Tâbiînin büyüklerinden Ebû Eyyûb-i Sahtiyanî

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 17 Eylül 2008

Ebû Eyyûb-i Sahtiyanî, Tâbiînin büyüklerinden, hadîs ve fıkıh âlimlerindendir. 66 veya 67 (m. 685) senesinde doğdu. 131 (m. 748)’de altmışüç yaşında iken tâûn hastalığından Basra’da vefât etti...
Ebû Rebî, Ebû Yamer’den şöyle nakleder:

Devamını oku...

Şehidlerin efendisi Hazreti Hamza

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 16 Eylül 2008

Uhud Harbine gidiliyordu... Resûlullah Efendimiz, (sallallahü aleyhi ve sellem) o sabah “Rüyada, meleklerin Hamza’yı yıkadıklarını gördüm” diye buyurdu. Uhud bölgesine varıldı, orduya savaş düzeni verildi. Kureyş’in birinci bayraktarı Talha bin Ebî Talha, Hazreti Ali tarafından, ikinci bayraktarı Osman bin Ebî Talha da Hazreti Hamza tarafından öldürüldü...

Devamını oku...

Basra Güneşi Mâlik bin Dînâr

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 15 Eylül 2008

Mâlik bin Dînâr hazretleri, ömrünü Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uyarak, insanlara nasîhat ederek geçirdi. Hak yolu bulmak isteyenlerin önünde bir güneş olup, yollarını aydınlatırdı. Pek çok nasihati vardır. Buyurdu ki:
“Şu beş şey bedbahtlığın alâmetidir: Birincisi, gözün yaşarmaması. İkincisi, kalbin katı olması. Üçüncüsü, hayâsızlık. Dördüncüsü, dünyâya düşkün olmak. Beşincisi, dünyâ için canından endişe etmektir. Mü’min olan kimse Allahü teâlâdan korkar, boş sözlerden dilini korur.”
Bir gün Basra vâlisi Mâlik bin Dinar’a der ki:
“Ey Mâlik, bize karşı bu kadar ağır konuşabilmen için sana cesâret veren ve bizi mukâbele etmekten âciz bırakan şey nedir biliyor musun? Dünyâya hiç değer vermemen ve bizden beklediğinin olmamasıdır...”

Devamını oku...

Hadîs ve fıkıh âlimi Leys bin Sa'd

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 14 Eylül 2008

Leys bin Sa’d hazretleri Tebe-i tâbiînin büyüklerinden, Mısır’da yetişen meşhûr hadîs ve fıkıh âlimlerindendir. Ailesi İran’ın İsfehân şehrinden olup 94 (m. 772) yılında Mısır’ın Kalkaşende kazasında doğdu. Mısır ve Hicaz âlimlerinden ilim tahsil edip, hadîs ve fıkıh tedrisâtıyla meşgûl oldu. Bu ilimlerde, zamanının en üstünlerinden idi. Çok cömert olup, malının tamamını çok kerre Allah rızâsı için fakirlere dağıtırdı. 175 (m. 791) yılında vefât etti. Kabri, Mısır’da “Karâfet-üs-sugrâ”dadır...
Leys bin Sa’d hazretleri, fıkıhta ve hadîste Mısır halkının imâmı (âlimi) idi. Mutlak müctehidlerden olup, mezhebi kitaplara yazılmadığı için unutuldu. Onun hakkında, dört hak mezhebten birinin imâmı olan İmâm-ı Şafiî’nin çok hüsn-i zannı vardı. Hattâ Ebû Hatim, İbni Hibbân, İmâm-ı Şafiî’nin şöyle dediğini rivâyet etmiştir:

Devamını oku...

Hazreti İsa ve Hak âşığı genç

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 13 Eylül 2008

Hazreti İsa, İsrâiloğullarına gönderilen ve Kur’an-ı kerimde ismi bildirilen peygamberlerdendir. Peygamberler arasında en yüksekleri olan ve kendilerine “Ülül’azm” denilen altı peygamberin beşincisidir. Annesi hazret-i Meryem’dir. Allahü teâlâ onu babasız yarattı. Kudüs’te doğdu. Otuz yaşına gelince peygamberliği bildirildi. Kendisine İncil adlı kitab gönderildi. Otuz üç yaşında diri olarak göğe kaldırıldı. Kıyâmete yakın yeryüzüne tekrar inecektir... Bugün, onun zamanında yaşanan bir hadiseyi nakletmek istiyoruz sizlere...

Devamını oku...

Fıkıh âlimi İbn-i Cevzî

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 12 Eylül 2008

İbn-i Cevzî, tefsîr, hadîs, târih ve Hanbelî mezhebi fıkıh âlimi, büyük velîdir. İbn-i Cevzî’yi, İbn-i Teymiyye’nin talebesi olan İbn-i Kayyim el-Cevziyye ile karıştırmamalıdır. İbn-i Kayyim 1292-1350 (H.691-751) târihleri arasında yaşamıştır. Aralarında bir buçuk asırlık bir zaman farkı vardır. İbn-i Cevzî’nin doğumu 1117 (H.511)’dir.

Devamını oku...

Seyyid-i Sırdan ve kibirli Şeyhül-İslâm

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 11 Eylül 2008

Çelebi Hüsâmeddîn, Mevlânâ Celâleddîn Rûmî hazretlerinin en önde gelen talebesi olup, onun halîfesi, vekîlidir. Mevlânâ hazretleri, Mesnevî yazılmadan önce talebelere, Ferîdüddîn Attâr hazretlerinin Mantık-ut-Tayr ve Hakîm Senâî’nin İlâhinâme isimli kitapları okutulurdu. Çelebi Hüsâmeddîn bir gün hocasına şöyle suâl eyledi:

Devamını oku...

Sultan Mehmed'e yaraşır bir er ol!..

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 10 Eylül 2008

Şehit mektubunun devamında şöyle yazıyordu: “Hünkârım, Bursa’da Akbıyık Sultan derler, bir derviş baba vardır. Çocukken onun önünde diz kırar, canımı kanımı coşturan Konstantiniyye’yi dinlerdim. Duâmız tek; şehâdetti! Delikanlı olunca “Ne zaman, ne zaman?” der dururdum hocam Akbıyık Sultan’a. Bu bekleyiş çok uzamıştı sanki. Anla ki Sultanım; şehâdete, Konstantiniyye’ye dost olmuştum. Bu öyle bir özlemekti ki; hani insan baba ocağından ırak kalır da ana yemeğini özler ya... Her tattığı o hasreti bir daha pişirir ya... İşte öyle Hünkarım! Nihayet, gün geldi Ulubatlı Hasan’a yeniçeri oldum. Babam derdi ki:

Devamını oku...

Fatih'e yazılan şehit mektubu

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 09 Eylül 2008

Yatsı namazından sonra ulemâ meclisi huzurda... Yaşlı-genç hâfızlar kenarlara dizilmişlerdi. Fethin mâneviyât kardeşleri yan yana... Sultan boynunu bükmüş, bambaşka bir âlemde tefekkür diyarına uzanmıştı...
Fetih Sûresi aksediyordu dillerden gönüllere, satırlardan sadırlara... Saatler sonra dışarıda bir hareketlilik... Sessizliği yaran ihtiyar bir ses muhâfızları aştı.

Devamını oku...

Balkan şehidi Cavit Paşa

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 08 Eylül 2008

Tarihimizdeki en büyük felaketlerden biri de Balkan Savaşıdır. Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ 8 Eylül 1912’de Osmanlı devletinin Balkanlar’da son kalan topraklarına saldırdılar. Bugünlerde, cephenin en ileri ucunda Cavit Paşa kumandasındaki 21. Tümen, Kumanova’da, kendilerinden birkaç kat daha kalabalık Sırp, Karadağ ve Arnavut birlikleriyle girdiği muharebeyi kaybetmişti. Cavit Paşa fazla zayiat vermemek için, emrindeki üç bin kişilik kuvvetle Yanya’ya çekildi. Daha sonra Kolordu Kumandanı Esat Paşa’nın karargahına gitti. Ona, küçük bir birlikle düşman kuvvetlerine baskın yapma fikrini açtı. Esat Paşa’nın bu teklife hayret ettiğini görünce şunları söyledi:

Devamını oku...