Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.458.751

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Haset Eden, Dâima Gamlı Ve Kederlidir!

Şeyh Sinân Efendi Osmanlı âlimlerindendir. Şimdi Yunanistan’da bulunan Fere’de doğdu. Bursa’ya giderek Abdüllatîf Kudsî’nin talebesi olan Şeyh Tâceddîn’in talebesi oldu. Kısa zamanda yüksek derecelere kavuşarak icazet verildi ve talebe yetiştirmek üzere memleketinde gönderildi. 890 (m. 1485) senesinde Fere’de vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Kadizade Rumi (musa Paşa)

Osmanlılarda ilk önemli matematikçi ve astronom 1440'da vefat eden Bursa'lı Kadizade Rumi'dir. Musa Paşa da denen Kadızade-i Rumi, önce Bursa' da öğrenim gördü. Matematik ve astronomiyi Molla Fenari' den öğrendi. Kadızade, öğretimini Bursa'da yaptı. Kız kardeşinden başka kimseye haber vermeden Horasan'a oradan Türkistan'a giderek bilgisini artırmaya çalıştı. Timur Han'ın torunu Ulug Bey (1394-1449) zamanında Semerkand'da bulunduğu sırada, müdür Gıyaseddin Cemşid'in ölümü üzerine Semerkand rasathanesi müdürlüğüne, aynı zamanda Semerkand Medresesi baş müderrisliğine getirildi. Dört köşe olan bu medresenin dört tarafında dört sınıf vardı. Bir gün Uluğ Bey, müderrislerden birini görevden uzaklaştırdı. Kadızade, bunu protesto etmek için derslerine girmedi. Uluğ Bey, onu hastalandı sanarak ziyarete geldi. Karşısında Uluğ Bey'i gören gören Kadızade, 20. yüzyıl profesörlerine örnek olabilecek şu açıklamayı yapmış:" Biz müderrisliği, hiçbir kimseyle ilgisi olmayan bir görev zannederdik. Halbuki şimdi bunun da hüküm sahiplerinin elinde oyuncak olduğunu gördük. Öyleyse biz de dersten vazgeçtik."Bunun üzerine Uluğ Bey, görevden aldığı müderrisi eski görevine döndürdü ve bir daha bu işlere karışmayacağını açıkladı. Tarihte gerçekten büyük olan bilim adamlarının ve yöneticilerin varlığına bir örnek.

Vehbi Tülek

Hiddet Değil Gayret

Vehbi Tülek

Fatih Ve Kazikli Voyvoda (drakula)

Vehbi Tülek

Cezayirli Gazi Hasan Paşa

Vehbi Tülek

Tekirdağ'da Hacı Osman Efendi isimli hayırsever bir tüccar, bunun Hasan isminde bir de oğulluğu vardı. Ancak Hasan, ele avuca sığmaz, pek haşarı bir çocuktu. Biraz büyüyünce mahalledeki bütün çocukları dövmeye ve onları emri altına almaya başladı. Kimse ona karşı gelemiyor ve sözünden çıkamıyorlardı. Çıkmak isteyen adamakıllı dayak yiyor, kafası gözü şişiyordu.Bütün mahalleli ondan şikayetçiydi. Osman Ağaya durumu söylediler. O da Hasan'ı çağırdı, azarladı. Lakin hiç biri para etmiyor, çocuk bildiğinden şaşmıyordu. Osman Ağa, oğulluğuna pek düşkün olan hanımının hatırına daha fazla ses çıkarmadı. Ne var ki, Hasan büyüdükçe şirretliği artıyor, yalnız mahallenin değil, bütün kasabanın delikanlılarını hakimi yeti altına almaya çalışıyordu. Kendisine boyun eğenler yakayı kurtarıyor, eğmek istemeyenler ise belayı buluyordu. Hasan artık onları dövmekle kalmıyor, onlara silah da çekiyordu. Her silahı büyük bir ustalıkla kullanır olmuştu.

Midhat Paşa

Vehbi Tülek

Valide Suyu

Vehbi Tülek

10 - Bir Daha Gelmemize Hacet Kalmaz

Vehbi Tülek

Müdür Bey’e Habersiz İftara Gidelim

Vehbi Tülek

Mimar Koca Mehmed Ağa

Vehbi Tülek

Turhanoğlu Ali Bey

Vehbi Tülek

Sultan Murad’in Dehasi

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Onlar, Kendilerine Zulmediyorlar

Ali bin Sûdûn Yeşbegavi hazretleri Hanefi mezhebi fıkıh âlimi, edib ve şâirdir. 810 (m. 1407)'de Kâhire'de doğdu. 868 (m. 1464)'de Şam'da vefât etti. Derslerinde buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Hiç Eksilmeyen Yemek Ve Su

Vehbi Tülek

Hüseyin bin Abdürrahmân hazretleri hadis, kelâm ve Şafii fıkıh âlimidir. 779 (m. 1377)'de Yemen'de doğdu. 855 (m. 1451)'de Ebyât-ı Hüseyin'de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Yeni Olan Her Şey Eskir, Gençler Ise Ihtiyarlar

Vehbi Tülek

Ali Bekkâ

Vehbi Tülek

Melik Mensûr Kalevûn, Ali Bekkâ hazretlerini çok severdi. Çünkü bütün müşkül meselelerine çare bulurdu. Hattâ Melik olacağını da önceden işâret etmişti...
Ali Bekkâ hazretleri çok ağlardı. Bu yüzden kendisine "Bekkâ" yani "Çok ağlayan" lakabı verilmişti. Bunun sebebi şöyle anlatılır:
Sâlih ve kendisi gibi veli bir arkadaşı vardı. Hâller ve kerâmetler sâhibi idi. Bir defâsında ikisi birlikte Bağdat'tan bir yolculuğa çıkmışlardı. Gidecekleri yer ile Bağdat arası, yürümekle bir senelik yol idi. Onlar, kerâmetleriyle bir senelik yolu bir saatte almışlardı. Bu arkadaşı ona;

Osman Marani

Vehbi Tülek

Saray Hocası Molla Şemseddîn

Vehbi Tülek

İnsanlar Fıkıhta İmâm-ı Azam'ın Çocuklarıdır

Vehbi Tülek

Kerîmüddîn Bâbâ Hasen Ebdâlî

Vehbi Tülek

acı Çorba Muhammed Efendi

Vehbi Tülek

Çiftçi Yağmur Bekler, Tuğlacı Ise Güneş

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Karşılık Beklemiyorum

Karşılık Beklemiyorum

Mevlânâ Sadeddin Kaşgari hazretlerinin talebelerinden Şemsüddin Muhammed Ruci hazretleri anlatır:Pirimiz Mevlânâ Sadeddin Kaşgari Hazretlerinin halka­larında bir genç vardı ki, riyazet, hâl ve aşk ifadesinde en ileri derecedeydi. O da benim gibi bir güzele tutulmuştu. Böylece bâ­tınında biriktirdiği kıymeti bir lâhzada o tarafa devretmişti. Al­tından ve neceften hediyemsi bir şey alıp o güzelin geçeceği yola bırakmış ve onu geçenlerden birinin almaması için de bir kenara gizlenmişti. Fikrince sevgilisi oradan geçecek ve hediyeyi görüp alacaktı. Fakat kimden ve nasıl geldiğini bilemeyecekti. Ben va­ziyeti öğrenince ona dedim ki :

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek

Abdullah-i EnsÂrî

Vehbi Tülek

Sakin Kalyona Binme

Firkateyne Bininiz

Fahreddin Acemî Ve Hurufiler

Sakin Kalyona Binme

Şikayet

Yoksa Hizir Olduğunu Söylerim

Ölüyü Diriltemem

Vehbi Tülek

Bunlar Şarapti

Vehbi Tülek

Allah Diyen Genç

Vehbi Tülek

Mü'mine Ikram, Affa Sebebdir

Vehbi Tülek

Salavat-ı Şerifin Bereketi

Vehbi Tülek

Yürüdüğü Yerde Deniz Durgunlaşiyordu

Vehbi Tülek