Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.525.852

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

İmân, Allahü Teâlânın Fazlıdır, Ihsânıdır

Mustafa Fehmi Efendi evliyânın büyüklerinden olup, Erzincanlı Terzi Baba’nın halîfelerindendir. Erzincan’da doğdu. 1298 (m. 1890) senesinde gittiği Mekke-i mükerremede, hac esnasında vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Sarayda Bir Doğum

Baron de Tott, Sultan III. Mustafa zamanında askeri danışman olarak görev yapmış bir subay. 1755 yılında geldiği İstanbul'u dünyanın merkezi olarak görür. Aslen Macar asıllı olan Tott'un Türkiye'de geçirdiği yıllarını kaleme aldığı Fransızca seyahatnamesi çok beğenilmiş, defalarca basılmıştır. Seyahatnamesi için Tott şöyle der: "Ben Türklerin arasında 23 yıl yaşamış olmak sıfatıyla bu millet hakkında daha doğru şeyler yazabileceğime inanmış bulunuyorum." Baron de Tott'un İstanbul'da bulunduğu 1759 yılında, padişah III. Mustafa'nın ilk çocuğu doğar. Bu doğum, o vakte kadar hiçbir şehzade ve sultan için düzenlenmemiş biçimde şenliklerle kutlanır. Çünkü III. Mustafa'dan önceki iki padişahın çocuğu olmamıştır. Tott, sultanın doğumunu bakın nasıl anlatıyor:

Vehbi Tülek

Şemseddin Sivasi Ve Sultan Iii. Mehmed Han

Vehbi Tülek

Eğri Seferi Ve Şemseddin Sivasi Hazretleri

Vehbi Tülek

Dilsiz Dili

Vehbi Tülek

Osmanlı sarayında bizebân da denilen sağır-dilsiz görevliler bulunur, bunlar devlet işlerinin görüşülmesi esnasında hizmet eder, evrak getirip götürürlerdi. Sağır-dilsiz oldukları için devlet sırlarının işitilmesi ve yayılması tehlikesi ortadan kalkardı.Bunların anlaşmak için kendilerine mahsus işâretleri ve el hareketleri vardı ki, buna 'Dilsiz dili' denirdi. Bütün saray halkı bu dili öğrenmişti. Pâdişahın huzûrunda konuşmak ayıp sayıldığı için saraylılar bu dille anlaşırlar, hattâ başka zamanlarda bile bu dille birbirlerine hikâyeler anlatırlardı. Dilsiz dili sarayda neredeyse moda olmuştu. Sağır-dilsiz görevliler Tanzimat'ın ilânından sonra kurulan meclislerde ve Heyet-i Vükelâ denilen bakanlar kurulunda da kullanıldı. Devlet adamları bunlarla anlaşabilmek için dillerini öğrenmek zorundaydılar. Bunlar son derece hassas ve zeki kimselerdi. Hâfızaları çok güçlüydü. Şâhit oldukları tarihi olayları en ince teferruâtına kadar anlatırlar, tarihi şahsiyetleri kendilerine mahsus hareketleriyle karikatürize edebilirlerdi. Sözgelişi, sağ ellerini parmakları açık tuğ gibi başlarına götürdüklerinde pâdişahı, ellerini yumup baş parmağı 'birinci' der gibi dimdik yukarı kaldırdıklarında da sadrâzamı kasdettikleri anlaşılırdı. Günümüzde de bâzı toplantılarda sağır-dilsiz görevliler hizmet etmektedir.

Varna Meydan Savaşi

Vehbi Tülek

Fatih Devrinde Müslümanlarin Ahlaki

Vehbi Tülek

Barbaroszade Hasan Paşa

Vehbi Tülek

Barbaros Hayreddin Paşa’nin Korsanlik Yillari

Vehbi Tülek

42 - Birakmam Seni Santa Barba

Vehbi Tülek

Bu Kadar Dilenciye Para Yetiştirmek KÂbil Mi?

Vehbi Tülek

Bir Kaşik Tuz

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Hâris El-muhâsibî

Hâris el-Muhâsibi hazretleri, evliyânın büyüklerindendir. Nefsini çok hesâba çekmesi sebebiyle "Muhâsibi" denilmiştir. 857 (H.243)'de Bağdât'ta vefât etti. Bu mübarek zatın da hikmetli sözleri çoktur. Buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Ali Behçet Efendi

Vehbi Tülek

Anadolu'da yetişen velilerden. Konya ulemâsından Ebû Bekr Efendinin oğludur. 1727 (H.1140) senesinde Konya'da doğdu. Babası ve dedesinin yanında küçük yaşta tahsile başladı. Derviş tabiatlı bir zât olan babası, Ali Behçet Efendinin tahsil ve terbiyesi için özel itinâ gösterdi. Medreselerde ilk olarak okutulan kitapları bitirdikten sonra, Karamanlı Abdullah Efendi ve meşhûr âlim Abdüssamed Efendinin derslerinde bulundu. Onlardan icâzet, diploma aldı.
Sonra Afyonkarahisar'a gidip orada bir dergâhta talebe yetiştirmeye, insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bildirmeye çalışan anne tarafından dedesi Alâeddin Çelebi'den ders aldı. Buradaki tahsilini tamamladıktan sonra kâdı oldu. Bu görevle Anadolu'nun çeşitli yerlerine gitti. Ankara'daki vazifesi sırasında kendisinde meydana gelen bâzı mânevi hâller yüzünden görevden istifâ ederek, Afyon'a dedesinin yanına döndü ve Mevleviyye tarikatına göre çileye başladı. Çile müddeti bitiminde çeşitli mânevi faydalara kavuştu.

Önce Nefsi Bilmek Gerekir

Vehbi Tülek

buhârâ'yı Da Harâb Ettin!

Vehbi Tülek

Dün, Şâh-ı Nakşibend hazretlerinin, Seyfeddin isminde dört talebesi var demiştik. Bunlardan biri de Şâh-ı Nakşibend hazretlerinin kahrına uğrayan Seyfeddin'dir. Yani Seyfeddin Bâlâhâne. Bu Seyfeddin ile Muhammed Pârisâ'nın amcası Hüsâmeddin Yûsuf ile Seyfeddin Hoşkan, gece-gündüz berâber sohbet edip, birbirinden ayrılmazdı...

Muhammed Osman Sâhib

Vehbi Tülek

Sonsuz Olarak Ateşte Yanmak Felâketi!

Vehbi Tülek

Şair Nef'î'yi Idama Götüren Hicivleri

Vehbi Tülek

İlk Matbaa Ve Beşir Ağa

Vehbi Tülek

Dini Insanlara Anlatan âlimler Dört Sınıftır

Vehbi Tülek

İşlerimi Allaha Havale Ediyorum

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Padişah Ve At

Padişah Ve At

Padişahın yakınlarından bir beyin çok güzel bir atı vardı. Bir gün o ata binip padişahın alayına katıldı. Padişahın gözü, ansızın o ata takıldı. Böyle bir at kendi sürüsünde yoktu. Atın çalımı, rengi padişahın gözünü aldı, attan gözünü ayıramıyordu. Çevikliği, güzelliğiyle beraber atta padişahı çeken bir şey vardı. Önce önemsemek istemedi ama, gönlü atı istiyordu.
Padişah geziden dönünce, vezirine durumu açtı. Yolda bir at gördüğünü, derhal gidip o atı, sahibinden alıp, getirmelerini emretti. Padişahın adamları, hızla atın sahibi beyin yanına geldiler. Padişahın atı çok beğendiğini, ne fiyat isterse hemen vereceklerini bildirdiler. Bey, beyninden vurulmuşa döndü. O güzelim, canı gibi sevdiği atını padişah istiyordu ha! Ne yapacağını, ne söyleyeceğini şaşırdı. Padişahın adamlarını oyalamak için onlara yemek ikram etti. Onlar yemeklerini yerken İmadülmülk aklına geldi. Hemen durumu ona danışmalı, ondan akıl almalıydı. Çünkü o, zamanın en bilgini, en akıllısı, en güzel ahlaklısıydı. Kaç kere vezirliği bırakıp, ibadet için uzlete çekilmişse de padişah ona yalvararak izin vermemişti. Atın sahibi üzüntülü bir halde zamanın şeyhülislamının yanına koştu.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Başka Du Bilmez Misin?

Vehbi Tülek

Misâfir Istiyordun. Gönderdik, Kovdun

Vehbi Tülek

Bu Dünya Ona Da Kalmaz

İcÂzetin Sirri

Altıyüz Dirhemlik İp

Hazreti Hâlid'in Üstün Başarısı

Ölüyü Diriltemem

Hizir Ve Gelin

Minareden Okunan Şiir

Vehbi Tülek

Abdullah-i EnsÂrî

Vehbi Tülek

Başka Du Bilmez Misin?

Vehbi Tülek

Terbiye Yaratilişa Bağlidir

Vehbi Tülek

İftiranin Neticesi

Vehbi Tülek

9 Evi Dolaşan Kelle

Vehbi Tülek