Esas Pehlivan, Nefsine Galip Gelendir!
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
(Rahmetullahi Aleyh)
e-Gazete (Bugün)
Bizim Sayfa (Bugün)
16.488.675
Caliyet-ül Ekdar
Silsile-i Aliyye Büyükleri
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
İnebahtı felaketinde Osmanlı donanması, Haçlı donanması tarafından pusuya düşürülüp imha edildiği sırada, Uluç Ali Paşa, kendi kumandasındaki birkaç gemiyi kurtarmayı başarmış ve İstanbul'a gelerek bu faciayı haber vermişti. Bunun üzerine Sultan II. Selim Han onun bu kısmi başarısından dolayı onu Kaptan-ı Deryalığa tayin etti ve adını da Uluç Ali Reis'den Kılıç Ali Paşa'ya çevirdi.
Diğer taraftan Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa, yeniden donanma inşası için, bütün devlet erkanını harekete geçirerek, Osmanlı ülkelerinin bütün imkanlarını seferber etmişti. Çalışmaları büyük bir titizlikle takibediyor, heryere girip çıkıyor ve işlerin aksamasına meydan vermiyordu. Yanına Kaptanı Derya tayin edilen Kılıç Ali Paşa'yı da alarak çıkıyordu.Hâfız İsmâil Paşa, Ömer Rızâi hazretlerinin zaman zaman ziyâretine gider ve duâlarını istirham ederlerdi. 1805 yılında Sadâret makâmına geldikleri zaman bir gün Sultan Üçüncü Selim Han; "Seksen bin asker hazır eyledim. Tuna boyuna göndermek murâdımdır." diye emir buyurdular. Bu emri alan İsmâil Paşa derhal Şeyh hazretlerine gelerek durumu bildirdi ve teveccühleri ile hayır duâlarına mazhar olmak istedi. Lâkin Ömer Rızâi hazretleri hiç bir söz beyan etmedi. O gece rüyâlarında hazret-i Ebû Eyyûb el-Ensâri hazretlerinin türbe-i şeriflerine dâvet olundu. Vardıklarında kıbleyi şerife karşı oturan iki muhterem zât gördü. Onlar da Ömer Rızâi Efendiyi gördüklerinde; "Gel yâ Şeyh Ömer! Bizleri bilir misin? Ben Fâtih Sultan Mehmed' im bu da oğlum Bâyezid'dir. Sultan Selim oğlum Tuna cihetine asker göndermek ister. Ancak şimdi vakti değildir. Terk eylesün. Fesâda sebeb olur, haber ver." diye emir buyurdu. Ömer Rızâi hazretleri bu vakayı derhal İsmâil Paşaya yazarak haber verdi. Bunun üzerine harp ilânın dan vazgeçildi. Ancak 1806'da sadârete getirilen İbrâhim Hilmi Paşa döneminde Rusya'ya harp ilânı ile çıkan savaş ülke içinde fitne çıkarmak isteyen Nizâm-ı Cedid düşmanlarını harekete geçirdi. Kabakçı Mustafa adındaki bir âsinin liderliğinde kısa zamanda büyüyen isyan, Üçüncü Selim Han'ın tahttan indirilmesine ve nihâyet şehid edilmesine kadar vardı.
Yahyâ bin Ahmed Fâsî hazretleri hadis âlimidir. Fas’ta Fes şehrinde doğdu. Memleketindeki büyük âlimlerden hadis ve fıkıh başta olmak üzere çeşitli ilimler tahsil etti. İbn-i Abbâd Rundî’nin sohbetlerinde kemale geldi. 805 (m. 1402)’de Fas’ta vefat etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Sâlim bin Abdullah hazretleri, Tâbiinin büyük fıkıh âlimlerindendir. Hazret-i Ömer'in (radıyallahü anh) torunu olup, babası Eshâb-ı kirâmdan büyük âlim Abdullah bin Ömer hazretleridir. Medine-i münevverede 725 (H.106) senesinde vefât etti. Vefatından kısa bir zaman önce halife Ömer bin Abdülaziz ona mektup yazarak hazret-i Ömer-ül Fârûk'un mektublarından birisini kendisine yazmasını istedi. Bunun üzerine Sâlim bin Abdullah halifeye şu mektubu yazdı:
Abdullah-i Ensâri hazretleri Evliyânın meşhûrlarından ve Hanbeli mezhebinin büyük fıkıh âlimlerindendir. Kerâmetleri pek çoktur. Vâzlarında Ehl-i sünneti müdâfaa eder, mezhebsizlik ve bid'atlerin kötülüğünü anlatırdı. Allahü teâlâya kavuşmak yolunda yürümek isteyenlerin, evliyâya ve hakiki din âlimlerine çok bağlı olmasını isterdi. Bu yolda ilerleten vâsıtaların, onlara olan tam muhabbet ve bağlılık oduğunu söylerdi. O büyüklere dil uzatanların zavallılıklarını her defâsında ifâde eder ve; "Yâ Rabbi! Dostlarını öyle yaptın ki, onları tanıyan sana kavuşuyor ve sana kavuşmayan onları tanıyamıyor. Yâ Rabbi! Her kimi felâkete düşürmek istersen, onu dostlarının, evliyânın ve gerçek İslâm âlimlerinin üzerine atarsın." buyurmuştur.