Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.424.484

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Bütün Din Kardeşlerine Hizmet Etmelidir

Afîfüddîn Süleymân Tilmsânî hazretleri evliyanın büyüklerindendir. 610’da (m. 1213) Cezayir’in Tilmsân şehrinde doğdu. Burada tahsilini tamamlayıp, bir rehber aramak için memleketinden ayrıldı. Mısır, Suriye ve Anadolu’ya gitti. Konya’da Sadreddin Konevî’yi görünce, ona intisab etti. Sohbetlerinde kemale erdi. İcazet verilerek Şam’a gönderildi. Burada talebe yetiştirdi. 690’da (m. 1291) Şam’da vefat etti. Buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Hazin Göç

93 Harbinde, Plevne ordusu esir düşmeden önce, Balkanların öbür tarafında Rusların istilasına uğrayan Servi, Lofça gibi kasabalar ve köylerin Müslüman halkı kaçarak Sofya'ya gelmişlerdi. Ayrıca Plevne elden çıkınca, Osman Paşanın oradan çıkardığı Müslümanlar da yine canlarını Sofya'ya atmışlardı. Bunu müteakip düşman Orhaniye geçit lerini tutarak her taraftan Sofya'yı sarmıştı. Öte yandan Kumarlı'daki askerimiz bozguna uğramış, Sofya'da ise asker kalmamıştı. Oralarda zaten bir şaşkınlık ve rezalet içinde yığılıp kalmış olan yüzbinlerce Müslüman ailesine Sofyalılar da eklenince, mahşer yerini andıran bir manzara ortaya çıktı. Hadiseyi nakledenler, hakkıyla anlatmaktan aciz kalmışlardı.

Vehbi Tülek

Attiği Her Taş Hedefine Ulaşiyordu

Vehbi Tülek

Yeniçeriliğin Kaldirilmasi

Vehbi Tülek

Yavuz Sultan Selîm Ve Dede Molla

Vehbi Tülek

Yavuz Sultan Selim Han Mısır seferine giderken, yolu Dede Molla isimlizâtın bulunduğu köyden geçer. Sultan, atı üzerinde ordusunun önünde yol alırken, ihtiyar birköylüyü tarlasını sürerken görür. Yaklaşıp selâm verir. Köylü gelenin kim olduğunufarketmemiş gibi bir tavırla selâmını alır ve işiyle meşgul olur. Atı üzerinde onu seyredenSultan; "Baba duydun mu? Pâdişâh sefere çıkmış. Mısır'a gidiyormuş" der. "Mevlâ yolunuaçık eylesin. İnşâallah hayırlı olur. Emeline nâil ve muzaffer olarak döner." dedikten sonraişine devam eder. Sultan onun bu olgun hâline ve teslimiyetine bakıp, dünyâya gönülbağlamayan, lâzım olduğu kadar çalışan ve tevekkül sâhibi bir zât olduğunu anlar.

Ferid Paşa Ve Haci Abdullah Efendi

Vehbi Tülek

Sultan İkinci Bayezid Ve Sari Saltuk

Vehbi Tülek

Şehzade Selim’in Cevabi

Vehbi Tülek

Allah Yolunu Açik Etsin

Vehbi Tülek

Yavuz Ve Garip Derviş

Vehbi Tülek

SehzÂdelerin Sünnet Dügünü

Vehbi Tülek

47 - Özi Kahramanlari

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

anselmo Turmeda Abdullah-ı Tercümân

Abdullah-ı Tercümân, Akdeniz'de bulunan Balear adalarının büyüğü olan Mayorka adasında, bir âilenin tek çocuğu idi. Asıl ismi, Anselmo Turmeda idi. Hıristiyanlığa Reddiye olarak yazdığı "Tuhfet-ül-erib" kitabında, hayatını şöyle anlatır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

İslâmiyetten Kıl Ucu Kadar Ayrılan Bile

Vehbi Tülek

Hâli-u Kasem hazretleri Hadramut evliyâsının büyüklerindendir. Hadramut’ta Beyt-i Cübeyr şehrinde doğdu. Küçük yaşta ilim tahsîline başladı. Kur'ân-ı kerîmi ezberledi. Kırâat ilmini yâni Kur'ân-ı kerîmi okuma ilmini babasından öğrendi. Babası ona başka ilimleri de öğretti. Büyük hadîs âlimlerinden hadîs-i şerîf dinledi. 1132 (H.527) senesinde Terîm'de vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:

Namaz Dînin Direğidir

Vehbi Tülek

Sen Kırk Senedir Namaz Kılmamışsın

Vehbi Tülek

Efdalzâde Hamidüddin Efendi 7. Osmanlı Şeyhülislâmıdır. Bursa'da doğdu. İlk tahsilinden sonra Molla Yegân'a talebe oldu. Sonra Bursa ve İstanbul'da müderrisliğe, Sultan II. Bayezid zamanında şeyhülislâmlığa getirildi. 908 (m. 1503)'de vefat etti. Şöyle buyurdu:

Ali Yeşrûtî Hazretleri

Vehbi Tülek

Bir Kimsenin Saâdetine Vesîle Olayım Derken

Vehbi Tülek

Kabir Azâbından Allaha Sığınırız

Vehbi Tülek

Cennete Allahın Lütfu Ihsânı Ile Girilir

Vehbi Tülek

Ebül-abbâs El-mülessem

Vehbi Tülek

Cafer Tayyâr (radıyallahü Anh)

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Yeterki Kalbi Kirilmasin

Yeterki Kalbi Kirilmasin

Bir hükümdarın pek çok cariyeleri vardı. İçlerinde pek güzel dilberler bulunmasına rağmen, siyah bir cariyeye daha fazla alaka ve sevgi gösterirdi. Diğerlerinin bunu çekemediğini fark eden padişah, bir gün kendilerine üzeri mücevheratla süsülü birer kristal bardak vermişti. Manevi değeri yanında maddi kıymeti de pek yüksek olan bu bardakları ellerinde tutan cariyeler, hayranlıkla bakarlarken padişah:
- Herkes elindeki bardağı yere vurup kırsın, demişti. Güzel cariyeler hediyelerini sinelerine bastırarak:
- Efendimizin bu kadar değerli bir hediyesini nasıl kırabiliriz! dediler. Siyah cariye ise padişahın emrini, hiç tereddüt etmeden ve vakit kaybetmeden der'akab yerine getirdi. Barfdak yere çarpılmış ve param parça olmuştu. Padişah siyah cariyeye hitaben: - Diğer cariyelerim bu kadar kıymetli bardağı kıramadıkları halde sen neden kırdın? dedi. Siyah cariyenin verdiği cevap ise çok takdire şayandı:
- Bana efendimin kalbi lazım, kadehin ne kıymeti olabilir. Yeterk ki onun kalbi kırılmasın!
Hükümdar, bu cevabın içerisinde diğerlerine gereken dersi vermiş bulunuyordu. Yüzü güze fakat özü çirkin bir kadın, kocasının kalbini kırmaya devam ettikçe, kalbte açtığı yaraya güzellik olamaz

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Derdi Olan Neylesin?

Vehbi Tülek

Mazarratli Harfler Kaçtir?

Vehbi Tülek

Bana İyi Bir Elbise Yapiver

Yirmi Saniyede

Keramete İnanmayan Âlim

Sünnet Akçesi

Dört Şey Mühimdir

Kabahat Kilincin Midir?

Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Vehbi Tülek

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

Vehbi Tülek

Terbiye Yaratilişa Bağlidir

Vehbi Tülek

Sarik Ve Sakal

Vehbi Tülek

Pişman Oldular!

Vehbi Tülek

Allah'ın Takdirine Kulun Aklı Ermez

Vehbi Tülek