Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.503.994

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Allahü Teâlâ Evliyâya Bazı Sırlar Verir!

Muhammed bin Abdülvâhid Bâverdî hazretleri hadîs, tefsîr ve fıkıh âlimidir. 261 (m. 875) yılında Horasan’da Ebyurd’da doğdu. 345 (m. 956) yılında Bağdâd’da vefât etti. Yüz bin hadîs-i şerîfi, râvileriyle birlikte ezbere bilirdi. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Kibris Fatihi Lala Mustafa Paşa

15 Mayıs 1570'de Kıbrıs'ın fethi ile görevlendirilen Lala Mustafa Paşa, 1570 Mayıs' ında adaya asker çıkardı. Önce Lefkoşe ve sonra Magosa'da yaptığı şiddetli çarpışmalar ve muhâsaradan sonra bir yıl içinde kaleyi fethetti. Anadolu Türklerini yerleştirip idâri teşkilâtı kurduktan sonra, 15 Eylül 1571'de adadan ayrıldı ve büyük karşılama merâsimi, gürleyen top sesleri arasında İstanbul'a geldi. 1578 yılında İran orduları tarafından ülkeleri istilâ edilen sünni Dağıstan, Şirvan ve Gürcistan beylerinin ağır İran tazyikleri karşısında Osmanlı Devletinden yardım istemeleri veİran kuvvetlerinin Irâk'ta Osmanlı topraklarına tecâvüz ederek 29 Mayıs 1555 Amasya antlaşmasını bozmaları üzerine İran'a karşı harbe karar verildi. Divân-ı Hümâyûnda yapılan toplantı sonunda tecrübeli vezir Lala Mustafa Paşa, İran Serdârı tâyin edildi.

Vehbi Tülek

Ekmeğe 5 Para Bile Zam Yok

Vehbi Tülek

Şah Sultan Ve Merkez Efendi

Vehbi Tülek

28 - Fazil Mustafa Paşa'nin Şehadeti

Vehbi Tülek

1683'deki II. Viyana bozgunundan sonra, Osmanlı ordusu bütün cephelerde yeniliyor, on binlerce şehidin kanlar pahasına fethedilen şehirler, kasabalar, kaleler, birer birer düşman eline geçiyordu. Kanuni Sultan Süleyman'ın bergüzarı olan Belgrad bile elimizden çıkmıştı. Koca Osmanlı İmparatorluğu bir felakete doğru sürükleniyordu. Hazine tamtakırdı. Orduda disiplin diye bir şey kalmamıştı. Güngörmüş, tecrübeli askerler:-Ah, diyorlardı, eğer Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'ya kıyılmasaydı, devlet bu hallere düşmezdi.

Ii. Mahmud’un İyilikseverliği

Vehbi Tülek

Sultanzade Gazi Hüsrev Bey’in Türbesi

Vehbi Tülek

10. Yy.'da Bir Bati'linin İslam Hastanelerini Tasvir Eden Mektubu

Vehbi Tülek

Osmanli Sultanlarinin Yüksek Dereceleri

Vehbi Tülek

Orhan Gazi Ve Pelekanon Savaşi

Vehbi Tülek

Osmanli'da İlk Feminist Kadin

Vehbi Tülek

Emirsultan’in Himmeti

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Ölüm Gelinceye Kadar Ibâdet Emredilmiştir

Nakşî İbrahim Efendi, Sünbüliye tarikati şeyhlerindendir. İstanbul'da doğdu. Medrese tahsilinden sonra Şehzâde Câmiine vâiz tayin edildi. Bu sırada Koca Mustafa Paşa Şeyhi Seyyid Alâeddin Efendi’ye intisâb ederek Sünbüliye tarikatinde kemale erdi. 1114 (m. 1702) tarihinde vefat etti. Bu mübarek zat, bir sohbetinde şöyle anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Cömertlik, En Güzel Mücevherdir

Vehbi Tülek

Rûmî Abdürrahmân Efendi Osmanlı evliyasındandır. Edirne’de doğdu. 954 (m. 1547) senesinde Bursa’da vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:

Yetmiş Çeşit Özür Kapısı!..

Vehbi Tülek

Sadaka, Belaların Giderilmesi Içindir

Vehbi Tülek

Hamidüddin Sivâli hazretleri Çeştiyye tarikatı büyüklerindendir. VII. (m. XIII.) yüzyılın başlarında Hindistan'da Delhi'de doğdu. Ecmir'e giderek Çeştiyye tarika­tının kurucusu Hâce Muinüddin Çeşti'ye intisap etti. Sülkünü kısa sürede tamamlaması üzeri­ne şeyhi kendisine "Sultânü't-Târikin" un­vanını verdi. Hilâfet aldıktan sonra Sivâl köyüne yerleşti ve talebe yetiştirdi. 674 (m. 1276)'de burada vefat etti. Buyurdu ki:

Cevhere Berâsîyye

Vehbi Tülek

Velîleri Sevmeyenler Helak Olurlar

Vehbi Tülek

Nûreddîn Zeyyâd

Vehbi Tülek

İlme, Gece Gündüz Bir Dost Gibi Yapış!

Vehbi Tülek

Tâceddîn Küçük Efendi

Vehbi Tülek

Ahmed Makdisî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Gül Yaprağı

Gül Yaprağı

Vaktiyle, yol üzerinde bulunan bir dergahın dervişleri, yoldan geçen herkesi misafir kabul ediyordu. Burada hiç konuşulmuyordu. Dervişler anlatmak istediklerini kalben ifade ediyorlardı. Bir gün dergahın kapısına bir yolcu geldi. Yolcu kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada, misafir geldiğini dervişler firaset yoluyla anlıyorlardı, o yüzden kapıda tokmak yoktu. Bir süre sonra kapı açıldı, içerdeki derviş, kapıda duran yolcuya baktı. Bir selamlaşmadan sonra söz'süz konuşmaları başladı. Gelen yolcu, dergahta kalmak istiyordu. Derviş içeri girdi, sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yolcuya uzattı. Bu, yeni bir misafiri kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti. Yolcu dergahın bahçesine girdi, aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı. Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı. Derviş kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı. Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Abdullah-i EnsÂrî

Vehbi Tülek

Sarik Ve Sakal

Vehbi Tülek

Pişman Oldular!

Bana Delil Getir

Yuhçu Baba

Hizir Aleyhisselam Nasil Görülür

Dördüncü Murad Han Ve Ankaravi İsmail Efendi

Abayi Yakmak

Misâfir Istiyordun. Gönderdik, Kovdun

Vehbi Tülek

9 Evi Dolaşan Kelle

Vehbi Tülek

Hizir Ve Gelin

Vehbi Tülek

Ana Hakkı Ve Alkama'nın Sonu

Vehbi Tülek

Bunlar Şarapti

Vehbi Tülek

Sakiz Ağacinda Yapilan Hac

Vehbi Tülek