Esas Pehlivan, Nefsine Galip Gelendir!
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
(Rahmetullahi Aleyh)
e-Gazete (Bugün)
Bizim Sayfa (Bugün)
16.486.610
Caliyet-ül Ekdar
Silsile-i Aliyye Büyükleri
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Zamânın pâdişâhı Kânûni Sultan Süleymân Han Sineçâk Yûsuf Baba hakkında anlatılanları ve tasavvuftaki yüksek derecesini işitmişti. Sine-çâk Yûsuf Baba'yla sohbet etmek ve ondan istifâde etmek üzere saraya dâvet etti. Fakat Sineçâk Yûsuf Baba, sultanlardan, devlet adam larından ve dünyâ adamlarından uzak durmayı kendine prensip edindiği için dâveti kabûl etmedi. İkinci ve üçüncü dâvetleri de kabul etmeyince, Kânûni Sultan Süleymân; "O gelmezse biz gideriz" deyip saltanat kayığına bindi ve Sütlüce İskelesine yanaştı. Sineçâk Yûsuf Baba'ya, Sultan sizi ziyârete geliyor" diye haber verdiklerinde; "Söyleyin gelmesin!" buyurdu.
İttihat ve Terakki komitesi İkinci Meşrutiyetin ilanından ve 31 Mart Vak'asından sonra orduya dayanarak hükumeti ele geçirmişlerdi. Yalnız kısa bir zaman sonra asker ocağını siyasetle uğraştırmanın cezasını çekerek "Halaskar Zabitan Grubu"nun tazyikiyle yıkıldılar. Fakat tekrar orduyu elde etmek suretiyle yeniden iş başına gelmek için gizli bir faaliyete giriştiler.Nitekim Balkan Savaşının şiddetle cereyan ettiği ve düşman ordularının İstanbul kapılarına dayandığı sırada, İttihatçılar, Kamil Paşa Hükumetini devirmek ve çeşitli entrikalarla hükumeti elde etmek için çalışıyorlardı.
Mevlânâ Seyyid İbrâhim hazretleri Osmanlı âlimlerinden ve evliyânın büyüklerindendir. 848 (m. 1438)'de Amasya'da Yenice köyünde dünyâya geldi. 935 (m. 1528)'de vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
Abdülkâdir Cebâli hazretleri Tunus'ta yetişen fıkıh âlimlerindendir. 1122 (m. 1710)'da Tunus'ta vefât etti. Bir sohbetinde buyurdu ki:
Vaktiyle, cömertliği ile nam yapmış bir şeyh vardı. Bu yüzden de daima borçluydu. Dergahına gelen hiç kimseyi boş çevirmez, dertlerine derman olur, borçlarını öderdi. Bunu yapmak için de servet sahiplerinden onbinlerce altın dinar borç almıştı.Sevgili Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ne güzel buyurmuşlar:"Pazarda iki melek daima dua eder; Yâ Rabbi, sen cömertlere ihsan eyle, hasislerin malını da helak et!"Bu mübarek zatın alacaklıları, paralarını istediler, alamayınca, bir zaman sonra onu rahatsız etmeye başladılar. Hatta işi hakarete kadar götürdüler. Bu yüzden mübarek, hastalanıp yatağa düştü. Alacaklılardan dördü bunu duyunca; "Adam, bizim paramızı ödeyemeden ölecek. Hemen gidip paramızı alalım" diyerek evine geldiler. Hasta yatağındaki mübareğe hakaretler etmeye başladılar. Onlara hiç cevap vermedi. Bu sırada sokaktan, helva satan bir çocuğun "Helvacııı..." sesi geldi. Mübarek, hemen bir talebesini gönderip helvacıyı çağırttı. Çocuğa,