Yolumuzu Aydınlatanlar • 31.07.2009
Abdullah Harrâz, evliyânın büyüklerindendir. İsmi Abdullah bin Muhammed, künyesi Ebû Muhammed'dir. Rey şehrinde doğup büyüdü. Doğum târihi bilinmemektedir. Hicri 922 (H.310) târihinde vefât etti. Rey ve Bağdâd'da ilim tahsil etti.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 02.08.2009
Abdullah-ı İsfehâni hazretleri, İsfehan'da yetişen evliyânın büyüklerindendir. 1361 (H.763) senesinde vefat etti. Şam'a ve başka yerlere gidip oralarda bulunan âlimlerden ilim öğrendi. Kendisinden de birçok kimse istifâde etti. Ebü'l-Abbâs-ı Mürsi hazretlerinin sohbet ve hizmeti ile şereflenerek, tasavvufta yetişti. Hocasının vefâtından sonra oralarda duramayıp, Mekke-i mükerremeye gitti. Vefâtına kadar orada ikâmet etti...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 02.08.2009
Mâlik bin Nüveyre, Beni Temim kabilesinin reisi idi. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında Medine'ye gelerek Müslüman olduğunu söyledi. Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ahirete teşrif ettikten sonra Arabistân halkının çoğu dinden çıktı, mürted oldu...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 04.08.2009
Abdullah Hayderi hazretleri, Bağdâd'da yetişen büyük velilerdendir. Büyük veli Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdi hazretlerinin ilk hilâfet verdiği talebesidir. Doğum ve vefât târihleri kesin olarak bilinmemektedir. Bağdâd'da doğdu ve orada vefât etti.
Abdullah-ı Hayderi'nin babası da Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdi hazretlerine son derece muhabbet olan bir zat idi..
Yolumuzu Aydınlatanlar • 05.08.2009
Hasan Dede Anadolu'da yetişen velilerdendir. On sekizinci asırda Nevşehir'de yaşamıştır. Halk arasında meşhûr olup "Hasan Baba" ve "Hasan Emmi" diye de tanınır. Halkın, tevekkülü, çalışkanlığı ve üstün ahlâkı ile çok sevdiği ve hürmet gösterdiği bir veli idi...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 06.08.2009
Kureyş kâfirleri Bedir hezimetinden sonra, öc almak için bir yıl hazırlık yaptılar. Mekke'nin idarecisi de Ebû Süfyan olmuştu. Medine'yi basmak, müminlerden intikamlarını almak düşüncesiyle 3000 kişilik bir ordu hazırladılar. Orduda 700 zırhlı, 200 atlı ile 3000 deve bulunuyordu...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 06.08.2009
slâm Ordusu Uhud Dağına vardığı zaman, düşman askerleri oraya yerleşmişti. Kâfirlere gözükmeden şafak vakti dağın eteklerine varıldı. Arkaları Uhud Dağına gelerek Medine'ye karşı saf bağladılar. Düşmanın geriden saldırısını önlemek için 50 kişilik bir okçu bölüğü, dağın sol taraftaki boğazına yerleştirildi...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 08.08.2009
mam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki: Her gün yatarken, o gün yaptığı işler için nefsi hesaba çekmeli, sermâyeyi, kârdan ve zarardan ayırmalıdır. Sermâye farzlardır. Kâr da, sünnetler ve nâfilelerdir. Ziyân ise, günahlardır.
Nefse karşı çok uyanık davranmak lâzımdır. Çünkü nefis, çok hileci ve yalancıdır. Kendi arzularını, sana iyi, faydalı gösterir. Her mubâhı bile sormalı, bunu niçin yaptın demelidir. Zararlı bir şey yaptı ise, tazmin ettirmeli, ödetmelidir. Fakat, insanlar, kendilerini hesaba çekmiyorlar...
Yolumuzu Aydınlatanlar • 09.08.2009
Büyük mutasavvıf Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi hazretlerinin kıymetli nasihatleri vardır... Bir kısım insanlar bir gün Mevlânâ hazretlerine gelip; "Bâzı kimseler mescidde dünyâ kelâmı ediyor" diye şikâyette bulundular.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 09.08.2009
Hasan-ı Basri hazretleri, Tâbiinin ve o devirdeki evliyânın en büyüklerindendir. 641 (H.21) senesinde Medine-i münevverede doğdu. 728 (H.110) senesinde Basra'da vefât etti. Kabri Sâlihiyye adı verilen yerdedir. Kıymetli nasihatleri vardır. Bir sohbeti esnâsında buyurdu ki: