Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.534.058

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Övünmek Için Söylemiyorum Peygamberlerin Reîsiyim

Nûreddîn Hâdırî hazretleri hadîs, nahiv, kırâat ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 747 (m. 1346) senesinde doğdu. Şam’a gidip oranın büyük âlimlerinden ilim öğrendi. Haleb’de Hanefî kadılığına getirildi. Burada fetvâlar verdi ve ders okutarak talebe yitiştirdi. 824 (m. 1421) senesinde Haleb’de vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Gördün Değil Mi?

Kânûni Sultan Süleyman Han, Yahyâ Efendinin pek yüksek bir zât olduğunu, Hızır aleyhisselâmla görüştüğünü bilir, kendisini de görüştürmesini isterdi. Aralarında geçen bir menkıbe şöyle anlatılır:Kânûni, bir gün kayıkla Boğaz'da gezmeye çıkmıştı. Ortaköy hizâsına gelince, kıyıya yanaşıp, bir adam göndererek Yahyâ Efendiyi çağırttı. O da yanında bir ahbâbı ile gelip kayığa bindi, birlikte giderlerken, Yahyâ Efendinin ahbâbı, devamlı Kânûni'nin parmağındaki çok kıymetli bir yüzüğe bakıyor ve bu bakış dikkati çekiyordu. Kânûni bu hâli farkedince, parmağındaki yüzüğü çıkarıp; "Buyurun, daha yakından iyice bakıp inceleyebilirsiniz" diye uzattı. O zât yüzüğü aldı, evirip çevirdikten sonra, denize atıverdi. Yahyâ Efendi hâriç, kayıkta bulunanlar çok hayret ettiler. Bir müddet gittikten sonra, o zât inmek istediğini bildirince, kayık kıyıya yanaştı. O zât ineceği sırada denizden bir avuç su alıp Sultan'a uzattı. Avucundaki suda, biraz önce denize attığı yüzük görünüyordu. Yahyâ Efendi hâriç, kayıkta bulunan herkes yine çok hayret ettiler. Kânûni elini uzatıp yüzüğü alınca, o zât birdenbire gözden kayboluverdi. Kânûni, Yahyâ Efendiye dönerek; "Ağabey, neler oluyor?" deyince; "O gördüğünüz Hızır aleyhisselâmdı." cevâbını verdi. Bunun üzerine Kânûni; "O hâlde bizi niye tanıştırmadınız?" deyince; Yahyâ Efendi; "O kendini tanıttı. Ama siz tanımakta geç kaldınız!" buyurdu.Yahyâ Efendinin iki oğlu olup, her ikisi de babaları gibi ilim ve irfân âşığı kimselerdi. Babalarının yolunda bulunmuşlar, vefâtlarında aynı türbeye defnolunmuşlardır.Yahyâ Beşiktâşi hazretlerinin şâirliği de kuvvetliydi. Müderris mahlasıyla tasavvufi şiirleri ve müretteb Divân'ı vardır.

Vehbi Tülek

Mimar Koca Mehmed Ağa

Vehbi Tülek

Haliçteki İlk Köprü

Vehbi Tülek

İki Yusuf’un Hikayesi

Vehbi Tülek

1-18. asırda, Osmanlı sarayında Vâlide Sultan olarak 40 yıla yakın yaşamış olan 4. Sultan Mehmed Hân'ın annesi Turhan Sultan, Ukraynalı bir köylü kızı idi. 9-10 yaşlarında Tatarlar tarafından kaçırılmış ve Osmanlı sarayına Süleyman Paşa isminde bir vezir tarafından verilmişti. Turhan Sultan, esircilerin eline düştüğü zaman, köyünde 1 yaşında bir erkek kardeş bırakmıştı. Bu çocuk da 8-9 yaşında iken Tatarlar tarafından çalınıp İstanbul'da bir manava satıldı. Yusuf adı verilen ve Müslüman olan bu çocuğu, manav, bir baba şefkati ile büyüttü. Yusuf büyüyünce, İstanbul'da Manav Güzeli lakâbı ile şöhret buldu. Birgün bu dükkânın önünden geçen Vâlide Sultan, Manav Güzeli'ni uzaktan görür görmez kardeşi olduğunu anladı. Çocuğu saraya getirdi. Vâlide Sultan kardeşini bulunca pek çok sevindi. Manavı memnun edip, Yusuf'a devrin kıymetli hocaları elinde ciddi tahsil yaptırttı, fakat devlet işlerine karıştırtmayarak kendisini kâhya tâyin etti. Manav Güzeli Yusuf, ölünceye kadar İstanbul'da zengin ve kibar bir hayat sürdü.

Bin Yil Yaşasak Yine Cihan Bu

Vehbi Tülek

Barbaros Hayreddin Paşa’nin Korsanlik Yillari

Vehbi Tülek

Allah Yolunu Açik Etsin

Vehbi Tülek

Osmanli Ordusundaki Tertip Ve Düzen

Vehbi Tülek

79 - Zannedersem Ben, Hatem-ül-müluk Olacağim

Vehbi Tülek

Çaldiran MuhÂrebesi

Vehbi Tülek

31 - Mezzomorto Hüseyin Paşa

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Harputlu Hacı Ali Efendi

Hacı Ali Efendi, Harput'ta yetişen büyük velilerdendir. 1784 (H. 1198) senesinde Harput'ta doğdu. Babası Hacı Mahmûd Efendi nâmında bir zâttır.
Küçük yaşta ilim öğrenmeye başlayan Hacı Ali Efendi, Zahriye Medresesinde ders gördü ve Müftü Hacı Yûnus Efendiden icâzet aldı. Sonra Malatya'ya giderek meşhur Müderris Süleymân Efendiden, daha sonra Antep'te Mustafa Sağir'den, daha sonra da İstanbul'a gelerek Harputlu Hacı Abdurahmân Efendiden ilim öğrenerek icâzet aldı...

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Dinimizde Hayânın Yeri Çok Mühimdir

Vehbi Tülek

Ebü'l-Fazl Bedrüddin Esedi hazretleri Şafii fıkıh âlimidir. 798 (m. 1395)'de Şam'da doğdu. Zamanın büyük âlimlerinden ilim tahsil ettikten sonra Şam medrese­lerinde ders verdi. Sonra Dârül'adl müftülüğü ve kadı nâibliği yaptı. 874'te (m. 1470) vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Şeyh Saltuk Türkî

Vehbi Tülek

Abdurrahman Bin Âiz

Vehbi Tülek

Abdurrahman bin Âiz hazretleri Tabiinin büyük hadis âlimlerindendir. Şam'da yaşadı. 83 (m. 702)'de vefat etti. Abdurrahman bin Âiz'in hadis rivayetleri dört meşhur sünende yer atmıştır. Bunlardan bazıları:

Allahü Teâlâ Affedicidir, Affedenleri Sever

Vehbi Tülek

İnsanların En Fazîletlisi Allah Yolunda Cihâd Edendir

Vehbi Tülek

Abdullah Bin Muhammed İbâdî

Vehbi Tülek

İlim Müminin Dostu Hilm Ise Veziridir

Vehbi Tülek

Mademki O Gelmiyor Biz Ona Gidelim

Vehbi Tülek

Allâme Mehmed Efendi

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Bu Dünya Ona Da Kalmaz

Bu Dünya Ona Da Kalmaz

Padişahlardan birine değerli bir gül fidanı hediye edilir. O da bunu bahçıvanına verip bahçeye dikmesini, gül açılınca da kendisine haber vermesini ister. Aylar sonra nihayet gül açılır. Fakat gayet iri ve son derece güzel bir gül. Bah çıvan onu hayranlıkla seyrederken, bir bülbül gelip gül fidanına konar ve başlar ötmeye. Bahçıvan önce onu kıvmak ister, fakat bülbülün yanık yanık ötüşü onu etkilemiştir. Sonunda bahçıvan, padişahı çağırmak için yerinden kalkınca, bülbül ürker ve gülü paramparça eder. Buna çok üzülen bahçıvan, korkarak padişaha durumu haber verir. Fakat padişah:-Üzülme, der, bu dünya etme bulma dünmyası, ona da kalmaz.Bahçıvan padişahın bu sözü ile rahatlamıştır. Bir zaman sonra bahçıvan, biryılanın o bülbülü yuttuğunu görür ve padişaha gelerek:-Keramet gösterdiin efendimiz, dünya o bülbüle de kalmadı.-Merak etme, o yılana da kalmaz.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Eğer Senin Yanında Makbul Oldu Ise

Vehbi Tülek

Anzakli Ömer

Vehbi Tülek

Karşılık Beklemiyorum

Yürüdüğü Yerde Deniz Durgunlaşiyordu

Annenin Hizmete İhtiyaci Var

Yuhçu Baba

Cennetlik Hanım Isteyen...

Hizir Ve Gelin

Ana Hakkı Ve Alkama'nın Sonu

Vehbi Tülek

Anzakli Ömer

Vehbi Tülek

At Hirsizi

Vehbi Tülek

Cimrilik Ve Nankörlüğün CezÂsi

Vehbi Tülek

Allah Diyen Genç

Vehbi Tülek

Yürüdüğü Yerde Deniz Durgunlaşiyordu

Vehbi Tülek