Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.554.710

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Uhud Şehidi: Amr Bin Ukeyş

Hâkim Nişâbûrî hazretleri meşhur hadîs âlimidir. Hadîs ilminde hâkim idi. Yani râvîlerinin hâl tercümeleri ile beraber, sekizyüzbinden ziyâde hadîs-i şerîfi ezbere bilirdi. Bu ilimde ve diğer ilimlerde çok kitap yazdı, ilimde, fazilette, Allahü teâlâyı tanımakta ve hafızasının kuvvetliliğinde çok yüksek idi. 321 (m. 933) senesinde Horasan’da Nişâbûr’da doğdu. 405 (m. 1014)’de orada vefât etti. Müstedrek kitabında şöyle anlatır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Devlet İçinde Devlet Ya Da Düyun-u Umumiye

Osmanlı devletinde ilk dış borç, 1854 Kırım Savaşından sonra alındı. Osmanlı Devleti, Sultan İkinci Abdülhamid Han zamânına geldiğinde, ağır dış borçlar altında ezilme mevkindeydi. Akıllı tedbirlerle belli bir zaman içerisinde bu borçlar ödenebilirdi. Lâkin 93 Harbi (1877-78) hezimeti, devleti iflâsın eşiğine getirdi. Devlet, en verimli topraklarını kaybetti. Akın akın gelen göçmenlerin sayısı bir milyona ulaştı. Bu kadar göçmeni bir yıl içinde rahata kavuşturmak çok zordu. Bu arada, Rusya'ya ağır tazminât ödeme mecbûriyetiyle karşı karşıya kalındı. Rusya Ağrı kendilerine bırakıldığı takdirde, tazminât hakkından vazgeçebileceğini teklif etti ise de, Sultan Abdülhamid Han bu teklifi kesinlikle reddetti. Eğer Sultan Abdülhamid Han Ayastefanos Antlaşmasındaki tazminâtı Berlin Muâhedesi ile düşürmemiş olsaydı, devlet daha o sırada batabilirdi. Ordunun durumu ise perişan bir vaziyetteydi. Emperyalist Avrupa devletleri yıllardır peşinde koştukları emellerine ulaşmak üzereydi. Onlar dış baskıların çemberi içerisinde sıkışan imparatorluğu borç bataklığı içinde boğmak istiyorlardı. İşte İkinci Abdülhamid Hanın devraldığı mâli durum bu idi.

Vehbi Tülek

49 - Şehid Musa Hulûsi Paşa

Vehbi Tülek

28 - Fazil Mustafa Paşa'nin Şehadeti

Vehbi Tülek

Orhan GÂzi Ve AlÂeddîn Esved

Vehbi Tülek

Sultan Orhan Gâzi, âlimleri, evliyâyı görüp gözeten bir zât-ı muhterem idi. O mübârek kimse,birgün Alâeddin Esved hazretlerini ziyârete gitti. Onun mahalline vardığında, Alâeddin Esvedhazretleri nâfile namaz kılmakta idi. Orhan Gâzi, avluda bekledi. Bu sırada farz namaz vaktigeldi. Orhan Gâzi ve orada bulunan Alâeddin Esved'in talebeleri namaz için hazırlandılar.Namazın sünnetini kıldılar. İkâmet okununca, Kara Halil imâmete geçti. Cemâata namazıkıldırdı. Alâeddin Esved de, odasından çıkıp namaza katıldı. Namazdan sonra bir müddetsohbet ettiler. Orhan Gâzi edeble dinledi. Sonra başını kaldırıp;"Seferde ve hazerde, ahâli arasında vâki olacak hâdiselerde hükmedip, hak ile bâtılı ayırmak,şer'i hükümleri beyân etmek için bir hâkim-i samedâni lâzımdır. Talebenizden birini benimile sefere gitmek için tâyin etseniz." deyip, merâmını arzetti.

Koca Cafer Paşa

Vehbi Tülek

Beş Yüz Beş Kuruş

Vehbi Tülek

Fatih Ve Hocazade

Vehbi Tülek

Osmanli Tüccari

Vehbi Tülek

67 - Acaba Namazim Bozuldu Mu?

Vehbi Tülek

Velinimeti Uğrunda Feda-yi Can Eden Kahraman

Vehbi Tülek

4 - Bir Şehidimizin Son Mektubu

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Yıldızlar Gittiği Zaman

İbn-i Fâûs hazretleri hadis âlimlerindendir. 521 (m. 1127)'de Bağdad'da vefât etti. Ahmed bin Hanbel'in kabri yanına defnedildi. Eshab-ı kiramın fazileti hakkında naklettiği bazı hadis-i şerifler:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Molla Zeyrek

Vehbi Tülek

Molla Zeyrek hazretleri Osmanlı Hanefi fıkıh âlimidir. Asıl adı Mehmed olup Hacı Bayrâm-ı Veli'nin talebelerindendir. Zeyrek ismi de onun tarafından verildi. Hızır Şah Efendi'nin derslerine girerek tahsilini ilerletti. Fatih Sultan Mehmed, Zeyrek semtindeki Manastırı medreseye çevirip kendisine tahsis etti. II. Bayezid zamanında Bursa Müftülüğüne tayin edildi. 903 (m.1497)'de orada vefat etti. Bu mübarek zat buyurdu ki:

Hadîs Ve Fıkıh âlimi Şemseddîn Nakîb

Vehbi Tülek

Sirâcüddîn Ömer Gaznevî

Vehbi Tülek

Sirâcüddin Ömer Gaznevi hazretleri fıkıh âlimidir. 704 (m. 1304)'de Afganistan'da Gazne'de dünyaya geldi. İlk tahsilini burada yaptıktan sonra Mekke'de ve Kahire'de Hanefi fıkhı tahsil etti. İlimdeki yüksek derecesinden dolayı Mısır Hanefi Kâdılkudâtlığına (şeyhülislamlığına) getirildi. 773 (m. 1372) 'de Kahire'de vefat etti. Kabr-i nebeviyi ziyaret hakkında buyurdu ki:

Sabredenlere Lütuf Ve Ihsânlarımı Müjdele

Vehbi Tülek

Duânın Kabul Olduğu Vakit

Vehbi Tülek

Resûlullah'ın Huzûrunda Iman Eden Hristiyanlar

Vehbi Tülek

Edirne Evliyasından Abdülkerim Gülşenî

Vehbi Tülek

Ebû Arîbe Harrânî

Vehbi Tülek

Benimle Sohbet Etmek Ister Misiniz?

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Bir gün Yalova'dan İstanbul'a bir gemi gidiyordu. İstanbul'a yaklaştıkları sırada, şiddetli bir rüzgâr esmeye, dalgalar gittikçe büyümeye, gemiye şiddetle vurmaya başladı. Dalgaların vuruşundan tahtalar gıcırdıyordu. Gemi, koca denizde bir o tarafa, bir bu tarafa yalpalıyor, devrilecek gibi oluyordu. Yolcular ne yapacaklarını şaşırdılar. Herkes geminin bir tarafına birikince, tehlike daha da büyüdü. Kaptan, yolcuları teskin etmeye çalışıyor ve herkesin yerinde oturmasını tavsiye ediyordu. Herkes birbiriyle helâlleşiyor ve şimdiye kadar işlediği günahlarına tövbe ediyordu. Bâzıları da, kurtulmaları için adakta bulunuyordu. Yolcuların arasındaki bir genç, Fâtiha-i şerife ve İhlâs sûrelerini okuyarak, hâsıl olan sevâbı; Peygamber efendimizin, Eshâb-ı kirâmın, evliyânın, âlimlerin ve zamânın velilerinden Üftâde hazretlerinin rûh-ı şeriflerine hediye etti. Sonra da; "Yâ hazret-i Üftâde! Himmetinizi, yardımınızı istirhâm ediyorum." dedi. O anda, uzaklardan bir karaltı peydâ oldu. Yaklaştıkca, bunun bir insan olduğunu, suyun üzerinde süratle kendilerine doğru geldiğini gördüler. Onun yürüdüğü yerlerde dalgalar hemen sâkinleşiyordu. Nihâyet o zât geminin yanına geldi ve gemiyi eliyle bir mikdâr tuttuktan sonra, geminin önünden yürümeye başladı. Yürüdüğü yerlerde deniz durgunlaşıyordu. Bir müddet sonra gözden kayboldu. Kaptan, o kimsenin su üzerinde gittiği istikâmete göre, geminin dümenini ayarladı. Bir müddet sonra, selâmetle sâhile vardılar. Herkes bu hâdise karşısında şaşırıp kaldı. Sâdece o delikanlı şaşırmamıştı. Yolcular sâhile çıktıklarında, bir kimse karşılarına çıkıp onlara; "Ey yolcular! Üftâde hazretlerinin selâmı var. Sağ olduğum müddetçe, bu sırrı kimseye söylemesinler diye bana emretti." dedi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Firkateyne Bininiz

Vehbi Tülek

Gül Yaprağı

Vehbi Tülek

Dördüncü Murad Han Ve Ankaravi İsmail Efendi

Dört Şey Mühimdir

İsmail Hakki Efendi

Kırk Bin Kahramanın Başarısı

O Kullarına Çok Merhametlidir

"kılıcını Değil Kınını Öpmüşlerdir!"

Iv. Mehmed Han Ve Ahmed CÂhidî Efendi

Vehbi Tülek

Mazarratli Harfler Kaçtir?

Vehbi Tülek

Allah Haramdan Kaçani Korur

Vehbi Tülek

Evliyalar Ölmez İmiş

Vehbi Tülek

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Vehbi Tülek

Latif Bir Şikayet

Vehbi Tülek