Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

15.949.977

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

O Gün Öyle Büyük Bir Gündür Ki

Ahmed bin Ali Mûsulî hazretleri hadis âlimidir. 210 (m. 825) senesinde Musul’da doğdu. Çok sayıda âlimden ilim tahsil eden Ahmed bin Ali, zamanının değerli âlimlerinden idi. Onbeş yaşında iken Bağdâd’a gitti. Orada Ahmed bin Hatim’den hadîs-i şerîf dinledi. Birçok insanlar gelip ilim öğrenirlerdi. 307 (m. 919) yılında Musul’da vefât etti.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Terbiye Yaratilişa Bağlidir

v Hükümdarlardan biri vezirine oğlunun hocasından yakınıyordu: - Ben istiyorum ki oğlum ilim öğrensin, benim yerime iyi bir hükümdar olsun, o ise devamlı müzikle, sesle, sazla meşgul Demek ki hocası buna iyi bir yön veremiyor. Vezir aynı görüşte değildi: - Hükümdarım hocanın elinde mucize yok. Çocuğun kabiliyeti neye ise hocası ancak onda ilerlemesine, olgunlaşmasına yardım edebilir İnsanın tabiatı değiştirilemez Terbiye yaratılışa tabidir.

Vehbi Tülek

Yoğurtlarimiz Bile Var

Vehbi Tülek

Git Zavalli Oyuncak

Vehbi Tülek

Dede Molla Ve Yavuz Sultan Selim

Vehbi Tülek

Yavuz Sultan Selim Han Mısır seferine giderken, yolu DEDE MOLLA'NIN bulunduğu köyden geçer. Sultan, atı üzerinde ordusunun önünde yol alırken, ihtiyar bir köylüyü tarlasını sürerken görür. Yaklaşıp selâm verir. Köylü gelenin kim olduğunu farketmemiş gibi bir tavırla selâmını alır ve işiyle meşgul olur. Atı üzerinde onu seyreden Sultan; "Baba duydun mu? Pâdişâh sefere çıkmış. Mısır'a gidiyormuş" der. "Mevlâ yolunu açık eylesin. İnşâallah hayırlı olur. Emeline nâil ve muzaffer olarak döner." dedikten sonra işine devam eder. Sultan onun bu olgun hâline ve teslimiyetine bakıp, dünyâya gönül bağlamayan, lâzım olduğu kadar çalışan ve tevekkül sâhibi bir zât olduğunu anlar. Sultan nasıl karşılık vereceğini merak ederek tekrar; "Dede, uzak yerden geliyorum. Karnım aç, yiyeceğin var mı? der. Bunun üzerine biraz ilerde iki taşın üzerine yerleştirilmiş tencerede pişmekte olan aşı işâret ederek; "Pilav, pişmek üzere, işte orada, karnın doyuncaya kadar ye!" der. Pâdişâh; "İyi ama, ardımdaki ordu da aş ister." deyince; "İşte tencere orada, indir sen de ye askerlerin de yesin. Hepinize yeter inşâallah!" diye söyler. Sonra tarlasını sürmeye devâm eder.

Tayinim Derhal Yapildi

Vehbi Tülek

71 - HÂce-i SultÂnî AtÂullah Efendi

Vehbi Tülek

Osmanli Sultanlarinin Yüksek Dereceleri

Vehbi Tülek

36 - Gel Kerem Eyle

Vehbi Tülek

HüdÂyî Yolu

Vehbi Tülek

Asil Kahraman Bunlardir

Vehbi Tülek

Sultan Mahmud’u Kurtaran Zat

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Ebû Sâlim Iyâşî

Ebû Sâlim Iyâşi hazretleri, fıkıh ve tasavvuf âlimlerindendir. 1037'de (1628) Fas'ta doğdu. Memleketinin tanınmış âlim­lerinden ilim tahsil etti. Daha sonra Mı­sır'a giderek orada tahsiline devam etti. Mekke ve Medine'yi üç defa ziyaret etti. 1090'da (m. 1679) vefat etti. Bir dersinde talebelerine şöyle anlattı:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Nasr Bin İbrâhim

Vehbi Tülek

Nasr bin İbrâhim Mukaddesi hazretleri, Şâm'da yaşamış olan hadis ve Şâfii reisül-ulemâsı idi. 490 [m. 1097] senesinde vefât etti. (Hucce) kitâbı meşhûrdur. Çok âlim, mütteki idi. Kitabında bildirdiği oruç tutmak hakkındaki Hadis-i Şeriflerden bazıları:

Kerâmetler Menbâı Ebû Bekr Ya’fûrî

Vehbi Tülek

E­bül­-abbâs Ve ­ki­bir­li Bir â­lim!..

Vehbi Tülek

Ebü'l-Ab­bâs Mü­les­sem, Ke­lâm âlim­le­rin­den­dir. Mı­sır'da Nil sa­hi­lin­de bu­lu­nan Kûs ve Sa'id şe­hir­le­rin­de ikâ­met eder­di. 1274 (h. 672) se­ne­sin­de Kûs şeh­rin­de ve­fât et­ti. Ora­da bu­lu­nan der­gâ­hı­nın bah­çe­si­ne defn olun­du...

Es’ad Bin Mahmûd Iclî

Vehbi Tülek

Namazlarını Devamlı Kılanlara Büyük Müjde

Vehbi Tülek

İslâm âleminde Görülen Kötülüklerin Sebebi

Vehbi Tülek

Zeynüddîn-i Hâfî

Vehbi Tülek

Merzifonlu Hayreddin Efendi

Vehbi Tülek

Salih Bin Muhammed Ömerî

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Helvaci Çocuk

Helvaci Çocuk

Vaktiyle, cömertliği ile nam yapmış bir şeyh vardı. Bu yüzden de daima borçluydu. Dergahına gelen hiç kimseyi boş çevirmez, dertlerine derman olur, borçlarını öderdi. Bunu yapmak için de servet sahiplerinden onbinlerce altın dinar borç almıştı.Sevgili Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ne güzel buyurmuşlar:"Pazarda iki melek daima dua eder; Yâ Rabbi, sen cömertlere ihsan eyle, hasislerin malını da helak et!"Bu mübarek zatın alacaklıları, paralarını istediler, alamayınca, bir zaman sonra onu rahatsız etmeye başladılar. Hatta işi hakarete kadar götürdüler. Bu yüzden mübarek, hastalanıp yatağa düştü. Alacaklılardan dördü bunu duyunca; "Adam, bizim paramızı ödeyemeden ölecek. Hemen gidip paramızı alalım" diyerek evine geldiler. Hasta yatağındaki mübareğe hakaretler etmeye başladılar. Onlara hiç cevap vermedi. Bu sırada sokaktan, helva satan bir çocuğun "Helvacııı..." sesi geldi. Mübarek, hemen bir talebesini gönderip helvacıyı çağırttı. Çocuğa,

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Hazret-i Üftade’nin Yardimi

Vehbi Tülek

"encümen-i Bîzebân"

Vehbi Tülek

Senin Nasibin Diyar-i Rum’dadir

Yürüdüğü Yerde Deniz Durgunlaşiyordu

Ya Kadîmü'l-ihsÂn İhsÂnüke'l-kadîm

SelÂmetle Gidip Gel

Fitne Ve İftira Ateşi Söndürüldü

Sünnet Akçesi

Sonunda Orta Yolu Buldular

Vehbi Tülek

Ahde Vefa

Vehbi Tülek

Abdullah El-acemî

Vehbi Tülek

Değişen Sizin Kalbiniz

Vehbi Tülek

Bir Çuval Toprak Ve Arsa

Vehbi Tülek

Yürüdüğü Yerde Deniz Durgunlaşiyordu

Vehbi Tülek