Yolumuzu Aydınlatanlar • 20.08.2009
Salih bir zat, İmam-ı Rabbani'yi ziyarete gider. Serhend'de birine misafir olur. Ancak ev sahibi, İmam-ı Rabbani'yi hiç sevmeyen biridir!..
İmam-ı Ahmed Rabbani hazretleri, Hindistan'da yetişen en büyük veli ve âlimdir. Ariflerin ışığı, velilerin önderi, İslam'ın bekçisi, Müslümanların baş tacı, müceddid, müctehid ve İslam âlimlerinin gözbebeğidir. "Silsile-i aliyye"nin yirmi üçüncüsüdür. Hikmetli sözleri pek çoktur. Buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 21.08.2009
Nakledilir ki, Timûr Hân Semerkand'a yerleşince, Emir Külâl (Gilâl) hazretlerine haber gönderip, "Bizim Buhârâ'ya gelmemize müsâade ederler mi? Şâyet izin verilmezse; kendilerinin Semerkand'a teşrif etmelerini arzu ediyoruz, nasıl buyururlarsa öyle yapalım" dedi...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 23.08.2009
Ebüttufeyl Âmir bin Vâsile, Eshâb-ı kirâmdan Kinâne kabilesinin şâirlerinden ve ileri gelenlerindendir. Uhud Savaşının olduğu sene dünyâya geldi. Küçük yaşta Resûlullahı gördü. Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) vefâtından sonra Kûfe'ye gitti...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 24.08.2009
Mısırlı âlim Muhammed Zerkâni, fıkıh, hadis ve Arabi ilimlerde üstün bir dereceye yükseldi. Bütün hocalarından icâzet (diploma) aldı. Ebi'l-İkrâm bin Vefi'den tasavvuf yolunu öğrendi. Ezher Üniversitesi'nde ders okuttu...
Zerkâni'nin Şerh-ül-Mevâhib adlı eserinde buyuruyor ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 25.08.2009
Muhammed el-Mürşidi, evliyânın büyüklerinden, fıkıh ve kırâat âlimidir. 738 (m. 1337) senesi ramazân-ı şerif ayında Münye'de vefât etti...
Ebû Abdullah el-Mürşidi, çok kerâmeti görülen velilerdendir. Münye'deki Beni Mürşid dergâhına çekilip, orada ibâdetle meşgûl oldu. Ziyâretine gelenlere bizzat hizmet edip, yemek ikrâm ederdi. Gelen az olsun, çok olsun, kimin hâtırından hangi yemek geçti ise getirip önlerine koyardı...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 26.08.2009
Buyurdu ki: "Günâhları küçük görmekten daha zararlı bir şey yoktur. Günâhların küçüklüğünü değil de, kimin koyduğu yasakları çiğnemekte olduğunu düşünüp, hayâ etmelidir."
Abdullah bin Abdülgani el-Makdisi, evliyânın büyüklerinden, hadis ve Hanbeli mezhebi fıkıh âlimidir. 1185 (H.581) senesi şevvâl ayında doğdu. 1232 (H.629) senesinin ramazan ayında Şam'da vefât etti... Kıymetli sohbetleri ve nasihatleri vardır. Buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 27.08.2009
Bedir Gazası, hicretin ikinci senesinde yapıldı. Mekke müşrikleri, Müslümaları ortadan kaldırmak için hazırlık yapıyorlardı. Hazırlayacakları orduya destek maksadıyla Şam'a bir kervan gönderdiler. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), ticâret kervanının Suriye'den Mekke'ye dönmekte olduğunu öğrenince, Eshabı ile kervana doğru harekete geçti...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 28.08.2009
Eshab-ı kirâmdan Hazreti İkrime, Ebû Bekir (radıyallahu anh) devrinde Yermük savaşına katıldı. Bu savaşta oğlu ile birlikte Hicri 15 (m. 636) yılında şehid oldu. Vücudunda 70'ten fazla kılıç ve mızrak yarası vardı...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 29.08.2009
Hansâ (radıyallahu anhâ), cesaret ve kahramanlığıyla ün salmış bir hanım sahâbidir. Arap edebiyatında kadın şâirlerin en önde geleni kabul edilir. Savaşlardaki, yiğitlik, kahramanlık sahnelerini kadın hissiyatı içinde sâde bir dille anlatmıştır. O, İslâm'ın ortaya çıktığı ilk dönemlerde çocuklarıyla birlikte Müslüman oldu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi vesellem) efendimiz onun şiilerini beğenirdi...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 30.08.2009
İsrailoğullarından zengin bir adam ölmek üzereydi. Üç oğlu vardı. "Benim bu servetim sadece sizlerden biriniz içindir" der ve vefat eder...
İsrailoğulları arasında çok serveti ve üç oğlu olan akıllı bir kimse vardı. Çocuklarından biri saliha bir hanımdan doğmuştu. Diğer ikisinin anneleri ise, saliha olmayan, kötü kadınlardı...