Esas Pehlivan, Nefsine Galip Gelendir!
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
(Rahmetullahi Aleyh)
e-Gazete (Bugün)
Bizim Sayfa (Bugün)
16.486.552
Caliyet-ül Ekdar
Silsile-i Aliyye Büyükleri
Şihâbüddîn Şâgûrî hazretleri hadîs âlimidir. 530 (m. 1116) senesinde İran’da Şâgûr’da doğdu. 615 (m. 1218) senesinde Şam’da vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Abdülhamid Han'ın uzun yıllar mâbeyn kâtipliğini yapmış Tahsin Paşa, hâtıralarında anlatıyor: -Bir akşamdı. Mabeynde nöbetçi olarak ben kalmıştım.Gelen mektup, telgraf, rapor ve tezkerelerin listesini tertipleyip huzura çıkmak üzereyken bir telgraf geldi. İstanbul'da Laleli postanesi memurlarından birinin Yıldız'a çektiği bu telgrafta, karısının o gece doğum yapacağı, doğumun çok zor olacağına dair doktorlar tarafından dikkat işareti verildiği, elinde hiçbir vasıta bulunmadığı ve Merhamet-i Şâhâneye sığındığını bildiriyordu. Bu telgrafa kıymet vermedim ve onu listeye almadım.
Sultan II. Abdülhamid devri ileri gelenlerinden Ferik(Orgeneral) Hasan Paşa ile oğlu Müşir(Mareşal) Deli Fuad Paşa bir merasime gideceklerdi. Arabanın yanına kadar beraber geldikten sonra, rütbesine göre önce arabaya Müşirin binmesi gerekiyordu. Fakat Müşir, Ferikin oğlu olduğundan, babasına:
-Buyurun, dedi. Babası:
-Hayır, siz Müşirsiniz. Önce sizin binmeniz icabeder, deyince Fuad Paşa,
-Öyleyse Paşa hazretleri emrediyorum, arabaya bininiz, der. Öylece hem askeri adab, hem de ahlaki edeb yerine gelmiş oldu. Hadiseyi işiten Sultan Abdülhamid, ertesi gün Hasan Paşa'yı da Müşir rütbesine yükseltti.
Ebünnecîb Sühreverdî hazretleri Şâfiî fıkıh ve hadis âlimidir. 490 (m. 1097)’de İran’da Sühreverd kasabasında doğdu. Bağdat’a giderek Nizâmiye Medresesi’nde meşhur âlimlerden Şâfiî fıkhı ve hadis dersleri aldı. Abdülkādir-i Geylânî’nin şeyhi Muhammed Debbâs’a intisap etti. İcazet alarak talebe yetiştirdi. 563 (m. 1168)’de Bağdat’ta vefat etti. “Âdâbü’l-mürîdîn” isimli eserinde, müridlerin tasavvuf yolunda uyması gereken kurallardan bahseder. Bu kitabında şöyle anlatır:
Ebû Bekr-i Nakkaş hazretleri hadîs ve tefsîr âlimlerindendir. 266 (m. 879)’da Bağdâd’da doğdu. 351 (m. 952) yılında vefât etti. İlim öğrenmek için Kûfe, Basra, Mekke-i mükerreme, Mısır, Şam, Cizre, Musul ve Horasan’a gitti. Buralarda meşhûr âlimlerin derslerinde ve sohbetlerinde bulundu ve birçok âlimden ilim tahsil edip hadîs-i şerîf rivâyet etti. Yüz bin hadîs-i şerîfi râvileriyle birlikte ezberleyerek hadîs ilminde hafız oldu. Ebü’l-Hasen İbn-i Fadl-ı Kattân anlatır:
Bir gün Peygamber Efendimiz buyurdular ki:
- Cennetlik hanım isteyen, Ümmü Eymen'le evlensin!..
Ümmü Eymen iyi kalbli ve Habeşli bir câriye idi. Peygamber Efendimize, anacığından emânet kalmıştı...
Artık delikanlı olan Hz. Zeyd, Resulullah efendimizin bu müjdesi üzerine hemen, o siyahi hanımla evlendi. Üsâme adlı bir de oğulları oldu...