Ebû Abdullah Dîneverî
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 18 Nisan 2007
Ebû Abdullah Dîneverî, zamânındaki bâzı âlim ve evliyâ ile görüşüp mânevî ilimlerde yüksek dereceye ulaşmış bin zattır. İslâmiyete uymaktaki gayreti ve talebelerini mânevî yönden yetiştirmekteki azmi çok fazlaydı. Vâdi-i Kurâ denilen yerde senelerce hak yoluna gönül verenler için lüzumlu edepleri öğretmekle meşgûl oldu. Âlim ve velîlerin dersleri ile sohbetlerine koşmayı teşvik eder; “Küçüklerin büyüklerle berâber olmak, onların sohbetlerinde bulunmak arzuları, akıllılıktır” derdi.
Hadîs ve fıkıh âlimi Hakîm-i Şehîd
Meşhurların Son Sözleri
Salı, 17 Nisan 2007
Hakîm-i Şehîd Maveraünnehir’de Merv şehrinde dünyaya geldi. Hadîs ve Hanefi mezhebi fıkıh âlimlerindendir. Tam ismi, “Muhammed bin Muhammed bin Ahmed bin Abdullah bin Abdülmecîd bin İsmâil bin Hâkim el-Mervezî el-Belhî”dir. Künyesi, Ebü’l-Fadl olup, “Hakîm-i Şehîd” lakabıyla meşhûr olmuştur...
Büyük devlet adamı Turgut Özal
Meşhurların Son Sözleri
Pazartesi, 16 Nisan 2007
Turgut Özal, 1927 yılında Malatya’da doğdu. 1950 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Elektrik Mühendisi olarak mezun oldu. 1952 yılında ABD’ye giderek ekonomi tahsili gördü. Türkiye’ye döndükten sonra Elektrik İşleri Etüd İdaresi Genel Müdür Yardımcısı oldu ve Türkiye’nin elektrifikasyonu ile ilgili projelerde çalıştı...
“Gözükızıl Velî” Mehmed Baba
Meşhurların Son Sözleri
Pazar, 15 Nisan 2007
Gözükızıl Velî (Mehmed Baba), on dokuzuncu asırda Gaziantep’te yaşamış Allah adamlarındandır. Onunla ilgili şöyle bir menkıbe anlatırlar:
Hacca gitmek için yanıp tutuşan bir kimse vardı. Bu zat, bir gün arkadaşları ile konuşurken hacca gideceğini söyledi. Arkadaşı ise gidemeyeceğini ileri sürdü. Bunun üzerine ağzından birden; “Gitmezsem karım benden boş olsun” sözü çıkıverdi. Ancak, hac zamânı bâzı sebeplerden dolayı o zât yola çıkamadı...
Firavun’un hanımı Âsiye Hâtun
Meşhurların Son Sözleri
Cumartesi, 14 Nisan 2007
Firavun’un hanımı olan Âsiye Hâtun kocasından gizli olarak iman etmiş ve bu imanını saklıyordu. Ancak, Firavun sonunda durumu öğrenince, ona işkence edilmesini emretmiş, çeşit çeşit işkencelerden geçirildikten sonra Firavun ona “İmanından dön” diye teklif etmiş, fakat Âsiye Hâtun dönmemişti. Bunun üzerine Firavun bir tomar kazık getirtmiş, bunlarla Âsiye Hâtun’un vücudunun çeşitli yerlerine vurmuşlar sonra da Firavun ona bir daha “dininden dön” diye teklif etmiş, Âsiye Hâtun ona şöyle cevap vermişti:
Anadolu velîlerinden Hüseyin Basretî
Meşhurların Son Sözleri
Cuma, 13 Nisan 2007
Büyük velî Şeyh Hüseyin Basretî’nin kabri, Eruh’un Hâlidiyye köyündedir... Babası vefât ettiğinde o altı yaşında idi ve sarf ilminden “İzzi” kitabını okuyordu. Babası vefât ederken onun yetiştirilmesi için halîfelerinden Şeyh Ömer Zenkânî’ye vasiyet etti. Bütün ilimleri öğretmelerini, tasavvufta yetiştirip mürşid-i kâmil olmasını sağlamalarını vasiyet etti. Ömer Zenkânî de ona bütün ilimleri okuttu. Sarf, nahiv, mantık, beyan, fıkıh, tefsir, hadîs ilimlerini öğretti. Bu talebeliği on beş sene sürdü. Neticede seçkin bir âlim oldu.
“İbn-i Acîl” Ahmed bin Mûsâ
Meşhurların Son Sözleri
Perşembe, 12 Nisan 2007
Ahmed bin Mûsâ “İbn-i Acîl” küçüklüğünde çocukların oyunlarına hiç karışmazdı. O yaşta kendisinde büyüklük alâmetleri görüldü... Yemenli olan büyük velî Ahmed bin Mûsâ el-Acil hazretleri, 1291 (H.690) senesi Rebîulevvel ayının yirmi beşinci günü Beyt-i fakih denilen yerde vefât etti. Cenâzesi yıkanırken çok parlak bir nûr görüldü. Kabri ziyâret mahallidir.
Nurlu Seyyid Muhammed Sâlih
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 11 Nisan 2007
Seyyid Sâlih, Osmanlılar zamânında Anadolu’da yetişen evliyânın en büyüklerindendir. İnsanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatarak onların dünyâda ve âhirette saâdete, mutluluğa kavuşmalarına vesîle olan ve kendilerine “Silsile-i aliyye” adı verilen büyük âlim ve evliyâların otuz ikincisidir. İsmi Muhammed Sâlih’tir. Babasının ismi Molla Ahmed’dir. Büyük velî Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin on birinci torunu ve Tâhâ-i Hakkârî hazretlerinin kardeşidir. Seyyiddir. 1865 (H.1281) senesinde Nehrî’de vefât etti. Kabri, ağabeyi ve hocası Tâhâ-i Hakkârî hazretlerinin ayak ucundadır...
Seydişehir’in kurucusu Seyyid Hârun Velî
Meşhurların Son Sözleri
Salı, 10 Nisan 2007
Seyyid Hârun Velî, Horasan’da doğmuştur. Zamânının âlimlerinin sohbetlerinde ilim öğrendi. Amcasının vefâtı üzerine Horasan bölgesinin emirliğine getirildi. Bu görev sırasında büyük babası hazret-i Hârûn-ı Kerâmet’in ve amcasının kabrini sık sık ziyâret ederdi. Bu ziyâretlerin birinde gâibden bir ses; “Yâ Hârûn, Rûm’a çık! Karaman ilinde Küpe Dağının doğu eteklerinde bir şehir kur! O şehrin halkı sâlih ola... Şakî olanın âkıbeti hayır olmaya” diyordu. Bu sesi daha sonra da duymaya başladı...
“Silsile-i aliyye”den Seyyid Emîr Külâl
Meşhurların Son Sözleri
Pazartesi, 09 Nisan 2007
Seyyid Emîr Külâl, Hazret-i Hüseyin’in soyundan olup, seyyiddir. Evliyânın meşhûrlarından olan Muhammed Bâbâ Semmâsî’nin talebesi ve Behâeddîn-i Buhârî Nakşibend hazretlerinin hocasıdır. Pehlivan idi. Gençliğinde güreş yapardı. Daha sonra çömlekçilik yaptığı için “Külâl” veya (Gilâl) ismiyle meşhûr olmuştur. Buhârâ’nın Sûhârî kasabasında doğdu. 1370 (H. 772) sensinde Sûhârî’de vefât etti. Kabri oradadır...