Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.210.421

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Tamah Ve Cimrilikten Sakınmak Lâzımdır

Hüseyn bin Şuayb Sincî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. Afganistan’da Merv’in köylerinden Since’de doğdu. İlim tahsili için bazı memleketlere gitti. Irak’ta birçok âlimden ilim öğrendi. Zamanında asrının, fakîhi ve Horasan’ın İmâmı kabûl edildi. 430 (m. 1039) senesinde Merv’de vefât etti. Pekçok eser tasnif etti. Kitâb-ül-mecmû’ isimli eserinde şöyle buyuruyor: 

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Ii. Abdülhamid Han Ve Taşkesenli Ahmed Efendi

Ahmed Efendi görüşmediği halde Sultan Abdülhamid Han tarafından tanınmakta olduğu bilinmektedir. Erzurum Pasinler'in Tuylar köyünden bir zât, Sultan Abdülhamid Hanın ikâmet ettiği Yıldız Sarayında diğer bir arkadaşı ile birlikte nöbet tutmakta iken, Sultan bir ara balkona çıktı ve askerleri yanına çağırdı. Balkonun yanına gittiklerinde, Sultan diğer nöbetçiye hiçbir şey sormadan bir miktar para vererek hamama gitmesini söyledi. Sonra bu askerin gusletme imkânı bulamadan nöbete geldiği anlaşıldı. Erzurumluya dönerek; "Siz tarikat ehlisiniz. Hocanız kimdir?" diye sordu. Erzurumlu asker de; "Taşkesenli Şeyh Ahmed Efendi." cevâbını verince; "Evet o zâtla tanışıyoruz." diyerek içeri girdi. Biraz sonra da elinde bir Kur'ân-ı kerim ile geri gelerek Erzurumlu askere; "Bu Kur'ân-ı kerimi hocan olan kardeşime verirsen memnun olurum." dedi. Erzurumlu, memleketine döndüğünde Ahmed Efendinin huzûruna gitti. Ahmed Efendi onu görünce;"Emânetimi getirdin mi?" diye sordu. O zât da, Sultanın verdiği Kur'ân-ı kerimi hemen hocasına teslim etti. Bu Kur'ân-ı kerim hâlen âile kütüphânesinde muhâfaza edilmektedir.

Vehbi Tülek

Şah Sultan Ve Merkez Efendi

Vehbi Tülek

Küçük Kiyamet

Vehbi Tülek

Osmanli’da Peygamber Sevgisi

Vehbi Tülek

Osmanlı'nın, temellerindeki en sağlam harçların başında, "Peygamber Sevgisi" gelmiştir. Osmanlı, Peygamber Efendimiz'e (sallallahü aleyhi ve sellem) ve O'nun kutsal beldesine karşı, derin muhabbet, hürmet ve sadâkâtini büyük bir hassasiyetle muhafaza etmiş ve devletinin en muhkem kâidelerinden biri hâline getirmiştir. Bu ruh, yedi iklim üç kıta demeden, asırlar boyunca Osmanlı'yı arkasından sürüklemiştir. İlâ-yı Kelimetullâh dâvâsı uğrunda fütuhatta bulunurken; Osmanlı'nın baş hedefleri arasında hiç kuşkusuz rızâyı bâriyi kazanmak kadar Peygamberimizin hoşnutluğuna mazhar olmak da vardı. Osmanlı Sultanları, hayatları boyunca gazâ meydanlarında hep bu ulvi gâyeyi gözetmiş ve bunun efsunuyla hârikalar sergilemişler dir. Hâl böyleyken, Peygamberimize hürmet ve muhabbet, soylu ceddimizin en mümeyyiz vasfı ve şiârı olma husûsiyetini kazanmıştır. Söz konusu asil duygularını her zaman ve mekân da açığa vurmayı; hattâ devlet çapında bir ciddiyet ve duyarlılığa bürümeyi meziyet bilmişler dir. Tarih, bunu izah eden birbirinden muhteşem misâllerle doludur.

Din Ve Devlet Uğrunda Ölmeye Geldi

Vehbi Tülek

Padişahlar Da Güler!

Vehbi Tülek

4 - Bir Şehidimizin Son Mektubu

Vehbi Tülek

Amin Alayi

Vehbi Tülek

Yavuz'un Kuvveti

Vehbi Tülek

Adam

Vehbi Tülek

Selman Reis

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Bahri Dede Ve Zigetvar'ın Fethi

Avusturya arşidükü Maksimilyan, İstanbul Antlaşması'nı bozmuş, vergisini ödememiş üstelik de Erdel'e girmişti. Bunun üzerine, Kanuni Sultan Süleyman Han hasta olmasına rağmen savaşa karar vermişti... Hedef Viyana idi ancak önce Zigetvar fethedilmeliydi...
Kânûni Sultan Süleymân Han, Zigetvar Seferine çıkmadan önce hazırlıklarını tamamlayıp, evliyâ kabirlerini ziyâret edip zafer için duâ etti... Ayrıca hayatta olan evliyâ ve ulemâdan da duâ istedi. Devrin meşhûr evliyâsı olan Bahri Dede'den de duâ istemişti. Ayrıca kendisine, fakirlere muhtaçlara dağıtır diye bir kese içinde bin altın gönderdi...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Namaz Kılmak, Herkes Için Çok Kolaydır

Vehbi Tülek

Akkirmani Ali Efendi Halveti tarikatının büyüklerinden olup Sivas’ın Divriği ilçesinde doğdu. Ramazan Efendi'nin sohbetlerinde kemale erdi. Onun vefatından sonra, bugün Ukrayna’da bulunan Akkirman şehrine giderek Murad Kırîmî'ye intisab etti ve ondan sonra onun makamına geçti. 1062 (m. 1651)’de Akkirman’da vefat etti. “Aynü'l-Hayat” ismindeki eserinde şöyle anlatır:

Balkan Şehidi Kâmil Bey

Vehbi Tülek

Büyük Devlet Adamı Tayyar Mehmed Paşa

Vehbi Tülek

Tay­yar Meh­med Pa­şa, Sul­tan Dör­dün­cü Mu­rad dev­ri Os­man­lı sad­râ­zam­la­rın­dan­dır. Na­suh Pa­şa ket­hü­dâ­lı­ğın­dan ye­ti­şe­rek Bağ­dat Mu­hâ­sa­ra­sın­da Sa­fe­vi­ler ta­ra­fın­dan şe­hit edi­len (1625) Uçar Mus­ta­fa Pa­şa­nın oğ­lu­dur...

Sabırla Kavuşulan Nimet...

Vehbi Tülek

Eshâbım, Ümmetim Için Sığınaktır

Vehbi Tülek

Ebû Muhammed Serahsî

Vehbi Tülek

Kabir Ziyâreti Eden Ibret Alarak Döner

Vehbi Tülek

Kâdı Bedrüddîn Şiblî

Vehbi Tülek

Mısır’ın Fethi Sana Müyesser Olacak!

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
"encümen-i Bîzebân"

"encümen-i Bîzebân"

Bir zamanlar bir grup alim ve şair, "Encümen-i Bizebân" (Suskunlar cemiyeti-kulübü) adıyla bir cemiyet kurmuşlardı. Üye sayısı otuz kişiydi ve bunu arttırmıyorlardı. Üyeliğin ilk şartı çok düşünmek, çok yazmak ve çok az konuşmaktı. Molla Cami hazretleri de gençliğinde, bu cemiyete girmek istiyordu. Günün birinde cemiyetin bir üyesinin öldüğünü duyunca, onun yerine aday olmak için cemiyete geldi. Kendisini karşılayan kapıcıya bir şey söylemeden, ismini bir kağıda yazarak o sırada toplantı halinde bulunan ulema heyetine gönderdi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Allahü Tealadan Bir An Gafil Olmayasin

Vehbi Tülek

Ölüyü Diriltemem

Vehbi Tülek

İcÂzetin Sirri

Bu Dünya Ona Da Kalmaz

Allah'ın Emaneti

Allah'ın Takdirine Kulun Aklı Ermez

Senin Nasibin Diyar-i Rum’dadir

Veliye Rastlamak İstiyorsan

İftiranin Neticesi

Vehbi Tülek

Allah'ın Emaneti

Vehbi Tülek

Yüz Vermedin!

Vehbi Tülek

SelÂmetle Gidip Gel

Vehbi Tülek

Firkateyne Bininiz

Vehbi Tülek

Dört Şey Mühimdir

Vehbi Tülek