Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.467.020

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Herkes, Ehl-i Sünnet Îtikatını Öğrenmelidir

Hüseyn Fethî Şîrâzî hazretleri hadîs ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 814 (m. 1411) senesinde İran’da Şîrâz’da doğdu. Mekke, Medine ve Kâhire’ye giderek büyük âlimlerden ilim tahsil etti ve icazet alarak talebe yetiştirdi. 895 (m. 1489) senesinde vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Küçük Zabit

Çanakkale Savaşına yedek subay olarak katılan Nejad Süreyya beyin bir arkadaşına cepheden yazdığı mektup:"Neden saklayayım? Doğrusu askerlik hayatımın ilk aylarında epeyce zahmet çek tim. Hele ilk haftalarda öyle sandım ki, harbe girmeden evvel öleceğim. Çünkü, hatır ve hayalimde askerlik nedir, zabit olmak, harbe girmek nasıl bir şeydir? Nasıl silah atılır? Bir gülleye, bir kurşun yağmuruna nasıl karşı durulur? Bütün bunlara dair hatır ve hayalimde bir şey yok iken, sarışın, kibar, nazlı İstanbul çocuğu, günün birinde pek farkına varmayarak asker oluvermişim.Cepheye göndermeden evvel sıkı bir talimden geçtik. Sabahleyin şafakla beraber kalkmalar, kızgın güneş altında, toz toprak içinde saatlerce mesafeler kat etmeler, bayırlar tırmanmalar, yokuş aşağı yuvarlanırcasına koşmalar, taşlık, gübrelik veya çamur demenden yüzükoyun yere uzanmalar, silah elde sabahtan akşama kadar bin türlü yoru cu hareketler, daha şimdi hatırıma gelmeyen bir sürü müzic vazifeler.

Vehbi Tülek

Vermeyince Ma’bud

Vehbi Tülek

22 - Ebussuud Efendi Ve Nureddinzade

Vehbi Tülek

Medeniyet Merkezi İstanbul

Vehbi Tülek

Bir İspanyol, 1552-1556 yıllarında Türkiye'de geçirdiği dört yılını anlatır. Aynı zamanda bir hekim olan bu seyyah, Cenova'dan Napoli'ye giderken Türk gemicilerine esir düşmüş ve İstanbul'a getirilmiş. Daha sonra, tıp bilgisini göstererek Kaptan-ı Derya Sinan Paşa'nın hekimleri arasına girmeyi başarmış. Adı Petro. Seyahatnamesinde, dört yılını yaşadığı Kanuni devrinin yaşantısını gözler önüne serer. Biraz da imrenerek.İşte seyahatnameden birkaç kesit: "İstanbul öyle işlek bir şehir ki, buraya günde İspanya'nın Valladolid şehrinin nüfusu kadar yabancı girip çıkar.""Türklerin bıraktığı hayır eserleri, bizde bırakılandan çoktur. Türk zenginleri, bizimkilerden daha cömert davranırlar.""Türkler sadece insanlara değil, hayvanlara bile iyilik yapmayı sevap sayarlar. Bir-iki düzine ciğer satın alıp, kedi ve köpekleri doyuranlara çok rastlanır."

Kirim Savaşi

Vehbi Tülek

Şanli Bir Zafer İçin “bilmem Ne Kazandik” Diyenin Hali

Vehbi Tülek

Diş Kirasi Rekoru

Vehbi Tülek

Toprak Taşimaya Giderüm

Vehbi Tülek

Böylesini Hiçbir İngiliz Yapamaz

Vehbi Tülek

14 - Varna Savaşi Ve Koca Hizir

Vehbi Tülek

Sabetay Sevi Ve VÂnî Muhammed Efendi

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Ebü'l-ferec Abdülvâhid Şîrazî

Ebü'l-Ferec Abdülvâhid Şirazi hazretleri Hanbeli fıkıh âlimidir. Aslen Şirazlı olup Urfa-Harran'da doğdu. Soyu meşhur sahâbi Sa'd bin Ubâde'ye (radıyallahü anh) ulaşmaktadır. Bağdat'­ta Kâdi Ebû Ya'lâ el-Ferrâ'dan fı­kıh okudu. Daha sonra Şam'a yerleşti ve birçok talebe yetiştirdi. 486 (m. 1094)'de orada vefat et­ti. Bir dersinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Hocazâde Ahmed Hilmi Efendi

Vehbi Tülek

Hocazâde Ahmed Hilmi Efendi, Osmanlı âlimlerindendir. Erzincan'ın Eğin (Kemaliye) kazasında doğdu. İstanbul'da yüksek tahsilini bitirdikten sonra "Ma­arif Nezâreti teftiş heyeti âzası" oldu. Bu sırada Mevlânâ Hâlid-i Bağdadi hazretlerinin halifelerinden Abdülfettâh-ı Akri'nin talebesi İzmirli Osman Nûri Efendi'ye intisab ederek Nakşibendi yolunda kemale erdi. 1332 (m. 1914)'de vefat etti­. "Hadikatü'l-evliyâ Silsile-i Sâdât-ı Turuk-ı Aliyye" adlı eserinde Nakşibendi büyüklerini anlatır. Bu eserinde şöyle nakleder:

Lütfullah Bin Ömer

Vehbi Tülek

Müminin Sevgisi Allah Için Olur

Vehbi Tülek

Şeyh Zeynüddin hazretleri Hanbeli mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 675 (m. 1276) senesinde doğdu. 734 (m. 1333) senesinde Lübnan'da Ba'lebek'te vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Ebû Abdullah Kuraşî

Vehbi Tülek

Tövbeyi Geciktirmek Büyük Günahtır!

Vehbi Tülek

Ebû Abdullâh Ibn-i Arafe

Vehbi Tülek

Allahü Teâlâ Için Birbirini Sevenler

Vehbi Tülek

Duânın Kabul Olduğu Vakit

Vehbi Tülek

Sadık Bir Talebe Seyfüddîn Menârî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Abdullah El-acemî

Abdullah El-acemî

Zamânın sultânı Melik Zâhir Mücirüddin, bir defâsında Abdullah el-Acemi hazretlerinin köyüne gitmişti. Abdullah el-Acemi bahçelerde bekçilik yapıyordu. Melik onu bir bahçe içinde görüp:

"Ey Genç! Bize tatlı bir nar getir." deyince, bulunduğu bahçedeki bir nar ağacından nar koparıp götürdü. Melik kesip tadına baktı ve; "Bu nar ekşi sen nasıl bekçisin narın ekşisini tatlısını ayırd edemiyorsun?" dedi.

Abdullah el-Acemi kendisine âid olmayan meyvelerden hiç yemediği için, ekşisini tatlısını bilmiyordu. Melik'in sözleri üzerine hem üzüldü hem de mahcûb oldu. Gidip bir ağacın altında namaza durdu ve iki rekat namaz kılıp şöyle duâ etti: "Yâ Rabbi bana hangi narın tatlı olduğunu bildir, gidip Melik'e vereyim..."

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Üç Kandil

Vehbi Tülek

Helvaci Çocuk

Vehbi Tülek

Örümcek Ağı

Derdi Olan Neylesin?

Biz Söze Bakmayız, Öze Bakarız

Zahiri Hükümdarin Celaline Tutuldum

Iv. Mehmed Han Ve Ahmed CÂhidî Efendi

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

Kimsenin Yaptığı Yanına Kalmaz

Vehbi Tülek

Terbiye Yaratilişa Bağlidir

Vehbi Tülek

Bana Delil Getir

Vehbi Tülek

İcÂzetin Sirri

Vehbi Tülek

Abdullah El-acemî

Vehbi Tülek

Evliyalar Ölmez İmiş

Vehbi Tülek