vehbi Tülek

Her Şeyi Göze Almıştı!

Cünnetü'l-esmâ

İsmail Hakki Efendi

Allah Diyen Genç

Kırk Bin Kahramanın Başarısı

Kabahat Kilincin Midir?

Sakin Kalyona Binme

Vehbi Tülek

Hizir Aleyhisselam Nasil Görülür

Vehbi Tülek

Abayi Yakmak

Vehbi Tülek

Üç Kandil

Vehbi Tülek

Yeterki Kalbi Kirilmasin

Vehbi Tülek

Bunlar Şarapti

Vehbi Tülek