Mısır evliyâsından Ali bin Şihâb

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 14 Temmuz 2007

Ali bin Şihâb Mısır evliyâsındandır. Doğum târihi belli değildir. 1486 (H.891) senesinde vefât etti. Nesebi dördüncü dedede Tilmsan Sultânı Ebû Abdullah’a, sonra da Seyyid Muhammed bin Hanefiyye’ye ulaşır. Büyük âlim İmâm-ı Şa’rânî hazretlerinin dedesidir. Seyyid idi ancak, Resûlullah efendimizin soyundan olduğunu açıklamazdı. “Neseble öğünmek doğru değildir. Kişi, iyi amel sâhibi olmalıdır. Önceleri bir köle olan Selmân-ı Fârisî ve Bilâl-i Habeşî (radıyallahü anhümâ) Resûlullah’ın emrine girince, O’nun sohbetinde şanları ne kadar üstün oldu” buyurdu...

Devamını oku...

Gözü yaşlı mutasavvıf Ahmed bin Abdurrahmân

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 13 Temmuz 2007

Ahmed bin Abdurrahmân, İslâm âlimlerinin ve evliyânın büyüklerindendir. Evliyânın büyüklerinden Abdurrahmân es-Sekkaf hazretlerinin oğludur. Doğum târihi tesbit edilememiştir. 1425 (H.829) senesinde vefât etti. Zamânında bulunan büyük velîlerin sohbetlerine devâm ederek ve çok gayret ederek, tasavvuf yolunda ilerledi. Kısa zamanda yetişerek, büyük âlimlerden ve evliyâdan oldu. Dünyâya düşkün olmayan, gönlünü Allahü tealâya vermiş bir velîydi. Fazîletler, kerâmetler sâhibi bir zât olup, pek çok üstünlükler kendinde toplanmış idi...

Devamını oku...

“Tek murâdım sizin gibi olmak!”

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 11 Temmuz 2007

Silsile-i aliyye büyüklerinden olan Ali Râmitenî hazretleri, geçimini dokumacılık yaparak kazanırdı. Bu sebeple kendisine “dokumacıların şeyhi” mânâsına “Pîr-i Nessâc” derlerdi. Ali Râmitenî hazretlerine, “Azîzân” denmesinin sebebi ise şöyle anlatılır:
Bir zaman Ali Râmitenî’nin evinde iki-üç gün yiyecek bir şey bulunmadı. Evdekiler açlık sebebiyle çok üzülüyorlardı. Gelen misâfire de evde ikrâm edecek bir şey yoktu. O sırada Ali Râmitenî hazretlerinin talebelerinden yiyecek satan bir genç, pirinç doldurulmuş bir horoz hediye getirdi;

Devamını oku...

Türkistanlı velî Hâce İbrâhim

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 11 Temmuz 2007

Ahmed Yesevî’nin babası Hâce İbrâhim son anlarını yaşıyordu... Gevher Şehnaz ismindeki kızına şu vasiyeti yaptı: “Ey benim kızım! Kardeşin bu dünyâya ender gönderilen mübârek bir kişi olacaktır. Ona göz kulak ol. Benim dergâhımda, bağlı bir sofra durur. Ahmed o sofrayı kendi başına açtığı zaman onun cihan mülkünde görünme vaktinin geldiğini bilmelisin. Zamânı gelmeyince, bu sırrı kimseye açma...”

Devamını oku...

Evliya Çelebi’ye baba nasihati!..

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 09 Temmuz 2007

Evliya Çelebi, 1640 yılında babasından habersiz Bursa’ya gider. Eve dönüşünde babası, ona bazı nasihatler verir. İşte “Seyahatname”den alınan nasihatler:
-O gün, üzüntü içindeki evimize varıp babam ile annemin mübarek ellerinden öptüm, huzurlarında el bağlayıp durduğumda aziz babam;
-Safa geldin, Bursa seyyahı! Safa geldin, dedi.

Devamını oku...

Fıkıh âlimi İbrâhim Ca'berî

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 09 Temmuz 2007

İbrâhim Ca’berî, evliyânın büyüklerinden ve fıkıh âlimidir. Künyesi Ebû İshâk, ismi, İbrâhim, babasınınki Mudâd’dır. 1200 (H.597) yılında Ertuğrul Bey’in babası Süleymân Şah’ın kabrinin bulunduğu Suriye’deki Ca’ber kalesinde doğdu. Doğduğu yere nisbetle Ca’berî denildi.
İbrâhim Ca’berî hazretlerine, dîn-i İslâma hizmetlerinden dolayı “Takıyyüddîn” ve “Burhânüddîn” lakabları verildi. Şâfiî mezhebi fıkıh bilgilerini öğrendi. Şam’da Ebü’l-Hasan Sehâvî’den hadîs ilimleri tahsîl etti. Kâhire’ye gitti. İlim öğretip ders verdi. Ebü’l-Hasan Şâzilî hazretleriyle görüştü. Onun ölü kalbleri dirilten feyzlerinden istifâde etti.

Devamını oku...

Bu tarafa dönmüş olarak öleceğim!..

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 08 Temmuz 2007

Ali Bekkâ hazretleri, evliyânın büyüklerindendir. Künyesi Ebü’l-Hasan’dır. Lakabı Bekkâ olup, “çok ağlayan” demektir. 1174 (H.570) senesinde doğdu. 1271 (H.670)de vefât etti.
Ali Bekkâ hazretlerinin çok ağlamasının ve “Bekkâ” çok ağlayan lakabının verilme sebebi şöyle anlatılır:
“Sâlih ve kendisi gibi velî bir arkadaşı vardı. Hâller ve kerâmetler sâhibi idi. Bir defâsında ikisi birlikte Bağdat’tan bir yolculuğa çıkmışlardı. Gidecekleri yer ile Bağdat arası, yürümekle bir senelik yol idi. Onlar, kerâmetleriyle bir senelik yolu bir saatte almışlardı. Bu arkadaşı ona;

Devamını oku...

Süfyân-ı Sevrî ve ihlaslı bir genç...

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 07 Temmuz 2007

Evliyanın büyüklerinden olan Süfyân-ı Sevrî hazretleri, 778 (H.161)’de Basra’da vefât etti. Tebe-i tâbiînin büyüklerindendir. Basra’da yaşamıştır. Birçok defa yaya olarak hacca gitmiştir. Mekke-i mükerremeye gittiği zaman halk başına toplanır, bilmedikleri ve anlayamadıkları hususları sorarlardı. Hepsine teker teker cevap verir, müşkillerini hallederdi. Hâfızası çok kuvvetli ve fevkalâde idi. “Hâfızam, kendisine tevdi ettiğim hiçbir şeyde bana ihânet etmedi” buyurdu. Yâni öğrendiğim hiçbir şeyi unutmadım demek istedi.

Devamını oku...

Harputlu Hacı Ali Efendi

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 06 Temmuz 2007

Hacı Ali Efendi, Harput’ta yetişen büyük velîlerdendir. 1784 (H. 1198) senesinde Harput’ta doğdu. Babası Hacı Mahmûd Efendi nâmında bir zâttır.
Küçük yaşta ilim öğrenmeye başlayan Hacı Ali Efendi, Zahriye Medresesinde ders gördü ve Müftü Hacı Yûnus Efendiden icâzet aldı. Sonra Malatya’ya giderek meşhur Müderris Süleymân Efendiden, daha sonra Antep’te Mustafa Sağir’den, daha sonra da İstanbul’a gelerek Harputlu Hacı Abdurahmân Efendiden ilim öğrenerek icâzet aldı...

Devamını oku...

Kırâat imamlarından Abdullah bin İdris

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 05 Temmuz 2007

Abdullah bin İdris, Tebe-i Tâbiîn’in fıkıh, hadîs ve kırâat imamlarındandır. Hicretin 120 (m. 737) yılında Kûfe’de doğdu. 192 (m. 807) yılında orada vefât etti.
Abdullah bin İdris hazretleri ilmin her dalında geniş bilgi sahibiydi. Hârun Reşîd, kendisini kadı yapmak istedi. Ancak bazı sebeplerle, Abdullah bin İdris bunu kabul etmedi. Bunun üzerine Hârûn Reşîd oğluna hadîs okutmasını istemiş, O da oğlu cemaate gelirse, ona hadîs okutabileceğini söylemiştir.

Devamını oku...