Hüseyin Hilmi Işık

(Rahmetullahi Aleyh)

Türkiye Gazetesi

e-Gazete (Bugün)

Türkiye Gazetesi

Bizim Sayfa (Bugün)

Toplam Ziyaretçi

16.496.193

Huzur Pınarı

Caliyet-ül Ekdar

Dinimiz İslam

Silsile-i Aliyye Büyükleri

Hanefî Mezhebinin Reîsi: İmam-ı A'zam Ebû Hanîfe

Cemâlîzâde Fudayl Efendi Osmanlı âlimlerinden olup Şeyhülislam Zenbilli Ali Cemâlî Efendi’nin oğludur. 920 (m. 1514) senesinde İstanbul’da doğdu. Ebüssü’ûd Efendi gibi zamanının büyük âlimlerinden ilim tahsil etti ve Ebüssü’ûd Efendinin kızıyla evlendi. İstanbul’da çeşitli medreselerde müderrislik ve Mekke-i mükerreme kadılığı yaptı. Şeyhülislâmlık teklif edildiyse de, bu vazîfeyi kabûl etmedi. 991 (m. 1583) senesinde İstanbul’da vefât etti. Çok kitap yazdı. Bunlarda, Hanefî mezhebine göre fıkıh bilgilerini açıklayan “Dımânât” isimli eserinde şöyle anlatır:

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

1001 Osmanlı Hikayesi

Tüm Yazılar

Şemseddin Sivasi Ve Sultan Iii. Mehmed Han

Şemseddin Sivasi hazretleri birgün, Sultan Üçüncü Mehmed Han tarafından saraya dâvet edildi. Uzun müddet sohbette bulundular. Bu sohbette Şeyhülislâm Sâdeddin Efendi de hazır bulundu. Sohbet esnâsında pâdişâh, Şemseddin Sivâsi'ye; "Tarafımızdan sizi sefere dâvet etmek üzere gönderilen kapıcıbaşımız sizi yola çıkmak üzere hazır bulmuş. Hazırlıklı olduğunuza göre, bu işin sonununda ne olacağını bilirsiniz. O hâlde bizi müjde işâretinizle sevindirip, neticeden haber vermenizi isteriz." dedi. Bunun üzerine Şemseddin Sivasi; "Hadis-i şerifte; "Amellerin en faziletlisi, müminleri sevindirmektir." buyruldu. Mâlûmunuz ola ki Eğri Zaferi biraz zahmet çektikten sonra müyesser olacak. Düşman yenik ve perişân olacaktır. Hatırınızı hoş tutun." müjdesini verdi.

Vehbi Tülek

Kayip Saat

Vehbi Tülek

Sultan Ii. Mahmud Ve Süleyman Rüşdi Efendi

Vehbi Tülek

Lütfi Paşa Ve Ya’kub Efendi

Vehbi Tülek

Lütfi Paşa, Yanya beyi idi. Lütfi Paşanın hayır ve hasenât yapmakla tanınan zevcesi Şâh Sultan, Ya'kûb Efendinin büyük bir zât olduğunu bilir; hürmet, muhabbet ve edeb gösterirdi. Bu günlerde Lütfi Paşanın İstanbul'a gelmesi lâzım olunca, yola çıkacakları sırada Şâh Sultan, Ya'kûb Efendiye o zamanlarda İstanbul'da bulunan büyük zâtları sordu. O da, İstanbul'da Merkez Efendiye tâbi ve talebe olmalarını söyledi. Lütfi Paşa İstanbul'a gelip, vezir-i âzam oldu. Şâh Sultan, Merkez Efendi ve talebelerine çok alâka gösterdi. Ya'kûb Efendi ile Merkez Efendinin birbirlerine olan muhabbetlerini İstanbul'a gelince daha iyi anladı. Dâvûdpaşa Mahallesinde, güzel bir câmi ve bir de hânekâh (dergâh) yaptırıp, sonra fermân ile Ya'kûb Efendinin İstanbul'a gelmesini temin ederek, bu yaptırdığı dergâhta yerleşmesini sağladı. Ya'kûb Efendi bu hânekâhda on sekiz sene kalıp, İslâma hizmet eyledi. Merkez Efendi, Kocamustafapaşa'da, Ya'kûb Efendi Dâvûdpaşa'da, aralarında muhabbet ve yakınlık ile, insanlara çok hizmet edip, yüzlerce talebe yetiştirdiler. Talebeler bâzan dergâhın birine, bâzan diğerine giderek, bu büyük zâtların vesilesiyle, ilim ve velilikte çok yüksek derecelere ve üstün makamlara kavuştular.

Senin Gibi Bir Kumandanin Kilici Alinmaz

Vehbi Tülek

Osmanlilarda Mevlid Kandilleri

Vehbi Tülek

Kanuni Ve Pir Ali Efendi

Vehbi Tülek

Osmanli Devleti Ve Endülüs

Vehbi Tülek

Otlukbeli Savaşi

Vehbi Tülek

Bu Yüzden Kara Çaldim

Vehbi Tülek

32 - Şanli İzzeddin Zirhlisi Ve Gamsiz Hasan Bey

Vehbi Tülek

Yolumuzu Aydınlatanlar

TÜM YAZILAR

Sümeyye Hatun (radıyallahü Anhâ)

Ebu Cehil bilhassa kölelerin Müslüman olmasına fena halde içerliyor, hiç hazmedemiyordu. Yaser hazretleri yabancı, Sümeyye Hatun ise köle idi. Kureyş zorbası Ebu Cehil, Hz. Yaser'in evini yaktırdı. Karısı ve oğlu ile beraber üçünü de zincire vurdurttu, sonra kırbaçlattırdı, daha sonra da hapsetti...
Dışarıda sıcak şiddetlenip, çölün kumları yanmaya başlayınca, zincirleri ile Yaser ailesini çöle çıkardılar. Bağladıkları zinciri çıkarmadan çölde sürüklemeye başladılar. Hz. Sümeyye'yi ateş gibi yanan kumlara gömüyorlar, Ammar'ı durmadan taşlıyorlardı... Bazan zavallıların önünde kuvvetli bir ateş yakılıyor, demir kıpkırmızı oluncaya kadar ateşte bırakıldıktan sonra, arka ve yanlarından geçiriliyordu... Yaserler her şeye rağmen dinilerine sımsıkı sarılmışlardı.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Bilmemek Özür Değil Günâh Olur

Vehbi Tülek

Kemâhlı Hâcı Feyzullah Efendi Erzincan'ın Kemâh beldesindendir. Erzincan'da Terzi Baba diye meşhûr Hayyât Vehbi hazretlerinin sohbetlerinde yetişti. Terzi Baba, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdi'nin "kuddise sirruh" yolunu oralarda yaymakta idi. Feyzullah Efendi sonra medrese tahsilini tamamlayıp uzun seneler Aydın-Söke'de müderrislik yapmış, 1323 [m. 1905] de vefât etmişdir. Kemâhlı Hâcı Feyzullah Efendi birçok kitap yazdı. Bunlardan en meşhuru, "Ferâid-ül-fevâid"dir. Bu eseri, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdi hazretlerinin "İ'tikâdnâme" kitâbından tercüme etmiştir. Bu eserinde şöyle nakleder:

Siz, Hayırlı Bir Ümmetsiniz!

Vehbi Tülek

Mümin Câhil Olmaz!..

Vehbi Tülek

Dârendeli Hilmi Efendi, Ziyâeddin Gümüşhânevi hazretlerinin telebesidir. 1916 yılında Maraş'ta vefât etti. Kabr-i şerifi, Şeyh Âdil mezarlığındadır...
Çok cömert olan Dârendeli Hilmi Efendi, evine gelen hediyelerin tamâmını fakirlere dağıtırdı. Bir gün yeğeni; "Amca gelenin hepsini dağıtıyorsun" dediğinde; "Oğlum dağıtmazsan gelmez" demiştir. Bir vaazında insanlara şöyle nasihat etti:

Eshâb-ı Kiramın En Üstünleri Hakkında

Vehbi Tülek

Muhammed Murâd Efendi

Vehbi Tülek

Malda, Zekâttan Başka Hak Yoktur

Vehbi Tülek

Gazaplarını Yenen Kimselere Övgü

Vehbi Tülek

Îman Ve Ibâdet Etmek Müşriklere Güç Gelir

Vehbi Tülek

Hesap Görenler Olarak Biz Kâfiyiz

Vehbi Tülek

Dini Hikayeler

TÜM YAZILAR
Derdi Olan Neylesin?

Derdi Olan Neylesin?

Yavuz Sultan Selim Han, Mısır'ı fethettiğinde bir süre orada kalır. İdareyi eline alıp kendi hâkimiyetini yerleştirmek için bu elzemdir. Bu sırada bir çadırda kalıyor. Çadırı süpürüp temizleyen, yemeği yapan Mısırlı bir cariye vardır ki, Yavuz Selim Han sabah çıkınca, cariye geliyor, akşama kadar çadırı temizleyip yemekleri hazırlayıp gidiyor, akşam olunca da Yavuz Selim Han çadırına dönüyor. Cariye nasıl olduysa bir kaç defa Yavuz Sultan Selim Hanı görür ve Ona âşık olur. Lâkin ümitsiz bir aşk. Zira bir tarafta koskoca Cihan Padişahı Halife-i Rûy-i Zemin, diğer tarafta basit bir cariye... Fakat cariyenin aşkı dayanılmaz seviyeye ulaşıp da kalbine sığmaz hale gelince, ne yapacağını bilemez halde Halifeye açılmaya karar verir.

Vehbi Tülek

Vehbi Tülek

Sarik Ve Sakal

Vehbi Tülek

Ahde Vefa

Vehbi Tülek

Tencere Yuvarlanir, Kapağini Bulur

Keramete İnanmayan Âlim

Bize Teveccüh Edin

Ayyaşin Sonu

Allah’a Firar Et

Altıyüz Dirhemlik İp

Kimsenin Yaptığı Yanına Kalmaz

Vehbi Tülek

Ölüyü Diriltemem

Vehbi Tülek

Gerçek Zehir

Vehbi Tülek

Iv. Mehmed Han Ve Ahmed CÂhidî Efendi

Vehbi Tülek

Değişen Sizin Kalbiniz

Vehbi Tülek

Latif Bir Şikayet

Vehbi Tülek