Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.404.655

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Anne Ve Babasına Iyilik Edenin Ömrü Uzun Olur

Alî bin Muhassin et-Tenûhî hazretleri hadîs âlimlerindendir. Kâdî Ebû Alî Muhassin et-Tenûhî’nin oğludur. 355 (m. 966)’da Basra’da doğdu. Bağdat’a giderek devrinin meşhur âlimlerinden ilim tahsil ettikten sonra kadılık mesleğine intisap ederek Medâin, Azerbaycan, Beredân ve Karmîsîn gibi yerlerde kadılık yaptı. 447 (m. 1055)’de Bağdat’ta vefat etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Aziziye Müdafaasi

24 Nisan 1877'de Ruslar, Osmanlı Devletine savaş ilan etmişler, batıda Tuna boyundan ve doğuda Kars cihetinden saldırıya geçmişlerdi. Doğu cephesinde ordumuzun başkumandan lığını Gazi Ahmed Muhtar Paşa yapıyordu. Kabiliyetli ve cesur bir asker olan Ahmed Muhtar Paşa, Kars'ı alan Rus ordusu karşısında askerini muhafaza ederek programlı bir şekilde Erzurum'a çekilmişti. Bu çekilme sırasında yaptığı Halyaz, Zivin, Gedikler ve Yahniler meydan savaşlarında zafer kazanmış, hatta Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından taltif görerek "Gazi" ünvanını almıştı. Askerimiz kuvvet ve teçhizat yönüyle üstün Rus ordusu karşısında, silah ve yiyecek bakımından iyi şartlarda olmaması sebebiyle Erzurum'a kadar çekilmeye mecbur kalmıştı.

Vehbi Tülek

Koca Seyid

Vehbi Tülek

RidÂniye Meydan MuhÂrebesi

Vehbi Tülek

Kirimli Ahmet

Vehbi Tülek

93 harbi diye bilinen 1877-78 Osmanlı-Rus savaşının en şiddetli günlerinde, Akçaabat sokaklarında bağıran tellalın söyledikleri sözler halkın yüreğine hançer gibi saplanıyordu:-Ey ahali! Duyduk duymadık demeyin! Moskof gavuru onsekiz parça harp gemisi ile gelip Sargana deresi ağzına asker döktü. Dinini memleketini seven kara Moskofa karşı silaha sarılsın. Herkes eline ne geçerse alıp gelsin!O sırada Moskoflar kıt'alar halinde kasabaya doğru ilerlemeye koyulmuşlardı. Akçaabat o tarihlerde ne kadar yerdi ki zaten! Kasabayı kır gezintisine çıkar gibi işgal edeceklerdi! Fakat kasaba dışında öyle bir mukavemetle karşılaştılar ki, büyük zayiat vererek geri çekildiler. Rus kumandanı saçını başını yoluyor:-Olamaz!...İmkansız!... bir kasaba. Çoluk-çocuk, kadın! Bunların yarısı kadar da ihtiyar. Korkak herifler. Nasıl yüz çevirirsiniz?

Önce Küfrettiler Sonra Alkişladilar

Vehbi Tülek

Rumeli Fatihi Lala ŞÂhin Paşa

Vehbi Tülek

Eğer Sakalimin Bir Kili Bilseydi!

Vehbi Tülek

Sultanim Özür Dileriz

Vehbi Tülek

Osmanli'nin Hatirasina

Vehbi Tülek

75 - Ertuğrul Şehitleri

Vehbi Tülek

İstanbul’un Sulari

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Zeynüddîn Abdülkâdir Deştûtî

Zeynüddin Abdülkâdir Deştûti rahmetullahi aleyh, Mısır evliyâsındandır. 1524 (H.931) senesinde Kahire'de vefat etti. Küçük yaşta ilim tahsiline başlayan Abdülkâdir Deştûti, zamânının büyük âlimlerinin huzûrunda yetişti ve kemâle geldi. Birçok faziletin kendisinde toplandığı, evliyâlık yolunda derecesi yüksek bir zât idi. Güzel hâlleri ve kerâmetleri çoktu. Devlet adamları ve sultanlar arasında da itibâr sâhibiydi...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Bana Nasihat Et Ey Genç

Vehbi Tülek

Sinânüddin Yegâni Çelebi Osmanlı devri din ve fen âlimidir. Molla Yegân'ın torunudur. Bursa'da doğdu. 945 (m. 1538) senesinde aynı yerde vefât etti. Derslerinde şunları anlattı:

Okuyanları, Heybet Ve Ürperti Kaplar

Vehbi Tülek

Câfer-i Sâdık'ı Sevmeyen Adam!

Vehbi Tülek

Zeyd isminde bir adam vardı. Câfer-i Sâdık hazretlerine çok itirâzda bulunurdu. Bir gün Câfer-i Sâdık'a bu adamdan bahsettiler...


Câfer-i Sâdık hazretleri, Ehl-i beytten olup, "Oniki İmam"ın altıncısı, "Silsile-i aliyye"nin dördüncüsüdür. Babası Muhammed Bâkır, dedesinin dedesi Hazret-i Ali'dir...

Seyyid Osman Fadlı Efendi

Vehbi Tülek

neccârzâde Mustafa Efendi

Vehbi Tülek

Emir Sultan

Vehbi Tülek

Velîler, Günâha Devam Etmekten Mahfuzdurlar

Vehbi Tülek

Sürgündeki Şehzâde Cem Sultan

Vehbi Tülek

Her Asırda Peygamber Geldi

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
At Hirsizi

At Hirsizi

Abdullah-ı İlâhi'nin sohbetleri çok tesirli ve faydalı olurdu. Sohbetlerinde ve diğer zamanlarda herkesin gönlünü almaya çok dikkat gösterirdi. Sohbette bulunanlardan birinin bir sıkıntısı, bir müşkülü olsa onun hâlini keşfeder sıkıntısını giderirdi. Sohbetiyle, tereddütleri ortadan kaldırırdı.

Yine bir gün sohbette, söz çalışmak ve gayretten açılmıştı ve; "İnsan çalışıp, gayret göstermedikçe olgunlaşamaz ve bir mertebeye ulaşamaz." buyurmuştu. Bu sırada sohbetinde bulunan bir âlim, bu sözleri işitince, "at hırsızı kıssası" diye bilinen bir hâdiseyi hatırladı. "Peki onun hâli nasıl oldu?" diye düşündü. Abdullah-ı İlâhi, o âlimin kalbinden geçen düşünceleri kerâmetiyle anlayıp, ona doğru dönerek; "Söylediğim söze, at hırsızlığı yapan kimsenin hâli ile karşı çıkmak hâtıra geldi değil mi? Fakat ona da cevap vardır." dedi. Sonra sohbetinde bulunanlara dönüp; "Hiç o hâdiseyi işiteniniz var mıdır?" diye sordu. Ve hâdiseyi şöyle anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

İcÂzetin Sirri

Vehbi Tülek

Hayat Kurtaran Yalan

Vehbi Tülek

Karşılık Beklemiyorum

Bülbülün Zikri

B0r Çuval Toprak

Sakin Kalyona Binme

Biz Söze Bakmayız, Öze Bakarız

Dinini Dünyalığa Alet Edenin Sonu

Kul Hakkı

Vehbi Tülek

Bana Delil Getir

Vehbi Tülek

Yirmi Saniyede

Vehbi Tülek

Bülbülün Zikri

Vehbi Tülek

Adalet Ve Tevazu

Vehbi Tülek

Fahreddin-i Acemi Ve Hurufiler

Vehbi Tülek