Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.425.113

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Bütün Din Kardeşlerine Hizmet Etmelidir

Afîfüddîn Süleymân Tilmsânî hazretleri evliyanın büyüklerindendir. 610’da (m. 1213) Cezayir’in Tilmsân şehrinde doğdu. Burada tahsilini tamamlayıp, bir rehber aramak için memleketinden ayrıldı. Mısır, Suriye ve Anadolu’ya gitti. Konya’da Sadreddin Konevî’yi görünce, ona intisab etti. Sohbetlerinde kemale erdi. İcazet verilerek Şam’a gönderildi. Burada talebe yetiştirdi. 690’da (m. 1291) Şam’da vefat etti. Buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Ankara Savaşi

Osmanlı Sultanı Yıdırım Bayezid Han, Anadolu beyliklerini hakimiyeti altına aldığı zaman bu ülkelerin beyleri, o zaman batıya doğru gelmekte olan Timur Han'a sığınmışlardı. Ayrıca Timur'dan kaçan Karakoyunlu Hükümdarı Kara Yusuf ile Tebriz hükümdarı Ahmed Celayiri de, Yıldırım'a iltica etmişti. Bu beyler her iki Türk sultanını birbiri aleyhine kışkırtı yorlardı. Neticede bu kışkırtma ve tahrikler, sünni iki Türk hükümdarını 28 Temmuz 1402 günü Ankara' nın Çubuk Ovasında karşı karşıya getirdi.Osmanlı sultanının güç ve kuvvetini iyi bilen, Maveraünnehr'deki en kudretli ve zırhlarla mücehhez kuvvetlerini getiren Timur'un ordusu yüz altmış bin idi. Ayrıca 32 fili vardı. Buna karşılık Osmanlı ordusunun mevcudu yetmiş bin idi. Timur'un kuvvetleri adedce Osmanlılardan çok fazla olduğu için, Yıldırım Bayezid Han ordu kumandanlarına muvaffak olmak için fedakarane gayrette bulunmalarını söyledi.

Vehbi Tülek

Bu Devlet-i Aliyye Öyle Bir Devlettir Ki!

Vehbi Tülek

Ii. Mahmud’un İyilikseverliği

Vehbi Tülek

Kazliçeşme

Vehbi Tülek

Ordumuzun İstanbul önlerine dayandığı günlerdir. Henüz bahardır ama hava iyi sıcaktır. Yedikule önlerinde toplanan askerler kırbaların dibinde kalan son damlaları da yudumlar ve su sormaya başlarlar. Öyle ya bu çocuklar daha yıkanacak, paklanacak, abdest alacaklardır. Fatih bu sıkıntıyı nasıl halledeceğini düşünürken üzerinden yaban kazları geçmesin mi. Genç sultan, süvarilerden birine kuşları işaret eder. Delikanlı okuna davranır, elini sadağına atar. Fatih "Hayır, hayır!" diye fısıldar, "Onları takip et. Kim bilir, belki de bir göle uçuyorlar." Süvari bir hamlede atına çıkar, hayvanını topuklar. Artık kazlar nereye, o oraya. Kuşlar Atışalan taraflarında alçalır alçalır ve berrak sulu bir gölceğize konarlar. Delikanlı önce suyun tadına bakar, sonra matarasını doldurup ordugaha koşar. Doğrusu bu su beklenenden ziyade ve umulandan tatlıdır. Mimarlar, ustalar derhal işbaşı yapar, rütbeliler bile künk taşırlar. Çok değil 5-10 gün sonra lülelerden su akmaya başlar. Fatih bu mutluluğu paylaşmak ister, çeşme başına gelir. O sıra bir sanatkârın kitabeye "adını" kazıdığını görür. Ustaya döner "niye ama" der, "suyu bulan ben değilim ki?" Vezir araya girer ve usulünce sorar: "Peki bu çeşme kimin adı ile anılsın?"-Kazların!Öyle de olur. Çeşmenin adı "Kazlıçeşme" kalır.

7 Yaşinda Harbe Katildim

Vehbi Tülek

Osmanli’nin Son Abd Büyükelçisi

Vehbi Tülek

İyiliğe Karşi Kemlik

Vehbi Tülek

91 - Kanuni Sultan Süleyman Ve Şövalyeler

Vehbi Tülek

Kanaat, Ama Neden Sonra?

Vehbi Tülek

Galiçya Cephesinde Bir Türk Çocuğu

Vehbi Tülek

9 - Görülmemiş Bir Meydan Savaşi

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Mehmed Ziyâd Efendi

Mehmed Ziyâd Efendi, büyük velilerdendir. Doğum yeri ve târihi bilinmemektedir. 1790 (H.1205) senesinde İstanbul'da vefât etti. Etyemez semtindeki Kadem-i şerif dergâhı bahçesine defnedildi. Şeyh Ebü'l-Vefâ hazretlerinin talebesidir. Onun terbiyesinde üstün derecelere yükseldi... Mehmed Ziyâd Efendi vefatından kısa bir zaman önce talebelerine buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Şerefli Bir Hayat Için...

Vehbi Tülek

Midillili Ali Efendi, evliyânın meşhurlarındandır. Doğum târihi bilinmemektedir. 1574 (H.982)'te vefât etti. İlim öğrenmek ve tasavvufta yetişmek için çok gayret gösterdi. Tasavvufta kemâle erdikten sonra kendi evini dergâh yapıp insanlara rehberlik yaptı...

İnsan, Sözü Ile Tartılır Işi Ile Değerlendirilir

Vehbi Tülek

Onlar, Faydasız Işlerden Kaçınır

Vehbi Tülek

Burhânüddin Abdullah Ebri hazretleri Şafii fıkıh âlimidir. İran'da Tebriz'de doğdu. Burada medrese tahsilinden sonra kadılık yaptı. Sonra kâdılkudâtlık makamına getirildi. 743'te (m. 1342) Tebriz'de vefat etti. Buyurdu ki:

Kişinin Kıymeti Himmetine Göredir

Vehbi Tülek

Lapsekili Halil Ve İbrahim Onbaşı...

Vehbi Tülek

Faydalı Ilim, Sâlih Amel Ve Güzel Ahlâk

Vehbi Tülek

Ebül-bekâ

Vehbi Tülek

Namazda âzâlar Hareketsiz Olmalı

Vehbi Tülek

Onlar, Melekler Gibi Görünmez Olurlar

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Abdullah El-acemî

Abdullah El-acemî

Zamânın sultânı Melik Zâhir Mücirüddin, bir defâsında Abdullah el-Acemi hazretlerinin köyüne gitmişti. Abdullah el-Acemi bahçelerde bekçilik yapıyordu. Melik onu bir bahçe içinde görüp:

"Ey Genç! Bize tatlı bir nar getir." deyince, bulunduğu bahçedeki bir nar ağacından nar koparıp götürdü. Melik kesip tadına baktı ve; "Bu nar ekşi sen nasıl bekçisin narın ekşisini tatlısını ayırd edemiyorsun?" dedi.

Abdullah el-Acemi kendisine âid olmayan meyvelerden hiç yemediği için, ekşisini tatlısını bilmiyordu. Melik'in sözleri üzerine hem üzüldü hem de mahcûb oldu. Gidip bir ağacın altında namaza durdu ve iki rekat namaz kılıp şöyle duâ etti: "Yâ Rabbi bana hangi narın tatlı olduğunu bildir, gidip Melik'e vereyim..."

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek

Gül Yaprağı

Vehbi Tülek

Ana Hakkı Ve Alkama'nın Sonu

Fahreddin-i Acemi Ve Hurufiler

Hizir Ve Gelin

Cennetlik Hanım Isteyen...

Adam Olmazsan

Onun Görmediği Yer

Eğer Senin Yanında Makbul Oldu Ise

Vehbi Tülek

Hakikati Görmek

Vehbi Tülek

Latif Bir Şikayet

Vehbi Tülek

Arkadaşlarımı Korumak Için

Vehbi Tülek

At Hirsizi

Vehbi Tülek

Fahreddin-i Acemi Ve Hurufiler

Vehbi Tülek