Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.545.466

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Dilini Tutan Kimseye Cennet Kapıları Açılır

Hilâl bin Muhammed Haffâr hazretleri hadîs âlimidir. İran asıllı olup, 322 (m. 934) yılında Bağdad’da doğdu. 414 (m. 1023) yılında aynı yerde vefât etti. Zamanındaki birçok âlimden ilim tahsil edip hadîs-i şerîf rivâyet etti. Bağdad’da, yıllarca hadîs ilminde en sağlam âlim, müsned kabul edildi. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Osmanli Ramazanlari

Ramazan Ayını GörmekEskiden Ramazanın birinci gününün tahakkukuna çok ehemmiyet verilirdi. Bunun için de ayı gözle seçilmeyecek derecede bir hilal halinde iken mutlaka görmek şarttır. Her ne kadar takvimlerde yazılı ise de astronomik hesaplarla tâyini cihetini atalarımız hatalı bulmuşlardır.Bu Ramazan ayının rü'yet meselesiyle Istanbul Kadılığı meşgul olurdu. Ramazan olmayı melhuz olan akşam Istanbul Kadısı ile maiyetindeki memurlar Şeyhülislâm dairesinde toplanırlardı. O akşam için Kadı'nın, dairesinde dâvetli ricale ve büyük rütbeli ilmiye memurlarına mükemmel bir ziyafet çekmesi mutaddır.(gelenektir)

Vehbi Tülek

Mohaç Meydan MuhÂrebesi

Vehbi Tülek

Osmanlilarda Silah Kullanma Sanati

Vehbi Tülek

İki Yusuf’un Hikayesi

Vehbi Tülek

1-18. asırda, Osmanlı sarayında Vâlide Sultan olarak 40 yıla yakın yaşamış olan 4. Sultan Mehmed Hân'ın annesi Turhan Sultan, Ukraynalı bir köylü kızı idi. 9-10 yaşlarında Tatarlar tarafından kaçırılmış ve Osmanlı sarayına Süleyman Paşa isminde bir vezir tarafından verilmişti. Turhan Sultan, esircilerin eline düştüğü zaman, köyünde 1 yaşında bir erkek kardeş bırakmıştı. Bu çocuk da 8-9 yaşında iken Tatarlar tarafından çalınıp İstanbul'da bir manava satıldı. Yusuf adı verilen ve Müslüman olan bu çocuğu, manav, bir baba şefkati ile büyüttü. Yusuf büyüyünce, İstanbul'da Manav Güzeli lakâbı ile şöhret buldu. Birgün bu dükkânın önünden geçen Vâlide Sultan, Manav Güzeli'ni uzaktan görür görmez kardeşi olduğunu anladı. Çocuğu saraya getirdi. Vâlide Sultan kardeşini bulunca pek çok sevindi. Manavı memnun edip, Yusuf'a devrin kıymetli hocaları elinde ciddi tahsil yaptırttı, fakat devlet işlerine karıştırtmayarak kendisini kâhya tâyin etti. Manav Güzeli Yusuf, ölünceye kadar İstanbul'da zengin ve kibar bir hayat sürdü.

İpek Tüccarlari

Vehbi Tülek

54 - Taziya Muska

Vehbi Tülek

Iii. Murad Han Ve Hazret-i Üftade

Vehbi Tülek

Elhamdülillah Muslumaniz

Vehbi Tülek

Naime Sultan

Vehbi Tülek

Akşemseddin Ve Fatih Sultan Mehmed

Vehbi Tülek

Birakma Bizi Baba

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Ubeydullah-ı Ahrâr

Türkistan'ın büyük velilerinden ve kendilerine "Silsile-i aliyye" adı verilen ve insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatarak dünyâ ve âhirette seâdete kavuşmalarına vesile olan büyük âlim ve velilerin on sekizincisidir. 1403 (h. 806) senesinde Taşkent'te doğdu. 1490 (h. 895) senesinde Semerkant'ta vefât etti. Kabri oradadır. Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri daha çocuk iken, üstün hâllere kavuşmuş olup, kerâmetleri görülüyordu.
Tasavvufta yüksek derecelere kavuştuktan sonra, helal kazanmak için tarımla meşgul oldu. Kısa zamanda zengin oldu. 1300'den fazla çiftliği vardı. Herbirinde üç bin amele çalışırdı.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Nurlu Talebe Mükerrem Han

Vehbi Tülek

Muhammed Ma'sûm hazretleri Hicri ikinci bin yılın müceddidi İmâm-ı Rabbâni hazretlerinin üçüncü oğludur. Muhammed Ma'sûm Fârûki hazretleri Mektûbât-ı Ma'sûmiyye'sinin 1'inci cild 4'üncü mektubunda özetle şöyle buyurmaktadır:

Kaza Ve Kadere Razı Olmak

Vehbi Tülek

Müslümanları Büyük Sıkıntıdan Kurtarmıştı

Vehbi Tülek

Künyesi Ebû Muhammed olan Süfyân bin Abdullah Yemenî hazretleri evliyanın büyüklerindendir. On üçüncü asırda yaşamıştır. Menkıbeleri şöyle anlatılmıştır: Bir defasında Aden şehrine gitmişti. Oranın sultanı, memurlarından bir Yahudi’ye geniş salahiyet vermişti. Öyle ki Müslümanlar âdeta bu Yahudi’nin esiri durumuna düşmüştü. Süfyân bin Abdullah hazretleri, bir fakir kıyafetinde şehre girdi. O Yahudi bir kürsü üzerine oturmuş, Müslüman halkı etrafına toplamıştı. Yahudi’ye yaklaşıp Kelime-i şehâdeti söyleyip iman etmesini istedi. Bu sözlerini duyan Yahudi, gurur ve kibir içinde bağırıp çağırmaya başladı. 

Hüseynî Muhyiddîn Efendi

Vehbi Tülek

Şâfiî Fıkıh âlimi Ebû Bekr Eş-şelî

Vehbi Tülek

Derviş Hüseyin

Vehbi Tülek

Bazı Hükümdarlara Gönderilen Elçiler...

Vehbi Tülek

Sâdık Talebenin Güzel Sonu...

Vehbi Tülek

“üveysî” Bir Zat Rüstem Halîfe

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Bir gün Yalova'dan İstanbul'a bir gemi gidiyordu. İstanbul'a yaklaştıkları sırada, şiddetli bir rüzgâr esmeye, dalgalar gittikçe büyümeye, gemiye şiddetle vurmaya başladı. Dalgaların vuruşundan tahtalar gıcırdıyordu. Gemi, koca denizde bir o tarafa, bir bu tarafa yalpalıyor, devrilecek gibi oluyordu. Yolcular ne yapacaklarını şaşırdılar. Herkes geminin bir tarafına birikince, tehlike daha da büyüdü. Kaptan, yolcuları teskin etmeye çalışıyor ve herkesin yerinde oturmasını tavsiye ediyordu. Herkes birbiriyle helâlleşiyor ve şimdiye kadar işlediği günahlarına tövbe ediyordu. Bâzıları da, kurtulmaları için adakta bulunuyordu. Yolcuların arasındaki bir genç, Fâtiha-i şerife ve İhlâs sûrelerini okuyarak, hâsıl olan sevâbı; Peygamber efendimizin, Eshâb-ı kirâmın, evliyânın, âlimlerin ve zamânın velilerinden Üftâde hazretlerinin rûh-ı şeriflerine hediye etti. Sonra da; "Yâ hazret-i Üftâde! Himmetinizi, yardımınızı istirhâm ediyorum." dedi. O anda, uzaklardan bir karaltı peydâ oldu. Yaklaştıkca, bunun bir insan olduğunu, suyun üzerinde süratle kendilerine doğru geldiğini gördüler. Onun yürüdüğü yerlerde dalgalar hemen sâkinleşiyordu. Nihâyet o zât geminin yanına geldi ve gemiyi eliyle bir mikdâr tuttuktan sonra, geminin önünden yürümeye başladı. Yürüdüğü yerlerde deniz durgunlaşıyordu. Bir müddet sonra gözden kayboldu. Kaptan, o kimsenin su üzerinde gittiği istikâmete göre, geminin dümenini ayarladı. Bir müddet sonra, selâmetle sâhile vardılar. Herkes bu hâdise karşısında şaşırıp kaldı. Sâdece o delikanlı şaşırmamıştı. Yolcular sâhile çıktıklarında, bir kimse karşılarına çıkıp onlara; "Ey yolcular! Üftâde hazretlerinin selâmı var. Sağ olduğum müddetçe, bu sırrı kimseye söylemesinler diye bana emretti." dedi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Padişah Ve At

Vehbi Tülek

SelÂmetle Gidip Gel

Vehbi Tülek

Alabilirsen Al

Karşılık Beklemiyorum

Tüccarin Rüyasi

Sakin Kalyona Binme

B0r Çuval Toprak

Allah Diyen Genç

Gerçek Zehir

Vehbi Tülek

Firkateyne Bininiz

Vehbi Tülek

Üç Kandil

Vehbi Tülek

Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Vehbi Tülek

Bülbülün Zikri

Vehbi Tülek

Bu Dünya Ona Da Kalmaz

Vehbi Tülek