Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.454.109

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Allahü Teâlâ, Bu âlemi Insanoğluyla Süsledi

Ebû Saîd Ferec hazretleri tefsîr, hadîs, kelâm, fıkıh, kırâat, usûl ve nahiv âlimidir. Endülüs’te (İspanya) Gırnata’da (Granada) 701 (m. 1301) senesinde doğdu. 782 (m. 381) senesinde orada vefât etti. O zamanın en meşhur ilim merkezlerinden olan Gırnata’da büyük âlimlerden ilim tahsil etti ve her birinden icazet alarak talebe yetiştirdi. Bir dersinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Yarasina Bir Avuç Ot Tikamişti

Çanakkale savaşlarına katılan bir Fransız Generalinden, memleketine döndüğünde savaş hatıralarını anlatmasını istediler. General söze; "Fransızlar böyle mert bir milletle savaştıkları için daima iftihar edebilirler!.." cümlesiyle başlaması üzerine bir gazetecinin; "Neden iftihar edebilirmişiz?" sorusuna General, dünya savaş ve insanlık tarihine altın harflerle yazılacak bir menkıbeyle cevap verdi:

Vehbi Tülek

38 - Savaş Ve Zafer İçin

Vehbi Tülek

Beni O Günlere Eriştirme

Vehbi Tülek

110 - Fatih'in Sirri

Vehbi Tülek

Fatih Sultan Mehmet Han, yapacağı işlerden kimseye bir şey bahsetmezdi. Hatta ordu sefere çıkar, günlerce yol alır, yine de kimse nereye gidileceğini bilemezdi. Bir sefer esnasında Gebze'de vefat ettiğinde bile, nereye sefer yapılacağını kimse bilmiyordu ve bu yüzden ordu İstanbul'a geri dönmüştü.Bir gün yine bir sefer için İstanbul'dan yola çıkılmıştı. Vezirlerden biri, padişahın ne kadar ketum olduğunu bildiği halde, yine de şansını denemek için huzura çıkarak, nereye sefer yapıldığını sormak cüretinde bulundu. Fatih ona:-Paşa, sen sır tutmasını bilir misin? Diye sordu. O da, nihayet kendisine bir sır verileceği ümidiyle, sevinçli bir şekilde cevap verdi:-Evet hünkarımPadişah da ona:-Ben de sır tutmasını bilirim. Sır, bir kimseye söylenirse, sır olmaktan çıkar paşa. Eğer sakalımın tellerinden biri, yamak istediklerimden birini bilseydi, bütün sakalımı keserdim, cevabını verdi.

11 - Silistre Müdafaasi

Vehbi Tülek

Aşçiliktan Yetişen Vezir

Vehbi Tülek

Fatih Ve Papazlar

Vehbi Tülek

Osmanli'yi 45 Yil Beklemiş

Vehbi Tülek

Yarasina Bir Avuç Ot Tikamişti

Vehbi Tülek

Osmanli Konağinda

Vehbi Tülek

Kadem-i Şerif Ve Sultan Ahmed

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Sen Dünyâda Fakirlere Yiyecek Veriyordun

Ebü'l-Kâsım Sûfi hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Bağdât'ta doğdu. 951 (H.340) senesinde Semerkant'ta vefât etti. Bağdât'ta tahsile başladıktan sonra Horasan, Semerkant ve Merv'de zamanın büyük âlimlerinden ilim tahsil edip, tasavvuf yolunda ilerledi. Cüneyd-i Bağdâdi, Hallâc-ı Mensûr onun hocaları arasındaydı. Hallâc-ı Mensûr'dan hilâfet aldı. Ebû Mensûr Mâtüridi ile aynı yıllarda yaşadı. Kendisi anlatır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Tevazu Gösteren Zengin Insanların En Kıymetlisidir

Vehbi Tülek

Ebû Abdullah Magribi hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Ebü'l Hüseyin Ali Râzi Hirevi'nin talebesi olup, başka âlimlerden de ilim öğrenerek çok yükseldi ve zamanının en büyüklerinden oldu. Birçok büyük zâtlara üstâdlık edip, yetişmelerine vesile oldu. İbrâhim bin Şeybâni, İbrâhim bin Havvâs, Ebû Bekir Bikindi bunlardandır. 299 (m. 911)'de Tûr-i Sina dağı başında 122 yaşında vefât etti.

Onlar, Eshâb-ı Kirâmın Yolundan Gidenlerdir

Vehbi Tülek

Seyyidleri Üzen Mûsâ Beyin Sonu!

Vehbi Tülek

Bir gün, Irak'tan iki seyyid genç, altı katırı hediyelerle yükleyip, Nehri'ye, Seyyid Tâhâ-i Hakkâri hazretlerine getirmek için yola çıktılar. Hârunân denilen köyden geçerken, Seyyid Tâhâ hazretlerinin büyüklüğünü inkâr eden Mûsâ Bey adındaki zât, katırları yükleri ile birlikte gasbetti. Gençler ağlayarak Nehri'ye gelip Seyyid Tâhâ hazretlerini bu durumdan haberdâr ettiler. Seyyid Tâhâ, Mûsâ Beye haber gönderip;
"Bu katırların yükleri bana âit olduğundan, yükler senin olsun. Bu gençler seyyiddirler. Onlara merhamet et, katırlarını teslim et" buyurdu.

Şerefüddin Hakkârî

Vehbi Tülek

Allahü Tealaya Şirk Koşmanın Cezası

Vehbi Tülek

Abdurrahmân Efendi

Vehbi Tülek

İyilerle Arkadaş Olmak Kötülüğün Panzehridir!

Vehbi Tülek

Şemseddin Ibn-i Cezeri

Vehbi Tülek

Bahtiyâr Evlad Sultan Veled

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Maveraünnehir alimlerinden Hâce Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerinin sohbetinde yetişen Abdullah-ı İlâhi hazretleri, hocasından öğrendiklerini Anadolu'da yaymayı kendisine vazife edinip, insanların huzur ve saâdete kavuşmaları için gece gündüz çalıştı. Muhammed Behâeddin-i Buhâri hazretlerinin dergâhından aldığı feyzleri Anadolu'da ilk yayan veli oldu. Bir müddet sonra Anadolu kâdıaskeri Manisalızâde Muhyiddin Mehmed Çelebi (v.1483)'nin dâveti üzerine Fâtih Sultan Mehmed Hanın vefât ettiği günlerde İstanbul'a geldi (1481). Kâdıasker Mehmed Çelebi'nin gösterdiği odaları ve teklifleri kabul etmeyip, daha önce ilim tahsil ettiği Zeyrek Câmii etrâfındaki virâne hâline gelmiş boş medrese odalarını tercih etti. Orada yerleşti. Şeyh Ebü'l-Vefa Konevi gibi Allah dostları ile sohbet etti. İstanbullular onun gelişini rahmet bilip, sohbetine koştular. Az zamanda halktan ve devlet adamlarından birçok kimse, Abdullah-ı İlâhi'nin talebeleri arasında yer aldı.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Garip Karşilanan Bir Adak

Vehbi Tülek

SelÂmetle Gidip Gel

Vehbi Tülek

Üç Kandil

9 Evi Dolaşan Kelle

Minareden Okunan Şiir

Korkma!

Gördünüz Rüyadan Haberimiz Var

Değişen Sizin Kalbiniz

Terbiye Yaratilişa Bağlidir

Vehbi Tülek

Bana İyi Bir Elbise Yapiver

Vehbi Tülek

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Vehbi Tülek

Cennetlik Hanım Isteyen...

Vehbi Tülek

Namazini Ben Kildirayim

Vehbi Tülek

Zahiri Hükümdarin Celaline Tutuldum

Vehbi Tülek