Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.454.849

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Allahü Teâlâ, Bu âlemi Insanoğluyla Süsledi

Ebû Saîd Ferec hazretleri tefsîr, hadîs, kelâm, fıkıh, kırâat, usûl ve nahiv âlimidir. Endülüs’te (İspanya) Gırnata’da (Granada) 701 (m. 1301) senesinde doğdu. 782 (m. 381) senesinde orada vefât etti. O zamanın en meşhur ilim merkezlerinden olan Gırnata’da büyük âlimlerden ilim tahsil etti ve her birinden icazet alarak talebe yetiştirdi. Bir dersinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

80 - Murad-i Hüdavendigarin Duasi

Sultan Murad, pençesine al boya sürerek fermandaki imza yerine elini bastı. Bu âdet, ta Oğuz hanlarından kalma idi. Osmanlı padişahlarının imzaları olan tuğralar, eski atalar âdetinin devamıdır.Sultan Murad'ın elini bastığı ferman, Venedik kıyısındaki Rakuzalılara gönderiliyordu. Senelik vergi karşılığı Osmanlıların himayesini istemişlerdi. Zaten bütün Balkan milletleri, Osmanlı adaletine kavuşmak için can atıyorlardı. Çünki Osmanlıların girdikleri yerlerde, ancak İslam adaleti ve merhameti hüküm sürüyordu.O zamana kadar Bursa kadısı olan Çandarlı Kara Halil, ilk kadıasker (kazasker) tayin edilmişti. Ordu büyüdükçe, ülkeler fethedildikçe, ordunun din işleri ve adalet işleri fazlalaştı. Kazasker, ordunun en yükse hakimi idi.

Vehbi Tülek

Şehzade Iii. Selim’in Kur’ani Kerim Hatmi İçin Tertib Edilen Merasim

Vehbi Tülek

Yeşil Sarikli Gazi

Vehbi Tülek

MÂdemki Allahü TeÂlÂnin Emridir

Vehbi Tülek

Murâd Han döneminde yeniçeri ocağının kuruluşuna ilk adım olmak üzere târihlerde şu vak'a anlatılmaktadır: "Sultan Murâd Gâzi, Edirne'de tahta geçüp oturdu. Bir gün Kara Rüstem derlerdi, Karaman vilâyetinden bir dânişmend geldi. Halil Hayreddin Paşa ol vakitde kâdıasker idi. Kara Rüstem; Efendi! Bunca sultanlık malı niçün zâyi edersiniz, deyince, Kâdıasker; nice mal zâyi etmişiz, diye sordu. Kara Rüstem, bu gâziler ki gazâlarda esir çıkarırlar, cenâb-ı Hakk'ın emriyle beşde biri hünkârındır, dedi. Çandarlı Halil Hayreddin bunu hemen Murâd Hana nakletti. Sultan: Mâdemki Allahü teâlânın emr-i şerifidir şimden sonra alın, dedi... Bundan sonra Gâzi Evrenuz ve Lala Şâhin'e ısmarladılar ki akınlarda çıkan esirden beş başda birin pâdişâh için alalar. Bu usûl üzere hayli oğlanlar toplayıp Murâd Gâziye getürdüler. Halil Hayreddin Paşa; bunları Türk'e verelüm hem müslüman olsunlar, dedi. Kabul edilip bunlar evvelen Türk köylüsünün yanına verildiler. Hem Türkçe öğrenip ve hem de müslüman oldular. Ondan sonra saray kapısına girüp, ak börk giydirip adını yeniçeri koydular

Ezan Okuyana Ağaç

Vehbi Tülek

Yeğen Mehmed Paşa Ve Hocasinin Duasi

Vehbi Tülek

Şanli Bir Zafer İçin “bilmem Ne Kazandik” Diyenin Hali

Vehbi Tülek

Muaveneti Milliye

Vehbi Tülek

İlk Türk Uçağinin Uçuşu

Vehbi Tülek

Amin Alayi

Vehbi Tülek

Rumeli Hisari Ve Fatih

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Şâh Abdürrahim Dehlevî

Şâh Abdürrahim Dehlevi hazretleri, Hindistan velilerindendir. 1719 (H.1131) senesinde vefât etmiştir. Meşhûr hadis âlimi Şâh Veliyyullah Dehlevi hazretlerinin babasıdır. Oğlu Şâh Veliyyullah Dehlevi'ye şöyle anlatmıştır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Şemseddin Eflaki

Vehbi Tülek

Şemseddin Eflaki hazretleri, Mevleviyye yolunun büyüklerinden olup, Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi ve talebelerini anlatan Menâkıbü'l- ârifin adlı eserin yazarıdır. Mevlânâ hazretlerinin oğlu Ulu Arif Çelebi'ye intisab ederek vefatına kadar yanından ayrılmadı. 761'de (m. 1360) vefat etti. Menâkıbü'l- ârifin adlı eserinde şunları anlatmaktadır:

Seyyid Ebû Ali Tunusî

Vehbi Tülek

Hüsameddin Ömer

Vehbi Tülek

Hüsameddin Ömer hazretleri Hanefi fıkıh âlimidir. 1091 [h.483] de doğdu, 1142 [h. 536] da Semerkand'da şehid oldu. "Sadrüşşehid" de denir. Muhammed Şeybâni'nin kitaplarını şerh etti. "Fetâvâ-i kübrâ" kitabında buyuruluyor ki:

Nefsini Şerefli Görene Dîni Küçük Görünür

Vehbi Tülek

Tasavvuf, Allah'a Yakınlık Demektir

Vehbi Tülek

Seyyidî Karamânî

Vehbi Tülek

Bu Sevgide Siyah Beyaz Ayrımı Yoktur

Vehbi Tülek

Şa­fiî Fı­kıh â­li­mi E­bül­-abbâs­-ı Vâ­sıtî

Vehbi Tülek

Yıldızlardan Biri... Abdullâh Bin Zeyd

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Evliyalar Ölmez İmiş

Evliyalar Ölmez İmiş

Ankara'nın Zülfazl (günümüzde Solfasol deniyor) köyünden çok temiz, çok saf bir genç, askere gidiyormuş. Babasından kalma bir kaç altını, anasından kalma birkaç mücevheri varmış. Delikanlının derdi asker dönüşü evlenmek; servetini içine koyduğu küçük sandığını emanet edeceği, güvenip, bırakacağı kimseciği de yok. Düşünüyor, tasınıyor, acaba ne yapsam, diye sızlanıyor... Derken, bir gece rüyasında Hacı Bayram'ı görmez mi? "A! be Selim cik, ne düşünüp duruyorsun getir sandığını, bana bırak!" diyor. Selim oğlan, ertesi günü, sevine sevine Ankara'ya geliyor, doğru türbedarın önüne dikiliyor, hal, keyfiyet böyle, böyle... diye meseleyi anlatıyor. Türbedar da uyanıklardanmış, gece o da haberini almışmış. Getiriyorlar sandığı, Hazretin başucuna bırakıyorlar. Sandık deyince, öyle koca bir şey sanılmasın, ancak bir çanta kadar.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Sarayda İftar

Vehbi Tülek

Padişah Ve At

Vehbi Tülek

Cünnetü'l-esmâ

Abdullah El-acemî

Allah'ın Emaneti

Evliyalar Ölmez İmiş

Kul Hakkı

Abdullah-i EnsÂrî

Dört Şey Mühimdir

Vehbi Tülek

Kabahat Kilincin Midir?

Vehbi Tülek

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

Vehbi Tülek

A'meş Ve Hanımı

Vehbi Tülek

Fahreddin-i Acemi Ve Hurufiler

Vehbi Tülek

Arafatta Görüşürüz

Vehbi Tülek