Benî İsrâîl, Ba'lbek ve İlyâs aleyhisselâm...

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 18 Eylül 2007

İsrâîloğulları Filistin’i ele geçirince, kabîlelerden biri Ba’lbek’e yerleşmişti. Başlarında zâlim bir hükümdar vardı. Şehrin ismi önceleri “Bek” idi. Ancak bu zâlim kral, “Ba’l” adında bir put yaptırdı ve halkı bu puta tapmaya zorladı. Ve Ba’l ile Bek ismi birleşerek, bu şehre “Ba’lbek” denildi. İşte Hazret-i İlyâs, bu beldeye peygamber olarak gönderildi.
İlyâs aleyhisselâm İsrâîloğullarına buyurdu ki:
“Ba’l putuna tapmaktan vazgeçiniz! Her şeyin yaratıcısı olan Allah’a îman ve ibâdet ediniz!”

Devamını oku...

Bir gayri müslimin güzel sonu...

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 17 Eylül 2007

Bir Müslüman inançlarının gereğini tam yapamıyorsa en azından bundan üzüntü duyması ve başkalarının ibadetlerine saygı göstermesi gerekir. Mesela şimdi mübarek ramazan ayındayız. Bu aya saygılı olmak, hürmet göstermek, şartlarına uygun olarak oruç tutmakla, namaz kılmakla ve dinin diğer emir ve yasaklarına uymakla olur.
Herhangi bir özür ile oruç tutamayanların, bu aya hürmet için, oruç tutamadıkları günlerde, gizli yemeleri ile olur. Çünkü, bu aya, oruç tutana hürmetsizlik imanı tehlikeye sokar.

Devamını oku...

Menderes'in bakanı Fatin Rüştü Zorlu

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 15 Eylül 2007

Fatin Rüştü Zorlu, Türkiye Cumhuriyetinin idam edilen tek dışişleri bakanıdır. 1912 senesinde İstanbul’da dünyaya geldi. Galatasaray Lisesi, Paris Siyasi İlimler Mektebi ve Cenevre Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra 1932’de Siyaset Dairesi II. Şubesinde Aday Meslek Memuru olarak göreve başlamış, sonra çeşitli memleketlerde büyükelçilik vazifelerinde bulunmuştur...

Devamını oku...

Tâbiînin büyüklerinden Alkame bin Kays

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 14 Eylül 2007

Tâbiînin büyüklerinden olan Alkame bin Kays, Kur’ân-ı kerîmi ve fıkıh ilmini Eshâb-ı kirâmdan Abdullah ibni Mes’ûd’dan öğrendi. Onun derslerinde çok üstün bir seviyede yetişti. Nitekim hocası Abdullah ibni Mes’ûd; “Benim okuduğum her şeyi okur ve bildiklerimi bilir” buyurmuştur.
İbrâhim Nehâî anlatır: “Alkame bin Kays, Abdullah ibni Mes’ûd’un huzûrunda Kur’ân-ı kerîm okurdu. Abdullah ibni Mes’ûd onu dinledikçe; “Oku! Anam babam sana fedâ olsun!” derdi.

Devamını oku...

Sen beni rüyâda gördün değil mi?

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 14 Eylül 2007

Mâlik bin Dînâr hazretleri, hacda iken bir rüya gördü ve hâlâ tesirindeydi... Sabahleyin hemen, rüyada gördüğü ve ismi Abdurrahman olan zatı aramaya başladı:
-Aradığın kimse Kur’ân ehlidir. Her yıl hacca gelir, dediler.
Araya araya onu buldu. Onu görünce Abdurrahman bir âh çekip bayıldı. Ayılınca aralarında şöyle konuşma geçti:
-Beni rüyâda gördün ve Allahü teâlânın beni affetmediğini söylemeğe geldin değil mi?

Devamını oku...

Şehid âlim Abdullah el-Mısrî

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 13 Eylül 2007

Abdullah el-Mısrî hazretleri, Mısır’da yaşamış Maliki âlimlerinin büyüklerindendir. 772 (H.155) senesinde İskenderiye’de dünyaya geldi. Hazreti Osman’ın azadlı kölelerinden Abdülhakem’in oğludur. İlk tahsilini babasından aldıktan sonra Mısır’ın en büyük âlimlerinin derslerine devam etti. Daha sonra İmam-ı Malik hazretlerine talebe oldu. Onun en mümtaz talebeleri arasında yer aldı.

Devamını oku...

Abdullah-ı Dehlevî ve Hakîm Nâmdâr Han

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 12 Eylül 2007

Abdullah-ı Dehlevî hazretlerinin büyüklüğüne inanan kimseler gelir duasını alırlardı. Bilhassa bir sıkıntısı veya hastası olan o mübareğin hâne-i saâdetini doldururlardı...
Bu mübarek zat, Kur’ân-ı kerîmi okumaktan ve dinlemekten çok hoşlanır şevk hâlinin gâlib olduğu zamanlar dinleyince kendinden geçer ve; “Daha okumayınız, dayanamıyorum” buyururdu. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin Mesnevî’sini de çok okutup, dinlerdi. Bu esnâda vecd hâli hâsıl olur, coşar, ilâhî muhabbete gark olurdu. Fakat bazı kimselerin yaptığı gibi dînin emir ve yasaklarına uymayan halleri görülmezdi. Her hâli dine uygun olurdu...

Devamını oku...

Kerâmetler menbâı Abdullah bin Hıdır

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 11 Eylül 2007

Abdullah bin Hıdır ez-Zağbî hazretleri, kerâmetleriyle meşhûr velîlerdendir. Doğum târihi bilinmemektedir. 1900 (H.1318) senesinde vefât etti. Beyrut ve Trablus’ta yaşamıştır. Trablusşam’ın beldelerinden Akka’nın Hayzuk köyündendir. Nesebi Seyyid Abdülkâdir Geylânî hazretlerine dayanır. Tasavvufta da onun yolu olan Kâdirî tarîkatında yetişip kemâle ermiştir...

Devamını oku...

Mücâhid velîlerden Abdullah bin Gâlib

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 10 Eylül 2007

Abdullah bin Gâlib, evliyânın tanınmışlarından ve Tâbiîndendir. Zühd ve verâ sâhibi olup, din bilgilerini öğrenmek ve bunlara göre yaşamak zevkini tadan bir velî idi. Tasavvufta üstün derecelere kavuştu. Sâde ve basit bir hayât yaşardı.
Evinin iki odası vardı. Bunlardan birini âilesinin ikâmetine, diğerini de ibâdet için ayırmıştı. İbâdetlerini bu odada yapardı.

Devamını oku...

Canımı, malımı Allah'a sattım!..

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 09 Eylül 2007

Büyük mutasavvıf Abdülvahid bin Zeyd hazretleri, Hasen-i Basri hazretlerinin sohbetlerinde bulunup, ondan ilim ve feyz aldı. Çok talebe yetiştirdi. Bir gün şöyle bir hadise anlattı:
Talebelerimi topladım ve onları cihada çağırdım. İçlerinden birisi, “Allah, mü’minlerden canlarını ve mallarını, karşılığında onlara Cennet vermek suretiyle satın aldı.” (Tövbe Suresi: 111) ayet-i kerîmesini okudu.

Devamını oku...