Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.436.517

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Bütün Ibâdetlerini Kusurlu Bil!

Lâli Mehmed Fenaî Efendi, Gülşenî tarikati şeyhlerindendir. 1002 (m. 1592)’de Kastamonu’da doğdu. Memleketi Kastamonu’da bir süre tahsil gördükten sonra İstanbul’a oradan da Edirne’ye gitti, Gülşenî şeyhlerinden Sırrî Mehmed Efendi’ye intisap edip kendisinden hilâfet aldı ve talebe yetiştirdi. Hasan Sezâî bunların en meşhurudur. 1112 (m. 1700)’de Edirne’de vefat etti. Buyurdu ki:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Mahkemeye Hazirim

Tayyarzade Ata Bey, "Enderun Tarihi" kitabında Sultan III. Selim Han ile ilgili şöyle bir hadiseyi nakleder:

III. Selim Han gayet cesur, silahşörlükte de hüner sahibi bir kimseydi. Zaman zaman tebdil-i kıyafet ederek halkın arasına karışır, istek ve şikayetlerini öğrenirdi. Bir gün tersane kahyası kıyafetiyle akşam vakti Sultanahmed civarına çıktı. Maiyetindekiler de kalyoncu neferi gibi giyinmişlerdi. Sultanahmed Camiinden aşağı Sokollu Mehmed Paşa yokuşundaki tenha yerlerden aşağı inerlerken bir kadın feryadı işittiler. Hemen oraya yöneldiler. Yeniçeri tulumbacılarından bir zorba, bir kadının yolunu çevirmiş;-Yürü benimle! Diye zorluyordu. Kadın da;-Kardeşim! Ben ehl-i namus bir kadınım. Evim Küçükayasofya'da. Çocuğum hasta. Eczaneden ilaç aldım. İşte elimde. Evime dönüyorum. Bana ilişme. Mahalleme gel sor... diye feryad ediyordu. Tulumbacı ise sarhoş, gözü kararmış, küfürler savurarak bıçağını çekmiş, tehdide başladı. Kadın, o anda oraya yetişen, kalyoncu kıyafetindeki padişah ve maiyetini farketti ve onlara:-Aman kaptan ve kalyoncu din kardeşlerim!... beni bu herifin elinden halas edin diye yalvarmaya başladı.Bunun üzerine tulumbacı işi daha da azıttı ve yatağanına el atıp padişahın üzerine yürüdü. Fakat silahını henüz yarısına kadar çıkarmağa bile vakit bulamadan, Sultan Selim kılıcını çekerek adamı belinden ikiye böldü. Ertesi gün de Babıâli'ye şu tezkereyi gönderdi:"Sokollu Mehmed Paşa yokuşunda maktul olan tulumbacıyı ben öldürdüm. Veresesi var ise şer'an mahkemeye hazırım"

Vehbi Tülek

Temizlik

Vehbi Tülek

CinÂs-i TÂm

Vehbi Tülek

Dede Molla Ve Yavuz Sultan Selim

Vehbi Tülek

Yavuz Sultan Selim Han Mısır seferine giderken, yolu DEDE MOLLA'NIN bulunduğu köyden geçer. Sultan, atı üzerinde ordusunun önünde yol alırken, ihtiyar bir köylüyü tarlasını sürerken görür. Yaklaşıp selâm verir. Köylü gelenin kim olduğunu farketmemiş gibi bir tavırla selâmını alır ve işiyle meşgul olur. Atı üzerinde onu seyreden Sultan; "Baba duydun mu? Pâdişâh sefere çıkmış. Mısır'a gidiyormuş" der. "Mevlâ yolunu açık eylesin. İnşâallah hayırlı olur. Emeline nâil ve muzaffer olarak döner." dedikten sonra işine devam eder. Sultan onun bu olgun hâline ve teslimiyetine bakıp, dünyâya gönül bağlamayan, lâzım olduğu kadar çalışan ve tevekkül sâhibi bir zât olduğunu anlar. Sultan nasıl karşılık vereceğini merak ederek tekrar; "Dede, uzak yerden geliyorum. Karnım aç, yiyeceğin var mı? der. Bunun üzerine biraz ilerde iki taşın üzerine yerleştirilmiş tencerede pişmekte olan aşı işâret ederek; "Pilav, pişmek üzere, işte orada, karnın doyuncaya kadar ye!" der. Pâdişâh; "İyi ama, ardımdaki ordu da aş ister." deyince; "İşte tencere orada, indir sen de ye askerlerin de yesin. Hepinize yeter inşâallah!" diye söyler. Sonra tarlasını sürmeye devâm eder.

Beykoz, Tokat Bahçesi

Vehbi Tülek

Temizlik

Vehbi Tülek

Kanuni Sultan Süleyman Han’in Çekmecesi

Vehbi Tülek

Osmanli Padişahlari Ve İslam Hukuku

Vehbi Tülek

Pîrî Reis

Vehbi Tülek

Artik Serbestsiniz

Vehbi Tülek

Böyle Soruya Böyle Cevap

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

devecibaşı Ahmed Sârbân

Ahmed Sârbân hazretleri, Tekirdağ-Hayrabolu'da doğdu. 1545'te yine aynı şehirde vefât etti. Ahmed Sârbân, küçük yaşta ilim öğenmeye başladı. Daha sonra Yeniçeri Ocağında "26. Orta"yı meydana getiren "Deveci Ortası"na kaydoldu. Çalışkanlığı ve zekâsı sâyesinde Devecibaşılığa kadar yükseldi. Kânûni Sultan Süleymân Hanın Irakeyn Seferine Sârbânbaşı, yani "Devecibaşı" olarak katıldığından bu lakapla tanındı.
Yine bu seferde, orduda gönül ehli Pir Ali Sultan adında mübarek bir zât vardı. O, Ahmed Sârbân'ı gördüğü anda ondaki ilme karşı kâbiliyet ve istidâdı sezdi. Kendisine pekçok nasihatlerde bulundu. Ahmed Sârbân sefer dönüşü görevinden ayrılarak kendisini tamâmen Pir Ali Sultan'ın sohbetlerine verdi ve onun muhabbet halkasında eridi. Gönlünden dünyâ ve makam sevgileri silindi gitti...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Ahmed Mürşidî Efendi

Vehbi Tülek

Ahmed Mürşidi Efendi, Diyarbakır'da çok talebe yetiştirdi ve insanlara doğru yolu göstermek için vaaz ve nasihatlerde bulundu. Bir gün vaazında şöyle buyurdu:
"Ey insanoğlu! Bil ki o sakladığın mallar senin değil hepsi emânettir. Bir gün sen âhirete göçersin onlar burada kalır. Oraya bir kefenden başka bir şey götüremezsin. Bir gün biriktirdiğin malları mirasçılarına bırakıp gidersin. Bütün mal ve mülkün elinden gidip, o benim malım mülküm dediğin şeyler, yeni sâhiplerinin eline geçer. Her topladığın malın hesâbını yarın kıyâmet gününde vereceksin. Bu hâlinle kıyâmet günü hâlin ne olacak?

Sabâ Rüzgârı...

Vehbi Tülek

Mustafa Fevzi Efendi

Vehbi Tülek

Eğinli Mustafa Fevzi Efendi, Ahmed Ziyâüddin Gümüşhânevi hazretlerinin önde gelen talebelerindendir. 1871 (H.1288) târihinde Erzincan'ın Eğin (Kemaliye) ilçesinde doğdu. 1924 (H.1343) târihinde İstanbul'da Fâtih-Çarşamba'da vefât etti. Vefatından kısa bir zaman önce bir talebesine buyurdu ki:

bir Saat Içinde Şu Vadi Suyla Dolacak

Vehbi Tülek

beni Bu Zalimin Elinden Kurtar!..

Vehbi Tülek

Abdullah-ı Dehlevî Ve Hakîm Nâmdâr Han

Vehbi Tülek

Abdülmelik Harnûtî Ve Seyyid Ahmed-i Kebîr

Vehbi Tülek

Muhammed Bâkır Lâhorî

Vehbi Tülek

ebü'l Ferec Yusuf Tarsusî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Kânûni Sultan Süleymân'ın vezir-i âzamı olan Rüstem Paşanın terzibaşısının kardeşinin oğlu olan Ali Efendi, Tırhala'dan getirilerek amcasının yanında yetiştirildi. Rüstem Paşa, 1548' de İran Seferinden dönerken Ankara yakınlarına gelince, Bayramiyye yolu büyüklerinden Hüsâm Efendiyi berâberindekilerle birlikte ziyârete gitti. Sohbet esnâsında orada bulunan larla tek tek tanışan Hüsâm Efendi, Terzibaşının yeğeni olan genç Ali Efendiye gelince onun ne işle meşgûl olduğunu sordu. Terzilik mesleğiyle uğraştığı söylenince, terzilerin piri olarak kabûl edilen İdris aleyhisselâma nisbetle ona İdris lakabını verdi. Ali Efendiyi hizmetine ve talebeliğe kabûl etti. Bir müddet Hüsâm Efendinin hizmetinde ve sohbetinde bulunan Ali Efendi, tasavvuf yolunda ilerledi. Daha sonra İstanbul'a gelen Ali Efendi, ticâretle meşgûl oldu. İlk zamanlar ticâret sebebiyle Belgrad, Filibe, Sofya, Edirne, Gelibolu gibi memleketlere gitti. Gittiği yerler deki âlim ve evliyâ zâtların sohbetlerinde bulunup tasavvuf yolunda yükseldi. Defâlarca hac vazifesini yapmak için Hicaz'a gitti. Oradan Yemen'e gitti. Son zamanlarında ticâreti bırakıp İstanbul Fâtih Çarşamba'da Mehmed Ağa Câmii yakınındaki evinde ikâmet etti. Ticâreti, emrinde bulunan kimseler yürüttüler.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Fahreddin Acemî Ve Hurufiler

Vehbi Tülek

Allah Diyen Genç

Vehbi Tülek

Altıyüz Dirhemlik İp

Keramete İnanmayan Âlim

Cimrilik Ve Nankörlüğün CezÂsi

Allahü Tealadan Bir An Gafil Olmayasin

İmanı Ona Kafidir

Evliyalar Ölmez İmiş

"encümen-i Bîzebân"

Vehbi Tülek

Bana Delil Getir

Vehbi Tülek

Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

Vehbi Tülek

Sonunda Orta Yolu Buldular

Vehbi Tülek

Arkadaşlarımı Korumak Için

Vehbi Tülek

Eğer Senin Yanında Makbul Oldu Ise

Vehbi Tülek