Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.555.090

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Uhud Şehidi: Amr Bin Ukeyş

Hâkim Nişâbûrî hazretleri meşhur hadîs âlimidir. Hadîs ilminde hâkim idi. Yani râvîlerinin hâl tercümeleri ile beraber, sekizyüzbinden ziyâde hadîs-i şerîfi ezbere bilirdi. Bu ilimde ve diğer ilimlerde çok kitap yazdı, ilimde, fazilette, Allahü teâlâyı tanımakta ve hafızasının kuvvetliliğinde çok yüksek idi. 321 (m. 933) senesinde Horasan’da Nişâbûr’da doğdu. 405 (m. 1014)’de orada vefât etti. Müstedrek kitabında şöyle anlatır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Sen Kandiye Fatihi Olarak İstanbul’a Döneceksin

Girit harpleri iki seneden fazla bir zamandır devam ediyor. Ordunun başında, ciğerlerin den rahatsız Fazıl Ahmet Paşa var. Tecrübesiz, ama yılmak bilmeyen bir azim sahibi... Kandiye kalesini iki sene üç ay yirmi gün yaz demeden kış demeden kuşattı. Kışın sabahtan akşama kadar diz kapağına kadar çamur içinde asker arasında dolaşır, onların sırtlarını okşar, maneviyatlarını yükseltirdi. Akşam olunca yorgun argın çadırına döndüğün de bütün yorgun luğunu dindiren ihtiyar biriyle karşılaşırdı. Bu, ciğerparesinin rahatsızlığını bilen ana yüreğinin verdiği merhametle yaralarına merhem olmak için gelen ihtiyar anacığından başkası değildi. Gün görmüş, kahır çekmiş, saçları ağarmış Saliha hanım, hep oğlu ile beraberdi. Fazıl Ahmet Paşa, her akşam anacığının dizlerine kapanıp ağlar; "Ah anacığım! Bugün de kale teslim olmadı" derdi. Saliha hanım yiğit oğlunun omzunu okşar; "Bugün olmazsa inşaallah yarın olacak. Sen Kandiye fatihi olarak İstanbul'a döneceksin, ben de fatihin anası olarak hacca gidip, sevgili Peygamberimizin toprağına yüz süreceğim" derdi. Nihayet o gün geldi. 5 Eylül 1669'da Kandiye teslim oldu. Bu muhasarada Osmanlı ordusu, 56 yer üstünden, 45 yer altından hücum yapmış, 3500 kadar lağım patlatmıştı. Şehid sayısı ise 30.000'i bulmuştu.

Vehbi Tülek

31 - Mezzomorto Hüseyin Paşa

Vehbi Tülek

Yahya Efendi Ve Rum Denizci

Vehbi Tülek

Terbiye Yaratilişa Bağlidir

Vehbi Tülek

v Hükümdarlardan biri vezirine oğlunun hocasından yakınıyordu: - Ben istiyorum ki oğlum ilim öğrensin, benim yerime iyi bir hükümdar olsun, o ise devamlı müzikle, sesle, sazla meşgul Demek ki hocası buna iyi bir yön veremiyor. Vezir aynı görüşte değildi: - Hükümdarım hocanın elinde mucize yok. Çocuğun kabiliyeti neye ise hocası ancak onda ilerlemesine, olgunlaşmasına yardım edebilir İnsanın tabiatı değiştirilemez Terbiye yaratılışa tabidir.

Kurşun Yarasi

Vehbi Tülek

Edirne’yi Müslümanlara Tekrar İhsan Edecek

Vehbi Tülek

Benim Dahi Muradim Odur

Vehbi Tülek

12 - Şani Büyük Osman Paşa

Vehbi Tülek

Bir Çavuşun Subayina Mektubu

Vehbi Tülek

Topal Koyun

Vehbi Tülek

105 - Baltaci Mehmed Paşa Ve Rus Çari Deli Petro

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Nikâh Yapmak Benim Sünnetimdir

Ahmed Ramâdi hazretleri Büyük hadis âlimlerindendir. 182. (m. 798)'de Bağdad yakınlarında Ramadiye'de doğdu, 265 (m. 878)'de vefât etti. Rivâyet ettiği hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Alışveriş Helâl Faiz Haramdır

Vehbi Tülek

Ali ibn-i Sogdi hazretleri Hanefi mezhebi fıkıh âlimlerindendir. Mâverâünnehr'de bulunan Sogd kasabasında doğdu. 461 (m. 1068)'de Buhârâ'da vefât etti. "En-Nutafu fil-fetâvâ" isimli eserinde buyuruyor ki:

kötürüm Bir Oğlum Var!..

Vehbi Tülek

Pâk Ve Helal Taam Yiyiniz

Vehbi Tülek

Abdurrahmân bin Abdullah hazretleri hadis âlimlerindendir. Irak'ta Mervezzud kasabasında doğdu. 548 (m. 1153)'de orada vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

Yiğitbaşı Ahmed Efendi

Vehbi Tülek

İki Namazı Cemetmek Ne Demektir?

Vehbi Tülek

Ebân Bin Osman Bin Affân

Vehbi Tülek

Abdülkâdir Deştûtî

Vehbi Tülek

Resûlullahı Canından Çok Sevmedikçe

Vehbi Tülek

Câfer-i Sâdık'ı Sevmeyen Adam!

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Abdullah El-acemî

Abdullah El-acemî

Zamânın sultânı Melik Zâhir Mücirüddin, bir defâsında Abdullah el-Acemi hazretlerinin köyüne gitmişti. Abdullah el-Acemi bahçelerde bekçilik yapıyordu. Melik onu bir bahçe içinde görüp:

"Ey Genç! Bize tatlı bir nar getir." deyince, bulunduğu bahçedeki bir nar ağacından nar koparıp götürdü. Melik kesip tadına baktı ve; "Bu nar ekşi sen nasıl bekçisin narın ekşisini tatlısını ayırd edemiyorsun?" dedi.

Abdullah el-Acemi kendisine âid olmayan meyvelerden hiç yemediği için, ekşisini tatlısını bilmiyordu. Melik'in sözleri üzerine hem üzüldü hem de mahcûb oldu. Gidip bir ağacın altında namaza durdu ve iki rekat namaz kılıp şöyle duâ etti: "Yâ Rabbi bana hangi narın tatlı olduğunu bildir, gidip Melik'e vereyim..."

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Bir Çuval Toprak Ve Arsa

Vehbi Tülek

Ölüyü Diriltemem

Vehbi Tülek

Ayyaşin Sonu

Kırk Bin Kahramanın Başarısı

Arkadaşlarımı Korumak Için

Ebussuud Efendi Ve Nureddinzade

Ahde Vefa

Kadı Iyâd Hazretleri Ve Dürüst Genç

Delik Kova

Vehbi Tülek

Kadı Iyâd Hazretleri Ve Dürüst Genç

Vehbi Tülek

Hizir Ve Gelin

Vehbi Tülek

Sünnet Akçesi

Vehbi Tülek

Bu Gece Yolcu Olsa Gerektir

Vehbi Tülek

Sultan Mahmud Ve Hirsizlar

Vehbi Tülek