Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.549.291

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Kûfe Kadısı Ebû Amr-ı Hafs

Ebû Amr-ı Hafs hazretleri, Hanefî mezhebi imamlarındandır. 117 (m. 735) târihinde doğdu. 198 (m. 809)’da Kûfe’de vefât etti. İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin talebesi olup, ondan fıkıh ilmi tahsil etti. Halife Hârûn Reşîd zamanında Bağdâd’ın bir mahallesinde iki sene kadılık yaptı. Daha sonra bu vazîfeden Kûfe kadılığına verildi. Onüç sene Kûfe’de kadılık yaptı. Muhammed bin Hamîd’in verdiği habere göre kadı olması şöyle olmuştur:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

İki Defa Tahta Çikan Padişah I. Mustafa Han

Ağabeyi Birinci Ahmed Hanın vefâtı üzerine 22 Kasım 1617'de ilk defâ ekberiyet kâidesine göre, yâni hânedânın en yaşlı mensûbu olarak zorla tahta çıkarıldı.Sultan Mustafa Han, devlet meseleleriyle ilgilenmediğini ifâde ederek saltanatı kabul etmediyse de bu hâl devlet erkânınca göz önüne alınmadı. Ancak çok geçmeden devlet işlerinde Sultânın yabancı kalması ve işlerin karışması üzerine, durumun böyle devâm edemeyeceğini anlayan devlet adamları hal'ine fetvâ aldılar ve 26 Şubat 1618 günü Sultan Mustafa'yı tahttan indirerek yerine Genç Osman'ı çıkardılar.Ancak yenilik taraftarı olmayanların tahrikleri neticesinde isyân eden yeniçeriler 19 Mayıs 1622'de Genç Osman'ı tahttan indirdiler. Bu durum Sultan Mustafa'nın ikinci defâ tahta geçirilmesine yol açtı. Bu sırada Sultan Osman Hanın veziriâzam Kara Dâvûd Paşa tarafından şehit ettirilmesi büyük karışıklıklara sebep oldu. Sultan Mustafa Han, Dâvûd Paşayı azlederek yerine Mere HüseyinPaşayı getirdiyse de, isyanlar son bulmadı. Erzurum Beylerbeyi Abaza Mehmed Paşa başkaldırarak, bölgesindeki yeniçerilerin bir kısmını öldürttü. "Genç Osman'ın intikâmını alacağım" diye and içen Abaza, İstanbul'a gelmek için yola çıktı. Bursa'yı muhâsara ettiyse de alamadı. Kış geldiği için Niğde'ye çekildi.

Vehbi Tülek

58 - Sultan Murad'in Hayreti

Vehbi Tülek

Garip Bir Koşu

Vehbi Tülek

Alin Terinde Bereket Vardir

Vehbi Tülek

Sultan I. Mahmud boş zamanlarında kuyumculuk yapar, yaptıklarını sattırır, elde ettiği birkaç kuruş kâr ile de ufak tefek ihtiyaçlarını temin ederdi. Bundan da büyük bir haz duyardı. Yine birgün kuyumculuk ederken vezirlerden biri onun yanına yaklaştı ve:

"Niçin böyle zahmet edersiniz?" deyince Padişah:

"Bre ne yabana söylersiz! Milletin hazinesini, milletin ihtiyaçlarına sarfetmek gerekdir. Saniyen, insan olana durmadan çalışmak gerekdir. İnsanın çalışıp alın teri dökerek kazandığı paranın zevki başkadır. İçinde alın teri, göz nuru bulunan kazanç helal olur. Böyle kazancın tadı, beti ve bereketi olur" dedi.

İlk Denizalti

Vehbi Tülek

Özlediğimiz Düğün

Vehbi Tülek

Geyikli Baba Ve Orhan Gazi

Vehbi Tülek

Padişahi İçin Maktul Düşen Vezir

Vehbi Tülek

Sultan Abdülaziz Eğer O Topu Patlatsaydi

Vehbi Tülek

Seydi Ali Reis

Vehbi Tülek

Ancak İstanbul Kadisi Olursun

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Rûme Kuyusu'nu Kim Satın Alırsa

Germiyânlı Kâsım Efendi Osmanlı âlimlerindendir. "Molla Izâri" diye meşhurdur. Kütahyalıdır. 901 (m. 1495)'de İstanbul'da vefât etti. Bir dersinde, Hazreti Osman'ın (radıyallahu anh) faziletlerini şöyle anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Anadolu Velîlerinden Muhammed Hazîn

Vehbi Tülek

Küçük yaşta ilim tahsiline başlayan Muhammed Hazin, ilim öğrenmek için Seyyid Tâhâ hazretlerine gitti. Seyyid Tâhâ, Muhammed Hazin'e; "Senin işin Osman-ı Tavili'nin elindedir. Ona gidiniz" buyurdu. Bunun üzerine Muhammed Hazin Irak'a gitti. Şeyh Osman Tavili'nin sohbetlerinde bulundu ve kemâle geldi. İcâzet alıp memleketi olan Siirt'e döndükten sonra Ulucâmi'de vaaz ve nasihatlere başladı. Muhammed Hazin ömrünün sonuna kadar insanlara Allahü teâlâya kavuşturan Ehl-i sünnet vel-cemâat yolunu anlatmaya çalıştı. Sohbetleri çok bereketli olurdu. Çok talebe yetiştirdi...

Nasîhati Kabullenmek!..

Vehbi Tülek

Bidat Sahibinin Tövbesi Ve Ibâdeti Kabul Olmaz

Vehbi Tülek

Ziyâüddin Ömer Mevsıli hazretleri Hanefi fıkıh âlimidir. 557'de (m. 1161) Musul'da doğdu. Bağdat'a giderek büyük fıkıh âlimlerinden ilim tahsil etti. Sonra Şam'a giderek talebe yetiştirdi. 622 (m. 1225)'de orada vefat etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Ahmed Bin Muhammed Herevî

Vehbi Tülek

Âhiret Nimetlerine Kavuşmak Için

Vehbi Tülek

Abdullah Lebbân

Vehbi Tülek

Muhaşşi Sinânüddîn Efendi

Vehbi Tülek

Namazda Müekked Sünneti Ve Vacibi Terk Etmek

Vehbi Tülek

Muhammed Zeynel'âbidîn

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Bir gün Yalova'dan İstanbul'a bir gemi gidiyordu. İstanbul'a yaklaştıkları sırada, şiddetli bir rüzgâr esmeye, dalgalar gittikçe büyümeye, gemiye şiddetle vurmaya başladı. Dalgaların vuruşundan tahtalar gıcırdıyordu. Gemi, koca denizde bir o tarafa, bir bu tarafa yalpalıyor, devrilecek gibi oluyordu. Yolcular ne yapacaklarını şaşırdılar. Herkes geminin bir tarafına birikince, tehlike daha da büyüdü. Kaptan, yolcuları teskin etmeye çalışıyor ve herkesin yerinde oturmasını tavsiye ediyordu. Herkes birbiriyle helâlleşiyor ve şimdiye kadar işlediği günahlarına tövbe ediyordu. Bâzıları da, kurtulmaları için adakta bulunuyordu. Yolcuların arasındaki bir genç, Fâtiha-i şerife ve İhlâs sûrelerini okuyarak, hâsıl olan sevâbı; Peygamber efendimizin, Eshâb-ı kirâmın, evliyânın, âlimlerin ve zamânın velilerinden Üftâde hazretlerinin rûh-ı şeriflerine hediye etti. Sonra da; "Yâ hazret-i Üftâde! Himmetinizi, yardımınızı istirhâm ediyorum." dedi. O anda, uzaklardan bir karaltı peydâ oldu. Yaklaştıkca, bunun bir insan olduğunu, suyun üzerinde süratle kendilerine doğru geldiğini gördüler. Onun yürüdüğü yerlerde dalgalar hemen sâkinleşiyordu. Nihâyet o zât geminin yanına geldi ve gemiyi eliyle bir mikdâr tuttuktan sonra, geminin önünden yürümeye başladı. Yürüdüğü yerlerde deniz durgunlaşıyordu. Bir müddet sonra gözden kayboldu. Kaptan, o kimsenin su üzerinde gittiği istikâmete göre, geminin dümenini ayarladı. Bir müddet sonra, selâmetle sâhile vardılar. Herkes bu hâdise karşısında şaşırıp kaldı. Sâdece o delikanlı şaşırmamıştı. Yolcular sâhile çıktıklarında, bir kimse karşılarına çıkıp onlara; "Ey yolcular! Üftâde hazretlerinin selâmı var. Sağ olduğum müddetçe, bu sırrı kimseye söylemesinler diye bana emretti." dedi.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Pişman Oldular!

Vehbi Tülek

Adalet Ve Tevazu

Vehbi Tülek

Ahde Vefa

"kılıcını Değil Kınını Öpmüşlerdir!"

Sarayda İftar

Sarik Ve Sakal

Abdullah-i İlÂhî Hazretleri Ve Muhyiddin Çelebi

O Kullarına Çok Merhametlidir

İsmail Hakki Efendi

Vehbi Tülek

Kırk Bin Kahramanın Başarısı

Vehbi Tülek

Allah'tan Utanandan Her Şey Utanir

Vehbi Tülek

Bir Çuval Toprak Ve Arsa

Vehbi Tülek

Iv. Mehmed Han Ve Ahmed CÂhidî Efendi

Vehbi Tülek

Abdullah El-acemî

Vehbi Tülek